Bakan Yılmaz, Aa'nın Yılın Fotoğrafları Oylamasına Katıldı
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Anadolu Ajansı'nın (AA) yılın fotoğrafları oylamasına katıldı.
Malatya'da temaslarda bulunan Yılmaz, bir restoranda, AA'nın "haber" ve "yaşam" kategorilerinde oylamaya sunulan, 2013 yılına damga vuran olaylara ait fotoğraflarını inceledi.
Yılmaz, tercihini, haber kategorisinde Mosaab Elshamy'nin "Demokrasi yanlılarına ateş açılması", yaşamda ise Kadriye Aydın'ın "Yayla evinde yaşam" isimli fotoğraflarından yana kullandı.
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal'ın çözüm süreciyle ilgili kamuoyuna yansıyan açıklamalarını AA'ya değerlendiren Yılmaz, çözüm sürecinin, AK Parti'nin talebiyle oluşmuş bir süreç olmadığını belirterek, "Çözüm süreci, milletin talebi. Dolayısıyla bu milletin talebinin akamete uğramasından kimin ne kazancı olabilir ki? Akamete uğraması için adeta bir niyette bulunuyor, bir temennide bulunuyor, bu yaklaşımlar doğru değildir" diye konuştu.
Yılmaz, "Bu ülkenin sorumlu bir vatandaşıysa herkes, bu çözüm sürecinin başarıya ulaşması için elinden ne geliyorsa yapması gerekir. Eğer hiçbir şey gelmiyorsa dua etmesi lazım. Çözüm süreci, bu topraklarda anaların ağlamaması demektir. Çözüm süreci, bu süreçte hiç toprağın altına gencecik bedenleri vermemesi demektir" ifadesini kullandı.
"Biz demokratik seviyenin artırılmasını, özgürlüklerin çoğaltılmasını, refahın artmasını, ekmeğin büyümesini, hem adaleti hem kalkınmayı, Türkiye'nin dört bir tarafına istiyoruz" diyen Yılmaz, şunları söyledi:
"Bunu sağlayabilmek için de ayağımızda pranga var. Nedir bu pranga? İşte bu terörle mücadele. Nedir bu pranga? Güneydoğu sorunu. Nedir bu pranga? Bir kısım insanların bu ülkeye aidiyetinde kendilerini sorgulamaya geçme durumu. Biz bunları kaldırırsak inşallah yüzümüz ak olur. Türkiye'nin de önü açılır. 21. asrın Türkiye'nin asrı olmasını isteyenlerin mutlaka ama mutlaka çözüm sürecine katkı vermesi lazım. Çözüm sürecine katkı vermeyenlerin gelecekten umudu yok demektir çünkü bu çözüm sürecinin alternatifinin ne olduğunu millet geçen 30 yılda gördü. Çözümsüzlüğün bir çözüm olmadığını gördü. Bunun herkese kaybettirdiğini, en çok da Türkiye'ye kaybettirdiğini gördü. Dolayısıyla da çözüm sürecinin aleyhinde olanların bu millete verebileceği hiçbir şey yoktur. Milletimiz bunlara itibar etmez."
- Türkiye'nin Suriye politikası
Türkiye'nin Suriye politikasına da değinen Yılmaz, Türkiye'nin, evini, yurdunu terk eden 200 bin Suriyeli'ye kapıyı açtığını belirterek, şunları kaydetti:
"Kayı açmayıp da kapıyı kapattığımızda mı biz Suriye'nin yanında olmuş, o zaman mı kazanmış olacaktık? Biz, kesinlikle doğru olanı yaptık, insana yakışanı yaptık. Biz kendi bin yıllık medeniyet mirasımızdan gelen değerlerimize saygı gösterdik. Eğer kısa vadeli çıkarlar için bu bin yıllık değerlerimizi tahrip etseydik evlatlarımız bunu bizden sorardı. 'Değerli yalnızlık olur mu, kıymetli yalnızlık olur mu?' diye bir tabir ifade ediyorlar. Eğer siz Kerbela'da Hazreti Hüseyin'in haklı savunmasını, tek başına da olsa, şehit olacağını da bilse eğer anlamazsanız bu değerli yalnızlığın ne olduğunu da bilmezsiniz. O savaşın galibi, Hazreti Hüseyin'dir çünkü hak yolda olanlar galiptir."
"Halkının üzerine füzeleri ve uçakları göndereni, halkının üzerine kim silah kullanan insanları veya rejimi desteklesek mi doğru tarafta olacaktık? Hamdolsun doğru bir yerdeyiz" diyen Yılmaz, şunları söyledi:
"Zaman bize gösterecektir. Kısa dönemli olaylara bakarak değerlendirme yapanlar kaybederler. Geniş bir perspektiften bakabilmek lazım. Türkiye'nin dış politikasında, Suriye'de, gerekse de Mısır'da izlediği doğrudur. İlkeliliktir, doğruluktur, haktır, hukuktur. Her iki yerde de halkın taleplerinin yanında olduk. Halkın taleplerinin yanında olan, haklı davanın yanında olan hiçbir zaman kaybetmez. Kaybetse gibi gözükse de kazanır."
Kaynak: AA
Yılmaz, tercihini, haber kategorisinde Mosaab Elshamy'nin "Demokrasi yanlılarına ateş açılması", yaşamda ise Kadriye Aydın'ın "Yayla evinde yaşam" isimli fotoğraflarından yana kullandı.
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal'ın çözüm süreciyle ilgili kamuoyuna yansıyan açıklamalarını AA'ya değerlendiren Yılmaz, çözüm sürecinin, AK Parti'nin talebiyle oluşmuş bir süreç olmadığını belirterek, "Çözüm süreci, milletin talebi. Dolayısıyla bu milletin talebinin akamete uğramasından kimin ne kazancı olabilir ki? Akamete uğraması için adeta bir niyette bulunuyor, bir temennide bulunuyor, bu yaklaşımlar doğru değildir" diye konuştu.
Yılmaz, "Bu ülkenin sorumlu bir vatandaşıysa herkes, bu çözüm sürecinin başarıya ulaşması için elinden ne geliyorsa yapması gerekir. Eğer hiçbir şey gelmiyorsa dua etmesi lazım. Çözüm süreci, bu topraklarda anaların ağlamaması demektir. Çözüm süreci, bu süreçte hiç toprağın altına gencecik bedenleri vermemesi demektir" ifadesini kullandı.
"Biz demokratik seviyenin artırılmasını, özgürlüklerin çoğaltılmasını, refahın artmasını, ekmeğin büyümesini, hem adaleti hem kalkınmayı, Türkiye'nin dört bir tarafına istiyoruz" diyen Yılmaz, şunları söyledi:
"Bunu sağlayabilmek için de ayağımızda pranga var. Nedir bu pranga? İşte bu terörle mücadele. Nedir bu pranga? Güneydoğu sorunu. Nedir bu pranga? Bir kısım insanların bu ülkeye aidiyetinde kendilerini sorgulamaya geçme durumu. Biz bunları kaldırırsak inşallah yüzümüz ak olur. Türkiye'nin de önü açılır. 21. asrın Türkiye'nin asrı olmasını isteyenlerin mutlaka ama mutlaka çözüm sürecine katkı vermesi lazım. Çözüm sürecine katkı vermeyenlerin gelecekten umudu yok demektir çünkü bu çözüm sürecinin alternatifinin ne olduğunu millet geçen 30 yılda gördü. Çözümsüzlüğün bir çözüm olmadığını gördü. Bunun herkese kaybettirdiğini, en çok da Türkiye'ye kaybettirdiğini gördü. Dolayısıyla da çözüm sürecinin aleyhinde olanların bu millete verebileceği hiçbir şey yoktur. Milletimiz bunlara itibar etmez."
- Türkiye'nin Suriye politikası
Türkiye'nin Suriye politikasına da değinen Yılmaz, Türkiye'nin, evini, yurdunu terk eden 200 bin Suriyeli'ye kapıyı açtığını belirterek, şunları kaydetti:
"Kayı açmayıp da kapıyı kapattığımızda mı biz Suriye'nin yanında olmuş, o zaman mı kazanmış olacaktık? Biz, kesinlikle doğru olanı yaptık, insana yakışanı yaptık. Biz kendi bin yıllık medeniyet mirasımızdan gelen değerlerimize saygı gösterdik. Eğer kısa vadeli çıkarlar için bu bin yıllık değerlerimizi tahrip etseydik evlatlarımız bunu bizden sorardı. 'Değerli yalnızlık olur mu, kıymetli yalnızlık olur mu?' diye bir tabir ifade ediyorlar. Eğer siz Kerbela'da Hazreti Hüseyin'in haklı savunmasını, tek başına da olsa, şehit olacağını da bilse eğer anlamazsanız bu değerli yalnızlığın ne olduğunu da bilmezsiniz. O savaşın galibi, Hazreti Hüseyin'dir çünkü hak yolda olanlar galiptir."
"Halkının üzerine füzeleri ve uçakları göndereni, halkının üzerine kim silah kullanan insanları veya rejimi desteklesek mi doğru tarafta olacaktık? Hamdolsun doğru bir yerdeyiz" diyen Yılmaz, şunları söyledi:
"Zaman bize gösterecektir. Kısa dönemli olaylara bakarak değerlendirme yapanlar kaybederler. Geniş bir perspektiften bakabilmek lazım. Türkiye'nin dış politikasında, Suriye'de, gerekse de Mısır'da izlediği doğrudur. İlkeliliktir, doğruluktur, haktır, hukuktur. Her iki yerde de halkın taleplerinin yanında olduk. Halkın taleplerinin yanında olan, haklı davanın yanında olan hiçbir zaman kaybetmez. Kaybetse gibi gözükse de kazanır."