Etiğin Kitabı Yeniden Yazılmalı
Endüstrileşmeyle başlayan ve 21. yüzyılda teknolojideki hızlı gelişimle devam eden sürecin, etik ve ahlak konusunda çöküşe yol açtığını söyleyen Doç. Dr. Çağatay Üstün, “Kişi hak ve özgürlükleri, toplumsal yaşam ve değerlerin önüne geçti. Etik kurallar yenilenmelidir” dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Çağatay Üstün, Gaziemir Belediyesi tarafından 25 Mayıs Etik Günü nedeniyle düzenlenen “Etiği bir üst değer yapabilmek” konulu konferansta çarpıcı açıklamalarda bulundu.
2011 yılının Ocak ayında “Her Şeye Rağmen Etik” ana başlığını taşıyan sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren Doç. Dr. Üstün, belediye çalışanları ile kaymakamlık ve ilçe kamu kuruluşlarında görevli personele; etik ve ahlaki değerler konusunda yaşananları ve gelinen noktayı anlattı. Başlattığı projeyle, toplumda etik bir bilinç ve farkındalık oluşturmaya çalıştığını anlatan Doç. Dr. Üstün, 19. yüzyılda başlayan endüstrileşmenin; etik ve ahlaki değerleri çürütmeye başladığını dile getirdi. Doç. Dr. Üstün, 21 yüzyılda teknolojide görülen baş döndürücü gelişmenin bu alandaki çürümeyi, çöküşe döndürdüğünü savundu. Etik ve ahlak kavramlarına giriş, etik ve ahlak düzleminin hükmettiği alanlar, etik sorunların ortaya çıkış şekilleri ve çeşitlerini örneklerle anlatan Doç. Dr. Üstün, etik ve ahlak konusundaki ilkelerin yeniden yazılmasının şart olduğunu söyledi.
SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ
Dünyada savaşların olmaması için 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, sonraki yıllarda yaşanan ihlallerle geçerliliğini kaybettiğine işaret eden Doç. Dr. Üstün, “Yeni bir etik sözleşme yapılmak zorundadır. Kişisel çıkarlar ve doğrular, insanların muhakeme yeteneğini kaybetmesine yol açtı. Etik ve ahlak konusu, toplumsal yaşam ve değerlerin önüne geçti. İletişim özgürlüğünü arkasına saklanan bir kişi, ölümcül tehlikeye rağmen uçakta cep telefonunu kapatmamak için direnebiliyor. Etik ve ahlaki açmaz, giderek genişliyor” diye konuştu.
Bu konudaki bozulmanın 1,5 asırlık dönemde yaşananların sonucu olduğunun altını çizen Doç. Dr. Üstün, sosyal sorumluluk projesi kapsamında verdiği konferanslarda ortaya çıkan çözüm önerilerini de şöyle özetledi, Her birey önce kendi etik ve ahlaki sorumluluğunu bilmeli. Cinsiyet ayrımcılığına son verilmeli. Düşüncenin cinsiyeti yoktur. Doğadaki tüm canlıların yaşam hakkına saygı gösterilmeli. Evlilik öncesi, ‘aile birliği kursları’ düzenlenmeli. Sosyal ve iş yaşamında mobbingin etkileri en aza indirilmeli. Yetki sahibi kişiler, kendi iş ve çalışma koşullarında etiği hakim kılacak tedbirleri almalı. Özel sektör ve kamuda israf ve zarar verici yaklaşımlar önlenmeli .
Kaynak: İHA
2011 yılının Ocak ayında “Her Şeye Rağmen Etik” ana başlığını taşıyan sosyal sorumluluk projesini hayata geçiren Doç. Dr. Üstün, belediye çalışanları ile kaymakamlık ve ilçe kamu kuruluşlarında görevli personele; etik ve ahlaki değerler konusunda yaşananları ve gelinen noktayı anlattı. Başlattığı projeyle, toplumda etik bir bilinç ve farkındalık oluşturmaya çalıştığını anlatan Doç. Dr. Üstün, 19. yüzyılda başlayan endüstrileşmenin; etik ve ahlaki değerleri çürütmeye başladığını dile getirdi. Doç. Dr. Üstün, 21 yüzyılda teknolojide görülen baş döndürücü gelişmenin bu alandaki çürümeyi, çöküşe döndürdüğünü savundu. Etik ve ahlak kavramlarına giriş, etik ve ahlak düzleminin hükmettiği alanlar, etik sorunların ortaya çıkış şekilleri ve çeşitlerini örneklerle anlatan Doç. Dr. Üstün, etik ve ahlak konusundaki ilkelerin yeniden yazılmasının şart olduğunu söyledi.
SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ
Dünyada savaşların olmaması için 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, sonraki yıllarda yaşanan ihlallerle geçerliliğini kaybettiğine işaret eden Doç. Dr. Üstün, “Yeni bir etik sözleşme yapılmak zorundadır. Kişisel çıkarlar ve doğrular, insanların muhakeme yeteneğini kaybetmesine yol açtı. Etik ve ahlak konusu, toplumsal yaşam ve değerlerin önüne geçti. İletişim özgürlüğünü arkasına saklanan bir kişi, ölümcül tehlikeye rağmen uçakta cep telefonunu kapatmamak için direnebiliyor. Etik ve ahlaki açmaz, giderek genişliyor” diye konuştu.
Bu konudaki bozulmanın 1,5 asırlık dönemde yaşananların sonucu olduğunun altını çizen Doç. Dr. Üstün, sosyal sorumluluk projesi kapsamında verdiği konferanslarda ortaya çıkan çözüm önerilerini de şöyle özetledi, Her birey önce kendi etik ve ahlaki sorumluluğunu bilmeli. Cinsiyet ayrımcılığına son verilmeli. Düşüncenin cinsiyeti yoktur. Doğadaki tüm canlıların yaşam hakkına saygı gösterilmeli. Evlilik öncesi, ‘aile birliği kursları’ düzenlenmeli. Sosyal ve iş yaşamında mobbingin etkileri en aza indirilmeli. Yetki sahibi kişiler, kendi iş ve çalışma koşullarında etiği hakim kılacak tedbirleri almalı. Özel sektör ve kamuda israf ve zarar verici yaklaşımlar önlenmeli .