CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Açıklamaları..

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını öngören kanun teklifini ''bölünme yasa teklifi'' şeklinde nitelendirerek, ''Bir binanın temelini ikiye bölersiniz, iki ayrı bina çıkmaz, o bina yıkılır. Eğer 8 yıllık zorunlu eğitimi de ikiye bölerseniz, aynı binanın temelinde olduğu gibi onun sonu da yıkımdır ama birisinde yıkılan bir binadır. Öbüründe yıkılan çocuklarımızın geleceği'' diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkarılmasını öngören teklifi protesto etmek için partisince Tandoğan Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, teklifle ilgili ''konuşalım, tartışalım'' diyerek elini uzattığını belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a ''Eğitim çok önemlidir, yoksullarımız için önemli bir konudur. Gelin konuşalım, tartışalım, eğitimcilerimizi çağıralım, doğrusu neyse onu kabul edelim'' dediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

''Gelmedi. Gelemeyeceğini ben de biliyorum, konuşamayacağını ben de biliyorum. Benim önüme çıkması için önce adamda yürek gerekir, o yürek yok onda. 'Gel uzlaşalım, ülkemizin geleceği için, bir bayram havası içine kabul edelim kanun teklifini, o zaman doğruları yapmış oluruz' dedim ama maalesef gelmedi; neden, çünkü önümüzde farklı bir vaka var, bir vaka sorunu var önümüzde. Geçmişiyle kavgalı olan birisi var, geleceğiyle kavgalı olan birisi var. Bu ülkenin doktorlarıyla, işçisiyle, memurlarıyla kavgalı olan birisi var. Bu ülkenin mezhepleriyle, inançlarıyla kavgalı olan birisi var. Yani öz güveni olmayan, kendisiyle kavgalı olan bir vaka var karşımızda, sorun da budur. Kendinden nefret eden bir adam olabilir mi- Kendisiyle, ruhuyla barışık olması lazım, yüreğiyle barışık olması lazım ki insanıyla da barışık olabilsin. Eğer öyle bir tablo yoksa Türkiye'nin sorunu var demektir. İşte bu eğitim teklifi de bu sorunlar yumağının bir sonucu olarak Parlamentoya geldi. Şunu söyledim Sayın Başbakan'a 'Olabilir, bizi dinlemek istemeyebilirsin. Bu ülkenin üniversiteleri, fakülteleri, öğretmenleri var, onları çağır konuş, akılla barış Sayın Erdoğan, bilimle barış' dedim.''

Hacettepe Üniversitesi Senatosu'nun, teklifin yanlış olduğuna ilişkin kararının açıklandığını, değişik üniversitelerin eğitim fakültelerinin de benzer bildiriler yayınladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, '' diyorlar. Neden oturup konuşmuyorsunuz bunlarla. YÖK Başkanını sen atadın, çağır onu bir konuş. Bak bakalım sana ne anlatacak. Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır Sayın Recep Tayyip Erdoğan'' diye konuştu.

-''Yasa teklifi 4 artı 4 değil 8 bölü 2'dir''-

''4+4+4'' olarak adlandırılan zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını öngören teklifi ''4+4 değildir, 8 bölü 2'dir'' şeklinde tanımlanması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Toplumu bölüyor, bölen bir yasadır. Eğitimi parçalayan bir yasadır. Bir binanın temelini ikiye bölersiniz, iki ayrı bina çıkmaz, o bina yıkılır. Eğer 8 yıllık zorunlu eğitimi de ikiye bölerseniz, aynı binanın temelinde olduğu gibi onun sonu da yıkımdır ama birisinde yıkılan bir binadır. Öbüründe yıkılan çocuklarımızın geleceği'' diye konuştu.

Öğretmenlerle ilgili OECD ülkelerindeki oranlardan örnek veren Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki öğretmenlerin çalışma saatlerinin, OECD ülkelerindeki öğretmenlerden daha fazla olduğunu söyledi.

Hazırlanan teklifin, eğitim sisteminin hiçbir sorununu çözmeyeceğini öne süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Öğretmenin, velilerin, okulların, binaların, ailelerin mi sorunun çözüyor- Hiçbir sorunu çözmüyor. Aklı mantığı olan, demokrasiye inanan, insan haklarına inanan, çocuklarını düşünen bir ülkede nasıl olur da bir kanun teklifi verirsiniz ama hiçbir sorunu çözmez, yeni sorun yaratır. O zaman bu kanun teklifi, çağdaş insanların kabul edeceği bir kanun teklifi değil. Bu yasa teklifinin asıl muhatabı bu ülkenin yoksul çocukları, o çocuklar hedef alındı. O çocuklar kandırılmak isteniyor, onların aileleri üzerinden siyaset yapılmak isteniyor. Yoksulun çocuğundan ne istiyorsun-

4 yıllık eğitim okuyacak, 4. yılın sonunda 10 yaşında ona soracaklar, hangi mesleği seçeceksin. 10 yaşındaki çocuk nasıl mesleğini seçecek, liseye giden çocuk, liseyi bitirdiği zaman gider bir bilene sorar. O bile tercihini yapamaz. Sen 10 yaşındaki çocuğa, yoksulun çocuğuna bak bakalım hangi mesleği seçiyorsun diyeceksin. 'Seçemiyor musun, sana şu mesleği buldum, git orada oku' diyecek. Cumhuriyetin bize getirdiği güzel bir şey var: Yoksul ve varlıklı çocuğun yarışabildiği tek alan ilköğretimdir. Sakın unutmayın bunu. özgürce yarışabildiği, hiçbir baskı altında kalmadan yarışabildiği tek yer ilköğretimdir. Şimdi siz yoksul çocuğun elinden özgürce yarışabileceği o alanı da alıyorsunuz. Yazık günah değil mi, bu ülkenin yoksul insanlarına yazık, günah değil mi- Ben o yoksulların çocuklarına sahip çıkıyorum, her anne baba sahip çıksın. O çocuklar bizim çocuklarımız.''

-''Pedagojiyi bilmez''-

Oyun oynamasını yeni öğrenen 5 yaşındaki çocuğun, ilköğretime nasıl başlayacağını soran Kılıçdaroğlu, ''Başbakan, 'Bizim yaptığımız düzenleme pedagojiktir' diyordu. Emin olun, Allah sizi inandırsın pedagojinin bile ne olduğunu bilmez bu. Eğer siz, tepeden inmeci bir anlayışla, zorbalıkla ve baskıyla, halkın iradesini görmezden gelerek, milletvekillerini konuşturmayarak bir yasa teklifini Parlamentodan geçirecekseniz, o yasa teklifini yapan zihniyet faşist bir zihniyettir. İnsanı ve demokrasiyi benimsemeyen bir zihniyettir'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan'ın, ''Zorbalıkla gelen düzenlemeyi, demokrasiyle ortadan kaldıracağız'' dediğini de belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Tarih bilmez, eğitimin tarihini bilmez. Pedagojinin ne olduğunu bilmez, çocuğun ne olduğunu bilmez. Çocuğun nasıl eğitileceğini bilmez. Efendim, 'zorbalıkla geldi, demokrasiyle göndereceğiz' diyor. Sen 8 yıllık zorunlu eğitimin hangi yıldan beri bu ülkede tartışıldığını biliyor musun- 1950'lerde, 1960'larda, 1970'lerde, kalkınma programlarına, hükümet programlarına girdiğini biliyor musun- Samimi söylüyorum bilmiyor.' '