Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan 2014 Yılı Bütçesi İçin Ak Parti Gurubu Adına Tbmm’de Konuştu

Kırşehir AK Parti milletvekili Abdullah Çalışkan, Dışişleri Bakanlığının 2014 yılı bitçesi hakkında AK Parti gurubu adına söz aldı.

Kırşehir Milletvekili Abdullah Çalışkan 2014 Yılı Bütçesi İçin Ak Parti Gurubu Adına Tbmm’de Konuştu

Çalışkan, “Yüzyıllık bölgesel düzenlerin çatırdadığı, ekonomik ve siyasal güç dengelerinin yer değiştirdiği ve hegemon güçlerin derin meşruiyet krizlerine girdiği bir süreçten geçmekteyiz.

Bu küresel kriz atmosferine rağmen Türk dış politikası AK Parti iktidarında tarihi bir ivme kazanmıştır. Ve bu ivme Türkiye’ye, içinde bulunduğumuz tarihi kırılma anı ile şekillenen, bölgesel ve küresel sistemde yön verici ve belirleyici bir aktör olma imkânı tanımıştır.

20. yüzyılın başından beri farklı formlarda ve aralıklarla devam eden jeopolitik depremler, idamesi yerli aktörlerin nesne konumunda tutulmasına bağlı olan, bir küresel ve bölgesel alt sistemler bütününü ortaya çıkardı.

Birinci Dünya Savaşı ve Sykes Picot, İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş, ardından Yom Kipur Savaşı ve Camp David,bölge ve dünyaya ilişkin tüm güç ve egemenlik algılamalarını, paradigmaları ve edilgen zihniyeti tesis etti.

Soğuk savaşın sona ermesi, 11 Eylül saldırıları akabindeki Afganistan ve Irak fiyaskoları, 2007-2008 Küresel Finans Krizi ve son olarak Arap isyanları, SykesPicot’u, Soğuk Savaş paradigmalarını ve Camp David düzenini yerle bir etti.

Tarihin kırılma anlarından birisini yaşadığımız bu kritik dönemde, Türk dış politikası dönüşmüş, dönüştükçe aktifleşmiş, aktifleştikçe de merkezi bir ülke konumuna gelmiştir. Dönüşen sadece Dışişleri Bakanlığı’mızın teknik alt yapısı değil, aynı zamanda Türkiye’nin bölgesel ve küresel meselelere yaklaşım tarzıve etki gücü de olmuştur. Dönüşen Türkiye, aynı zamanda dönüştürücü bir etkiye de kavuşmuştur.

Uluslararası kurumlarda artan görünürlüğüyle, Avrupa Birliği yolunda kaydettiği aşamalarla, Ortadoğu’daki yeri doldurulamaz varlığıyla, Balkanlar, Kafkaslar ve Afrika’daki artan etkinliğiyle ve en önemlisi halklar nezdindeki “referans güç” pozisyonuyla Türk dış politikası, tarihinin sadece en aktif değil aynı zamanda en başarılı dönemini de yaşamaktadır.

Türkiye, devam eden küresel ve bölgesel depremlere rağmen, demokratik ve çoğulcu bir meşruiyet ve istikrar adasıdır.

İlkesizliğin kol gezdiği coğrafyalarda ilkesel siyasetin, baskı ve zulmün kıskacında yaşayan coğrafyalarda adaletin ve açlık ve yoksulluğun hükmettiği coğrafyalarda da insanlığın sesi olmuştur. Türkiye, Mısır’da demokratik değerlerin, Suriye’de adaletin, Somali’de insanlığın sesidir.

Türk dış politikasını, olaylarla değil, süreçlerle ve bağlamıyla birlikte değerlendirdiğimizde görürüz ki,Türk dış politikası günü kurtarmaya değil, ilkeleri tesis ve takviye etmeye yönelik çok boyutlu bir gündem takip etmektedir.

Bu içinden geçtiğimiz küresel kriz dönemi, Türkiye’yle bazı “eski düzen” mensubu aktörler arasında sorunlara sebep olsa da, nihayetinde tarih ve siyaset birçok örnekte görüldüğü gibi Türk dış politikasıyla paralel bir mecrada akmaktadır” dedi.

Kaynak: İHA