Orakoğlu: Türkiye'deki Gladyo Davasında Çok Az Kişi Yargılanıyor

Ergenekon davasında tanık sıfatıyla ifadesine başvurulan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, dünyadaki ilk gladyo yapılanmasının İtalya'da yargılandığını söyledi.

İtalya'da 8–9 bin kişinin yargılandığını belirten Orakoğlu, Türkiye'de gladyo suçlamasıyla çok az kişinin yargılandığını dile getirdi.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu'nun tanık sıfatıyla ifadesine başvuruldu. Orakoğlu, görev yaptığı dönemde Türkiye'de bir gladyo yapılanması olduğunu gösteren işaret bulunduğunu ifade etti.

"AĞAR İLE BİRBİRİMİZİ SEVMEYİZ"

Sadece 4 ay daire başkanlığı yaptığı gerekçesiyle eleştirilere hedef olduğunu belirten Orakoğlu, "Yıllarca Terörle Mücadele ve İstihbarat şubelerinde görev yaptıktan sonra bu göreve atandım. Benim daire başkanlığımın Mehmet Ağar tarafından engellenmek istendiğini biliyorum. O dönem Mehmet Ağar kızını kaybetmişti. Ağar'ın engellemesine ilişkin Bakan Meral Akşener bana 'Ağar'a geçmiş olsun dememişsin' dedi.

Oysa demiştim ancak yine de yanına giderek bir daha geçmiş olsun dileğinde bulundum. Ondan kısa süre sonra da atama kararım çıktı. Mehmet Ağar ile birbirimizi sevmeyiz. Mülkiye ve emniyet içindeki yapılanmasını temizlenmem için görevlendirilmiştim." dedi.

"MUMCU VE EMEÇ'E, ÖNCE BİRER DOSYA GÖNDERİLDİ, SONRA DA ÖLDÜRÜLDÜ"

Gazeteci yazar Uğur Mumcu'nun, Türkiye’deki gladyo tipi bir yapılanmayı araştırdığını hatırlatan Orakoğlu, "Uğur Mumcu’ya çok önemli bilgilerin bulunduğu bir dosya gönderiliyor. Uğur Mumcu, Özal’ı arıyor, görüşemeyince Eşref Bitlis Paşa’ya anlatıyor. Anlattığı sabah Uğur Mumcu’ya suikast oluyor. Eşref Bitlis Paşa da bir süre sonra şüpheli bir uçak kazasında ölüyor ya da öldürülüyor." ifadelerini kullandı. Bu sözler üzerine Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, bahsedilen bu dosyayı kimin getirdiğini sordu. Orakoğlu ise "CIA olduğu şüphesi var. Hatta Çetin Emeç’e de böyle bir dosya gönderildiği iddiası var." şeklinde konuştu.

"VELİOĞLU'NUN DNA'SI İNCELENİRSE İYİ OLUR"

Hüseyin Velioğlu'nun da kullanıldığından şüphelenerek, gladyoyu araştırmaya başladığını aktaran Orakoğlu, bu tür cinayetlerin arkasında hep İran tipi devletlerin izinin bırakıldığını, gladyo tipi yapılanmalara ulaşılamayacağını anlattı. Cinayeti işletenlerin, şüpheleri, özellikle dini özellikleri ön plana çıkan devletlere yönlendirdiklerini ifade eden Orakoğlu, "Soğuk savaş döneminde derin devletlerin terör örgütü kurarak yönettiği biliniyor. Hizbullah’ın bu açıdan irdelenmesi gerekir. Hüseyin Velioğlu’nun DNA’sı incelenirse iyi olur." diye konuştu.

Gaffar Okkan cinayetinin, Hizbullah örgütünün işi olamayacağını ileri süren Orakoğlu, "Olsa bile devletin derin yapısı içinde olabilir. Hizbullah, böyle eylemi yapabilecek kapasitede değildi. Bu şekilde korunan birine suikast, ancak savaş eğitimi almış birileri tarafından yapılabilir ki Okkan’a nokta atışı da yapılmıştı." diye konuştu.

Abdullah Öcalan grubunun ilk kez 1970'li yıllarda ortaya çıktığını belirten Orakoğlu, "Apocular olarak bilinirdi. Öcalan, Refik Korkut’a ait Fikir Kulüplerinde çay getirip götürüyordu. Burası, NATO’cuların yeriydi. Eski Yargıtay Başkanı İmren Ökten ölünce, muhafazakârların protesto gösterilerine Öcalan da katılıyor. Aynı Öcalan, Şafak Bildirisi dağıtan sol grupta da yer alıyor. O kadar insan gözaltına alınırken, Öcalan her seferinde korunuyor." dedi.

Gladyonun Türkiye’de farklı bir yol izlediğini ifade eden Orakoğlu, "Bölücü ve aşırı sol grupları da içine alıyor. 1980 darbesi öncesi sağ-sol çatışması yaratıldı. Sağ ve sol kanattan çok önemli beyinlerin de aralarında bulunduğu 5 bin kişi öldü. Bu, gladyo tipi yapının gerilim stratejisiydi." iddiasında bulundu.

"SUSURLUK'TA YAŞANAN KAZA DEĞİLDİ"

Orakoğlu, "Susurluk’ta yaşanan kaza değildi. Benim anlattığım derin yapı tarafından öldürüldüler. Sonra TBMM’de komisyon kuruldu. Teoman Koman, ifade vermeye gitmedi. O komisyonda görev yapan iki kişi şüpheli kazalarda öldü." şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'DEKİ GLADYO DAVASINDA ÇOK AZ KİŞİ YARGILANIYOR"

İlk gladyo operasyonunun İtalya’da yapıldığını ve orada 8-9 bin kişinin yargılandığını belirten Orakoğlu, "Türkiye’de yapılan yargılamada yargılanan kişi sayısı çok az." diye konuştu.

"28 ŞUBAT DİĞER DARBELERDEN FARKLI"

28 Şubat’ın diğer darbelerden farklı olduğunu belirten Orakoğlu, Diğer darbeleri yapanlar ülkeyi en kısa zamanda tekrar sivil demokrasiye geçirdi ama 28 Şubat bin yıl sürmesi planlanan ve ülkenin genleriyle oynandığı bir darbe sürecidir." iddiasında bulundu.

"BATI ÇALIŞMA GRUBU, TÜRKİYE'Yİ İHTİLALE GÖTÜRMEYİ AMAÇLAYAN İLLEGAL BİR CUNTADIR"

Savcı Pekgüzel, "Batı Çalışma Grubu (BÇG)'nu biliyor musunuz?" diye sordu. Orakoğlu, bu soruya da "Tabii ki biliyorum. BÇG, Türkiye’yi ihtilal şartlarına götürmek için kurulmuş, illegal bir cunta grubudur. İnsanların, devletin fişlenmesiyle ilgilidir. BÇG’nin bir fişleme, bir de psikolojik harp konusunda çalışma grubu vardı. 41 kişinin BÇG’ye girme yetkisi vardı. Onların dışında kimse giremezdi. Ordunun yapısını da bozdu. BÇG subayları, üstlerini dinlemezdi." diye konuştu.

BÇG'nin, daha sonra Başbakanlık Takip Merkezi’ne dönüştürüldüğünü belirten Orakoğlu, "Şu an artık lağvedildiğini düşünüyorum ama şüphelerim de var." ifadesini kullandı.

"28 ŞUBAT SÜRECİNDEKİ DARBE PLANLARININ BELGESİNİ DEMİREL'E BEN GÖTÜRDÜM"

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, "Uganda’da, Zambiya’da darbe olsa MİT bize haber verirdi. Ancak bize yapılacak darbeyi haber vermediler." dediğini hatırlatan Orakoğlu, "Emniyet İstihbarat Dairesi olarak görevimiz olmamasına rağmen, biz 90’lı yıllarda 28 Şubat süreciyle BÇG adıyla bir yapı oluşturulduğunu ve darbe planladığını ortaya çıkardık. Darbenin belgesini bizzat ben, Demirel’e gönderdim. Tamamı 5 belge, ıslak imzalı BÇG’nin belgesiydi. O zaman Cumhurbaşkanı olarak gereğini yapması ve darbeyi engellemesi gerekirken, benim gönderdiğim belgeyi, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’ya yolladı. O da Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya’ya gönderdi. Daha sonra da bu olay, bize yönelik bir operasyona döndü ve ben askeri mahkemede 'Askeri belge sızdırmak'tan yargılandım, vatan haini ilan edildim. Ben onlardan daha çok bu ülkeye hizmet ettim." dedi.

Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, saat 17.00'de duruşmayı yarın saat 08.45'e ertelediklerini açıkladı.