Tüm Çalışanlar Federasyonu: 1 Mayıs Kardeşçe Kutlanmalı
Tüm Çalışanlar Federasyonu (TÜÇAF) Yönetim Kurulu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı nedeniyle bir açıklama yaparak, bayramların kardeşlik içerisinde kutlanması gerektiğine dikkat çekti.
TÜÇAF'tan yapılan yazılı açıklamada, 20. yüzyılın başlarında şenlik havası içerisinde kutlanan 1 Mayıs'a 1977'de Taksim Meydanı’nda kana bulandığı hatırlatıldı. 1 Mayıs denince akla emek ve sermaye geldiği bildirilen açıklamada, "Emek ve sermaye ilişkisi günümüzde hala aktüelliğini koruyan bir mevzu olarak varlığını sürdürmektedir. Bize göre üretimde temel esas emektir. Temelde emek kabul edilmediği takdirde, sermaye mesnetsiz kalır, gelişecek temel bulamaz. Üretim faaliyetleri, emekle sermayenin birlikteliğiyle oluşur ve birbirini destekler. Ne her şey emekten ibarettir, ne de sermaye sadece bir sömürü vasıtası, emekçinin kanını emen bir parazitten ibarettir. Emek ile sermaye ruh ve ceset gibi bir bütündür ve emek esas, sermaye ise ona tâbidir." denildi.
İslâm dininin emek karşısında sermayeye bir üstünlük ve öncelik vermediği, aksine tabiatı icabı güçlü olan ve daha da güçlenmek isteyen sermaye için bazı sınırlamalar getirip emeği ön plana çıkardığı belirtilen açıklamada, "Zekât, sadaka ve infak prensibi, kefâretler, faiz yasağı, dilenciliğin yasaklanıp çalışmanın teşvik edilmesi, bireyin ve aile fertlerinin geçimi için çalışmasının ibadet sayılması bu yönde alınmış önlemlere örnek olarak sayılabilir. Üst gelir gruplarından alt gelir gruplarına çeşitli yollarla yapılacak gelir transferleri tüketim mallarına olan talebi arttıracak, bu da fertlerin daha fazla tasarruf imkânı elde etmeleri demek olan üretimin ve millî gelirin artmasına yol açacaktır. Küçük-büyük tasarruflarla oluşturulan, fertlerin pay sahibi olduğu şirketler, sermaye oluşum sürecine katkı sağlamalı. Büyük yatırımları, fertlerin tasarruflarını bir araya getirerek oluşturdukları şirketler aracılığıyla gerçekleştirmeli. Küresel sermayeli güçlerle rekabet de bu şirketlerle sağlamalıdır." ifadeleri kullanıldı.
Fırsatları iyi değerlendiren sermaye kazanırken, kaybedenlerin olmaması için; sermayeden şefkat ve merhamet, emekten de hürmet ve itaat beklendiği aktarılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "İşçi, hakkını teri kurumadan almalı; aynı zamanda başında bulunduğu tezgâhı çalıştırıp, işini hakkıyla tamamlamalı ve işverenin hakkını da gözetmelidir. İşte o zaman sermaye ve emeğin her ikisi de kutsileşecek, sömüren-sömürülen çatışma ve çelişkisi de tamamen ortadan kalkacaktır. Başka hiçbir yapı sürdürülebilir değildir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm çalışma hayatı içinde bulunan kardeşlerimizin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramının, milletimize ve tüm insanlığa barış, huzur, mutluluk getirmesini diliyoruz."
İslâm dininin emek karşısında sermayeye bir üstünlük ve öncelik vermediği, aksine tabiatı icabı güçlü olan ve daha da güçlenmek isteyen sermaye için bazı sınırlamalar getirip emeği ön plana çıkardığı belirtilen açıklamada, "Zekât, sadaka ve infak prensibi, kefâretler, faiz yasağı, dilenciliğin yasaklanıp çalışmanın teşvik edilmesi, bireyin ve aile fertlerinin geçimi için çalışmasının ibadet sayılması bu yönde alınmış önlemlere örnek olarak sayılabilir. Üst gelir gruplarından alt gelir gruplarına çeşitli yollarla yapılacak gelir transferleri tüketim mallarına olan talebi arttıracak, bu da fertlerin daha fazla tasarruf imkânı elde etmeleri demek olan üretimin ve millî gelirin artmasına yol açacaktır. Küçük-büyük tasarruflarla oluşturulan, fertlerin pay sahibi olduğu şirketler, sermaye oluşum sürecine katkı sağlamalı. Büyük yatırımları, fertlerin tasarruflarını bir araya getirerek oluşturdukları şirketler aracılığıyla gerçekleştirmeli. Küresel sermayeli güçlerle rekabet de bu şirketlerle sağlamalıdır." ifadeleri kullanıldı.
Fırsatları iyi değerlendiren sermaye kazanırken, kaybedenlerin olmaması için; sermayeden şefkat ve merhamet, emekten de hürmet ve itaat beklendiği aktarılan açıklamada, şu görüşlere yer verildi: "İşçi, hakkını teri kurumadan almalı; aynı zamanda başında bulunduğu tezgâhı çalıştırıp, işini hakkıyla tamamlamalı ve işverenin hakkını da gözetmelidir. İşte o zaman sermaye ve emeğin her ikisi de kutsileşecek, sömüren-sömürülen çatışma ve çelişkisi de tamamen ortadan kalkacaktır. Başka hiçbir yapı sürdürülebilir değildir. Bu duygu ve düşüncelerle tüm çalışma hayatı içinde bulunan kardeşlerimizin, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramının, milletimize ve tüm insanlığa barış, huzur, mutluluk getirmesini diliyoruz."