Tzob Genel Başkanı Bayraktar: 'Dünyada Gıda Sektörü Artık Sermayenin Oynadığı Bir Emtia Haline Gelmiştir '

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, dünyada gıda sektörünün artık sermayenin oynadığı bir emtia haline geldiğini belirterek, "Bununla ilgili Tarım Bakanlığı bünyesinde bir devlet aklına ihtiyaç vardır" dedi.

Tzob Genel Başkanı Bayraktar: 'Dünyada Gıda Sektörü Artık Sermayenin Oynadığı Bir Emtia Haline Gelmiştir '
Bayraktar, 'Hedefimiz 2023 yılında 85 milyonu nüfus ile birlikte 50 milyon turisti beslemek, hasılamızı 150 milyon dolara çıkarmak ve 30 milyar dolarlık ihracat yapmaktır. Bu hedef ise ortak akıl ile mümkündür ' diye konuştu

Rixos Otel'de ekonomi muhabirleriyle bir araya gelen Bayraktar, tarım sektörüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dünyada aşırı sıcaklar, yağışlar ve küresel ısınmadan Türkiye'nin de nasibini aldığını ve zaman zaman etkilendiğini kaydeden Bayraktar, 'Aşırı sıcaklar ve yağışlar birçok ülkede gıda üretimini olumsuz etkilemiştir, etkilemeye devam edecektir. Dolayısıyla dünyada yenilenebilir yakıtlara önem verilmeye başlanmıştır. Bunda da tarım ürünlerinden biodizel üretimi yapılmaya başlanılmıştır. Buarada dünya nüfusu artmaktadır. Dolayısıyla dünyada gıda fiyatları artmaya devam ediyor. Bu da gıda ve tarımda talep artışını ortaya çıkarmıştır. Artık, Hindistan ve Çin gibi ülkeler pirinç falan yemiyor, et yiyor. Bu ülkelerinde refah düzeyi yükseldikçe çok ciddi talep oluşturuyorlar. Yine dünyada da tarım arazileri çok verimli bir şekilde kullanılmıyor. Yabancılar, bazı ülkelerin topraklarını ucuza kapatıp, kendi ülkelerinin gıda güvenliğini sağlamaya çalışıyorlar. Türkiye'ye gelen yabancı sermaye verimlitarım arazilerini kapatmaya çalışıyor. İşte bu gibi gelişmeler dünyada gıda fiyatlarını artırmıştır, arttırmaya devam etmektedir ' dedi. Dünyada hiç görülmemiş hadiselerin yaşandığını, artık Dünya Ticaret Örgütü'nün bile bazı destekleri kaldırmaya çalıştığını ve AB ülkelerinin belirlenen kotaları değiştireceğini kaydeden Bayraktar, 'Benim gördüğüm hadise; dünyada gıda sektörü artık sermayenin oynadığı bir emtia haline gelmiştir. Bunun çözümü için Tarım Bakanlığı bünyesinde devlet aklına ihtiyaç vardır. Çünkü, tarım sektörü konusunda herkes konuşuyor. Çiftçi ve üretici adına konuşanlar bile çiftçi ve üreticiye zarar veriyor. Bu fevkaladeönemli. Tarım Bakanlığı meslek kuruluşlarıyla bir araya gelerek hedef koyacak. Bu hedefe ulaşmamız lazım diyecek. Türkiye'de gıda ve tarım yokluğunda değeri anlaşılan bir sektör. Çok ciddi yapısal sorunları olan Türk çiftçisi, bu sorunlara karşı üretimine devam ediyor. Dünyada en yüksek maliyetle üretim yapan çiftçiler hala ayakta durmaya devam etmektedir. Dünyada araziler toplulaştırılıyor, Türkiye'de ise araziler parçalanıyor. Arazi parçalanmasının önüne geçmek gerekir. Bu arazilertoplulaştırılmalıdır. Bugüne kadar yaklaşık 4 milyon hektar arazi toplulaştırılmıştır. 10 milyon hektar arazi ise toplulaştırılacak. Türkiye'de sulama projelerinin de sağlıklı bir sonuç alınamamıştır. Türkiye'de ne kadar örgütlü kooperatif varsa hepsi ekonomik özgürlüklerini kaybetmiş. Türkiye pazarlama sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. Üretiyorsunuz, ama pazarlamada tıkanıyorsunuz. Böyle olunca bir yıl domates, bir yıl soğan, diğer yıl pirinç para ediyor. Türkiye'de ekonomik, idari ve maliyönden kanunlar yetersiz. Üretici birliklerinin güçlenmesi gerekir. Biz destek kuruluşuyuz. Biz ekonomik kuruluş değiliz. Asli görevimizi olmamasına rağmen, ilgili odalarımız soğuk hava depoları gibi yatırımlar yapıyor. Böylece biz bu alanlara giriyoruz. Kesinlikle ya kooperatifi yada üretici birliğiniz olacak. Çünkü dünya ülkeleri pazarlama sorununu kooperatiflerle yapıyor. Planlama kooperatifler ve üretici birlikleri tarafından yapılmalıdır. Bütün bu yapısal sorunlara rağmen Türkiye 85 milyon insanınıbesliyor. 30 milyon turisti besliyor. Yetmiyor 14.5 milyar dolar ihracat yapıyor. 6 milyon insanı tarımda istihdam ediyor. Hedefimiz 2023 yılında 85 milyonu nüfus ile birlikte 50 milyon turisti beslemek, hasılamızı 150 milyon dolara çıkarmak ve 30 milyar dolarlık ihracat yapmaktır. Bu hedef ise ortak akıl ile mümkündür ' diye konuştu

Türkiye'de şeker stoklarının bir türlü bitirilemediğini, yılda 21 milyon ton şeker üretimi yapıldığı zamanlar stokların boş kaldığını, üretimin 10 milyon tona indirilmesine rağmen, şeker fazlası bulunduğunu ifade eden Bayraktar, 'Buradaki stokların artmasının sebebi tatlandırıcı kullanımıdır. Türkiye olarak tatlandırıcıya yüzde 10 kota koyuyoruz. Bakanlar Kurulu bunu yüzde 50 daha arttırıyor, yüzde 15 oluyor. Şu nu iddia ediyorum ki, Türkiye'de yüzde 15 değil, yüzde 40 NBŞ üretimi yapılmaktadır. Kaçakişletmeler merdiven altı işletmeler üretimi yüzde 40'a çıkarıyor. Bunun yanını birde kaçak NBŞ ekleniyor. Pastaneler başta olmak üzere herkes tatlandırıcı kullanıyor. Çünkü NBŞ'nin maliyeti düşük ve merdiven altı üretimi var. Ayrıca kota alan firmalar kota üzerinden üretim yapıyor. Kotayı Şeker Kurumu koyuyor. Denetimi de Şeker Kurumu yapıyor. Bunun için kaçak üretimin önüne geçmek gerekir. Et-Balık kapatıldı, ne oldu. Hayvancılık bitti. Tarımı kenara atamazsınız. Yoksa bitersiniz ' dedi. Hayvancılık sektöründe başarılı olmak için tesislerin optimal büyüklüğe gelmesi gerektiğini ve bu sayının ise 25-30 olduğunu belirten Bayraktar, 'Biz de 50 havyan ile üretime başlanıyor, 40'a, 30'a, 5'e düşüyor ve batıyor. Bu nedenle özel sektör işletmeleri istediği an sektörü terk edebiliyor. Bu da bölgedeki yatırımdan dolayı ortaya çıkan kesimleri etkiliyor. Esas olan işletmeleri büyütmek yerine optimal hale getirmek önemlidir. 20 yıl önce tavukçuluk yoktur. Şimdi ise herkes tavukçuluk yapıyor. Çünkükazandırıyor. Esas tavukçuluk yapan çiftiler aynen kaldı. Yani çiftçilikten anlamayanlar tavukçuluk sektöründe büyüdüler. Bu nedenle tarım ile ilgili işletmelerde sözleşmeli üretim modelini uygulamak gerekir ' şeklinde konuştu

Şu an itibariyle çiftçilerin özel bankalardan 9 ayda kullandığı kredilerin 960 milyon TL'sinin geri döndüğünü ve bankaların haciz yoluyla çiftçinin arazisini aldığını belirten Bayraktar, şunları söyledi: 'Türkiye'de çiftçilerin kullandığı 30 milyar TL kredinin 20 milyar TL'sini Ziraat Bankası, 9 ay itibariyle 2 milyar TL'sini Tarım Kredi Kooperatifleri ve kalan 8 milyar TL'nin ise özel bankalar karşılamıştır. Çiftçi Ziraat Bankası'ndan alamadığı krediye özel bankalardan almaya yönelmektedir. Dolayısıyla çiftçi değişik şekillerde aldığı kredilerle borçlarını kapatmaya çalışmaktadırlar. Bunun için kamu bankaları da çiftçilere kredi vermelidir. Kamu bankalara arasında da rekabet olmalıdır. Rekabet kalite veverimi arttırır. Tarıma ayrılan kredi miktarını yükseltmek gerekir. Çünkü özel bankalarda çiftçilere kredi vermek istemektedirler. Bir banka çiftçilere verdiği kredilerin dönmesi sebebiyle hemen haciz işlemleri başlatarak çiftçilerin arazilerini toplamaya başlamıştır. Bu durum karşısında bankaya yetkilileriyle bir görüşme yapılmıştır. Bununla ilgili bir düzenleme yapılmasını talep ettik. Bu çalışmalar devam ediyor. Bu topraklarımızı kaybetmeye tahammülümüz yok. Toprak kaybedemeyiz. '
Kaynak: İHA