Genel Başkan Kavlak Açıklaması
Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, ''Ekonomiyi biz taşıyoruz, büyütüyoruz ama büyüme bize yansımıyor'' dedi.
Türk Metal Sendikası Gölcük Şubesi'nin Değirmendere Kültür Merkezi'nde düzenlenen 4. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Kavlak, dünyada güçler savaşı yaşandığını belirterek, ekonomik anlamda güçlü olan ülkelerin güçlerini siyaset ve savunmayla pekiştirmeye devam ettiğini ifade etti.
Dünya güç haritasına bakıldığında ilk sırada Amerika'nın görüldüğünü, bu ülkenin 15 trilyon dolara yakın sermayesiyle dünyanın en süper gücü olduğunu belirten Kavlak, İsrail'in de Amerika'dan aldığı destekle İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya gibi güçlü ülkeler arasına girdiğini, Türkiye'nin de hafife alınacak bir ülke olmadığını kaydetti.
Kavlak, otoritelerin Türkiye'nin performansını yüksek bulsa da henüz bir ''dünya gücü'' olarak kabul etmediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Küresel güçler, gelişmiş ülkeler ile çok uluslu şirketler arasındaki nikahsız evliliğin sonucu. En güçlü ülke Amerika, en güçlü şirketlerin ülkesi yine Amerika. Demek ki 'küreselleşmenin dünyanın Amerikanlaşması' olduğunu söylerken yanlış yapmıyoruz. Güçlü devletler ve güçlü ekonomilerin hepsi kuzey yarım kürede. Dünya Gıda Örgütü'ne göre her 5 saniyede, 10 yaşın altında bir çocuk açlıktan ölüyor, her gün 20 binden fazla insan açlıktan ölüyor, 1 milyara yakın insan da açlık sınırının altında yaşıyor.
Bunların tamamına yakını güney yarım kürede, yani Afrika, Güneydoğu Asya, Güney Amerika ülkelerinde. Kuzey zenginliğin, güney ise yoksulluğun yarım küresi olmuş. 'Küreselleşme' diyorlar, ama kürenin aşağıdaki yarısını gözden çıkarmışlar. Az gelişmiş ülkelere biçilen kader, sömürge olmaktan başka bir şey değil. Bunun nedeni de küresel güçlerin enerjisinin tükenmek üzere olması. Onlara yeni enerji kaynakları lazım. Irak'ın sahip olduğu 145 milyar varile yakın petrol rezervi, 3 trilyon metreküpü aşan doğalgaz kaynakları şimdi Amerikalı ve İngiliz petrol şirketlerinin emrinde.''
Küreselleşmenin tıkanma noktasında olduğunu öne süren Kavlak, yeni şeyler söylemek gerektiğini, dünyanın yeni bir düzene ihtiyaç duyduğunu savundu.
Kavlak, şöyle devam etti:
''Küreselleşme, son nefeslerini verirken, ülkemizde acaba durum nasıl- Baktığımızda, peş peşe güzel açıklamalar geliyor. Ekonomik büyüklük bakımından 'dünyadaki 15. büyük ülkeyiz' diyorlar. 'Dış borcumuz, diğer ülkeleri kıskandıracak düzeyde' diyorlar. Dış borcun azalması çok iyi, çünkü dış borç bağımsızlık önünde bir engel. Yunanistan'ı gördük. Avrupa Birliği yaptığı yardım karşılığında devlet ve ekonomiyi kontrol edecek.
Bu durumda, Yunanistan'ın bağımsız bir ülke olduğunu söylemek çok zor. İtirazımız, ekonomideki gelişmelerin, büyüklüğünün bize, halka yansımaması. Ekonomiyi biz taşıyoruz, büyütüyoruz ama büyüme bize yansımıyor. Üretim, yatırım, istihdam yok. İnsanların yüzde 17'si yoksulluk sınırının altında, 2,5 milyon insan kredi kartı borcunu ödeyemediği için kara listeye alındı. Hani büyüme, hani yansıması-''
Kavlak, işsizlikle sendikaların üye sayılarının düştüğünü, pazarlık güçlerinin zayıfladığını, iş gücünün esnek kullanımı, taşeron işçilik ve güvencesiz çalışmalarla ücretler ve çalışma şartlarının da değiştiğini sözlerine ekledi .
Dünya güç haritasına bakıldığında ilk sırada Amerika'nın görüldüğünü, bu ülkenin 15 trilyon dolara yakın sermayesiyle dünyanın en süper gücü olduğunu belirten Kavlak, İsrail'in de Amerika'dan aldığı destekle İngiltere, Fransa, Almanya ve Japonya gibi güçlü ülkeler arasına girdiğini, Türkiye'nin de hafife alınacak bir ülke olmadığını kaydetti.
Kavlak, otoritelerin Türkiye'nin performansını yüksek bulsa da henüz bir ''dünya gücü'' olarak kabul etmediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Küresel güçler, gelişmiş ülkeler ile çok uluslu şirketler arasındaki nikahsız evliliğin sonucu. En güçlü ülke Amerika, en güçlü şirketlerin ülkesi yine Amerika. Demek ki 'küreselleşmenin dünyanın Amerikanlaşması' olduğunu söylerken yanlış yapmıyoruz. Güçlü devletler ve güçlü ekonomilerin hepsi kuzey yarım kürede. Dünya Gıda Örgütü'ne göre her 5 saniyede, 10 yaşın altında bir çocuk açlıktan ölüyor, her gün 20 binden fazla insan açlıktan ölüyor, 1 milyara yakın insan da açlık sınırının altında yaşıyor.
Bunların tamamına yakını güney yarım kürede, yani Afrika, Güneydoğu Asya, Güney Amerika ülkelerinde. Kuzey zenginliğin, güney ise yoksulluğun yarım küresi olmuş. 'Küreselleşme' diyorlar, ama kürenin aşağıdaki yarısını gözden çıkarmışlar. Az gelişmiş ülkelere biçilen kader, sömürge olmaktan başka bir şey değil. Bunun nedeni de küresel güçlerin enerjisinin tükenmek üzere olması. Onlara yeni enerji kaynakları lazım. Irak'ın sahip olduğu 145 milyar varile yakın petrol rezervi, 3 trilyon metreküpü aşan doğalgaz kaynakları şimdi Amerikalı ve İngiliz petrol şirketlerinin emrinde.''
Küreselleşmenin tıkanma noktasında olduğunu öne süren Kavlak, yeni şeyler söylemek gerektiğini, dünyanın yeni bir düzene ihtiyaç duyduğunu savundu.
Kavlak, şöyle devam etti:
''Küreselleşme, son nefeslerini verirken, ülkemizde acaba durum nasıl- Baktığımızda, peş peşe güzel açıklamalar geliyor. Ekonomik büyüklük bakımından 'dünyadaki 15. büyük ülkeyiz' diyorlar. 'Dış borcumuz, diğer ülkeleri kıskandıracak düzeyde' diyorlar. Dış borcun azalması çok iyi, çünkü dış borç bağımsızlık önünde bir engel. Yunanistan'ı gördük. Avrupa Birliği yaptığı yardım karşılığında devlet ve ekonomiyi kontrol edecek.
Bu durumda, Yunanistan'ın bağımsız bir ülke olduğunu söylemek çok zor. İtirazımız, ekonomideki gelişmelerin, büyüklüğünün bize, halka yansımaması. Ekonomiyi biz taşıyoruz, büyütüyoruz ama büyüme bize yansımıyor. Üretim, yatırım, istihdam yok. İnsanların yüzde 17'si yoksulluk sınırının altında, 2,5 milyon insan kredi kartı borcunu ödeyemediği için kara listeye alındı. Hani büyüme, hani yansıması-''
Kavlak, işsizlikle sendikaların üye sayılarının düştüğünü, pazarlık güçlerinin zayıfladığını, iş gücünün esnek kullanımı, taşeron işçilik ve güvencesiz çalışmalarla ücretler ve çalışma şartlarının da değiştiğini sözlerine ekledi .