Erhan Tuncel'den şok ifadeler
Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davada sanık Erhan Tuncel, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'i suçlayarak, “İsteseler cinayeti önlerlerdi" dedi.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada verilen kararın Yargıtay tarafından kısmen bozulmasının ardından, 2'si tutuklu 18 sanığın yeniden yargılanmasına devam edildi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce İstanbul Adalet Sarayı'nın büyük salonunda yapılan duruşmaya, sanıklardan Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Zeynel Abidin, Ersin Yolcu, Osman Hayal ve Tuncay Uzundal ile Dink ailesinin avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Erhan Tuncel, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'i suçlayarak, “İsteseler cinayeti önlerlerdi" dedi.
“Suikastte parmağı olmadığını, tam tersine polisi uyardığını” iddia eden Tuncel, tutukluluğunun kaldırılmasını istedi.
HRANT 'IN ARKADAŞLARI: BİZ DE UTANÇ DUYUYORUZ
Duruşma öncesi adliye önünde toplanan "Hrant'ın arkadaşları" oluşumu adına açıklama yapan oyuncu ve yönetmen Sermiyan Midyat, Hrant Dink'in ırkçı, planlı ve resmi görevlilerin de içinde olduğu bir cinayete kurban gittiğini savunarak, cinayetten devletin farklı kanatlarının bilgisi olduğunu ileri sürdü.
Aradan geçen yaklaşık 7 yıl boyunca, hiçbir devlet görevlisinin yargılanması gereken suçtan yargılanmadığını iddia eden Midyat, "Yargılanmadıkları gibi, haklarında soruşturma talep edilen devlet görevlilerinin çoğu terfi etti. Aralarında devletin üst makamlarına terfi edenler bile oldu.
Hrant Dink'in bir yazısında suç unsuru bulan hakimler de devlet içinde yükselerek önemli makamlara geldiler. Hrant için o utanç verici oturumda'suçludur'diyen herkesin bir şekilde önemli bir makama geldiğini, yükseldiğini öğrendik'' diye konuştu.
Midyat, bir ırkı, bir rengi, bir dili, bir dini ya da bir mezhebi küfür zannedenleri, kendi adının Sermiyan olmasının bile çoğu zaman rahatsız ettiğini anlatarak,'' Adım Kürtçe kökenli bir isim olsa bile, adımda geçen'-yan'tınısı dahi kimilerinin ırkçı damarlarını kabartmaya yetiyor'' dedi.
Vakayı bir "milli mutabakat cinayeti" olarak adlandırdıklarını belirten Midyat, devletin tüm kanatlarının sus pus olduğunu ve perde gerisine çekildiklerini ileri sürerek, şöyle devam etti:
'' Geçtiğimiz günlerde Dink'in avukatlarından Fethiye Çetin'in'Utanç Duyuyorum'isimli bir kitabı yayımlandı. Çetin, hem cinayet öncesi hem cinayet sonrası yaşadıkları, gördükleri için bu ismi uygun görmüştü, haklıdır. Hrant ölmeden önce ve öldürüldükten sonra, bilhassa bu mahkeme salonlarında, adliye koridorlarında yaşananlardan biz de utanç duyuyoruz.''
"Ergenekon davası biraz daha ciddiyetle ele alınsa, bu cinayete ilişkin yeni bulgulara erişilebileceğini bu kitapla birlikte bir kez daha gördük'' diyen Midyat, yeri geldiğinde belgelerin ortaya çıktığını ancak bu davada herkesin sus pus olduğunu savundu.
Açıklamanın ardından, gruptakiler duruşmayı izlemek için adliyeye girdi.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce İstanbul Adalet Sarayı'nın büyük salonunda yapılan duruşmaya, sanıklardan Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Zeynel Abidin, Ersin Yolcu, Osman Hayal ve Tuncay Uzundal ile Dink ailesinin avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Erhan Tuncel, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'i suçlayarak, “İsteseler cinayeti önlerlerdi" dedi.
“Suikastte parmağı olmadığını, tam tersine polisi uyardığını” iddia eden Tuncel, tutukluluğunun kaldırılmasını istedi.
HRANT 'IN ARKADAŞLARI: BİZ DE UTANÇ DUYUYORUZ
Duruşma öncesi adliye önünde toplanan "Hrant'ın arkadaşları" oluşumu adına açıklama yapan oyuncu ve yönetmen Sermiyan Midyat, Hrant Dink'in ırkçı, planlı ve resmi görevlilerin de içinde olduğu bir cinayete kurban gittiğini savunarak, cinayetten devletin farklı kanatlarının bilgisi olduğunu ileri sürdü.
Aradan geçen yaklaşık 7 yıl boyunca, hiçbir devlet görevlisinin yargılanması gereken suçtan yargılanmadığını iddia eden Midyat, "Yargılanmadıkları gibi, haklarında soruşturma talep edilen devlet görevlilerinin çoğu terfi etti. Aralarında devletin üst makamlarına terfi edenler bile oldu.
Hrant Dink'in bir yazısında suç unsuru bulan hakimler de devlet içinde yükselerek önemli makamlara geldiler. Hrant için o utanç verici oturumda'suçludur'diyen herkesin bir şekilde önemli bir makama geldiğini, yükseldiğini öğrendik'' diye konuştu.
Midyat, bir ırkı, bir rengi, bir dili, bir dini ya da bir mezhebi küfür zannedenleri, kendi adının Sermiyan olmasının bile çoğu zaman rahatsız ettiğini anlatarak,'' Adım Kürtçe kökenli bir isim olsa bile, adımda geçen'-yan'tınısı dahi kimilerinin ırkçı damarlarını kabartmaya yetiyor'' dedi.
Vakayı bir "milli mutabakat cinayeti" olarak adlandırdıklarını belirten Midyat, devletin tüm kanatlarının sus pus olduğunu ve perde gerisine çekildiklerini ileri sürerek, şöyle devam etti:
'' Geçtiğimiz günlerde Dink'in avukatlarından Fethiye Çetin'in'Utanç Duyuyorum'isimli bir kitabı yayımlandı. Çetin, hem cinayet öncesi hem cinayet sonrası yaşadıkları, gördükleri için bu ismi uygun görmüştü, haklıdır. Hrant ölmeden önce ve öldürüldükten sonra, bilhassa bu mahkeme salonlarında, adliye koridorlarında yaşananlardan biz de utanç duyuyoruz.''
"Ergenekon davası biraz daha ciddiyetle ele alınsa, bu cinayete ilişkin yeni bulgulara erişilebileceğini bu kitapla birlikte bir kez daha gördük'' diyen Midyat, yeri geldiğinde belgelerin ortaya çıktığını ancak bu davada herkesin sus pus olduğunu savundu.
Açıklamanın ardından, gruptakiler duruşmayı izlemek için adliyeye girdi.