Tüik Başkanı Birol Aydemir’den ‘dini Hayat Araştırması’na İlişkin Açıklama
TÜİK Başkanı Birol Aydemir, ‘Dini Hayat Araştırması’ ile ilgili yapılan haberlere ilişkin, “Bu tür tartışmaları yapan insanlar zerre kadar araştırma ihtiyacı hissetmedi.
Bu iki anketin birbirine karışması fiilen mümkün değildir. Yani biz enflasyonu hesaplamak için gittiğimiz hane halkına, bütçe araştırması anketinde dini hayatla ilgili sorular sormamız zaten öyle bir şey olamaz. Bu bilim akıl dışı bir iş” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Birol Aydemir, gündemde olan ‘Tüketici Fiyatları Endeksi’ ve ‘Dini Hayat Araştırması’ anket çalışması ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun TÜİK'in enflasyon araştırmasında kullandığını iddia ettiği, dini inanç ve yaşam tarzına ilişkin soruları içeren yeni bir anketi Meclis gündemine taşımasıyla ilgili medyada yer alan haberlerin, açıklama yapmalarına rağmen devam ettiğini kaydeden Aydemir, dün bir televizyon programında bu konuyla ilgili yapılan tartışmaları da eleştirdi.
Aydemir, “Bu tür tartışmaları yapan insanlar zerre kadar araştırma ihtiyacı hissetmedi. Zerre kadar bir araştırma ihtiyacı hissetmeden ve bu doğru mudur, değil midir diye bunu bile merak etmeden tamamen başka haberler üzerine külliyen yalan ve yanlış, gerçek dışı haberler üzerine yorum yapmaları… Bu iki anketin birbirine karışması fiilen mümkün değildir. Yani biz enflasyonu hesaplamak için gittiğimiz hane halkına, bütçe araştırması anketinde dini hayatla ilgili sorular sormamız zaten öyle bir şey olamaz. Bu bilim akıl dışı bir iş. Dini hayata ilişkin bir araştırmayı Diyanet İşleri Başkanı ile yaptık, soruları Diyanet İşleri Başkanlığı hazırladı. Biz soruları istatistik teknikleri açısından inceledik ve alan uygulamasını bir Haziran ayında bir de Eylül ayında iki aşamada yaptık bitirdik. Bu Diyanet İşleri Başkanlığının isteği üzerine yapmış olduğumuz bir araştırma. Burada Diyanet İşleri Başkanlığının faaliyetlerini bir bilimsel temellere dayandırma, bu toplumda dini hayata ilişkin motifler nedir, 12 bölge düzeyinde ve nasıl bir ritüelleri var, bu din algısı nasıl diye bunu anlamaya ve ona göre kendi faaliyetlerini izah etmeye yönelik bir şey. Mehmet Görmez’in de açıklamaları var” şeklinde konuştu.
“HER 100 KİŞİDEN 40’I CEVAP VERMEMİŞ”
Burada iki konunun es geçildiğini ve bunların altının çizilmesi gerektiğini vurgulayan Aydemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu anketi yaparken, iki tane konuda diğer anketlerden çok farklı uygulamalar yaptık. Bir tanesi şu; normalde bizim anketlere cevap verme yükümlülüğü var. Geçen hafta da biliyorsunuz Defne Samyeli vardı. Oradan tartışma oldu. Evet kanun gereği verilmesi gerekiyor, verilmezse 923 TL para cezası kesiliyor ama biz bu ankette bu yükümlülüğü uygulamadık. Niye uygulamadık? Anayasanın 24’üncü maddesi gereği uygulayamazdık. Bir kanun anayasaya aykırı olamaz. Dolayısıyla biz bu ankette anayasanın 24’üncü maddesine göre ben bu ankete cevap vermek istemiyorum dediği vakit bu anket yapılmadı o yüzden bu anketteki cevapsızlık oranı yüzde 40’lar civarında. Yani her 100 kişiden 40’ı cevap vermemiş. Cevap vermeyince de biz teşekkür edip gidiyoruz. Birincisi bu, cevap verme yükümlülüğü yok bu ankette olmadı. İkincisi şu bu ankette; biz normal anketlere gittiğimizde kişilerin adı soyadı, kimlik numaralarını alırız, daha sonra test ederiz. Bu ankette kişilerin isimlerini almadık, hiçbir şey almadık. Cevap vermek istemiyorsa hiç anket yapmadı. Hiçbir isim alınmadı. Bizim anketimizde gerek iş yeri olsun gerek hane halkı olsun aldığımız verileri ne iş yeri bazında ne kişi bazında hiç kimseyle paylaşmayız, paylaşmamız mümkün değildir. Kanunun çok açık hükmü vardır. Veri gizliliğine giren veriler hiçbir makama verilmez diyor. Dolayısıyla sanki insanlara zorla gittik, zorla cevap vereceksin dedik. Vermezsen bu kadar para cezası dedik inanılmaz bir tartışma var. Yanlış bir yerden gidiyor ve yanlış kurgular üzerinde, gerçekler üzerinde değil, insanların hayallerindeki ve düşündükleri üzerinde tartışmalar yürüyor. Cevap vermiyorsan verme yükümlülüğün yok vermezsin olur biter. Nihayetinde her 100 kişinin 40’ı cevap vermemiş. Kimsenin adını soyadını almıyoruz nasıl fişleme yapmış olabiliriz ki?”
Tartışmaların gerçek dışı bir zeminde sürdürüldüğünü dile getiren Aydemir, bu tartışmaların kimseye bir şey kazandırmayacağını sözlerine ekledi.
DEFNE SAMYELİ İLE İLGİLİ HABERLER
Defne Samyeli'nin itirazıyla gündeme gelen haberlere de değinen Aydemir, Hane Halkı Bütçe Anketi ile ilgili olarak, enflasyon hesabını yaparken ya toplumun bütününe ilişkin tüketim bilgisi olması ya da insanlara gidilip sorulması gerektiğini ve kendilerinin de hanelere giderek ne tükettiklerini sorarak bu hesabı yaptıklarını ifade etti.
Aydemir, şunları söyledi:
"Bunu sizden almazsak kimden alacağız. Zengin ve eğitimli kesim anketleri reddediyor, orta gelirli ve eğitim seviyesi düşük olanlar da genellikle sorun çıkarmıyor. Biz buradan enflasyonu hesaplıyoruz, milli gelir hesabı yapıyoruz. Peki vermezseniz nasıl yapacağız, birisi bana nasıl yapacağımızı göstersin. Daha iyi biliyorsa o gelsin yapsın. Ben başka bir yöntem bilmiyorum, dünyada başka bir yöntem de yok zaten."
Aydemir, anket yanıtlamanın kuzey ülkelerinde zorunlu olmadığını fakat bu ülkelerde bu alandaki bilinç düzeyinin yüksek olduğunu belirterek, "Bir Norveç olalım biz de birçok anketi yapmayız. Peki hangi konuda İsveç, Norveç’iz biz? Akdeniz ülkelerinin birçoğunda bu zorunlu. Efendim, vermek mecburiyetinde miyim, peki nereden alacağım, nereden üreteceğim" diye konuştu
Kurum personelinin hangi koşullarda çalıştığına da değinen Aydemir, bu tür eleştirilerin kurumun motivasyonunu düşürdüğünü söyledi.
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ
Hane halkı Bütçe Anketi için hanede 24 saat kalınması, 1 ay kalınması gibi bir şeyin söz konusu olmadığını vurgulayan Aydemir, “Anket için çat kapı gidilmiyor. Önce haneye bir mektup gönderiliyor. Hane halkı önceden haberdar ediliyor. Buna istinaden ve hane halkının belirttiği zamanda haneye gidiliyor” dedi.
Hanenin 1 ayda 6-8 kere ziyaret edildiği ve bunların süresinin 15 dakika olduğu kaydeden Aydemir, "Biz toplumda kişilerin ne tükettiğini anlamaya çalışıyoruz. Bunun özel hayatın gizliliği ile ne alakası var? Şimdi diyelim kişisel bakım ürünlerinin, sağlık ürünlerinin hiçbiri çıkmasın ankette. Özel hayatın gizliliği diye kimse bunları vermedi diyelim. Peki ne olacak? Sağlık ürünleri, kişisel bakım ürünleri yer almayacak. Bunun ne alakası var özel hayatla? Biz bunu alıp da herhangi birisinden aldığımız veriyi yayımlamış mıyız? Hiç duydunuz mu, şahit oldunuz mu? Sanki alıyoruz verileri, ifşa ediyoruz?" değerlendirmesini yaptı.
Bu tür anketlerde beyanın esas olduğunu da belirten Aydemir, anketlere daha önce aralarında Ahmet Çakar'ın da bulunduğu ünlülerin katıldığını, milletvekillerine, bakanlara çıkan anketler de bulunduğunu ifade ederek, "Normal vatandaş bilgileri verdiğinde bir şey olmuyor da ünlü birisi veya toplumda bilinen birisi verdiğinde neden sorun oluyor? Biz onu açıklıyor muyuz?" diye sordu.
Ankete katılmayanlara hemen ceza uygulamadıklarını da anlatan Aydemir, katılmayanları ikna etmeye çalıştıklarını, buna rağmen katılmak istemeyenlere mektup gönderildiğini belirterek, 7 gün içinde ankete yanıt vermeyenlere cezai işlem uygulandığını söyledi
Kaynak: İHA
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Birol Aydemir, gündemde olan ‘Tüketici Fiyatları Endeksi’ ve ‘Dini Hayat Araştırması’ anket çalışması ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun TÜİK'in enflasyon araştırmasında kullandığını iddia ettiği, dini inanç ve yaşam tarzına ilişkin soruları içeren yeni bir anketi Meclis gündemine taşımasıyla ilgili medyada yer alan haberlerin, açıklama yapmalarına rağmen devam ettiğini kaydeden Aydemir, dün bir televizyon programında bu konuyla ilgili yapılan tartışmaları da eleştirdi.
Aydemir, “Bu tür tartışmaları yapan insanlar zerre kadar araştırma ihtiyacı hissetmedi. Zerre kadar bir araştırma ihtiyacı hissetmeden ve bu doğru mudur, değil midir diye bunu bile merak etmeden tamamen başka haberler üzerine külliyen yalan ve yanlış, gerçek dışı haberler üzerine yorum yapmaları… Bu iki anketin birbirine karışması fiilen mümkün değildir. Yani biz enflasyonu hesaplamak için gittiğimiz hane halkına, bütçe araştırması anketinde dini hayatla ilgili sorular sormamız zaten öyle bir şey olamaz. Bu bilim akıl dışı bir iş. Dini hayata ilişkin bir araştırmayı Diyanet İşleri Başkanı ile yaptık, soruları Diyanet İşleri Başkanlığı hazırladı. Biz soruları istatistik teknikleri açısından inceledik ve alan uygulamasını bir Haziran ayında bir de Eylül ayında iki aşamada yaptık bitirdik. Bu Diyanet İşleri Başkanlığının isteği üzerine yapmış olduğumuz bir araştırma. Burada Diyanet İşleri Başkanlığının faaliyetlerini bir bilimsel temellere dayandırma, bu toplumda dini hayata ilişkin motifler nedir, 12 bölge düzeyinde ve nasıl bir ritüelleri var, bu din algısı nasıl diye bunu anlamaya ve ona göre kendi faaliyetlerini izah etmeye yönelik bir şey. Mehmet Görmez’in de açıklamaları var” şeklinde konuştu.
“HER 100 KİŞİDEN 40’I CEVAP VERMEMİŞ”
Burada iki konunun es geçildiğini ve bunların altının çizilmesi gerektiğini vurgulayan Aydemir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu anketi yaparken, iki tane konuda diğer anketlerden çok farklı uygulamalar yaptık. Bir tanesi şu; normalde bizim anketlere cevap verme yükümlülüğü var. Geçen hafta da biliyorsunuz Defne Samyeli vardı. Oradan tartışma oldu. Evet kanun gereği verilmesi gerekiyor, verilmezse 923 TL para cezası kesiliyor ama biz bu ankette bu yükümlülüğü uygulamadık. Niye uygulamadık? Anayasanın 24’üncü maddesi gereği uygulayamazdık. Bir kanun anayasaya aykırı olamaz. Dolayısıyla biz bu ankette anayasanın 24’üncü maddesine göre ben bu ankete cevap vermek istemiyorum dediği vakit bu anket yapılmadı o yüzden bu anketteki cevapsızlık oranı yüzde 40’lar civarında. Yani her 100 kişiden 40’ı cevap vermemiş. Cevap vermeyince de biz teşekkür edip gidiyoruz. Birincisi bu, cevap verme yükümlülüğü yok bu ankette olmadı. İkincisi şu bu ankette; biz normal anketlere gittiğimizde kişilerin adı soyadı, kimlik numaralarını alırız, daha sonra test ederiz. Bu ankette kişilerin isimlerini almadık, hiçbir şey almadık. Cevap vermek istemiyorsa hiç anket yapmadı. Hiçbir isim alınmadı. Bizim anketimizde gerek iş yeri olsun gerek hane halkı olsun aldığımız verileri ne iş yeri bazında ne kişi bazında hiç kimseyle paylaşmayız, paylaşmamız mümkün değildir. Kanunun çok açık hükmü vardır. Veri gizliliğine giren veriler hiçbir makama verilmez diyor. Dolayısıyla sanki insanlara zorla gittik, zorla cevap vereceksin dedik. Vermezsen bu kadar para cezası dedik inanılmaz bir tartışma var. Yanlış bir yerden gidiyor ve yanlış kurgular üzerinde, gerçekler üzerinde değil, insanların hayallerindeki ve düşündükleri üzerinde tartışmalar yürüyor. Cevap vermiyorsan verme yükümlülüğün yok vermezsin olur biter. Nihayetinde her 100 kişinin 40’ı cevap vermemiş. Kimsenin adını soyadını almıyoruz nasıl fişleme yapmış olabiliriz ki?”
Tartışmaların gerçek dışı bir zeminde sürdürüldüğünü dile getiren Aydemir, bu tartışmaların kimseye bir şey kazandırmayacağını sözlerine ekledi.
DEFNE SAMYELİ İLE İLGİLİ HABERLER
Defne Samyeli'nin itirazıyla gündeme gelen haberlere de değinen Aydemir, Hane Halkı Bütçe Anketi ile ilgili olarak, enflasyon hesabını yaparken ya toplumun bütününe ilişkin tüketim bilgisi olması ya da insanlara gidilip sorulması gerektiğini ve kendilerinin de hanelere giderek ne tükettiklerini sorarak bu hesabı yaptıklarını ifade etti.
Aydemir, şunları söyledi:
"Bunu sizden almazsak kimden alacağız. Zengin ve eğitimli kesim anketleri reddediyor, orta gelirli ve eğitim seviyesi düşük olanlar da genellikle sorun çıkarmıyor. Biz buradan enflasyonu hesaplıyoruz, milli gelir hesabı yapıyoruz. Peki vermezseniz nasıl yapacağız, birisi bana nasıl yapacağımızı göstersin. Daha iyi biliyorsa o gelsin yapsın. Ben başka bir yöntem bilmiyorum, dünyada başka bir yöntem de yok zaten."
Aydemir, anket yanıtlamanın kuzey ülkelerinde zorunlu olmadığını fakat bu ülkelerde bu alandaki bilinç düzeyinin yüksek olduğunu belirterek, "Bir Norveç olalım biz de birçok anketi yapmayız. Peki hangi konuda İsveç, Norveç’iz biz? Akdeniz ülkelerinin birçoğunda bu zorunlu. Efendim, vermek mecburiyetinde miyim, peki nereden alacağım, nereden üreteceğim" diye konuştu
Kurum personelinin hangi koşullarda çalıştığına da değinen Aydemir, bu tür eleştirilerin kurumun motivasyonunu düşürdüğünü söyledi.
ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ
Hane halkı Bütçe Anketi için hanede 24 saat kalınması, 1 ay kalınması gibi bir şeyin söz konusu olmadığını vurgulayan Aydemir, “Anket için çat kapı gidilmiyor. Önce haneye bir mektup gönderiliyor. Hane halkı önceden haberdar ediliyor. Buna istinaden ve hane halkının belirttiği zamanda haneye gidiliyor” dedi.
Hanenin 1 ayda 6-8 kere ziyaret edildiği ve bunların süresinin 15 dakika olduğu kaydeden Aydemir, "Biz toplumda kişilerin ne tükettiğini anlamaya çalışıyoruz. Bunun özel hayatın gizliliği ile ne alakası var? Şimdi diyelim kişisel bakım ürünlerinin, sağlık ürünlerinin hiçbiri çıkmasın ankette. Özel hayatın gizliliği diye kimse bunları vermedi diyelim. Peki ne olacak? Sağlık ürünleri, kişisel bakım ürünleri yer almayacak. Bunun ne alakası var özel hayatla? Biz bunu alıp da herhangi birisinden aldığımız veriyi yayımlamış mıyız? Hiç duydunuz mu, şahit oldunuz mu? Sanki alıyoruz verileri, ifşa ediyoruz?" değerlendirmesini yaptı.
Bu tür anketlerde beyanın esas olduğunu da belirten Aydemir, anketlere daha önce aralarında Ahmet Çakar'ın da bulunduğu ünlülerin katıldığını, milletvekillerine, bakanlara çıkan anketler de bulunduğunu ifade ederek, "Normal vatandaş bilgileri verdiğinde bir şey olmuyor da ünlü birisi veya toplumda bilinen birisi verdiğinde neden sorun oluyor? Biz onu açıklıyor muyuz?" diye sordu.
Ankete katılmayanlara hemen ceza uygulamadıklarını da anlatan Aydemir, katılmayanları ikna etmeye çalıştıklarını, buna rağmen katılmak istemeyenlere mektup gönderildiğini belirterek, 7 gün içinde ankete yanıt vermeyenlere cezai işlem uygulandığını söyledi