Mahmut Taşdemir, Türk Metal Sendikası'nı Suçladı
Ergenekon davasında tutuksuz sanık Mustafa Özbek'in Genel Başkanlığını yaptığı Türk Metal Sendikası'nda Genel Başkan Vekilliği yapan Mahmut Taşdemir, tanık sıfatıyla dinlendi.
Sendikada yaşadığı yolsuzluklar nedeniyle suç duyurusunda bulunduğunu belirten Taşdemir, ileride politik destek sağlamaları düşüncesi ile bazı sendikalara para aktarıldığını söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında Mustafa Balbay, Veli Küçük, Doğu Perinçek, İbrahim Şahin ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 43 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon, Levent Ersöz ve Danıştay davası tetikçesi Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi. Davanın tutuksuz sanıkların Yalçın Küçük ile Güler Kömürcü duruşmaya geldi. Yalçın Küçük, Odatv davasından tutuklu bulunduğu için tutuklu sanık bölümünde yer aldı.Türk Metal Sendikası'nda şube başkanlığı ve ardından da 2002 ile 2005 tarihleri arasında da Genel Başkan vekilliği yaptığını belirten Mahmut Taşdemir, sendika içinde işçilerin menfaatine yönelik faaliyetler dışında bir takım yolsuzluklara şahit olduğunu ve bundan da rahatsızlık duyduğunu söyledi.
Taşdemir, "Örneğin ART televizyonu, bütün elektronik malzeme ve personel ücretlerinin sendikadan karşılanmasına rağmen televizyon bir aile şirketi olarak kullanılıyordu. Ayrıca kültürel ve geleneksel konuları korumak için kurulan bazı derneklere de ileride belki siyasal desteklerini alabilmek için gereksiz sarflar yapılmıştır." dedi.
Cumhuriyet Gazetesi'nin yüzde 30'unun alınmasını da ilginç bulduğunu belirten Taşdemir, "Cumhuriyet'in eki olarak çıkan Strateji Dergisi'nde Özbek'in oğlu Genel Yayın Yönetmeni olarak çalışıyordu. Bu derginin basım masrafları da sendika tarafından finanse ediliyordu." diye konuştu.
Bazı büyük şirketlerden ART televizyonuna para aktarımının da sağlandığını belirten Taşdemir, "Mesela Koç holding'den 30 milyar dolar alınmıştır. Bu şirketler arasında Mercedes, Man, Bosch, Man Profilo ve Renault gibi büyük şirketler vardı." ifadesini kullandı.Sendikaya ait büyük otellerin işletmesinin başka şirketlere verildiğini belirten Taşdemir, "Mesela Dedeman tarafından işlettirilmiştir. Eğitim ve kırtasiye masrafları da abartılı gösterilmiştir." dedi.
Taşdemir, açıkların kapatılması için de abartılı naylon faturalar düzenlendiğini iddia etti. Sendikaya ait Didim ve Pendik Kaynarca'daki iki ayrı arazinin de rüşvet verilerek imara açılmasının sağlandığını belirten Taşdemir, bu konuları 2008 yılında savcılığa suç duyurusu şeklinde bildirdiğini anlattı.Özbek'in önce MHP, sonra ANAP, DYP ve ardından da Deniz Baykal ile yakın temas halinde bir görüntü sergilediğini belirten Taşdemir, "Bu çarpık sosyal politika kafamızı karıştırmıştı." dedi.
Sendikada ve ART televizyonunda Özbek'in emekli askerler ve sivil kişiler ile sık sık görüşmeler yaptığını belirten Taşdemir, bunlara örnek olarak Mustafa Balbay'ı gösterdi. Özbek ile görüşen Balbay'ın ART televizyonunda da programa katıldığını belirten Taşdemir, "Bu görüşmelerin, Cumhuriyet Gazetesi'nin hisselerinin alınmasıyla bir ilgisi olup olmadığını bilmiyorum." diye konuştu.
Sendikada yapılan yolsuzluklara ilişkin şubelere mektup gönderildiğini belirten Taşdemir, "Mektubu benim verdiğimi düşünüyorlardı. Ben kendimi neden deşifre edeyim. Ancak öyle inandılar. Özbek'in bütün sırlarını bilen ve bugün Genel Başkan olan Ferruh Kavlak, bana 'Ya doğruları söylersin ya senin kanını içerim' diye tehdit etti. İki kez saldırıya uğradım. Birinde kolum kırıldı. Diğerinde burnum kırıldı. Daha sonra Mustafa Özbek beni Ankara'ya çağırarak ayağımı denk almam yönünde beni tehdit etti." ifadesini kullandı.Taşdemir'in ifadesini tamamlamasının ardından da Mahkeme Başkanı Özese, "Sizin savcılığa verdiğiniz ifade dosyada yok. Emniyet müdürlüğünden, internetten ve açık kaynaklardan elde ettikleri beyanlarınıza ilişkin belgeleri gönderdi. Şimdi bunları okuyacağım ve doğru olup olmadığını teyit etmenizi istiyorum." dedi.
Duruşma, Taşdemir'e ait olduğu iddia edilen ifadelerin okunmasıyla devam ediyor.Tanık Taşdemir'in ifadesinde suçladığı sanık esi Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, 22 ay tutuklu yargılandıktan sonra 7 Ekim 2010 tarihinde tahliye edilmişti .
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında Mustafa Balbay, Veli Küçük, Doğu Perinçek, İbrahim Şahin ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 43 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon, Levent Ersöz ve Danıştay davası tetikçesi Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 22 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi. Davanın tutuksuz sanıkların Yalçın Küçük ile Güler Kömürcü duruşmaya geldi. Yalçın Küçük, Odatv davasından tutuklu bulunduğu için tutuklu sanık bölümünde yer aldı.Türk Metal Sendikası'nda şube başkanlığı ve ardından da 2002 ile 2005 tarihleri arasında da Genel Başkan vekilliği yaptığını belirten Mahmut Taşdemir, sendika içinde işçilerin menfaatine yönelik faaliyetler dışında bir takım yolsuzluklara şahit olduğunu ve bundan da rahatsızlık duyduğunu söyledi.
Taşdemir, "Örneğin ART televizyonu, bütün elektronik malzeme ve personel ücretlerinin sendikadan karşılanmasına rağmen televizyon bir aile şirketi olarak kullanılıyordu. Ayrıca kültürel ve geleneksel konuları korumak için kurulan bazı derneklere de ileride belki siyasal desteklerini alabilmek için gereksiz sarflar yapılmıştır." dedi.
Cumhuriyet Gazetesi'nin yüzde 30'unun alınmasını da ilginç bulduğunu belirten Taşdemir, "Cumhuriyet'in eki olarak çıkan Strateji Dergisi'nde Özbek'in oğlu Genel Yayın Yönetmeni olarak çalışıyordu. Bu derginin basım masrafları da sendika tarafından finanse ediliyordu." diye konuştu.
Bazı büyük şirketlerden ART televizyonuna para aktarımının da sağlandığını belirten Taşdemir, "Mesela Koç holding'den 30 milyar dolar alınmıştır. Bu şirketler arasında Mercedes, Man, Bosch, Man Profilo ve Renault gibi büyük şirketler vardı." ifadesini kullandı.Sendikaya ait büyük otellerin işletmesinin başka şirketlere verildiğini belirten Taşdemir, "Mesela Dedeman tarafından işlettirilmiştir. Eğitim ve kırtasiye masrafları da abartılı gösterilmiştir." dedi.
Taşdemir, açıkların kapatılması için de abartılı naylon faturalar düzenlendiğini iddia etti. Sendikaya ait Didim ve Pendik Kaynarca'daki iki ayrı arazinin de rüşvet verilerek imara açılmasının sağlandığını belirten Taşdemir, bu konuları 2008 yılında savcılığa suç duyurusu şeklinde bildirdiğini anlattı.Özbek'in önce MHP, sonra ANAP, DYP ve ardından da Deniz Baykal ile yakın temas halinde bir görüntü sergilediğini belirten Taşdemir, "Bu çarpık sosyal politika kafamızı karıştırmıştı." dedi.
Sendikada ve ART televizyonunda Özbek'in emekli askerler ve sivil kişiler ile sık sık görüşmeler yaptığını belirten Taşdemir, bunlara örnek olarak Mustafa Balbay'ı gösterdi. Özbek ile görüşen Balbay'ın ART televizyonunda da programa katıldığını belirten Taşdemir, "Bu görüşmelerin, Cumhuriyet Gazetesi'nin hisselerinin alınmasıyla bir ilgisi olup olmadığını bilmiyorum." diye konuştu.
Sendikada yapılan yolsuzluklara ilişkin şubelere mektup gönderildiğini belirten Taşdemir, "Mektubu benim verdiğimi düşünüyorlardı. Ben kendimi neden deşifre edeyim. Ancak öyle inandılar. Özbek'in bütün sırlarını bilen ve bugün Genel Başkan olan Ferruh Kavlak, bana 'Ya doğruları söylersin ya senin kanını içerim' diye tehdit etti. İki kez saldırıya uğradım. Birinde kolum kırıldı. Diğerinde burnum kırıldı. Daha sonra Mustafa Özbek beni Ankara'ya çağırarak ayağımı denk almam yönünde beni tehdit etti." ifadesini kullandı.Taşdemir'in ifadesini tamamlamasının ardından da Mahkeme Başkanı Özese, "Sizin savcılığa verdiğiniz ifade dosyada yok. Emniyet müdürlüğünden, internetten ve açık kaynaklardan elde ettikleri beyanlarınıza ilişkin belgeleri gönderdi. Şimdi bunları okuyacağım ve doğru olup olmadığını teyit etmenizi istiyorum." dedi.
Duruşma, Taşdemir'e ait olduğu iddia edilen ifadelerin okunmasıyla devam ediyor.Tanık Taşdemir'in ifadesinde suçladığı sanık esi Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek, 22 ay tutuklu yargılandıktan sonra 7 Ekim 2010 tarihinde tahliye edilmişti .