Sendikalardan Sürekli Eylem Kararı
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3 Temmuz 2012 tarihinde geçen torba yasayla, ruhsatı kamu kuruluşlarına ait linyit kömürü sahalarının özelleştirilmesi amacıyla Özelleştirme İdaresine devri sağlanacak.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayını sunulan Torba Yasa’nın iptal edilmesi için Muğla’nın Yatağan ilçesindeki başta Maden-İş Sendikası ve Tes-İş Sendikası başta olmak üzere yerel yönetimler, odalar ve sivil toplum kuruluşları ortak mücadele başlattı. “Evlek evlek sattık, böyle battık” dememek için toplandıklarını ifade eden Maden-İş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, linyit sahalarıyla ilgili belediye başkanlarının da imzalarının bulunduğu “Acil Müdahale Çağrısı” adı altında oluşturulan dosya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e gönderdi
Maden-İş Şube Süleyman Girgin, toplumsal ve iktisadi hayatın damarlarında dolaşan kanın enerji olduğuna dikkat çekerek, “Enerji özel ellere bırakılamaz. Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, haberleşme, sağlık ve tüm sanayi sektörlerini doğrudan ilgilendiren stratejik bir piyasa olan enerjinin ucuz, güvenli ve sürekli olması ve dışa bağımlı olmaması esastır. Torba yasaya eklenen bir madde ile elektrik üretiminde tek yerli kaynak durumunda olan linyit sahalarının 4046 sayılı yasa kapsamında özelleştirilmesinin önü açılmıştır. Oysa kamuya ait linyit sahaları enerjinin hem istenildiği anda bulunmasının bir garantisi, hem de olası enerji krizlerinde ya da piyasadaki diğer oyuncuların spekülatif amaçlı arz ve buna bağlı fiyat hareketlerinin önlenmesinde emniyet sübabıdır” dedi.
Enerjinin kamusal bir hak olduğunu ve piyasa koşularına terk edilmemesi gerektiğini savunan Girgin, “Termik santrallerimizin linyit sahaları ile birlikte özelleştirilmesi ülkemizin kendi ayağına kurşun sıkması demektir. Diğer özelleştirmelerde olduğu gibi enerji özelleştirilmelerinde hiçbir derde deva olmayacaktır. Enerji ucuzlayacaktır, işsizlik artacaktır, ülke ve bölge ekonomisi olumsuz etkilenecektir. Gelecekte geri dönüşü olmayan bu yoldan ülkemizin acilen vazgeçmelidir” dedi.
Girgin, devletin uhdesinde kalması gereken kömür sahalarının ve termik santrallerinin özel ellere devir sürecinin durdurulması gerektiğini öne sürerek, “Bugün yapılan diktatörlük ve padişahlık yasası dayatmasıdır. Bu ülke sahipsiz değildir. Özelleştirmenin sonuçlarını biliyoruz, her derde deva olmadığını gördük. Bu mücadeleyi kelleyi koltuğumuza alarak, bohçamızı hazırladık. Gözümüzü daldan budaktan sakınmayacağız. Elimiz, kolumuz bağlı oturmayacağız. İtirazımız var. Mücadele ateşimizi Yatağan’da yatıyoruz. Burada politik davranmıyoruz. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Bu saatten sonra artık ok yaydan çıktı ve bundan sonra oluşturduğumuzun komisyon ile sürekli eylem konusunda yön haritamızı belirleyeceğiz” diye konuştu.
Tes-İş Sendikası Şube başkanı Fatih Erçelik ise ülke enerji ihtiyacının yüzde 40’nın karşılandığı enerji üreten kurumların özelleştirilme kapsamına alındığını belirterek, “Muğla’da üç termik santral var. Bu santrallarda son 10 yıl içinde hiç yatırım yapılmamasına ve taşeron işçi hariç kadrolu işçi alınmamasına rağmen vergi rekortmenleri sırasında Muğla’da ilk üç kurum arasında, Türkiye genelinde ise 89. sırada yer alıyor. Bu kadar verimli bir tesisi özelleştirmek ülkemiz geleceği açısından da büyük bir risktir. Bizler enerji ve maden işçileri sendikası olarak ülkemizin en etkili kurumları arasında yer alan santrallerin ve linyit ocaklarının özelleştirilmesine karşıyız. Başlattığımız bu mücadele ile süreci tersine çevirebiliriz” dedi.
Yatağan Belediye Başkanı Haşmet Işık ise özelleştirmelerin ülkeyi karanlığa götürdüğünü ileri sürerek, yerel yönetimler olarak bu süreçte sonuna kadar mücadele edeceklerini sözlerine ekledi.
Basın açıklamasının ardından Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Yatağan Belediye Başkanı Haşmet Işık, belde belediye başkanları, oda başkanları ve sendikanın yönetim kurulu üyelerince linyit sahalarıyla ilgili dosya Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmek üzere imzalandı .
Kaynak: İHA
Maden-İş Şube Süleyman Girgin, toplumsal ve iktisadi hayatın damarlarında dolaşan kanın enerji olduğuna dikkat çekerek, “Enerji özel ellere bırakılamaz. Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, haberleşme, sağlık ve tüm sanayi sektörlerini doğrudan ilgilendiren stratejik bir piyasa olan enerjinin ucuz, güvenli ve sürekli olması ve dışa bağımlı olmaması esastır. Torba yasaya eklenen bir madde ile elektrik üretiminde tek yerli kaynak durumunda olan linyit sahalarının 4046 sayılı yasa kapsamında özelleştirilmesinin önü açılmıştır. Oysa kamuya ait linyit sahaları enerjinin hem istenildiği anda bulunmasının bir garantisi, hem de olası enerji krizlerinde ya da piyasadaki diğer oyuncuların spekülatif amaçlı arz ve buna bağlı fiyat hareketlerinin önlenmesinde emniyet sübabıdır” dedi.
Enerjinin kamusal bir hak olduğunu ve piyasa koşularına terk edilmemesi gerektiğini savunan Girgin, “Termik santrallerimizin linyit sahaları ile birlikte özelleştirilmesi ülkemizin kendi ayağına kurşun sıkması demektir. Diğer özelleştirmelerde olduğu gibi enerji özelleştirilmelerinde hiçbir derde deva olmayacaktır. Enerji ucuzlayacaktır, işsizlik artacaktır, ülke ve bölge ekonomisi olumsuz etkilenecektir. Gelecekte geri dönüşü olmayan bu yoldan ülkemizin acilen vazgeçmelidir” dedi.
Girgin, devletin uhdesinde kalması gereken kömür sahalarının ve termik santrallerinin özel ellere devir sürecinin durdurulması gerektiğini öne sürerek, “Bugün yapılan diktatörlük ve padişahlık yasası dayatmasıdır. Bu ülke sahipsiz değildir. Özelleştirmenin sonuçlarını biliyoruz, her derde deva olmadığını gördük. Bu mücadeleyi kelleyi koltuğumuza alarak, bohçamızı hazırladık. Gözümüzü daldan budaktan sakınmayacağız. Elimiz, kolumuz bağlı oturmayacağız. İtirazımız var. Mücadele ateşimizi Yatağan’da yatıyoruz. Burada politik davranmıyoruz. Herkesin desteğine ihtiyacımız var. Bu saatten sonra artık ok yaydan çıktı ve bundan sonra oluşturduğumuzun komisyon ile sürekli eylem konusunda yön haritamızı belirleyeceğiz” diye konuştu.
Tes-İş Sendikası Şube başkanı Fatih Erçelik ise ülke enerji ihtiyacının yüzde 40’nın karşılandığı enerji üreten kurumların özelleştirilme kapsamına alındığını belirterek, “Muğla’da üç termik santral var. Bu santrallarda son 10 yıl içinde hiç yatırım yapılmamasına ve taşeron işçi hariç kadrolu işçi alınmamasına rağmen vergi rekortmenleri sırasında Muğla’da ilk üç kurum arasında, Türkiye genelinde ise 89. sırada yer alıyor. Bu kadar verimli bir tesisi özelleştirmek ülkemiz geleceği açısından da büyük bir risktir. Bizler enerji ve maden işçileri sendikası olarak ülkemizin en etkili kurumları arasında yer alan santrallerin ve linyit ocaklarının özelleştirilmesine karşıyız. Başlattığımız bu mücadele ile süreci tersine çevirebiliriz” dedi.
Yatağan Belediye Başkanı Haşmet Işık ise özelleştirmelerin ülkeyi karanlığa götürdüğünü ileri sürerek, yerel yönetimler olarak bu süreçte sonuna kadar mücadele edeceklerini sözlerine ekledi.
Basın açıklamasının ardından Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat, Yatağan Belediye Başkanı Haşmet Işık, belde belediye başkanları, oda başkanları ve sendikanın yönetim kurulu üyelerince linyit sahalarıyla ilgili dosya Cumhurbaşkanlığı’na gönderilmek üzere imzalandı .