TBMM Başkanı Çiçek: Meclis'e Sahip Çıkmak, Bağımsızlığa Sahip Çıkmak Demektir

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, Meclis'e sahip çıkmanın, özgürlüklere ve bağımsızlığa sahip çıkmak anlamına geldiğini söyledi.

Çiçek, "Meclis'e sahip çıkmak, hukuka sahip çıkmaktır. Hukuku koruduğumuz müddetçe aramızda çözemeyeceğimiz sorun yoktur. Zaman zaman ara dönemler yaşansa, kesintiye uğrasa da ülkemiz demokrasiyi özümsemiştir." dedi.

9. Dönem Türkiye Öğrenci Meclisi, TBMM'deki eski Cumhuriyet Senatosu salonunda toplandı. İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan Özel Birleşim'in açılış konuşmasını yapan Cemil Çiçek, TBMM ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2003-2004 eğitim öğretim yılında hayata geçirdiği proje kapsamında öğrencilerin büyük özveri ve gayretle çalışmalar yürüttüğünü belirtti.

Çiçek, gençlerin, ülkenin ve toplumun sorunlarına, bakış açılarıyla çözüm üretmelerini amaçlayan projenin, bugüne kadar geniş kesimlerden yankı bulduğunu ifade etti.

TBMM Başkanı Çiçek, şöyle devam etti: "Ağaç yaşken eğilir' misali, çoğulcu demokrasi kültürünün, ilk ve orta öğretim düzeyinden başlamak üzere bütün toplumda yerleşmesi için başlatılan proje kapsamında, bugüne kadar önemli amaçlara ulaşılmıştır. Sizler, bizlerin 40'lı yaşlarda edindiğimiz tecrübeyi Türkiye Öğrenci Meclisi'ne seçilme sürecinde yaşadınız. Böylece aday-seçmen ilişkisini de yaşayarak öğrendiniz. Okuduğunuz kurumlardan başlamak üzere, illerinizde yapılan zorlu seçimleri kazanarak Türkiye Öğrenci Meclisi'nin üyesi olmayı başardınız. Yani, her biriniz demokrasinin imbiğinden geçerek buraya kadar geldiniz. Böylece, 81 vilayetin rengi, deseni ve sesi olmak için Ankara'da buluştunuz." Demokrasinin, haklar ve ödevler rejimi olduğunu ve vurgulayan Çiçek, "Hukukun üstünlüğü esastır. Temel hak ve özgürlükler kanun teminatı altındadır. Demokrasilerde, aynı zamanda katılım ve çok seslilik esastır. Kanunlar önünde bütün vatandaşlar eşittir.Dinamik bir yönetim biçimi olması nedeniyle, sürekli kendini yenileme kabiliyetine sahiptir. Toplumun geçirdiği aşamalardan kendi tecrübelerini edinir, sevgi ve saygı ile beslenir. Sağduyu, uzlaşma ve rekabetle olgunlaşır. Sizler de, Türkiye Öğrenci Meclisi olarak ülkemiz demokrasisine önemli değerler kattınız. Ülkemizde genel ve yerel seçimlerden sonra en büyük seçim olan Türkiye Öğrenci Meclisi seçimlerinde önemli bir tecrübeden geçtiniz. 15 milyonu aşkın öğrencinin oy kullandığı bir seçim heyecanı yaşadınız. Bu projenin amacında olduğu gibi, bir nevi demokrasi pratiği yaptınız." diye konuştu.

"TÜRKİYE ÖĞRENCİ MECLİSİ ÖNEMLİ BİR PROJE" Türkiye Öğrenci Meclisi'nin TBMM ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın en önemli projelerinden biri olduğunu kaydeden Cemil Çiçek, "Bu yönüyle bakıldığında, demokrasi aynı zamanda eğitim sürecinin bir sonucudur. Bu nedenle, yaşadığınız tecrübenin sizlerin geleceğine önemli bir ışık tutacağı inancındayım. Sizlere inanıyor ve güveniyoruz. Geçirdiğiniz bu süreçte kazandığınız tecrübe, gelecek yıllarda sizlere yol gösterici olacaktır. Bu aşamaya gelene kadar edindiğiniz tecrübe, sizlere birlikte karar almayı, tartışarak fikirleri olgunlaştırmayı öğretti. Bu süreçte birlikte karar almanın zorluğunu yaşadınız. Birbirinizi iknâ etmenin güçlüğünü gördünüz. Farklı düşünce ve inanışların ortak amaçlar için bir araya gelebileceği fikrine ulaştınız. Böylece kavga etmeden tartışma, uzlaşarak karar alma kültürünüzü geliştirdiniz." şeklinde konuştu.

"Gelecek yıllarda bizlerin oturduğu bu koltuklara sizler oturacaksınız. İnanıyorum ki, bizlerin geç dönemde edindiğimiz tecrübeleri, genç yaşta edinmiş olmayı kendiniz ve ülkeniz için avantaja dönüştüreceksiniz." diyen Çiçek, "Ülkenin ve milletin refahı, huzuru ve mutluluğu için gerektiğinde kendi çıkarlarınızdan feragat edebilme olgunluğu göstereceksiniz. Karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörü içinde, kimseyi ötekileştirmeden bir arada yaşama kültürünü kökleştireceksiniz. Böylece, cumhuriyetimizin 100'üncü yılı hedefine ulaşmamız, sizler gibi pırıl pırıl gençler sayesinde daha kolay olacaktır. Biliyorsunuz 92 yıl önce, Anadolu dört bir yandan işgale uğramıştı. İşgalin amacı, Türk milletini Anadolu'da küçük bir coğrafyaya sıkıştırmak ve belirli bir vadede tamamen yok etmekti. Çağdaş Anadolu destanı işgal yıllarında yazılmıştır. Milletin ve temsilcilerinin birlikte yazdığı bu destanın kahramanları, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ilk toplantıda milletvekili sıfatı ile görev yapmış olanlardır. Ulus'taki mütevazı Birinci Meclis binasında bu meşaleyi yakmışlardır. Bu vesile ile bir defa daha Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Birinci Meclis'te bugüne kadar bu çatı altında görev yapmış olanları saygıyla ve şükranla anıyorum." ifadelerini kullandı. "MECLİS'E SAHİP ÇIKMAK BAĞIMSIZLIĞA SAHİP ÇIKMAKTIR" Meclis'e sahip çıkmanın, özgürlüklere ve bağımsızlığa sahip çıkmak anlamına geldiğini vurgulayan Çiçek, "Meclis'e sahip çıkmak, hukuka sahip çıkmaktır. Hukuku koruduğumuz müddetçe aramızda çözemeyeceğimiz sorun yoktur. Zaman zaman ara dönemler yaşansa, kesintiye uğrasa da ülkemiz demokrasiyi özümsemiştir. Cumhuriyetimiz, modernleşme yolculuğunu demokrasi ile yapmış, toplumsal gelişimin önünü açmış, çevresindeki ülkelere demokrasisi ile örnek olmuştur. Bugün geldiğimiz aşamayı, Cumhuriyetimizin 100. yılında daha ileri taşımak temel hedefimizdir. Bu hedefimize demokrasimizi kurumsallaştırarak ulaşacağız. Bu konuda en büyük güvencemiz siz gençlersiniz." dedi.

Gençlere, küresel hale gelen rekabette, gelişmiş ülkelerdeki akranlarıyla yarıştıklarını unutmamalarını tavsiye eden Çiçek, gençlerin de bu bilinçte olduğunu ve dünyadaki gelişmeleri takip ettiklerini bildiğini söyledi.

Ülke ve dünya barışı, insanlığın huzuru ve refahı ile özgürlük ve adaletin yaygınlaşmasının gençlerin temel ideali olmasın isteyen Çiçek, "Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetimizin gençlerin omuzlarında yükseleceğine olan inancını defalarca vurgulamıştı. Benim de, siz gençlere olan inancım tamdır. Ülkemizi ve toplumumuzu, bizlerin getirdiği bu aşamanın çok daha ilerisine götüreceğinizden en küçük bir şüphem yok. Yeter ki bunun için kendinize güvenin. Tarihi, kültürü, medeniyeti büyük bir milletin evlatları olduğunuzu asla unutmayın." şeklinde konuştu.

BAKAN ERGİN: DEMOKRASİLERDE EĞİTİMİN EN ÖNEMLİ İŞLEVİ DEMOKRASİYİ BASKIN KÜLTÜR HALİNE GETİRMEKTİR

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in adına konuşma yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise "Demokratik ülkelerde eğitim sistemlerine yüklenen en önemli işlevlerden biri hiç kuşkusuz demokrasiyi günlük hayatın baskın bir kültürü haline getirmektir. Bu kültürü oluşturabilmek ve sürdürebilmek bireylerin tercih ve kararlarını merkeze alabilmek anlamını taşır." ifadelerini kullandı. Adalet Bakanı Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu proje ile Cumhuriyetimizin demokrasi ile güçlendirilmesi öğrencilerimizde yerleşik bir demokrasi kültürünün oluşturulması, hoşgörü ve çoğulculuk bilincinin geliştirilmesi, kendi kültürünü özümsemiş milli ve manevi değerlere bağlı evrensel değerleri belirlemiş nesillerin yetiştirilebilmesi, öğrencilere seçme-seçilme ve oy kullanma kültürünün kazandırılması, katılımcı olma, iletişim kurabilme, demokratik liderliği benimseyebilme ve kamuoyu oluşturabilme becerilerinin kazandırılması amaçlanmaktadır. Bu proje, proje olmanın çok ötesinde işleme sahiptir. Proje demokrasi şöleni haline dönüşmüştür. Demokrasinin toplum ve toplumun tüm kesimlerince işlerliği, öncelikle demokrasiye olan inancın gönüllerde ve zihinlerde yerleşmesine bağlıdır. Çocukların bir yönüyle yönetime katılıyor olmaları, demokrasi bilinci ve kültürünün küçük yaşlardan başlayarak yerleşmesini sağlıyor. Öyle inanıyorum ki bu proje bunu başarmıştır." "Bu projeyle demokrasi ile eğitim arasındaki ilişki, bir elmanın iki yarısı gibi, birbirini tamamlayan ve bütünleyen bir kazanım haline gelmiştir." diyen Ergin, "Önemli bir kazanımdır, çünkü sonuçları itibariyle bir taraftan demokrasinin gelişimi, diğer taraftan da eğitimimizin kalitesi açısından önemli değerler üretmiştir ve üretmektedir. Proje, demokrasinin gelişmesi, toplumda demokratik bilincin yaygınlaştırılması ve uygulanabilmesinde en önemli faktör olan okul ve sınıf dışı uygulamalarını, öğrencilere yaparak ve yaşayarak öğrenmelerine imkân sağlamaktadır. Sınıf içi uygulamalardan başlayarak, birey demokrasiyi yaşayarak öğrenir ve içselleştirir." şeklinde konuştu.

"OKULDA ÖĞRETİLEN VE GELİŞTİRİLEN DEĞERLER KALICI OLUR"

Sınıf ve okulun, hayatın kendisi olduğunu ifade eden Ergin, sınıfta ve okulda öğretilen ve geliştirilen değerlerin kalıcı olduğunu vurguladı. Ergin, ''Eğitilmiş ve temel bazı değerleri içselleştirmiş bireyler, demokrasi için gerekli olan katılım ve karar verme süreçlerinde gönüllü ve aktif olarak yer alabilirler.'' dedi.

Eğitim düzeyi düşük toplumlarda demokrasinin tam ve istenilen şekilde işlemediğini ifade eden Ergin, demokrasi toplumda işletilmek isteniyorsa okula odaklanmak gerektiğini belirtti.

Bakan Ergin, demokrasi kültürüyle ilişkili olan birtakım bilgilerin bireylere öğretilmesinin yeterli olmadığını, bireyin öğrendiği bu bilgileri günlük yaşamında, tutum ve davranışlarıyla da gösterebilmesi ve uygulayabilmesi gerektiğini dile getirdi. Okullar ve okul çevrelerinin, bilgilerin hem öğretilmesi hem de davranışlara dönüştürülmesi için önemli birer yaşam merkezleri halinde olduğunu anlatan Ergin, şunları kaydetti: ''Demokratik toplumlarda hayatın akışı ve kurallar; insan hakları, eşitlik, adalet ve hukukun üstünlüğü dikkate alınarak belirlenir ve uygulanır. Demokratik toplumlarda her birey değerlidir ve önemlidir. Kişi düşüncelerini ifade etmede özgürdür ve her bireyin kendini ifade edebilme hakkı vardır. Tüm özellikleriyle insani değerleri yücelten demokrasi anlayışı ve yaşam becerileri, toplumun her alanında kendini gösterdiği zaman daha anlamlı olacaktır. Bu noktada tüm vatandaşların sorumlulukları vardır. Vatandaşlar bu sorumluluklarını; yine demokratik süreçleri, değerleri ve becerilerini kullanarak yerine getirirler. Bu yönüyle düşünüldüğünde, demokrasi bir yöntem ve yönetim şekli olmanın çok ötesinde, bir yaşam biçimidir. Güzel bir söz vardır: 'Demokrasinin bütün hastalıkları, daha fazla demokrasi ile tedavi edilir.' Daha fazla demokrasi kültürünü önce bireylerin düşünce ve duygu dünyasına, ardından ailesine, okuluna, çalıştığı kuruma ve topluma kazandırmak durumundayız.'' Konuşmalarını ardından Meclis Kürsüsü öğrencilere bırakıldı ve Türkiye Öğrenci Meclisi üyelerinin and içme töreni gerçekleştirildi.

Törenden sonra Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlık Divanı üyelikleri seçimine geçildi.

TÜRKİYE ÖĞRENCİ MECLİSİ BAŞKANLIĞINA ALTANAY RAGIP SÜLEYMAN SEÇİLDİ

Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlık Divanı üyelikleri için yapılan seçim sonucunda, Antalya Öğrenci Meclisi Başkanı Talu Bilgili, Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlığı'na; İzmir Öğrenci Meclisi Başkanı Altanay Ragıp Süleyman Meclis Başkanvekilliği'ne; Çorum Öğrenci Meclisi Başkanı Yusuf Baş ile Denizli Öğrenci Meclisi Başkanı Rauf Pamukçu ise kâtip üyeliklere seçildi. Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanlık Divanı üyeleri, geçici Başkanlık Divanı'nı oluşturan Sadık Şen, Fatih Burak Gök ve Merve Hümeyra Ceviz'den görevleri devraldı .