'Kaçak Avcılık Cep Yakacak'
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Ahmet Özyanık, son iki ayda Türkiye'de 50-100 yıldır yok olduğu sanılan üç türe rastladıklarını belirterek, "Nesli tükenmekte olan hayvanları vuranlar, 40 ila 50 bin lira gibi ağır cezalar ödemek zorunda kalıyor. 2014 yılında cezalar enflasyon oranında artacak" dedi.
Özyanık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaban hayvanları ve yaşam alanlarının tespitine yönelik bir dizi çalışma gerçekleştirdiklerini kaydederek, nesli tehlike altındaki pek çok hayvan türünün aslında Türkiye'de yaşadığını gördüklerini anlattı.
"Son iki ayda 50-100 yıldır yok olduğu sanılan üç türümüze Türkiye'de rastladık" diyen Özyanık, "Kimisi tatsız vakalarla, kimi de arkadaşlarımızın bilimsel çalışmalarıyla ortaya çıkıyor. Bu konularda halkımızı bilinçlendirmemiz lazım" ifadesini kullandı.
Kaçak avcılara yönelik yaptırımların çok ağır olduğuna dikkati çeken Özyanık, "Nesli tükenmekte olan hayvanları vuranlar, 40 ila 50 bin lira gibi ağır cezalar ödemek zorunda kalıyor. 2014 yılında cezalar enflasyon oranında artacak. Burada önemli olan sadece insanımızın bu cezayı, tazminatı ödemesinden çok, ödemeden önce onu da bu yanlıştan kurtarmamız. Biz bir vatandaşımızın arabasına el koymuşuz kamu adına suç unsuru olduğu için, silahına el koymuşuz, ağır tazminat ödemiş oluyor ama bu durumdan biz de keyif almıyoruz. Biz diyoruz ki 'bu ödemeler olmaz, bunlar yaşanmasın" şeklinde konuştu.
Özyanık, kaçak avcılık haberlerinin son yıllarda ciddi manada artmaya başladığını, buna rağmen orman köylülerinin kaçak avcılıkla mücadelede kendilerine çok yardımcı olduğunu söyledi.
- "Tetiği çekerken bir kere daha düşünelim"
Müdürlük bünyesindeki memurların gerekli denetimlerle yanlış, kuralsız ve yasak avlananlar hakkında yasal işlem yaptığını aktaran Özyanık, "Bunlardan daha önemlisi türlerin avcılara tanıtılması gerekiyor. Bunun çalışmasına başladık. Pek çok yerimizde halkımızı aydınlatıyoruz" diye konuştu.
Yaban hayvanlarının avlanması ve korunması konusunda en büyük desteği kayıtlı avcılardan gördüklerini dile getiren Özyanık, şunları vurguladı:
"Pek çok insan avcıları yanlış değerlendirmiş olabilir. Biz kurallı, eğitimini ve pulunu alan avcıları, gönüllü doğa korumacı görüyoruz. Neyi avlayacaklarını ve neyi hasat edeceklerini biliyorlar. Onun dışında eline silah alan herkes 'uçanı kaçanı vururum' derse, bazen böyle yanlışlıklar yapıyorlar. Doğal hayata çok ciddi anlamda zarar veriyorlar. Onun için birinci kural, tedbir. Eline silah alan kişinin Türkiye'deki yaban hayatıyla ilgili eğitim alması gerekiyor. İsteyen insanlarımıza bu konuda eğitim veriyoruz. İnsanların 'ben elime silah aldım, her şeyi vurabilirim' algısından uzaklaşmaları gerekiyor. Belki de üzerine tetiğini çektiği, hayvan türünün son örneği olabilir. Onun için bunu bilmesi gerekiyor. Bilmeden korunma olmaz. Tetiği çekerken bir kere daha düşünelim."
Kaçak avcılık yapanlara karşı çok ağır tedbirler ve cezalar uygulandığına işaret eden Özyanık, bu nedenle birçok insanın mağdur olduğunu ileri sürdü.
Türkiye'de silahı olan 5 milyon insandan sadece 130 bininin kayıtlı avcı olduğu bilgisini veren Özyanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir insan avcılık belgesini alırken bunların eğitimini alıyor. Biz broşürler ya da av haritaları hazırlamak suretiyle yıllık pul aldığında bunları kendilerine veriyoruz. Avlanma pulu almış olan, kurallı şekilde bu işi yapan kişilerin böyle bir problemi yok. Bu kitle oldukça az. Yaklaşık 130 bin civarında insanımız bu kişi kuralına göre yapıyor. Buna rağmen elinde silah olan yaklaşık 5 milyon insanımız var. Bu insanlarımız köylerinde, bağlarında yaşıyor, bahçelerine gidiyor. Karşısına çıkan bir hayvanı ya korktuğundan dolayı ya da hakikaten bilmeden öldürebiliyor. Bu insanlarımızın yaban hayatını tanıması lazım. Bu maksatla kamu spotları hazırladık, önümüzdeki günlerde yayımlayacağız.
Yine broşürler ve kataloglar hazırlayacağız. Her köyümüze, kahvemize, camimize asacağız ve hangi hayvanların koruma altında olduğunu afişlerle duyuracağız."
Mücadele maksatlı bazı bölgelerde yaban domuzu avını teşvik ettiklerini duyuran Özyanık, "Bu konuda av turizmi yaptıran şirketlere sesleniyorum, dünyanın neresinden avcı getirirlerse getirsinler, onlara yaban domuzu kotası vermeye hazırız" dedi.
Kaynak: AA
"Son iki ayda 50-100 yıldır yok olduğu sanılan üç türümüze Türkiye'de rastladık" diyen Özyanık, "Kimisi tatsız vakalarla, kimi de arkadaşlarımızın bilimsel çalışmalarıyla ortaya çıkıyor. Bu konularda halkımızı bilinçlendirmemiz lazım" ifadesini kullandı.
Kaçak avcılara yönelik yaptırımların çok ağır olduğuna dikkati çeken Özyanık, "Nesli tükenmekte olan hayvanları vuranlar, 40 ila 50 bin lira gibi ağır cezalar ödemek zorunda kalıyor. 2014 yılında cezalar enflasyon oranında artacak. Burada önemli olan sadece insanımızın bu cezayı, tazminatı ödemesinden çok, ödemeden önce onu da bu yanlıştan kurtarmamız. Biz bir vatandaşımızın arabasına el koymuşuz kamu adına suç unsuru olduğu için, silahına el koymuşuz, ağır tazminat ödemiş oluyor ama bu durumdan biz de keyif almıyoruz. Biz diyoruz ki 'bu ödemeler olmaz, bunlar yaşanmasın" şeklinde konuştu.
Özyanık, kaçak avcılık haberlerinin son yıllarda ciddi manada artmaya başladığını, buna rağmen orman köylülerinin kaçak avcılıkla mücadelede kendilerine çok yardımcı olduğunu söyledi.
- "Tetiği çekerken bir kere daha düşünelim"
Müdürlük bünyesindeki memurların gerekli denetimlerle yanlış, kuralsız ve yasak avlananlar hakkında yasal işlem yaptığını aktaran Özyanık, "Bunlardan daha önemlisi türlerin avcılara tanıtılması gerekiyor. Bunun çalışmasına başladık. Pek çok yerimizde halkımızı aydınlatıyoruz" diye konuştu.
Yaban hayvanlarının avlanması ve korunması konusunda en büyük desteği kayıtlı avcılardan gördüklerini dile getiren Özyanık, şunları vurguladı:
"Pek çok insan avcıları yanlış değerlendirmiş olabilir. Biz kurallı, eğitimini ve pulunu alan avcıları, gönüllü doğa korumacı görüyoruz. Neyi avlayacaklarını ve neyi hasat edeceklerini biliyorlar. Onun dışında eline silah alan herkes 'uçanı kaçanı vururum' derse, bazen böyle yanlışlıklar yapıyorlar. Doğal hayata çok ciddi anlamda zarar veriyorlar. Onun için birinci kural, tedbir. Eline silah alan kişinin Türkiye'deki yaban hayatıyla ilgili eğitim alması gerekiyor. İsteyen insanlarımıza bu konuda eğitim veriyoruz. İnsanların 'ben elime silah aldım, her şeyi vurabilirim' algısından uzaklaşmaları gerekiyor. Belki de üzerine tetiğini çektiği, hayvan türünün son örneği olabilir. Onun için bunu bilmesi gerekiyor. Bilmeden korunma olmaz. Tetiği çekerken bir kere daha düşünelim."
Kaçak avcılık yapanlara karşı çok ağır tedbirler ve cezalar uygulandığına işaret eden Özyanık, bu nedenle birçok insanın mağdur olduğunu ileri sürdü.
Türkiye'de silahı olan 5 milyon insandan sadece 130 bininin kayıtlı avcı olduğu bilgisini veren Özyanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir insan avcılık belgesini alırken bunların eğitimini alıyor. Biz broşürler ya da av haritaları hazırlamak suretiyle yıllık pul aldığında bunları kendilerine veriyoruz. Avlanma pulu almış olan, kurallı şekilde bu işi yapan kişilerin böyle bir problemi yok. Bu kitle oldukça az. Yaklaşık 130 bin civarında insanımız bu kişi kuralına göre yapıyor. Buna rağmen elinde silah olan yaklaşık 5 milyon insanımız var. Bu insanlarımız köylerinde, bağlarında yaşıyor, bahçelerine gidiyor. Karşısına çıkan bir hayvanı ya korktuğundan dolayı ya da hakikaten bilmeden öldürebiliyor. Bu insanlarımızın yaban hayatını tanıması lazım. Bu maksatla kamu spotları hazırladık, önümüzdeki günlerde yayımlayacağız.
Yine broşürler ve kataloglar hazırlayacağız. Her köyümüze, kahvemize, camimize asacağız ve hangi hayvanların koruma altında olduğunu afişlerle duyuracağız."
Mücadele maksatlı bazı bölgelerde yaban domuzu avını teşvik ettiklerini duyuran Özyanık, "Bu konuda av turizmi yaptıran şirketlere sesleniyorum, dünyanın neresinden avcı getirirlerse getirsinler, onlara yaban domuzu kotası vermeye hazırız" dedi.