ATSO Ağustos Ayı Meclis Toplantısı Yapıldı

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ağustos Meclis Toplantısı yapıldı.

ATSO Ağustos Ayı Meclis Toplantısı Yapıldı
Meclis toplantısının açılışında son dönemde meydana gelen terör olaylarında şehit düşen vatandaşlarımız ve güvenlik güçleri için saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

Meclis toplantısında bir konuşma yapan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, Oda’nın çalışmalarının yanı sıra, kent ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin Ramazan ayını ve Bayramını şehit acılarıyla geçirdiğini belirten Budak, “Her ay faaliyetlerimizi ve sektörel sorunları konuşmak için toplanıyoruz, ama Türkiye gündemi günlük konuları konuşmaya izin vermiyor. Türkiye Ramazan ayını ve bayramı şehit acılarıyla, bayrağa sarılı tabutların taşındığı cenaze törenleriyle geçirmiştir. Hain kiralık katiller, vatani görevlerini yapan Mehmetçikler dışında, Van’da deprem konutlarında nöbet tutan polisimizi ve son olarak Gaziantep’te bebekleri ve kadınları şehit ettiler. Biz her defasında artık bu kadar olmaz dedikçe daha kötüsü oluyor. Artık teröre lanet okumaktan ve yetkililerden hep aynı sözleri dinlemekten yorulduk. Şehitlerimize üzüldüğümüz kadar, bu kadar kolay şehit verdiğimize de üzülüyoruz ve acımız katlanıyor” dedi.

TERÖRLE MÜCADELE
Bunca şehide rağmen halen güvenlik önlemlerinde, terörle mücadele alanında eksiklerin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Budak şöyle konuştu; “Terör örgütü haftalardır Hakkari’de havan ve roketatarlı saldırılar düzenliyor. Ama bu kadar hazırlık fark edilemiyor. İnsansız Hava Araçlarından ses yok, kimse de sormuyor. Türkiye; bir çok konuda ve Suriye’ye karşı ABD’ye destek verirken, ABD Türkiye’ye teröre karşı yeterli desteği vermiyor. Amerikan işbirliğinin yetersiz olduğunu Cumhurbaşkanımız bizzat söylüyor. Artık hep aynı sözleri duymak istemiyoruz, somut önlemler görmek istiyoruz. Hükümetten ve muhalefet partilerinden teröre karşı somut önlem paketi açıklaması bekliyoruz. Meclis Başkanı Çiçek’in ulusal mutabakat girişimi son derece olumlu bir adımdır. Ancak biz önlemler paketinin daha somut ve radikal olmasını arzu ediyoruz. Şehir giriş ve çıkışlarında ve şehir merkezlerinde güvenlik denetimleri yaygınlaştırılmalıdır. Adresi, işi belli olmayan, güvenlik bilgisi olmayan kişiler her yerde sorgulanabilmelidir.”

DOKUNULMAZLIKLARI TARTIŞILMALI
TBMM’de terörün sözcülüğünü yapanların dokunulmazlıklarının tartışılması gerektiğini kaydeden Budak, “Terörü destekleyen parti dışındaki partilerimizde görev yapan bölge milletvekilleri bir araya gelip bir bildiri yayınlamalıdır. Terör partisinin birkaç il dışında Kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil etmediği, Kürt kökenli vatandaşlarımızın o bölgeden çok daha fazla sayıda, huzur içinde İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da yaşadığı ve çalıştığı tüm dünyaya söylenmeli ve bölge halkını kazanmak için daha ciddi önlemler alınmalıdır. Dış politikamızda Türkiye, gelecekte Suriye halkının ve Arap halklarının düşmanlığını çekecek bir durumdan kaçınmalıdır. Suriye’nin ekonomiye yükü de artmaktadır. Hatay ve Gaziantep gibi şehirlerimizdeki vatandaşlarımız, tüccar ve esnaf zor durumdadır, bölgeye ihracat durmuştur. Daha kötüsü bu yoldan artık geri dönüş yok gibi görünüyor. Ekonomide ise tedbirler alınması gerekiyor. Sözün kısası Allah milletimize yardımcı olsun ve daha fazla acı ve azap göstermesin. Böyle bir dönemde milletimizin acısını ve öfkesini artıracak şeyler söylemek ve dış güçlerin istediği gibi davranmak ne kadar yanlış ise, yapılan hataları görmezden gelmek, susmak da o kadar yanlıştır. Bu nedenle bizler soğukkanlılıkla, sağduyuyla, terörün siyaset-üstü, milli bir dava olduğunu bilen insanlar olarak siyasi partilerimizi de milletimizi de uyarmak durumundayız. Bu bizim tarihi sorumluluğumuzdur. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Meclisi olarak bu kadar asker ve sivil şehit verdiğimiz, vatanımızın üzerinde oyunlar oynandığı bugünlerde tarihe not düşmek, bunlara karşı durmak bizim vatanımıza, milletimize, ecdadımıza ve çocuklarımıza karşı sorumluluğumuzdur. Bu sorumlulukla siyasi partilerimize ve milletimize, teröre ve dış destekçilerine karşı birlik ve beraberlik çağrısı yapıyoruz. Bu kadar kan akarken, ocaklar sönerken, artık siyasi çekişme, seçim hesapları görmek de istemiyoruz” dedi.

YOKSULLUK,CAHİLLEK VE İŞSİZLİK
Bu konularının gündemi ve zihinleri meşgul ederken, ekonominin haliyle ikinci planda kaldığını belirten Budak, şunları söyledi: “Oysa biliyoruz ki, yoksulluk, işsizlik ve cahillik terörün zeminidir. Bu nedenle Türkiye ne olursa olsun ekonomi gündemini ihmal etmemelidir. Hatta böyle zamanlarda ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcımız ve ilgili Bakanlar, bakanlar kurulunu beklemeden çalışmalarını yürütmelidir. Zaten ekonomide yavaşlama son aylarda artık her yerde hissedilir olmuştur. Bunun üzerine bir de Suriye sınırının kapanması gelmiştir. Piyasada ödeme sıkıntısı had safhaya ulaşmıştır. Kredi borcunu ödemeyen kişi sayısı geçen yılın tümünde 530 bin iken bu yıl 6 ayda 580 bin kişi olmuştur. Yani bu yıl yüzde 100 civarında bir artış vardır. Karşılıksız çek sayısı Temmuzda geçen yıla göre aylık olarak yüzde 90 oranında, 7 aylık olarak yüzde 56 artmıştır. Protestolu senetlerde artış yüzde 40’lardadır. Artık senetle iş yapılmamaktadır, çek de terk edilmek üzeredir. Bilindiği gibi, TOBB çek kabulü sırasında firma bilgilerinin kredi kayıt veya risk merkezinden alınabilmesini önermişti. Bu sistem başladı ama henüz uygulamaya tam olarak yansımadı.

Dolayısıyla çek de güvenilir olmadığı için firmalar da tahsilatlarında kredi kartı kullanımı artmıştır. Kredi kartı ile yapılan alışverişlerde artış yüzde 20’lerdedir. Tabii ki biz durumun çok kötü olduğunu söylemiyoruz. Ödeme sıkıntılarına rağmen takipteki alacaklar 2009 yılının altındadır. Cari açık düşmektedir. İşsizlik mevsimlikte olsa yüzde 8’lere inmiştir. Ancak bunlara rağmen genel bir sıkıntı da hissedilmektedir. Sıkıntının bir kaynağı konut kredilerinin azalması ve inşaat sektörünün yavaşlamasıdır. Geçen yıl yıllık konut kredisi kullanımı 17 milyar TL iken, bu yıl sadece 6 milyar TL’dir. Sıkıntının ikinci kaynağı Avrupa ve Suriye’den dolayı Ortadoğu’ya yansıyan kriz nedeniyle ihracattaki ve sanayi üretimindeki düşüştür. Üçüncü kaynağı da yatırımlarda yavaşlamadır. Bu da ekonomiyi yavaşlatmaktadır. Son teşvik paketine rağmen teşvik belgelerine göre yatırımlarda yüzde 31 düşüş görülmektedir. Piyasa durgunluğu, nakit sıkışıklığı, faizlerin yüksekliği en fazla esnafı veya KOBİ’leri vurmaktadır. Esnafın sıkıntısının bir başka kaynağı halkın tüketiminde AVM’lerin ve büyük zincirlerin payının artmasıdır. Yani, ekonomi yavaşlarken biri yer biri bakar durumu daha da ciddi hale gelmektedir. Bu nedenle esnafa dönük yeni bir kredi paketi gündeme gelmelidir.”

TOPTANCI HAL FİYATLARI
Dünyada kuraklık nedeniyle buğday, mısır, yem fiyatlarının arttığını bildiren Budak, tarımda girdi maliyeti artarken ürün fiyatlarının düşük olduğunu ve ette, sütte, yemde, bazı sebze ve meyvede sıkıntının arttığını bildirdi. Budak, “ İki aydır toptancı halimizde ortalama fiyat geçen yılla aynıdır. Köylü sütü arpa-saman fiyatına satmaktadır. Sütü 65 kuruşa vermekte, arpa ve samanı 40 ile 60 kuruş arasında almaktadır. Geçtiğimiz günlerde ilk kez saman ithalatı serbest bırakılmıştır. Artık Türkiye ithal ot ve saman kullanacaktır. Bunlar bu yıla özgü gelişmelerdir, mutlaka konjonktürel önlemlerle sıkıntıdaki sektörler için bir şeyler yapılmalı ve piyasanın önü açılmalıdır” dedi.

ANTALYA’DA İKİNCİ ÇEYREKTE KREDİ KULLANIMI DURDU
Antalya’da bu yılın ikinci çeyreğinde kredi kullanımının neredeyse durduğunu kaydeden Budak, “Antalya’ya 2011 yılında 7 milyar TL yeni kredi girerken, bugün ile karşılaştırırsak son bir yılda 3.5 milyar kredi kullanılmıştır. İkinci çeyrekte daha da azalmıştır. Konut kredisi eskiden yılda 600 milyon lira artıyordu, bu yıl 300 milyonun altına düşmüştür. Konut satışları 6 ayda 12 bin civarındadır ve geçen yıllara göre hafif bir artış vardır. Yabancılara konut satışında yeni kanuna rağmen henüz bir büyüme görülmüyor, yabancı kişilere satılan toplam konut sayısı halen 30 bin civarındadır. Turizmde kayıp yüzde 4’e inmiştir. Bu kayıpta hem Avrupa, hem Rusya, hem İran gibi pazarların payı vardır. Bu nedenle Turizm Bakanımız’ın da dile getirdiği Kurban Bayramı tatilinin uzatılması önerisini önemle destekliyoruz. Turizme dönük olarak sağlık turizmine, kongre ve yayla turizmine dönük çalışma veya projelerimiz devam ediyor” dedi.

Antalya’da bir olumlu gelişmenin son haftalarda ihracattaki artış olduğunu da sözylerine ekleyen Budak, şunları kaydetti: ”Meyve sebze ihracatında da bir dönüş ve artış başlamıştır, bunun devam etmesini ümit ediyoruz. Bir de ümit verici bir gelişme vergi gelirinde Temmuz ayındaki toparlanmadır. Temmuz ayı vergi geliri ve KDV tahsilatı da hem aylık hem yıllık % 20 civarında bir artış göstermektedir. Bu da turizm ile birlikte Temmuz ayında ticarette bir canlanma olduğuna işaret etmektedir. Bu gelişmeler dışında, esnafımızın durumu, özellikle il ve ilçe merkezlerindeki esnafın sorunu ise artık öyle kolayca çözülecek bir sorun değildir, kalıcı bir sorundur. Çünkü bu sorunun kaynağı olan ulaşım altyapımızda, şehrimizin sosyal hayatında ve esnafımızın bir kısmının hatalı tutumunda halen bir değişiklik görmüyoruz.”

ANTALYA’DA ULAŞIM YATIRIMLARI YERİNDE SAYIYOR
Büyükşehirler içerisinde demiryolunu halledememiş en önemli ilin Antalya olduğunu belirten Budak, “Batı Çevreyolu halen 30 milyon liralık bir kamulaştırma yüzünden tıkanmıştır. 30 milyon veya 50 milyon Antalya için konuşulacak bir para değildir, olmamalıdır. Uzman sivil toplum örgütleri de bunun kamulaştırma ile çözülmesi gerektiğini söylemektedir. Bu arada uzun zamandan beri beklediğimiz ulaştırma master planından halen bir bilgimiz yok. Oysa bu planın tatmin edici bir biçimde, uzun vadeli bir vizyonla çoktan hazırlanmış olması gerekirdi. Antalya gibi yarım milyon ikinci konut nüfusunun olduğu, en az 12 milyon yerli yabancı turistin geldiği bir ilde havalimanından Doğu’da Alanya’ya, Batı’da en azından limana kadar demir yolu ulaşımı kesinlikle yapılmalıdır. Tramvay hatları revize edilmeli, yeni hatlar kurulmalı, belirli noktalarda yeraltına alınmalıdır. Bu yatırımlar Bakanlık desteğiyle biran önce başlamalıdır. Antalya olarak bu konuda birlik ve beraberlikle ısrarlı bir biçimde Hükümetten talepte bulunmalıyız. Yine yaz sıcakları nedeniyle düşünülmesi gereken bir önlem de şehir merkezinde kaldırımların üzerine gölgelik yapımı ve serinletme sistemleri kurulmasıdır. Kırk derece sıcakta kimse caddede yürüyemez. Buna gölgelikler, serinletme sistemleri ve kapalı çarşı modeli ile çözüm bulmak zorundayız. Biz bunu Kemer’e önerdik, ama aslında Antalya’nın da ihtiyacı vardır. Bu konuda güneş enerjili bir sistem veya az enerji tüketecek bir sistem düşünülmeli ve belirli noktalarda pilot projeler hayata geçirilmelidir. Belediyelerimiz bu konuda çaba gösterirse biz de destek oluruz” dedi .
Kaynak: İHA