Ak Parti'li Bakır, Akpm Raportörü Olarak Köln Hapishanesi'nde Türk Mahkumlarla Görüştü
Melda Çetiner - AK Parti Kayseri Milletvekili Pelin Gündeş Bakır, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi raportörü olarak Almanya'da Köln Hapishanesi'nde incelemelerde bulundu.
AKPM üyesi olan Bakır, Konsey'in hazırlayacağı ''Avrupa Göçmenlerin Entegrasyonunda Başarısız mı Oluyor-'' konulu raporu için raportör seçildi. Bakır, AA muhabirine, ilk kez bir Türk'ün Avrupa'daki Türk işçilerle ilgili rapora raportör seçilmesinin önemli olduğunu belirtti.
Raportör olarak Almanya'ya ziyarette bulunduğunu anlatan Bakır, Nürnberg'de Entegrasyon Bakanı Schmidt ile görüştüğünü, bakanlık yetkilileriyle gün boyunca toplantı yaptığını, belediye başkanı ve entegrasyon konseyinin yanı sıra tüm sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldiğini ve sorunlarını dinlediğini kaydetti.
Daha sonra Köln Hapishanesi'ne giderek oradaki Türk mahkumlarla görüştüğünü ifade eden Bakır, çoğunun uyuşturucu bağımlısı olduğunu belirtti.
Bakır, ''Hücrelere girdim; 8 metrekare hücrede 2 mahkum kalıyor. İçeride mahkumların yattığı ranza var. Tuvalet açık ve içeride. Birbirlerinin yanında tuvalete gidiyorlar'' dedi.
Hapishanede mahkumlarla görüştüğünü ve şikayetlerini dinlediğini ifade eden Bakır, haftada iki gün banyo yapma imkanı olduğunu, mahkumların isteği üzerine hapishane müdürünü bunun 3 güne çıkarılması konusunda ikna ettiğini söyledi.
Hapishanedeki Hristiyan mahkumların her pazar kiliseye gidebildiğini, ancak Türk mahkumların ayda bir cuma namazına izin verildiğini ifade eden Pelin, şöyle konuştu:
''Bu durumu da hapishane müdürüne ilettim; haftada bir cuma namazına gitmesinin sağlanmasını istedim. Müdür, 'Benim hocaya ayıracak kaynağım yok, bulursanız olur' dedi.
Mahkumların her cuma namaza gitmeleri ve dini sohbetin de haftada bir olması sorunu için emekli bir diyanet görevlisi bularak çözüm sağladık. Ayrıca mahkumlar Almanca dersi istedi. Çünkü mahkumlar tüm isteklerini ancak almanca dilekçe vererek isteyebiliyor. Ayda bir saat olan Almanca dersinin, haftada bir saate çıkarılması için konsoloslukla görüştük. Bunun da temini mümkün olacak. Hücrelere tek tek girip baktım, duvarlar kötü. Müdürle, tuvaletin içeride olmasının mahremiyete uygun olmadığını görüştüm. Müdür, 'Bu konuda Türk mahkumlar haklı ama benim elimde bu binayı yıkıp yeniden yapacak kaynak yok' dedi.
1926 yılından kalma bir bina. Yıkılması lazım. Alman mahkumların durumu Türk mahkumlardan biraz daha iyi. Türk mamulleri kafelerde çok pahalıya satılıyor. Ayrıca hapishanede verilen yemeklerin kendi damak tadına uygun olmadığını söylediler. Bütün bunlara raporumuzda yer vereceğiz.''
Raporu Nisan ya da Haziran ayında teslim edeceğini bildiren Bakır, raportör olarak Alman makamlarının kendisine zorluk çıkarmadığını, istediği bilgileri alabildiğine işaret etti.
-Alman ailelerin korumasına verilen Türk çocuklar-
Almanya ziyaretinde, ailelerinden alınarak Alman ailelerin korumasına verilen çocuklarla ilgili çalışma da yaptığını anlatan Bakır, ilgili kuruma giderek ellerinde ne kadar Türk çocuğu olduğuna ilişkin bilgi istediği söyledi.
''Ellerinde ne kadar Türk çocuğu olduğuna ilişkin bilgi olmadığını, istatistik tutmadıklarını söylediler. Ne kadar doğru bilemiyorum'' diyen Bakır, bu çocukların Türkiye'ye verilmesini de tek teklif ettiğini söyledi.
Bakır, bu çocukların SHÇEK bünyesindeki kurumlara alınabileceğine işaret ederek, ''Buna olumsuz yanıt aldım. Bana 'Hayır onları size veremeyiz. Biz onları Almanya'da iken aldık' dediler. Belki çok geçerli sebepleri olabilir çocukları almak için. Belki ailede şiddet veya uyuşturucu kullanımı söz konusudur. Ama ailelerinden koparılması, kendi kültüründen olmayan bir ailenin koruması altına verilmesi hoş değil. Bu konuyla ilgili çok dedikodu var. İstatistiklerin şeffaf olması lazım ve konuyla ilgili kamuoyuna bilgi verilmesi lazım'' diye konuştu.
Yayıncı: Kudret Topçu
Kaynak: AA
Raportör olarak Almanya'ya ziyarette bulunduğunu anlatan Bakır, Nürnberg'de Entegrasyon Bakanı Schmidt ile görüştüğünü, bakanlık yetkilileriyle gün boyunca toplantı yaptığını, belediye başkanı ve entegrasyon konseyinin yanı sıra tüm sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya geldiğini ve sorunlarını dinlediğini kaydetti.
Daha sonra Köln Hapishanesi'ne giderek oradaki Türk mahkumlarla görüştüğünü ifade eden Bakır, çoğunun uyuşturucu bağımlısı olduğunu belirtti.
Bakır, ''Hücrelere girdim; 8 metrekare hücrede 2 mahkum kalıyor. İçeride mahkumların yattığı ranza var. Tuvalet açık ve içeride. Birbirlerinin yanında tuvalete gidiyorlar'' dedi.
Hapishanede mahkumlarla görüştüğünü ve şikayetlerini dinlediğini ifade eden Bakır, haftada iki gün banyo yapma imkanı olduğunu, mahkumların isteği üzerine hapishane müdürünü bunun 3 güne çıkarılması konusunda ikna ettiğini söyledi.
Hapishanedeki Hristiyan mahkumların her pazar kiliseye gidebildiğini, ancak Türk mahkumların ayda bir cuma namazına izin verildiğini ifade eden Pelin, şöyle konuştu:
''Bu durumu da hapishane müdürüne ilettim; haftada bir cuma namazına gitmesinin sağlanmasını istedim. Müdür, 'Benim hocaya ayıracak kaynağım yok, bulursanız olur' dedi.
Mahkumların her cuma namaza gitmeleri ve dini sohbetin de haftada bir olması sorunu için emekli bir diyanet görevlisi bularak çözüm sağladık. Ayrıca mahkumlar Almanca dersi istedi. Çünkü mahkumlar tüm isteklerini ancak almanca dilekçe vererek isteyebiliyor. Ayda bir saat olan Almanca dersinin, haftada bir saate çıkarılması için konsoloslukla görüştük. Bunun da temini mümkün olacak. Hücrelere tek tek girip baktım, duvarlar kötü. Müdürle, tuvaletin içeride olmasının mahremiyete uygun olmadığını görüştüm. Müdür, 'Bu konuda Türk mahkumlar haklı ama benim elimde bu binayı yıkıp yeniden yapacak kaynak yok' dedi.
1926 yılından kalma bir bina. Yıkılması lazım. Alman mahkumların durumu Türk mahkumlardan biraz daha iyi. Türk mamulleri kafelerde çok pahalıya satılıyor. Ayrıca hapishanede verilen yemeklerin kendi damak tadına uygun olmadığını söylediler. Bütün bunlara raporumuzda yer vereceğiz.''
Raporu Nisan ya da Haziran ayında teslim edeceğini bildiren Bakır, raportör olarak Alman makamlarının kendisine zorluk çıkarmadığını, istediği bilgileri alabildiğine işaret etti.
-Alman ailelerin korumasına verilen Türk çocuklar-
Almanya ziyaretinde, ailelerinden alınarak Alman ailelerin korumasına verilen çocuklarla ilgili çalışma da yaptığını anlatan Bakır, ilgili kuruma giderek ellerinde ne kadar Türk çocuğu olduğuna ilişkin bilgi istediği söyledi.
''Ellerinde ne kadar Türk çocuğu olduğuna ilişkin bilgi olmadığını, istatistik tutmadıklarını söylediler. Ne kadar doğru bilemiyorum'' diyen Bakır, bu çocukların Türkiye'ye verilmesini de tek teklif ettiğini söyledi.
Bakır, bu çocukların SHÇEK bünyesindeki kurumlara alınabileceğine işaret ederek, ''Buna olumsuz yanıt aldım. Bana 'Hayır onları size veremeyiz. Biz onları Almanya'da iken aldık' dediler. Belki çok geçerli sebepleri olabilir çocukları almak için. Belki ailede şiddet veya uyuşturucu kullanımı söz konusudur. Ama ailelerinden koparılması, kendi kültüründen olmayan bir ailenin koruması altına verilmesi hoş değil. Bu konuyla ilgili çok dedikodu var. İstatistiklerin şeffaf olması lazım ve konuyla ilgili kamuoyuna bilgi verilmesi lazım'' diye konuştu.
Yayıncı: Kudret Topçu
