Bakan Şahin: Türk Dünyası Ortak Bir Dille Anlaşabilmeli

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Türk dilinin ortak anlaşılır yapıda olmasının en büyük idealleri olduğunu söyledi.

Bakan Şahin: Türk Dünyası Ortak Bir Dille Anlaşabilmeli
Atatürk Üniversitesi tarafından düzenlenen Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Çalıştayı’nın açılışına katılan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, dilin önemine vurgu yaptı. Herkes için olmazsa olmazlardan birinin dil olduğunu vurgulayan Bakan Şahin, “Türk dili konusu, Türkiye olarak Urumçi’den Baltık ülkelerine uzanan çizgide, Arap yarımadasından Balkan yarımadasına uzanan çizgide, egemen dil olması gerektiği coğrafyada hepimiz açısından önem taşımaktadır.” dedi.

Türk dilinin bugün eski Osmanlı coğrafyasındaki bütün ülkelerde kullanılması için gayret edilmesi gerektiğini ifade eden Şahin, Türk dünyasının ise tercüme yapmadan Türkçe ile ortak iletişim kurabilmesi gerektiğini, düzenlenen Uluslararası Türk Dünyası Araştırmaları Çalıştayı’nın bu amacın altyapısını oluşturacak çalışmalardan biri olmasını diledi.Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanıyla 13. asırda resmileşen Anadolu’daki Türk dilinin bugüne kadar varlığını koruma içerisinde olduğunun altını çizen Bakan Şahin, “Bu mücadelede her şey değiştiği gibi dil de değişiyor. Dilimizin lehçe farkları hariç, ortak anlaşılır yapıda olması, birbirimizi anlaştırır özellikte var olması en büyük idealimizdir. Bu çalıştaylar belki 1 yıl sonrasına değil, 100 yıl sonrasına, birbirimizi çok rahat anlayabileceğimiz, Türkmenistanlı ile Türkiye’de yaşayan Türkün, İngilizce veya Rusça üzerinden tercüme yapılmadan anlaşabilmesi adına önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum. Bu gerçeği bize Türk dilinin büyük ustaları her yerde haykırmışlar ve bir çağrı olarak mesajlarını bırakmışlardır. Onlardan bir tanesi Gaspıralı İsmail. Meşhur sözünde ‘Dilde birlik, fikirde birlik, işte birlik’ diyor. Sıralamasına bakıldığında düşüncede, işte, üretimde birliğin ön gerçeği dilde birliktir. Dilde birlik olursa düşüncede de eylemde de, hayatta da farkında olmadan kazandığımız birliktelikler olur. Birlik olunca başarı olur, mutlak başarı vardır. Başarmanın belki zor tarafı ama en gerekli ve doğru konusu dilde birliği başarmaktan geçer.” diye konuştu.

Atatürk’ün, ‘Ülkesinin yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır’ vecizesini hatırlatan Bakan İdris Naim Şahin sözlerini şöyle sürdürdü:“Bağımsızlığın korunmasının yollarından ve gereklerinden birisi de dilin yabancı diller boyunduruğundan, istilasından, etkisinden kurtarılmasından geçtiği gerçeğidir. Dolayısıyla başarmamız için, büyümemiz, gelişmemiz için, bağımsızlığımız için, hür ve müstakil hayatımızı devam ettirebilmemiz için bu gök kubbe altında, dünyanın her yerinde Türk milletinin ve devletlerinin varlığını devam ettirebilmek için, bağımsız varlığımızı devam ettirebilmemiz için dilimizde de bağımsızlığı korumamız, dilimizde birlikteliğimizi sağlamamız, ortak dilimizi oluşturmamız, bugün yarın öbür gün mutlaka oluşturmamız gerektiği aşikardır. Ama Türkçenin varlığını koruma mücadelesi, bize başka dillere karşı olma misyonu yüklemez. Diller de bir nimettir, değerdir. Yeryüzünde ne kadar dil, lehçe varsa hepsi saygıdeğerdir, korunmalıdır.”Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak da üniversite olarak Türk devletleri ile köprü kurmayı kendilerine amaç edindiklerinin altını çizdi. Koçak, “Kazakistan, Yemen ve İran’da Türkoloji çalışmalarının başlatılmasında üniversitemiz büyük katkılar sağlamıştır. Avrasya İpekyolu Üniversiteler Konsorsiyosyumu kuruldu. Ekim ayında cumhurbaşkanlarının katılımıyla Türk Dünyası Mühendisler Mimarlar ve Şehircilik Kurultayı’na katkı vereceğiz. Bunların yanında Atatürk Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin Türkçeyi öğrenmelerine imkan sağlanmaktadır.” bilgisini verdi.Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Dilaver Düzgün ise çalıştaya yurt içinden ve dışından 42 bilim adamının katıldığını belirterek şu görüşleri dile getirdi: “Çalıştayda, Türk dünyası araştırmalarında karşılaşılan problemlere çözüm üretilmesi ve kurumlar arası diyaloglarla çalışmaların daha verimli hale getirilmesi, alanla ilgilenenlerin ortak arzusu haline gelmişti. Bu amaçla düzenlenen çalıştayımıza üniversitelerimizdeki Türk dünyası araştırmalarıyla doğrudan ilgili enstitü ve araştırma merkezleri, bölüm ve anabilim dalları ile üniversitelerin dışında konuyla ilgili çeşitli kurum ve kuruluşlar, vakıflar, ayrıca Türkiye dışından çeşitli bilim kuruluşları davet edilmiştir.”Konuşmanın ardından Rektör Hikmet Koçak, Bakan Şahin’e üniversitenin plaketi ile İbrahim Hakkı Hazretleri’nin Tevfiznamesi’ni hediye etti .