Çankırı Bölgesinde Deprem Riski
Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanışmanı Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara, depremden korunma kültürünün bir an önce oluşturulması gerektiğini söyledi.
Türk Kızılayı’nın Toplum Liderleri Teşkilatlandırma Projesi, Afet Zararlarını Azaltma Programı kapsamında Zonguldak’ta brifing veren Ahmet Mete Işıkara, depremler konusunda bilgi verdi. Sunum eşliğinde gerçekleştirilen brifingde, 1968’li yıllardaki haritayı gösteren Işıkara, “Zonguldak Kuzey Anadolu Fay hattına çok yakın. İkinci derecede deprem bölgesidir. Yeni verilerin ışığında AFAD buna çalışıyor. Muhtemelen Zonguldak birinci derece deprem bölgesi olacak. Bir de Bartın’da etkinlik var. Bunlar 1968’li yıllarda olmuş. Dolayısıyla her ne kadar ikinci derece diyorsak da Çankırı’da da potansiyel bir deprem bölgesi var. Zonguldak bundan hayli etkilenecek” diye konuştu.
TÜRKİYE’DE DEPREM BİTMEZ
Depremin meydana geldikten sonraki süreçte hatırlandığını ifade eden Işıkara, şunları söyledi: “Türkiye’nin güneybatısı senede 2.5 veya 3 milimetre kayıyor. Yahu bana ne. Açık açık söyleyeyim. Bunlardan bana ne. Benim bilmem gereken korunma kültürüdür. Geliyor oradaki hocalarımıza fayı soruyorlar. Tektonik soruyorlar. Nerede ne zaman deprem olsa Marmara Depremi’ni tetikler mi diye soruyorlar. Türkiye’de deprem bitmez. Bundan böyle depremin jeolojisinden çok korunma kültürü bilincine daha çok ağırlık verilmelidir. Depremlerin önceden belirlenmesi ve depremlerin tahmini bunlar iki farklı konudur. Depremlerin önceden belirlenmesi derken depremin nerede ne zaman olacağını söylemek demektir. Bilim bunu söylüyor. Ama zamanını söylemiyor. Ama sismik tehlike analizine geldiğimiz zaman farklı olasılık yöntemleri ile sismik tehlike analizi yapabiliyorsunuz ve tahmin yapabiliyorsunuz. Yani olma olasılığını söylüyorsunuz. Olma olasılığını söylemek tahmini vermek demek değildir."
BENİMKİSİ TAHMİN
İstanbul için 2014 yılını açıkladığını hatırlatan Işıkara, şöyle konuştu: "Bunu derken, ‘Hoca ilk defa tarih verdi’ deniliyor. Ben tarih vermedim bu bir tahmindir. Olma olasılığı da olmama olasılığı da var. Kurtuluşu yok er ya da geç Marmara sallanacak. Türkiye’nin kalbi sallanacak. Bu iki farkı da çok iyi bilmek lazım gelir. Şu an Türkiye’de deprem olma potansiyeli en yüksek olan yerler, ama başka yerlerde de olmayacak demek değildir. Çankırı depremi var. Bu deprem Zonguldak’a çok yakın. Epey sallanırsınız. Ben Avcılar olayı diyorum. 17 Ağustos 1999 depreminin merkez üssü Gölcük'tür. Şiddet Gölcük’te 10’dur. Avcılar’da şiddet 6. Kötü yapı olduğu zaman mesafe olmuyor, çöküyor. Zonguldak’ta depreme hazır bina yoksa bunlar yıkılacak demektir. Önerim böyle binaların tespit edilip kentsel dönüşümü başlatabilesiniz. Önce Van depremiydi orada sesimi çıkartmadım. Sonra Fethiye’de olunca bu haritayı paylaşmak istedim.” Deprem olma olasılığı yaşanan illeri açıklayan Işıkara, sözlerini şöyle sürdürdü: “Marmara’da 5 büyüklüğündeki deprem, Marmara’nın olağan etkinliğidir. 5 -5.9 arasındaki depremler üç hafta veya ayda bir kere olabiliyor. Bu depremler Türkiye genelinde olabiliyor. Fethiye depreminden önce 19 Mayıs 2011 de Simav depremi var. Koyun buna bir sene Mayıs-Haziran başı ne oldu, Fethiye’de deprem oldu. İstatistik teyit ediyor. Dolayısıyla şimdi Fethiye depreminin üzerine bir yıl koyun, 2013 yılında Türkiye’nin herhangi bir yerinde 6 büyüklüğünde bir deprem olursa benim için sürpriz olmaz. Kuzey Anadolu Fay üzerinde olanlar yani Çankırı, Tokat, Erzincan, Bingöl, Elazığ bunlar 7’nin üzerindedir. Hatay, 7’nin üzerinde olması muhtemel ildir. Marmara 6.5 ila 7 arasındadır. Gemlik’te öyle 7’nin üzerindedir”
GÜVENLİ BİNA YAPIN
Tetikleme diye bir durumun olmadığını ifade eden Prof.Dr. Mete Işıkara, artçı depremleri şöyle açıkladı: “Tetikleme diye bir şey yok. Bir büyük depremden sonraki süreç, 17 Ağustos depremini anlattığım zaman 110 kilometrelik bir fay oluştu. Oturmalar oluşuyor, işte artçı depremler bu yüzden oluşuyor. Dingin hale gelme sırasında büyük depremde oluşan fayın sağında ve solundaki sistemleri etkileyebiliyor. Ama bu bir büyük depremden sonra oluyor. Dolayısıyla tetikleme diye bir şey yok. Vatandaşımız, ‘Birisi çıksın da tetiklesin, depremin oluş zamanını söylesin ben çıkayım’ onu bekliyor. Bende diyorum ki, ‘Çıkacağına güvenli bina yap, evinde otur.’”
Kaynak: İHA
TÜRKİYE’DE DEPREM BİTMEZ
Depremin meydana geldikten sonraki süreçte hatırlandığını ifade eden Işıkara, şunları söyledi: “Türkiye’nin güneybatısı senede 2.5 veya 3 milimetre kayıyor. Yahu bana ne. Açık açık söyleyeyim. Bunlardan bana ne. Benim bilmem gereken korunma kültürüdür. Geliyor oradaki hocalarımıza fayı soruyorlar. Tektonik soruyorlar. Nerede ne zaman deprem olsa Marmara Depremi’ni tetikler mi diye soruyorlar. Türkiye’de deprem bitmez. Bundan böyle depremin jeolojisinden çok korunma kültürü bilincine daha çok ağırlık verilmelidir. Depremlerin önceden belirlenmesi ve depremlerin tahmini bunlar iki farklı konudur. Depremlerin önceden belirlenmesi derken depremin nerede ne zaman olacağını söylemek demektir. Bilim bunu söylüyor. Ama zamanını söylemiyor. Ama sismik tehlike analizine geldiğimiz zaman farklı olasılık yöntemleri ile sismik tehlike analizi yapabiliyorsunuz ve tahmin yapabiliyorsunuz. Yani olma olasılığını söylüyorsunuz. Olma olasılığını söylemek tahmini vermek demek değildir."
BENİMKİSİ TAHMİN
İstanbul için 2014 yılını açıkladığını hatırlatan Işıkara, şöyle konuştu: "Bunu derken, ‘Hoca ilk defa tarih verdi’ deniliyor. Ben tarih vermedim bu bir tahmindir. Olma olasılığı da olmama olasılığı da var. Kurtuluşu yok er ya da geç Marmara sallanacak. Türkiye’nin kalbi sallanacak. Bu iki farkı da çok iyi bilmek lazım gelir. Şu an Türkiye’de deprem olma potansiyeli en yüksek olan yerler, ama başka yerlerde de olmayacak demek değildir. Çankırı depremi var. Bu deprem Zonguldak’a çok yakın. Epey sallanırsınız. Ben Avcılar olayı diyorum. 17 Ağustos 1999 depreminin merkez üssü Gölcük'tür. Şiddet Gölcük’te 10’dur. Avcılar’da şiddet 6. Kötü yapı olduğu zaman mesafe olmuyor, çöküyor. Zonguldak’ta depreme hazır bina yoksa bunlar yıkılacak demektir. Önerim böyle binaların tespit edilip kentsel dönüşümü başlatabilesiniz. Önce Van depremiydi orada sesimi çıkartmadım. Sonra Fethiye’de olunca bu haritayı paylaşmak istedim.” Deprem olma olasılığı yaşanan illeri açıklayan Işıkara, sözlerini şöyle sürdürdü: “Marmara’da 5 büyüklüğündeki deprem, Marmara’nın olağan etkinliğidir. 5 -5.9 arasındaki depremler üç hafta veya ayda bir kere olabiliyor. Bu depremler Türkiye genelinde olabiliyor. Fethiye depreminden önce 19 Mayıs 2011 de Simav depremi var. Koyun buna bir sene Mayıs-Haziran başı ne oldu, Fethiye’de deprem oldu. İstatistik teyit ediyor. Dolayısıyla şimdi Fethiye depreminin üzerine bir yıl koyun, 2013 yılında Türkiye’nin herhangi bir yerinde 6 büyüklüğünde bir deprem olursa benim için sürpriz olmaz. Kuzey Anadolu Fay üzerinde olanlar yani Çankırı, Tokat, Erzincan, Bingöl, Elazığ bunlar 7’nin üzerindedir. Hatay, 7’nin üzerinde olması muhtemel ildir. Marmara 6.5 ila 7 arasındadır. Gemlik’te öyle 7’nin üzerindedir”
GÜVENLİ BİNA YAPIN
Tetikleme diye bir durumun olmadığını ifade eden Prof.Dr. Mete Işıkara, artçı depremleri şöyle açıkladı: “Tetikleme diye bir şey yok. Bir büyük depremden sonraki süreç, 17 Ağustos depremini anlattığım zaman 110 kilometrelik bir fay oluştu. Oturmalar oluşuyor, işte artçı depremler bu yüzden oluşuyor. Dingin hale gelme sırasında büyük depremde oluşan fayın sağında ve solundaki sistemleri etkileyebiliyor. Ama bu bir büyük depremden sonra oluyor. Dolayısıyla tetikleme diye bir şey yok. Vatandaşımız, ‘Birisi çıksın da tetiklesin, depremin oluş zamanını söylesin ben çıkayım’ onu bekliyor. Bende diyorum ki, ‘Çıkacağına güvenli bina yap, evinde otur.’”