"Zam yapmazsak popülizm yapmış oluruz"

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, maliyetlerdeki artışa dikkati çekerek, "Açık ve net konuşuyorum; uluslararası maliyet artışlarını biz yansıtmazsak popülizm yapmış oluruz” dedi. Şimşek, "Bu sene benden ilave ödenek beklemeyin" ifadesini de kullandı.

'Zam yapmazsak popülizm yapmış oluruz'

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, maliyetlerdeki artışa dikkati çekerek, 'Açık ve net konuşuyorum; uluslararası maliyet artışlarını biz yansıtmazsak popülizm yapmış oluruz” dedi. Şimşek, “Ben bütün bakanlıklara yazı yazdım, bu sene benden ilave ödenek beklemeyin. Yani geçen seneler gibi, biz harcayalım gideriz Maliye'den alırız yaklaşımı Son derece yanlış bir yaklaşım” ifadelerini de kullandı.

Şimşek, katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtlarken, gazetecinin “Hayal kurmayın, yakın zamanda özel tüketim vergisinde bir indirim söz konusu değil” sözleri üzerine, “Açık ve net konuşuyorum, bizim önceliğimiz, yatırım, istihdam ve ihracattır. Bu ülke ancak bunlar üzerine, kalkınır büyür ve uzun dönemde vatandaşımızın refahı artar.

Sadece tüketimle, biz ancak borçlanırız. Eğer tüketiyorsak bu cari açık demektir, bu borçlanma demektir. Bu uzun vadede ne vatandaşımızı rahatlatır. Ama kısa vadede düşünürsek çok popülist olur. Vatandaşı memnun eder, fakat doğruları yapmak lazım bu ülkede” değerlendirmesini yaptı.
Kamu harcalarına ilişkin bir soruyu da Şimşek, şöyle yanıtladı:

“Ben genel konuşayım, kamu kontrol altında tutulmazsa genişlemeye çok eğilimlidir. Çünkü Maliye Bakanı herşeyi kontrol altında tutmaya çalışırken, bütün diğer bakan arkadaşlarımız portföylerindeki bu inisiyatiflerle ciddi bir şekilde harcama artışı eğilimindedirler. Şimdi biz bu işi kontrollü götürmeye çalışıyoruz.

Bir yandan tabii ki memleketin ihtiyaç duyduğu gerek sosyal, gerekse yatırımlar olsun onları yapmaya çalışıyoruz. Ama öbür taraftan da hakikaten harcama yaparken geliri de göz önünde almak zorundayız. Tabii Son dönemlerde vatandaşımızın lehine çok önemli inisiyatifler aldık. Bakın İntibak Yasası, yasa yürürlüğe girdi. 2013'den itibaren geri ödemeye başlayacağız. Yıllık bize maliyeti 2,4 milyar lira. Çok ciddi bir rakam.

Şimdi bunun gibi bir takım inisiyatifler vardır. Vatandaşımızı kandırmayız, biz vatandaşımıza söz vermişiz, o sözleri yerine getiriyoruz. Fakat bunu yaparken de hesabımızı kitabımızı iyi yapmak zorundayız. O yünde de zaten çaba gösteriyoruz. O nedenle vergiyi tabana yayıp, yeni inisiyatiflerin maliyetini karşılamaya çalışıyoruz. Yani maliye olarak bizim görevimiz...”

Öz eleştiri yapabileceklerini dile getiren Şimşek, “Hakikaten kamu harcamaları artış eğilimindedir. Ama kontrol altında tutulmazsa, tabii ki bu artış kontrolsüz bir şekilde oluyor” dedi.

Bakan Şimşek, “Hükümeti de aynı şekilde uyarıyor musunuz?” sorusunu, “Ben de hükümetin üyesiyim. Bütün çıkan kararlarda benim de imzam var. Net konuşuyorum, biz hükümet olarak hep bu işleri dengeli götürdük ve mali disiplinden ödün vermedik, Türkiye'nin şu an ki durumu onu yansıtıyor” şeklinde yanıtladı.

“Benden ilave ödenek beklemeyin”

Mehmet Şimşek, 2012 bütçe öngörüsüne ilişkin olarak da şu bilgileri verdi:

“2011 kadar başarılı olamayabiliriz. Neden? Çünkü 2011'de hedeflediğimiz açığın çok çok altında kaldık ve buna ilaveten de altyapıya, eğitime, Van'daki deprem yaralarını sarmaya çok ciddi kaynak aktardık. Açık 17 milyar lira oldu, 33,5 milyar lira hedeflenmişti. İlave 11 milyar lira da harcadık. Yani onu da çıkarırsanız açık 6 milyar lira civarındaydı. Aslında genel devlete baktığınız zaman fazla veriyorduk, bu harcamaları yapmasaydık...

Türkiye'nin durumu aslında o anlamda iyi. Bu sene tabii ki ekonomide biraz yavaşlama var, bunu vergilere yansıması var, bunu bir görmek lazım. Ekonomiyi biraz yumuşatmaya, soğutmaya çalışıyoruz. Bunun tabii ki vergilere etkisi olacak. İkinci olarak siz hiç bir şey yapmasanız bile, öğretmen sayımız artıyor, doktor sayımız artıyor, hemşire sayımız artıyor. Yargı reformu yapıyoruz, bizim perSonelimizin bakın şimdi şu anda maaş ve sosyal güvenlik primi devletin ödediği 100 milyar lira... Yani 357 milyar liralık bütçenin 100 milyar lirası buraya gidiyor. Emekli maaşları 105 milyar lira.

Ben bütün bakanlıklara yazı yazdım, bu sene benden ilave ödenek beklemeyin. Yani geçen seneler gibi, biz harcayalım gideriz Maliye'den alırız yaklaşımı Son derece yanlış bir yaklaşım. Geçtiğimiz yıllarda vergi gelirleri bizim öngördüğümüzden çok daha fazla olunca yatırımları önceliklendirdik. Bunu açık ve net söylüyorum. Bu sene hele özellikle cari harcamalar konusunda, hele özellikle diğer konularda yapılacak birşey yok...”

“Zamlar enflasyonu etkileyecek”

Bakan Şimşek, cari açık rakamlarına ilişkin ise, şunları söyledi:

“Rakam tabii gecen seneye göre önemli bir daralmayı ifade etmektedir. Çünkü biz 2011'in ikinci yarısından itibaren yumuşak inişi gerçekleştirmek, ekonomide hem cari açığı aşağı çekmek hem de iç talebi daha makul düzeylere çekmek için tedbirler aldık. Ekonomide iç talep kaynaklı ciddi bir dengesizlik vardı.

Ekonomideki büyüme esas itibariyle bizim iç tüketim ve iç yatırımımızdan kaynaklanıyordu. Özel tüketim, özel yatırım şimdi yılın ikinci yarısından itibaren bu dengelenmeye başladı. İç ve dış talep dengesini özellikle büyüme anlamında dengeyi iyileştirmeye çalıştık ve bu Sonuç vermeye başladı. Şu anda petrol fiyatları bu kadar yükselmeseydi cari açık dramatik bir şekilde çözülecekti. Geçen ay cari açık 6 milyar dolarsa aslında petrol enerji dışındaki cari açık 2 milyar dolar yani 3'te biri civarına kadar inmişti.

Dolayısıyla burada bizim aldığımız tedbirler ekonomide büyümenin daha dengeli gitmesi, iç talebin daha makul düzeye çekilmesi, dış talebin iyileştirilmesine yönelik çabamız Sonuç vermeye başladı. Fakat cari açıktaki iyileşme çok daha dramatik olacaktı. İyileşmenin bu kadar yüksek dozda olmamasının nedeni petrol fiyatlarındaki yükselme. Petroldaki 10 dolarlık artış Türkiye'nin cari açığını 4-4,5 milyar dolar artırıyor.”

Bakan Şimşek, Son günlerde yapılan zamların enflasyon üzerindeki etkilerine ilişkin bir soruya da, “Tabii ki enflasyonu etkileyecek. Zaten Merkez Bankamız bu konuyu açıkladı;yaklaşık yarım puan etkileme risk ihtimali yüksek denildi. Şimdi burada şunu kabullenmek lazım; yani bu bahsettiğimiz ürünlerdeki fiyat artışlarının önemli bir boyutu bizim ara malların mesela ithal ettiğimiz petrol ve doğalgaz fiyatlarının yükselmesine ilişkin. Zaman zaman şunu görüyorum 'efendim ABD'de doğalgaz fiyatları düşüyor” yanıtını verdi.

Türkiye'nin uzun vadeli kontratları bulunduğunu anımsatan Şimşek, “Mesela geçen sene Azerbaycan dedi ki; 'Gardaşlık başka, ticaret başka. Ben size ucuz satıyormuşum, bunu artıralım' dedi. Ve artırıldı. Yani benim bildiğim kadarıyla BOTAŞ ithal ettiği doğalgazda kar etmiyor zarar ediyor. Elektrik kısmen doğalgazla üretiliyor, kısmen kömürle üretiliyor. Yine akaryakıt ürünleri, çok açık ve net söyleyeyim, vergi yükü akaryakıt ürünlerinde yüksek ama bu dönemde yükselmedi” diye konuştu.

Şimşek, 2009'un Sonundan bu yana akaryakıtın ÖTV'sinde “bir kuruş” artış olmadığına dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:
“KDV oranında en ufak bir değişiklik yok. KDV nihai ürünün fiyatı üzerinden alınıyor. Onun bir etkisi var ama ben şunu anlatmaya çalışıyorum; 2002 yılında petrol fiyatı 24-25 dolar. Bizim ithal ettiğimiz petrolün ortalama fiyatı 25 dolar diyelim. Bugün petrol fiyatı ne kadar? Neredeyse 125 dolar. Petrolün fiyatı 5 kat artmış. Dolar cinsinden artmış. Size soruyorum; bir litre benzin 2002 yılında ne kadardı? Bir lira 63 kuruştu. Bugün ne kadar 4 lira 70 kuruş. Yaklaşık 3 kat artmış.”

“Vatandaşın kaygısını anlıyorum”

Petrol fiyatlarındaki yükseklik nedeniyle benzin fiyatlarının ciddi bir şekilde arttığını pahalandığını ifade eden Şimşek, “Bunda tereddüt yok. Dolayısıyla vatandaşımızın kaygısını, tepkisini ben anlayışla karşılıyorum” dedi.
Bu konuyu bir örnekle açıklayan Şimşek, şunları anlattı:

“Basit bir örnek veriyorum; 2002 yılında siz bir benzinliğe gitseydiniz, 100 lira verseydiniz ve deponuzu fulleseydiniz. O 100 liranın 70 lirası Hazine'ye giriyordu vergi olarak. Yüzde 70 vergi yükü vardı. Ve biz Avrupa'da birinci sıradaydık. 2012'nin Nisan başına gelin. Yine gidin deponuzu fulleyin ve örnek olarak söylüyorum, 100 lira verirseniz, bu yüz liranın 55,5 lirası Hazine'ye geliyor. Vergi yükü yüzde 70'ten, yüzde 55,5'e geldi. Vergi yükünde şu anda Avrupa'da 9. sıradayız, benzinde. Motorinde 3. sıradayız. Diyoruz ki; biz Hükümet olarak, Son 2 yıldır ne benzinin, ne mazotun, hiçbir ürünün bu anlamda ne ÖTV'sine, ne KDV oranında zerre kadar, bir kuruşluk artış yapmadık. Oranda bir artış yapmadık ama şu bir gerçek; petrol fiyatları yükseldiği için, vergi de ona
paralel olarak, KDV nihai fiyat üzerinden alındığı için yüksek kalıyor.”

Petrol piyasası Yasasında değişiklik ya da piyasanın yeniden organizasyonu için bir çalışma başlatılıp başlatılmadığına ilişkin bir soru üzerine Şimşek, “Bu konular tartışılıyor ama şu ana kadar bizim bir tek çalışmamız oldu. Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi indirimine gittik” dedi.

Yatırım, istihdam ve ihracat için yapılan indirimleri anımsatan Şimşek, şöyle devam etti:
“Yeter ki ithalatı azaltacak stratejik ürünleri üretin, yeter ki az gelişmiş bölgelerde gidin yatırım yapın. Sizden ne doğru düzgün Kurumlar Vergisi istiyoruz, ne Gelir Vergisi istiyoruz, ne sosyal güvenlik primi istiyoruz. Bunlar çok önemli. Bu bir tercihtir. Biz diyoruz ki; bu ülkede üretim, istihdam önceliklidir. Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi indirimini sayın Başbakanımız bir hafta önce açıkladı. Yeni yatırımlar için neredeyse vergisiz bir noktaya doğru gittik.”

“Uluslararası maliyet artışlarını yansıtmazsak popülizm yapmış oluruz”

Maliyetlerdeki artışa dikkati çeken Şimşek, “İki tercihimiz var. Ya o maliyetleri bütün vatandaşa yayarak, tüketenden, tüketmeyenden... Yani başka türlü yansıtırsınız. Yani devletin borçlanma maliyetini artırırsınız. Ya da o maliyetleri fiyatlara yansıtırsınız. Bu konuda Enerji Bakanımız geniş bir açıklam da yaptı. Açık ve net konuşuyorum; uluslararası maliyet artışlarını biz yansıtmazsak popülizm yapmış oluruz” dedi.

“Biz vergiyi samimi bir şekilde tabana yayıyoruz” diyen Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
“Bunun en güzel örneğini daha bir-iki ay önce yaşadık. Bizim Son iki yıldır, üç yıldır kira vergisi mükellef sayısındaki artış yaklaşık olarak söylüyorum, 700 binli rakamlardan 1 milyonlu, 2 milyonlu rakamlara ulaştı. Hedeflediğimiz rakamı çok iyi tutturduk. Muazzam bir başarı var. Dolayısıyla biz Maliye Bakanlığı olarak, gerçekten bir yandan vergiyi tabana yayıyoruz, bir yandan da şunu kabul etmek lazım; 18 milyon öğrencisi var bu ülkenin. Bu ülkenin geleceği, bu 18 milyon kişide. Biz bu kardeşlerimize, okul anlamında derslik anlamında, teknoloji anlamında bu destekleri vermek zorundayız.”

Memur maaş zamları...

Memur maaş zammına ilişkin olarak ise Şimşek, “Yasa geçti, onaylandı. Müzakerelerin başlaması bekleniyor. Dolayısıyla müzakereler biter bitmez alacaklar. Şimdi tarih versem yanlış olur. Müzakerelerin ne kadar süreceğine bağlı. Ama şunu açık ve net söyleyim; Maliye Bakanı olarak önümüzü görmemizi isterdim” dedi.
“Yüzde 3 ile masaya oturacağınız söyleniyor” değerlendirmesi üzerine Şimşek, şunları söyledi:
“Memurlarla masaya oturacağız. 2002 Aralık'ta 578 lira alıyormuş ortalama bir memur. 2012 Ocak'ta 1.894 lira alıyor. Buradaki artış oranı yüzde 228. 2012'nin de normal artışlarını henüz vermedik. Yani biz memurumuzu Ak Parti hükümeti döneminde enflasyonun çok çok ötesinde büyümeden, refahtan da pay vererek çok ciddi bir şekilde maaşlarını artırmışız. Bu herkes için geçerli. Emekliler, asgari ücretliler için de geçerli. O nedenle bizim her şeyi dengeli götürmemiz lazım. Bakın Avrupa'daki sıkıntıları görüyorsunuz. 4 aylık gecikme nedeniyle biriken faize formül aranıyor.

Bizim tercihimiz bu gecikmelerin hiç bir şekilde olmamasıydı. Fakat bu gecikmeler meclisimizin takdirinde olan bir konuydu. O gecikmeler inşallah yakın zamanda bitecek. Zaten biz enflasyon farkını verdik. Normal zammı da vereceğiz. Biz Maliye Bakanlığı olarak önümüzü görmek isteriz. Ama sistem şöyle oldu böyle oldu şeklinde yorum için çok erken.”

Bakan Şimşek, atanamayan öğretmenler konusunda, şubat ayında atamaların bir kısmını yaptıklarını anımsatarak, “Ama bunun tarihine, rakamına girmem doğru olmaz. Bunun muhatabı ilgili bakanımızdır” dedi.

Suriye'deki gelişmeler...

Suriye'deki duruma ilişkin bir soru üzerine Bakan Şimşek, yaşananların bir trajedi olduğunu ifade ederek, Türkiye'ye dolaylı ve doğrudan etkileri olduğunu anlattı.
Türkiye'nin baskı rejiminden kaçan mültecilere kucak açtığını, birçok ilde kamplar kurulduğunu hatırlatan Şimşek, “Eğitimden tutun, bir çok gıda vs... Bunun tabii bir boyutu var. Bunu, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) karşılıyor. Yaklaşık olarak o çerçevede harcanan para 185 milyon lira fakat tabii AFAD dışında, ilin harcadığı ve diğer kurumların harcadığı rakamlar var. Dolayısıyla Dışişleri bakanımızın açıkladığı tutar gerçeği yansıtıyor” dedi.

Bunun uluslararası bir sorun olduğuna dikkati çeken Şimşek, “Yanı başımızda büyük bir trajedi oluyor. Tabii buna kayıtsız kalamayız uluslararası camia ile birlikte hareket etmemiz lazım” yorumunu yaptı.

Suriye'den kaçan mültecilerin ihtiyaçlarının karşılanması konusunda uluslararası toplumun kendi payını ortaya koymasının bekleneceğini dile getiren Şimşek, “Ama biz ülke olarak bu dayanışmayı göstereceğiz, zatende gösteriyoruz. Bunu bugüne kadar sorgulamadık ama işin boyutu çok büyüdüğü zaman mutlaka BM'nin işin içine çekilmesi lazım. BM'nin de bu çerçevede bir katkıda bulunması gerekiyor. Benim için önemli olan şu ana kadar yapılan doğrudan harcamalar değil. Onlar çok cüzi. 150 milyon lira da olsa benim için cüzi önemli olan dolaylı etkisidir” diye konuştu.


 

Kaynak: AA