Denizciliğin Önündeki Engel Yanlış Politikalar ve Yanlış Algı

Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreteri Korer Özbenli, birçok deniz ülkesinden çok daha fazla kıyı şeridine sahip Türkiye’de, denizden endüstriyel boyutta yeterince istifade edilmediğini belirterek, “Akdeniz’deki bir limanı kapatan kent olmanın ayıbı yeter zaten” dedi.

Denizciliğin Önündeki Engel Yanlış Politikalar ve Yanlış Algı
Türkiye’nin denizciliğe verdiği önemi İHA muhabirine değerlendiren Mersin Deniz Ticaret Odası Genel Sekreteri Özbenli, Türkiye’de yanlış algı ve yanlış politikalar nedeniyle denizcilikten yeterince istifade edilemediğini kaydetti.

8 bin 333 kilometre kıyı şeridi ile övünülen Türkiye’de denizcilikten endüstriyel boyutta ne kadar istifade edildiğinin tartışılır olduğunu söyleyen Özbenli, bu kadar uzun kıyı şeridine sahip Türkiye’de denizcilikten yararlanma çok daha fazla olması gerekirken, Avrupa’daki örnekleri ile karşılaştırıldığında çok gerilerde kaldığına dikkat çekti.

Özbenli, “Avrupa’da kıyı şeridi bizden çok çok daha az olan ülkelere baktığımız zaman tabloyu çok daha net görüyoruz. Örneğin, Belçika’nın denize kıyısı sadece 66 kilometre ama bu ülkenin Anvers Limanı Avrupa’nın önemli ticaret merkezlerinden biridir. Bugün Hollanda’ya bakıyorsunuz 466 kilometre kıyı şeridi var ama onların da bir Rotterdam Limanı var. Mersin’in kıyısı ise 321 kilometre. Siz Avrupa’daki pek çok devletten çok daha fazla kıyı şeridine sahipsiniz bir il olarak ve Mersin Limanı’nın bir ekonomik boyutu var ki, Mersin ekonomisinin can damarı limandır. Mersin’in ekonomisi limandır. Böyle bir limanımız varken, limancılığın bu kadar ekonomiye katkısının getirisi bilinirken, daha küçük çapta bir limanınızı, Taşucu SEKA Limanı’nı kapatıyorsunuz. Akdeniz’deki bir limanı kapatan bir kent olmanın ayıbı yeter zaten bir insana bir devlet olarak. Deniz ve kıyı şeridinden Mersin istifade edemiyor ama Türkiye istifade edemiyor yeterince” dedi.

“BUNLAR YANLIŞ POLİTİKALAR”
Bu anlamda uygulanan politikaları da eleştiren Özbenli, özellikle Mersin’in Silifke İlçesi Taşucu Beldesi’nde limanla ilgili atılan adımlara tepki gösterdi. “Taşucu’nda belediyenin çalıştırdığı küçük bir liman var. Aslında bir balıkçı barınağıdır orası. Siz limanı kapatıyorsunuz balıkçı barınağından medet umuyorsunuz, ‘burası çalışsın’ diyorsunuz. Niye? Onun ekonomisi belediyeyi besleyecek diye. Bunlar yanlış politikalar” diyen Özbenli, Türkiye’de liman, iskele, balıkçı barınağı gibi 160 tane kıyı tesisi bulunduğunun, bunların tümünün bir yıllık yükleme-boşaltma kapasitesinin Rotterdam Limanı’nın yarısı kadar olduğunun altını çizdi. Özbenli, “Bu, bizim tesislerimizin ne kadar küçük boyutta olduğunun göstergesi. Biz ufak çaplı yapıyoruz ama onlar büyük, devasa limanlarla büyük gemilerin geldiği ve çok daha büyük limanlarla denizin endüstriyel kısmından çok daha fazla istifade ediyorlar. Bütün bir dağıtım merkezi haline getirmişler. Biz burada bunları sağlayamamışız” diye konuştu.

“DENİZCİLİK, VERANDADAN DENİZİ SEYRETMEK DEĞİLDİR”
Türkiye’de denizciliğin gelişmemesinin bir diğer nedeninin de denizin nasıl algılandığıyla ilgili olduğunu vurgulayan Özbenli, “Biz denizi, ufak tefek limanların dışındaki yerlerde sadece kum-güneş-plaj-şemsiye-deniz diye görmüşüz. Türkiye’de ne yazık ki, deniz bu. Denizi, evlerimizin balkonunda, terasında çayımızı ve içkimizi denize bakarak içmek olarak görmüşüz. Denizi sadece böyle algılamışız. Taşucu’ndaki Kum Mahallesi’nde 6 bin tane konutun olduğu yerlerde yaşayanlar da denizi böyle gören insanlar. Ama denizin endüstriyel boyutundan bir şey istifade etmeye kalktığınız zaman onlar bunlara ‘hayır’ diyorlar. Denizcilik, sadece verandadan denizi seyretmek değil” ifadelerini kullandı .
Kaynak: İHA