'Kadınların Sorunlarını 365 Gün Benimsemek Gerekir'

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, kadınların sorunlarının herkesin birlikte göstereceği çabayla sadece bir gün değil 365 gün konuşulması gerektiğini söyledi

'Kadınların Sorunlarını 365 Gün Benimsemek Gerekir'
Çiçek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla, Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği Başkanı Halime Güner ve beraberindekileri kabul etti. 8 Mart'ın, kadın gerçeği, kadın hakları ve farkındalık ile kadın sorunlarına vurgu yapması açısından önemli bir gün olduğunu ifade eden Çiçek, ''Kadınların sorunlarını sadece bir gün hatırlamak, bir gün konuşmak yerine belki hep birlikte göstereceğimiz yoğun bir çabayla 365 gün benimsemek, özümsemek ve gereğini yapmak gerekir'' diye konuştu.

Türkiye'nin kadınların siyasi hakları bakımından öncülük yapan bir ülke olduğuna dikkati çeken Çiçek, şöyle devam etti: ''1934'te siyasi haklar olarak başlattığı süreç, bugün de devam ediyor. Epey mesafe alındı ama yapılacak daha çok iş var. Şu anda Mecliste kadına karşı şiddet gibi insanlık ayıbı bir konuyu mevzuat çıkararak, yasa çıkararak nereye kadar önleyebileceksek onunla ilgili bir çalışma yapılıyor. Seneler evvel yoktu, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu var. Ayrıca, Anayasada 2004 ve 2010'da değişiklik yapıldı. Eşitlik maddesine, kadın, çocuklar ve engellilerle ilgili ama bir de pozitif ayrımcılık yapmak gibi devlete önemli yükümlülükler getiren yasal düzenlemeler de yapıldı. Erken yaşta evlilik, bugün buraya kadar getirildi. Bir icracı bakanlık da kuruldu.''

Mecliste bulunan tüm kadın milletvekillerinin söz konusu konularda genel bir dayanışma ve uzlaşı içerisinde olmasının sevindirici olduğunu ifade eden Çiçek, bu durumun bazı düzenlemelerin daha öncelikli ve kaliteli yapılması bakımından önemli olduğunu söyledi. ''Yapılan bir kısım işler var ama yapacağımız da çok iş var'' ifadesini kullanan Çiçek, ''Bir konuyu sadece kanun çıkararak düzeltmek mümkün olsaydı, bugün dünyada sorunlu ülke kalmazdı. Elbette yasal düzenlemeler önemli bir imkandır, önemli bir fırsattır bir kısım sorunların çözümünde, bir kısım olumsuzlukların da caydırılmasında'' diye konuştu.

Çiçek, en ağır ceza verilse de bir kısım suçları engellemenin mümkün olmadığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bunun en tipik örneği, 'töre cinayeti' denilen bir ayıp. Ülkemiz için ayıp. Ülkemizi içeride, dışarıda sıkıntıya sokan... En ağır cezadır daha ondan ötesi idam. Bu bir toplumsal sorundur. Mesela, erken yaşta evlenen birimizin kızıdır, birimizin yeğenidir, içimizden biridir, bir parçamızdır. Dolayısıyla daha bütüncül bakıp bu konuyu bir yere getirmek. 57. Hükümet döneminde 14'lerden 15 yaşlardan 17'ye kadar geldi. Dolayısıyla, burada bir şey yapılacak ama 'erkekler engelliyor' diye bir şey olamaz. Bir zihniyet sorunumuz var, esas mesele oradadır. Zihniyet sorunun çözümünde kanunlar belli bir rol ifa eder ama eğitim, kanundan daha önceliklidir. Kanunları aşmanın yolunu bulur bizim insanımız. Toplumsal gerçeği doğru kavramak, yasayla beraber işin eğitim boyutunu göz ardı etmemek lazım. Biz eksik bir anlayışla sadece bunu okuldaki eğitim olarak anlıyoruz. Bugün okuldaki çocuğumuzdan çok daha fazla velilerin, büyüklerin eğitilmesi gerekecektir. Televizyon denilen çağdaş bir imkan var. Buralarda yayınlananların toplumu olumlu bir yönde istikamete yönlendirmesi lazım.''
Kaynak: AA