almanya'da '3. Berlin Dış Politika Forumu' 

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye yakınlığıyla bilinen İranlı diplomat Hüseyin Musavian, nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılmasıyla İran'ın birçok alanda işbirliğine kapı araladığın belirterek, bundan sonra Tahran'ın önceliğinin komşularıyla yakınlaşmak olduğunuı söyledi.


İran'la 2003-2005 yıllarında yürütülen nükleer müzakerelerde görev alan İran'ın eski Berlin Büyükelçisi Hüseyin Musavian, Körber Vakfı tarafından düzenlenen "3. Berlin Dış Politika Forumu"ndaki panelde İran'ın yeni dış politikasına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cenevre'de 24 Kasım'da imzalanan nükleer anlaşmanın İran dış politikasında değişim getireceğini söyleyen Musavian, "Bu nükleer anlaşma birçok alanda işbirliğine kapı aralamıştır. Bundan sonra İran işbirliğine daha açık olacaktır. Ancak İran'ın ilk önceliği komşularıyla, bölge ülkeleriyle, Körfez ülkeleriyle daha da yakınlaşma olacaktır. Ardından Batı ile ilişkiler gelecektir" dedi.

Halen Amerika Birleşik Devletleri'nde, Princeton Üniversitesinde konuk öğretim üyesi olarak dersler veren Hüseyin Musavian, İran nükleer müzakerelerinde 10 yıl sonra başarı sağlanmasının, ABD'deki politika değişimi sayesinde sağlandığını söyledi.

İran ile ABD yönetimi arasında nükleer konuda yürütülmüş olan görüşmelerin önemine de değinen Musavian, şöyle devam etti:

"Uzun süre ABD yönetimi İran'ın uranyum zenginleştirmesini kırmızı çizgi olarak gördü. Son görüşmelerde ise bu yaklaşım değişti, nükleer silah kırmızı çizgi olarak belirlendi. Zaten İran'ın hiçbir zaman nükleer silah amacı olmadı. Müzakerelerde İran nükleer programı konusunda maksimum şeffaflık sözü verdi. Nükleer program hakkındaki teknik belirsizlikler konusunda işbirliği taahhüdü verdi. Batılı ülkeler İran'ın uranyum zenginleştirme hakkını tanıdı. Yaptırımların aşamalı olarak kaldırılması üzerinde uzlaşma sağlandı. Sonuçta anlaşma her iki taraf için de ideal olmasa da kazan-kazan prensibi geçerli olmuştur."

Suriye konusunda bölge ülkeleri ve batılı ülkelere işbirliği yapılmasını da öneren Musavian, şöyle devam etti:

"Şunu görmemiz gerekiyor. Bugün Suriye, terörizm ve aşırı hareketlerin kaynağı haline geldi. Bu Suudi Arabistan'ı, Körfez ülkelerini, Avrupa'yı hepimiz için büyük bir tehdit. Geçmişte Afganistan konusunda tüm ülkeler bir araya geldi ve Bonn Konferansı düzenlendi.

Neden bugün benzer bir konferans Suriye konusunda düzenlenmesin. Suriye'de BM gözetiminde serbest seçimler yapılabilir. Suriye'nin geleceği konusunda Suriyeliler karar verir. Bu konuda Esad'ın kalıp kalmaması kırmızı çizgi olmamalı. Bu konuda karar Suriye halkına bırakılmalı."

- "İran bölgede yapıcı rol üstlenmeli"

Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz, İran ile sağlanan nükleer uzlaşma kadar, bu uzlaşmayı sağlayan ABD ile İran arasında yapılmış olan gizli ikili görüşmelerin de büyük önem taşıdığına dikkat çekti.

Nükleer uzlaşmanın sağlanmasının ardından kalıcı bir çözüm için bir "fırsat penceresi" oluştuğunu, bundan sonra Tahran'ın atacağı adımların önem taşıdığını kaydeden Polenz, İran'ın geçen yıllarda içine düştüğü yalnızlaşmadan çıkması için bölgede bundan sonra izleyeceği politikaların belirleyici olduğuna işaret etti.

Ruprecht Polenz, şöyle konuştu:

"İran bugüne kadar Esad rejiminin en büyük destekçilerin biri oldu. Bundan sonra İran, Esad rejimi üzerinde ve Hizbullah üzerinde etkisini kullanmalı onları ateşkes, siyasi süreç ve reformlar konusunda ikna etmeye katkı sağlamalı. Bugüne kadar sadece bazı fikirler duyduk ancak umarım bundan sonra İran'ın bölgede yapıcı bir rol üstlenmesini görebiliriz."

Ortadoğu'da Suudi Arabistan ile İran'ın başı çektikleri mücadeleden kaygı duyduklarını dile getiren Polenz, bunu önlemek için bölgede yeni bir "güvenlik çerçevesine" ihtiyaç olduğunu savundu.

- "İran, ülkelerin içişlerine karışmamalı"

Amerikan düşünce kuruluşu American Enterprise Institute'un Başkan Yardımcısı Danielle Pletka ise İran rejiminin bölgede yapıcı rol oynaması beklentilerini eleştirdi ve bunun gerçekçi olmadığını savundu.

"Uluslararası toplumdan bu yönde çağrılar İran'a bölgede diğer ülkelerin içişlerine karışmayı sürdürmesi için daha büyük serbestlik sağlar" diyen Pletka, bunun başta Lübnan olmak üzere bölge ülkelerde sorunlara yol açacağını söyledi.

Danielle Pletka, Alman siyasetçi Polenz'in önerisini, "Dış politikamızı başkalarına ihale etmemeliyiz" sözleriyle eleştirdi.

Danielle Pletka, İran ile imzalanan nükleer anlaşmayı da sorgulayarak, bunun batı için değil, "İran için büyük bir başarı" olduğunu savundu. Pletka, "Dünya, yetersiz bazı sözler karşılığında İran rejimine ciddi ödünler vermiştir" diye konuştu.

Kaynak: AA