Tbmm Genel Kurulu'nda '4+4+4' Görüşmeleri
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, tablet ve akıllı bilgisayarların alımı ile ilgili ihalelerin Kamu İhale Kanunu (KİK) kapsamı dışında tutulması eleştirilerine yanıtında, ihalelerin şeffef yapılacağını belirterek, "Bütün bunları siz de açıkça takip edebileceksiniz.
Muhalefet partilerinden rica ediyorum; bizim ülkemizde 'öküzün altında buzağı aramak' deyimi vardır. Henüz ortada öküz bile yokken buzağı aramanın anlamı yok. Lütfen daha soğukkanlı değerlendirmeler yapalım" dedi.
Dinçer'inkonuşması sırasında CHP'li milletvekilleri salonu terk etti.
TBMM Genel Kurulu'nda "4+4+4" eğitim sistemi olarak bilinen 'İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine devam ediliyor. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, muhalefetin tablet bilgisayarların alımı ihalesinin Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkartılmasına ilişkin eleştirilerine yanıt vermek üzere kürsüye geldi. Dinçer'in konuşmaya başlamasıyla CHP'li milletvekilleri Genel Kurul Salonu'nu terk etti. Salonda sadece CHP Grup Başkanvekilleri AkifHamzaçebi ve Muharrem İnce kaldı.
Bakan Dinçer, FATİH projesinin Türkiye'deki en kapsamlı ve büyük projelerden biri olduğunu belirterek, içindeki teknolojik özellikler sebebiyle de Türkiye'de oluşmamış sektörleri teşvik edecek bir proje olduğunu söyledi.
Dinçer, bu projenin aslında eğitim sisteminde bir fırsat eşitliği oluşturma yanında en Türkiye'de bir bilişim teknolojisi oluşturma gibi bir muhteva taşıdığını söyledi.
Tablet bilgisayarlar ve akıllı tahtalarla, e-içeriklerin yönetim ve güvenlik yazılımlarının oluşturulmasının sadece malve hizmet alımı olarak düşünülemeyeceğini ifade eden Dinçer, "Biz tablet bilgisayarlarda, e-içerikler ile yönetim ve güvenlik yazılımlarının hepsini stratejik birer öge olarak tasarlıyoruz" dedi.
Bugün Türkiye'de tablet bilgisayar ve akıllı tahta üretildiğini ancak bunların yerli ürün olmadığını, Çin ve Tayvan'daki ürünlerin Türkiye'de monte edilerek satıldığını belirten Dinçer, "Akıllı tahtanın şu ana kadar bazı öğelerini elektrik elektronik sanayindeki firmalardan Arçelik, Vestel ve Beko gibi firmalar bazı parçalarını üretiyor ama komple üretim yok. Ama bizim için önemli olan firmanın yerli olması değil sadece, aynı zamanda ürünün yerli olması. Çünkü katma değer üretmek böyle oluyor" diyekonuştu.
"MAL ALIMI DEĞİL, STRATEJİ MESELESİ"
Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu işin altından tek başına kalkacak durumda olmadıklarını vurgulayan Dinçer, bu yüzden Ulaştırma, Sanayi, Ekonomi bakanlıkları ve TÜBİTAK ile birlikte çalıştıklarını anlattı. Dinçer, "2014'e kadar tablet bilgisayarlarda en az yüzde 55 yerlilik oranına, akıllı tahtada da en az 79 yerlilik oranına çıkmayı hedefliyoruz" dedi.
Bu zamana kadar Kamu İhale Kanunu'nda yerli firmaları teşvik eden bir düzenleme bulunduğunu ve yerli firmalara yüzde 15 fiyat avantajı getirildiğini anlatan Dinçer, "Ama daha yüksek olunca yabancı firmalar alabiliyor. Bu zamana kadar yapılan düzenlemeleri inceledik ve yerli firmaların bu tür ihaleleri alma oranı yüzde 2. Biz Türkiye'de imalatı şart koşan bir düzenleme yaptık" ifadelerini kullandı. Dinçer, meselenin sadece bir mal alımı meselesi değil, strateji meselesi olduğunu söyledi.
"ÖKÜZ YOK Kİ BUZAĞI OLSUN"
Kamu İhale Kanunu kapsamına çıkartmanın Milli Eğitim Bakanlığı'nın tek başına istediği işi istediği kişiye vereceği anlamına gelmeyeceğini ifade eden Bakan Dinçer, "Ulaştırma, Maliye ve Milli Eğitim Bakanlığı bunun hukukunu birlikte düzenleyecekler ve ihaleye çıkacaklar. Bütün bunları siz de açıkça takip edebileceksiniz. Muhalefet partilerinden rica ediyorum; bizim ülkemizde 'öküzün altında buzağı aramak' deyimi vardır. Henüz ortada öküz bile yokken buzağı aramanın anlamı yok. Lütfen daha soğukkanlıdeğerlendirmeler yapalım. Daha ortadan bir şey yokken belirli kişi ve kurumları töhmet altında bırakacak konuşmalardan kaçınalım" diye konuştu.
'Öküzün altında buzağı aramak' ifadesi nedeniyle söz isteyen CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "Sayın Bakan o kadar güzel anlatıyor ki, 'yerli sanayi teşvik edilecek'. Sayın Bakan sormak istiyorum; madem öyle, niye buraya 'rekabete açık şekilde bu ihale yapılır' diyemiyorsunuz, neden bundan kaçıyorsunuz? 2030 yılına kadar yapılacak mal ve hizmet alımları, internet hizmeti alımları KİK'ten muaf yapılacak. Niye rekabetten kaçıyorsunuz. Yerli sanayi teşvikini koyun buraya, AR-GE yasasında vergiteşvikleri verelim. Ama gelin en sonuna diyin ki, 'KİK'e tabii olmaksızın, ancak rekabete açık şekilde yapılır' yazın" dedi.
Hamzaçebi'ye yanıt için kürsüye gelen AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ise, "Bu işin yerli üretimi yok. Böyle bir ihale yaparsanız uluslararası bir firma alacaktır. Ya İngiliz ya Amerikan ya da İsrail firması alacaktır" ifadelerini kaydetti.
Hamzaçebi ise, Canikli'ye, "Sayın Canikli ve hükümetiniz hangi yerli sermaye grubunun temsilcisidir" şeklinde karşılık verdi .
Dinçer'inkonuşması sırasında CHP'li milletvekilleri salonu terk etti.
TBMM Genel Kurulu'nda "4+4+4" eğitim sistemi olarak bilinen 'İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine devam ediliyor. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, muhalefetin tablet bilgisayarların alımı ihalesinin Kamu İhale Kanunu kapsamı dışına çıkartılmasına ilişkin eleştirilerine yanıt vermek üzere kürsüye geldi. Dinçer'in konuşmaya başlamasıyla CHP'li milletvekilleri Genel Kurul Salonu'nu terk etti. Salonda sadece CHP Grup Başkanvekilleri AkifHamzaçebi ve Muharrem İnce kaldı.
Bakan Dinçer, FATİH projesinin Türkiye'deki en kapsamlı ve büyük projelerden biri olduğunu belirterek, içindeki teknolojik özellikler sebebiyle de Türkiye'de oluşmamış sektörleri teşvik edecek bir proje olduğunu söyledi.
Dinçer, bu projenin aslında eğitim sisteminde bir fırsat eşitliği oluşturma yanında en Türkiye'de bir bilişim teknolojisi oluşturma gibi bir muhteva taşıdığını söyledi.
Tablet bilgisayarlar ve akıllı tahtalarla, e-içeriklerin yönetim ve güvenlik yazılımlarının oluşturulmasının sadece malve hizmet alımı olarak düşünülemeyeceğini ifade eden Dinçer, "Biz tablet bilgisayarlarda, e-içerikler ile yönetim ve güvenlik yazılımlarının hepsini stratejik birer öge olarak tasarlıyoruz" dedi.
Bugün Türkiye'de tablet bilgisayar ve akıllı tahta üretildiğini ancak bunların yerli ürün olmadığını, Çin ve Tayvan'daki ürünlerin Türkiye'de monte edilerek satıldığını belirten Dinçer, "Akıllı tahtanın şu ana kadar bazı öğelerini elektrik elektronik sanayindeki firmalardan Arçelik, Vestel ve Beko gibi firmalar bazı parçalarını üretiyor ama komple üretim yok. Ama bizim için önemli olan firmanın yerli olması değil sadece, aynı zamanda ürünün yerli olması. Çünkü katma değer üretmek böyle oluyor" diyekonuştu.
"MAL ALIMI DEĞİL, STRATEJİ MESELESİ"
Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu işin altından tek başına kalkacak durumda olmadıklarını vurgulayan Dinçer, bu yüzden Ulaştırma, Sanayi, Ekonomi bakanlıkları ve TÜBİTAK ile birlikte çalıştıklarını anlattı. Dinçer, "2014'e kadar tablet bilgisayarlarda en az yüzde 55 yerlilik oranına, akıllı tahtada da en az 79 yerlilik oranına çıkmayı hedefliyoruz" dedi.
Bu zamana kadar Kamu İhale Kanunu'nda yerli firmaları teşvik eden bir düzenleme bulunduğunu ve yerli firmalara yüzde 15 fiyat avantajı getirildiğini anlatan Dinçer, "Ama daha yüksek olunca yabancı firmalar alabiliyor. Bu zamana kadar yapılan düzenlemeleri inceledik ve yerli firmaların bu tür ihaleleri alma oranı yüzde 2. Biz Türkiye'de imalatı şart koşan bir düzenleme yaptık" ifadelerini kullandı. Dinçer, meselenin sadece bir mal alımı meselesi değil, strateji meselesi olduğunu söyledi.
"ÖKÜZ YOK Kİ BUZAĞI OLSUN"
Kamu İhale Kanunu kapsamına çıkartmanın Milli Eğitim Bakanlığı'nın tek başına istediği işi istediği kişiye vereceği anlamına gelmeyeceğini ifade eden Bakan Dinçer, "Ulaştırma, Maliye ve Milli Eğitim Bakanlığı bunun hukukunu birlikte düzenleyecekler ve ihaleye çıkacaklar. Bütün bunları siz de açıkça takip edebileceksiniz. Muhalefet partilerinden rica ediyorum; bizim ülkemizde 'öküzün altında buzağı aramak' deyimi vardır. Henüz ortada öküz bile yokken buzağı aramanın anlamı yok. Lütfen daha soğukkanlıdeğerlendirmeler yapalım. Daha ortadan bir şey yokken belirli kişi ve kurumları töhmet altında bırakacak konuşmalardan kaçınalım" diye konuştu.
'Öküzün altında buzağı aramak' ifadesi nedeniyle söz isteyen CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "Sayın Bakan o kadar güzel anlatıyor ki, 'yerli sanayi teşvik edilecek'. Sayın Bakan sormak istiyorum; madem öyle, niye buraya 'rekabete açık şekilde bu ihale yapılır' diyemiyorsunuz, neden bundan kaçıyorsunuz? 2030 yılına kadar yapılacak mal ve hizmet alımları, internet hizmeti alımları KİK'ten muaf yapılacak. Niye rekabetten kaçıyorsunuz. Yerli sanayi teşvikini koyun buraya, AR-GE yasasında vergiteşvikleri verelim. Ama gelin en sonuna diyin ki, 'KİK'e tabii olmaksızın, ancak rekabete açık şekilde yapılır' yazın" dedi.
Hamzaçebi'ye yanıt için kürsüye gelen AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli ise, "Bu işin yerli üretimi yok. Böyle bir ihale yaparsanız uluslararası bir firma alacaktır. Ya İngiliz ya Amerikan ya da İsrail firması alacaktır" ifadelerini kaydetti.
Hamzaçebi ise, Canikli'ye, "Sayın Canikli ve hükümetiniz hangi yerli sermaye grubunun temsilcisidir" şeklinde karşılık verdi .