'İdrar Yolu Enfeksiyonlarında Ateşe Dikkat'

Ankara Üniversitesi Üroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tarkan Soygür, idrar yolu enfeksiyonlarında ateşin en çok dikkat edilmesi gereken nokta olduğunu belirterek, "Ateşli enfeksiyonların böbrek enfeksiyonları anlamına gelir. Böbrek enfeksiyonları ileride böbreklerde kalıcı hasara sebep olabilir" dedi.

Ankara Üniversitesi İbn-i Sina Hastanesi Üroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tarkan Soygür, idrar enfeksiyonları ve gece-gündüz alt ıslatmaları konusunda yaptığı açıklamada, idrar yolu enfeksiyonlarında ateşe dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

İdrar yolunun belirtileri hakkında bilgiler veren Soygür, "İdrar yolu enfeksiyonu yaşa göre değişik bulgular verebilir. Küçük bebeklerde en önemli bulgusu sebepsiz bir ateş, beslenmeyi reddetme, huzursuzluk ve genel durum bozukluğu olabilecekken daha büyükçocuklarda idrar yapmayla ilgili problemler, sık idrara gitme, idrar yapıp rahatlayamama, yanma ve beraberinde ateş olup olmaması gibi bulgularla karşımıza çıkabilir. Bizim idrar yolu enfeksiyonlarında en dikkat ettiğimiz şey enfeksiyonun ateşli olup olmamasıdır" dedi

Ateşli enfeksiyonların böbrek enfeksiyonları anlamına geldiğini belirten Soygür, böbrek enfeksiyonlarının ileride böbreklerde kalıcı hasara sebep olabileceğini ifade etti.

"ENFEKSİYONA SEBEP OLAN DURUM MUTLAKA ARAŞTIRILMALI"

"Özellikle ateşli idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocukların enfeksiyon tedavi edildikten Sonra mutlaka bu enfeksiyonu niçin geçirdiklerinin araştırılması gerekir" diyen Soygür, "Çünkü tekrar eden enfeksiyonlar tekrar tekrar böbrek hasarlanmasına ve belki de ileride Son dönem böbrek yetmezliğine kadar gidebilecek tablolara sebep olabilir" diye konuştu.

İdrar yolu enfeksiyonu tanısının idrar tahlili ve idrar kültürü denilen iki testle konulduğunu belirten Soygür, tahlil ve kültürün mutlaka çocuğun yaşına ve cinsiyetine uygun şekilde alınması gerektiğini ifade etti.

Soygür, her yaş grubunda aynı şekilde alınan idrar tahlil ve kültür Sonucunun aynı şekilde güvenilir neticeler vermediğini belirterek, uygun tanı konmuşsa etkin, yeterli ve düzgün antibiyotik kullanımıyla enfeksiyonların tedavisinin mümkün olduğunu söyledi.

Özellikle ateşli enfeksiyonlardanSonra sadece enfeksiyonun tedavi edilmesi yeterli olmadığını vurgulayan Soygür, "Mutlaka bu enfeksiyona sebep olan bir neden var mı diye araştırma yapılmalıdır. Bunlar doğmalık nedenler olabilir. İdrar kanallarında doğmalık darlıklar olabilir. Mesaneden yukarıya böbreklere idrar geri kaçışı dediğimiz reflü dediğimiz hastalık olabilir. Veya ülkemizde sık gördüğümüz üriner sistem idrar yolları taş hastalığı olabilir. Eğer altında böyle bir neden varsa antibiyotikle yapılacak tedaviden kısa bir süre Sonraneden ortaya konmadığı için ve ortadan kaldırılmadığı için enfeksiyon tekrar edecektir. Bu nedenle biz bütün çocuklarda ateşli idrar yolu enfeksiyonu tedavi edildikten Sonra gerekli testlerle sebebini araştırmaya çalışıyoruz" dedi.

"İDRAR YOLU ENFEKSİYONU TEDAVİ EDİLMEZSE BÖBREĞİN KAYBINA SEBEP OLABİLİR"

Soygür, tekrar eden ateşli idrar yolu enfeksiyonlarının böbrek enfeksiyonları anlamına geldiğini vurgulayarak, bu durumun böbrek enfeksiyonlarından Sonra böbreğin belli kısımlarının kaybı ve tekrar eden enfeksiyonlar neticesinde ileride Son dönem böbrek hasarı veya böbrek yetmezliği durumu gelişmesinin söz konusu olduğunu belirtti.

Türkiye'de hala çocuk yaş grubunda en önemli böbrek yetmezliği nedenlerinden bir tanesinin geçirilen ateşli idrar yolu enfeksiyonu yani böbrek enfeksiyonu olduğunu belirtenSoygür, bu durumun çok önemli olduğunu söyleyerek, idrar yolu enfeksiyonu şüphesi varsa mutlaka idrar tahlili ve kültürü yapılması gerektiğini ifade etti.

İdrarın alınış şekli ve toplanış şeklinin tahlil ve kültür Sonuçlarını etkileyebildiğini söyleyen Soygür, "Bazen hiç enfeksiyon yokken de enfeksiyon varmış gibi Sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Gereksiz ve fazladan antibiyotik kullanımına yol açabilmektedir ki vücudun bir süre Sonra birçok mikro organizmaya, bakteriye karşı direnç gelişmesine yol açan bugereksiz, fazladan antibiyotik kullanım durumu gerektiği durumlarda elimizde yeterli ve etkin antibiyotiklerin olmamasına kadar giden sorunlara yol açabilmektedir. Yani idrarın alınış şekli, toplanış şekli ve Sonuca göre uygun antibiyotiğin kullanılması Son derece önemlidir" şeklinde konuştu.

"BEŞ YAŞINA KADAR İDRAR KAÇIRMAK NORMAL"

Prof. Dr. Soygür, doktorlar olarak idrar kaçırmalarını gece ve birlikte gündüz olan idrar kaçırmaları şeklinde 2'ye ayırdıklarını söyledi.

Soygür, idrar kaçırmalarında 5 yaşına kadar olan çocuklarda gece idrar kontrolünü çok beklemediklerini belirterek, "5 yaşından Sonra bir çocuk yatak ıslatmaya devam ediyorsa, bu, gece yatak ıslatma veya tıp dilinde Enürezis olarak adlandırılıyor. 5 yaşından Sonra yatağını ıslatan bir çocukta gerekli tetkikler Sonucunda uygun tedavi protokolleri kullanılarak busorundan kurtulmak mümkün" dedi

Gündüz idrar kaçırmayı daha önemli bir problem olarak gördüklerini belirten Soygür, "Gündüz idrar kaçırmada idrar yolu enfeksiyonu riski, beraberinde üst üriner sistem dediğimiz böbreklerin hasarlanma riski daha fazla. Özellikle gündüz sıkışan, sıkışıp tuvalete yetişemeyen, tuvalete yetişene kadar idrarını kaçıran veya tuvaletini ya da çişini beklettiği için, tuvalete gitmediği için, Son dakikaya kadar idrarını beklettiği için tuvalete yetişemeyip idrarını kaçıran çocuklarda bizim endişemiz biraz dahafazla. Çünkü bu problem düzeltilmezse, biraz önce de söylediğim gibi tekrar eden idrar yolu enfeksiyonlarına bunun Sonucunda da böbrek enfeksiyonlarına kadar giden bir tablo söz konusu olabiliyor" dedi.

Özellikle idrar kaçıran çocuklarda çoğunlukla birlikte giden bir şikayetin kabızlık olduğunu belirten Soygür, "Bağırsaklarla ilgili problemlerde görülüyor bu çocuklarda. Bazen iyi sorgulanmadığında altta yatan ciddi bir kabızlık, idrar kaçırma şikayetlerinin önemli bir sebebi oluyor. Kabızlık tedavi edildiğinde idrar kaçırma ile ilgili sorunlarda ortadan kalkıyor. Bu nedenle biz idrar kaçıran bir çocukta öncelikle 'Sadece gece mi gündüz mü kaçırıyor', 'Gece ve gündüz bir arada mı kaçırıyor', 'Beraberindekabızlık gibi problemleri var mı' bunları mutlaka sorguluyoruz. Sadece gece idrar kaçıran çocukta yaşı 5'in üzerinde ise biraz önce belirttiğim gibi uygun tetkik ve tanısal testlerin ışığında verilecek Son derece etkin tedavi yöntemleriyle bu gece idrar kaçırma sorunundan kurtulmak mümkün" dedi.

Gündüz idrar kaçıran çocuklarda daha detaylı incelemelerin gerekli olduğunu belirten Prof. Dr. Soygür, şunları kaydetti: "Gece yatak ıslatma şikayeti olan çocuklarda tedavide kullandığımız etkin ilaçlar var. Gece idrar yapımını azaltarak idrar kaçırmayı engelleyen ilaçlar tedavide Son derece etkili ve güvenle kullanılıyor. İlginçtir bu ilaçlara ait halk arasında 'kısırlık yapıyor çocuk sahibi olmayı engelliyor' şeklinde bir takım doğru bilinen ama yüzde 100 yanlış olan inanışlar söz konusu. Doktor tarafından verilen bu ilaçların aslında kesinlikle kısırlık yapma ya da çocuk sahibi olmayı engelleme gibi bir yan etkisi sözkonusu değildir. Doktor uygun görmüşse, doktorun önerdiği sürece güvenle kullanılabilen ve yüzde 70'lere varan etkinlik yani tedavide başarı durumu söz konusu olan ilaçlardır." Doğmalık idrar yolu problemleri nedeniyle hastanede yatan 3 yaşındaki bir bebeğin durumu hakkında bilgi veren Soygür, "Bu hastamız daha önce ameliyat geçirmiş ama bu ameliyatlar Sonucunda istenilen neticeye ulaşılamamış. Bu nedenle şu an için böbreklerdeki idrar böbreklere takılan tüplerle dışarıya alınıyor. Ama daha Sonra var olan idrar yolu enfeksiyonu düzeltildikten Sonra bu tüplerden kurtarabilmek için uygun cerrahi müdahalelerin yapılması ve tekrar aşağıdan normal yerinden idrar yapar halegetirilmesi planlanan bir hastamız. Biraz uzunca bir sürecimiz var. Biraz zaman alacak. Ancak enfeksiyonların önüne geçebildik. Sonuçta idrar yolu enfeksiyonlarında bazen bu derece ciddi doğmalık sorunlar söz konusu olabiliyor. Bunlar zamanında uygun şekilde tedavi edilmezse bu noktalara kadar varabilen Sonuçlara yol açabiliyor. Elimizden gelenin en iyisini yapıp düzeltmeye çalışacağız" dedi.

Kaynak: İHA