Tekin: 12 Eylül Yasalarını Değiştirelim, Savcının Kimi Çağıracağı Belli Olmaz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “12 Eylül döneminde, Evren döneminde yapılan bütün yasaları değiştirelim Türkiye nefes alsın.
” çağrısı yaptı. Parlamentoda CHP 'nin hazır olduğunu, AK Parti 'nin de çoğunluğunun bulunduğunu dile getiren Tekin, “Eğer bunları değiştiremezlerse, o tuzağa onlar da düşebilirler. Yarın bu savcı kimi çağırır belli olmaz.” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, partisinin Bursa İl Başkanlığı 'nda basın toplantısı düzenledi. Türkiye 'nin ciddi bir kriz yaşadığını savunan Tekin, devlet başkanının olmadığını ileri sürdü. Tekin şöyle konuştu: “Demokratik ülkelere baktığımızda devlet kavramı vardır bir de iktidar kavramı. Türkiye 'de şu anda ciddi bir devlet krizi var. Bu kirizi ya kimse fark edemedi, ya da üzerine gidemedi. Devlet 3 kavram üzerine oturur, istihbarat, silahlı güç ve yargı. Eğer bunlar yoksa devlet değilsinizdir. Böylesine bir devlet krizi yaşandığı ortamda bir devlet başkanı yok mu? Bizde devlet başkanı Cumhurbaşkanıdır. Bu makam nerede merak ediyorum. Ben son 30 yılı çok iyi bilirim, cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar devlet krizi yaşanıyor. Bir ülkede devlet krizi yaşanıyorsa orada durum çok kötü demektir. Bu kabul edilir gibi değil. Bu krizi baypass ederek bir yasa ile gidermek mümkün değil. Bu ülkenin siyasi partileri var. Cumhurbaşkanının ivedilikle parlamentoda grubu olan siyasi partilerle görüşmesi gerekiyor. Mutlaka yasal bir çözüm gerekiyorsa, yasal çözümü kişiye özel, iktidara özel kanunlarla bunu hallederseniz, başka sorunlarla karşı karşıya geliriniz. Yasayı bir bütün olarak ele almalı ve özel yetikli mahkemeler derhal kaldırılmalıdır. Adres parlamentodur, ama maalesef iktidarın alışkanlık haline getirdiği gücüm var yaparım anlayışı var.”
İKTİDARIN İFADE VERMESİ GEREKİR
Başsavcı Vekili Fikret Seçen 'in 'kanun dışına çıkıldı ' açıklaması sorulan Tekin, MİT Başkanı Hakan Fidan 'ın ifade vermesi ile ilgili şunları kaydetti: “Bana göre Hakan Fidan 'dan önce iktidarın ifade vermesi gerekiyor. Sayın başbakan ve yetkililer 'bizim temsilcimiz olarak gönderdik' dedikleri yerde iktidarın yargılanması lazım. Bütün seçimleri siz reye tahvil edeceksiniz, bugün başınıza bela olacak 'bunu nasıl yargıdan kaçırırım7 diyeceksiniz. Sadece Hakan Fidan olarak değil, başbakan da ifade etti, 'benim temsilcim olarak gitti' diye. O zaman siz yargılanacaksınız.”
Gürsel Tekin, krizden çıkış yolu olarak ise 12 Eylül döneminde hazırlanan bütün kanunların değiştirilmesini önerdi. Tekin şöyle devam etti: “12 Eylül mağdurları bizler, 40 yıldır siyasetin içinde, sayın başbakan bütün takımı ülkeyi yönetir. 12 Eylült dahi bunlar yönetirler, biz mağdur olmuşuz ama 12 Eylül'ün sorumlusu sanki bizlermişiz. Eğer bu konuda rahatsızlarsa, yapılacak bir tek şey vardır. Parlamentoda Cumhuriyet Halk Partisi hazır. AKP 'nin sayısal çoğunluğu var. Bütün 12 Eylül döneminde, Evren döneminde yapılan bütün yasaları değiştirelim, Türkiye nefes alsın. Eğer bunları değiştiremezlerse, o tuzağa daha onlar da düşebilirler. Yarın bu savcı kimi çağırır belli olmaz. Sayın Genel Başkanımız Bursa 'da söylemişti. 'Her an hepimize bir savcıdan yazı gelebilir. ' Korkarım bir gün başbakana da gidebilir.”
Önder Sav 'ın “CHP Kılıçdaroğlu 'na da kalmaz” sözü hatırlatılan Tekin, “Hayat hiçbirimize kalmıyor, bu sadece partiyle ilgili değil. Sayın genel sekreterimiz hangi anlamda söyledi bilmiyorum ama bu doğal, hiçbirimize kalmayacak.” karşılığını verdi. Tekin, Önder Sav 'ın, 'kurultayın hukuki olmadığı ' yönündeki eleştirilerini ise şu sözlerle değerlendirdi:
“Bütün bunları mutfağın içinde konuşacağız. Hiç bir partide tüzük yada başka kurultayları gündeme gelmiyor. AKP'de kongreler oldu mahallelerde insanlar birbirine silah çekti, bunlar gündeme geldi. CHP de ise hiç gizlilik yok. Her şey ortada. Bunları basın önünde tartışacaksak o zaman kurultay yapmamızın anlamı yok.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, partisinin Bursa İl Başkanlığı 'nda basın toplantısı düzenledi. Türkiye 'nin ciddi bir kriz yaşadığını savunan Tekin, devlet başkanının olmadığını ileri sürdü. Tekin şöyle konuştu: “Demokratik ülkelere baktığımızda devlet kavramı vardır bir de iktidar kavramı. Türkiye 'de şu anda ciddi bir devlet krizi var. Bu kirizi ya kimse fark edemedi, ya da üzerine gidemedi. Devlet 3 kavram üzerine oturur, istihbarat, silahlı güç ve yargı. Eğer bunlar yoksa devlet değilsinizdir. Böylesine bir devlet krizi yaşandığı ortamda bir devlet başkanı yok mu? Bizde devlet başkanı Cumhurbaşkanıdır. Bu makam nerede merak ediyorum. Ben son 30 yılı çok iyi bilirim, cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar devlet krizi yaşanıyor. Bir ülkede devlet krizi yaşanıyorsa orada durum çok kötü demektir. Bu kabul edilir gibi değil. Bu krizi baypass ederek bir yasa ile gidermek mümkün değil. Bu ülkenin siyasi partileri var. Cumhurbaşkanının ivedilikle parlamentoda grubu olan siyasi partilerle görüşmesi gerekiyor. Mutlaka yasal bir çözüm gerekiyorsa, yasal çözümü kişiye özel, iktidara özel kanunlarla bunu hallederseniz, başka sorunlarla karşı karşıya geliriniz. Yasayı bir bütün olarak ele almalı ve özel yetikli mahkemeler derhal kaldırılmalıdır. Adres parlamentodur, ama maalesef iktidarın alışkanlık haline getirdiği gücüm var yaparım anlayışı var.”
İKTİDARIN İFADE VERMESİ GEREKİR
Başsavcı Vekili Fikret Seçen 'in 'kanun dışına çıkıldı ' açıklaması sorulan Tekin, MİT Başkanı Hakan Fidan 'ın ifade vermesi ile ilgili şunları kaydetti: “Bana göre Hakan Fidan 'dan önce iktidarın ifade vermesi gerekiyor. Sayın başbakan ve yetkililer 'bizim temsilcimiz olarak gönderdik' dedikleri yerde iktidarın yargılanması lazım. Bütün seçimleri siz reye tahvil edeceksiniz, bugün başınıza bela olacak 'bunu nasıl yargıdan kaçırırım7 diyeceksiniz. Sadece Hakan Fidan olarak değil, başbakan da ifade etti, 'benim temsilcim olarak gitti' diye. O zaman siz yargılanacaksınız.”
Gürsel Tekin, krizden çıkış yolu olarak ise 12 Eylül döneminde hazırlanan bütün kanunların değiştirilmesini önerdi. Tekin şöyle devam etti: “12 Eylül mağdurları bizler, 40 yıldır siyasetin içinde, sayın başbakan bütün takımı ülkeyi yönetir. 12 Eylült dahi bunlar yönetirler, biz mağdur olmuşuz ama 12 Eylül'ün sorumlusu sanki bizlermişiz. Eğer bu konuda rahatsızlarsa, yapılacak bir tek şey vardır. Parlamentoda Cumhuriyet Halk Partisi hazır. AKP 'nin sayısal çoğunluğu var. Bütün 12 Eylül döneminde, Evren döneminde yapılan bütün yasaları değiştirelim, Türkiye nefes alsın. Eğer bunları değiştiremezlerse, o tuzağa daha onlar da düşebilirler. Yarın bu savcı kimi çağırır belli olmaz. Sayın Genel Başkanımız Bursa 'da söylemişti. 'Her an hepimize bir savcıdan yazı gelebilir. ' Korkarım bir gün başbakana da gidebilir.”
KURULTAY TARİHİ DEĞİŞMEZ
Tekin gazetecilerin '21 ve 26 Şubat 'ta kurultay tarihleri var. 26 Şubat 'ta yapılacak kurultayın, muhaliflerin 27 Şubat 'ta yapmak istediği kurultayı engellemek için mi yapılıyor?” yönündeki sorusuna karşılık, “27 Şubat'taki kurultayı engellemek yasal olarak mümkün değil. Birincisi şu daha önce tüzük tartışması, Türkiye 'de bütün siyasi partilerin kendi tüzüğünü gözden geçirmesi gerekiyor. Biz daha demokratik daha özgürlüklü anayasa yapacağız diyen partilerin öncelikle kendi anayasalarını düzeltmeleri gerektiğini düşünüyorum. 26 ve 27 arasındaki sorun biraz şundan kaynaklanıyor; talep eden arkadaşlarımız 9 madde üzerinden talepte bulunuyor, oysa bizim tüzüğümüzde çok madde değişmesi gerekiyor. 49 madde değişebilir. CHP 'de parti için kavga yaratmak isteyen kesimler her zaman olmuştur. 30 yıldır bu partiye emek veren arkadaşlarla partiye hizmet etmeye devam edeceğiz.”Önder Sav 'ın “CHP Kılıçdaroğlu 'na da kalmaz” sözü hatırlatılan Tekin, “Hayat hiçbirimize kalmıyor, bu sadece partiyle ilgili değil. Sayın genel sekreterimiz hangi anlamda söyledi bilmiyorum ama bu doğal, hiçbirimize kalmayacak.” karşılığını verdi. Tekin, Önder Sav 'ın, 'kurultayın hukuki olmadığı ' yönündeki eleştirilerini ise şu sözlerle değerlendirdi:
“Bütün bunları mutfağın içinde konuşacağız. Hiç bir partide tüzük yada başka kurultayları gündeme gelmiyor. AKP'de kongreler oldu mahallelerde insanlar birbirine silah çekti, bunlar gündeme geldi. CHP de ise hiç gizlilik yok. Her şey ortada. Bunları basın önünde tartışacaksak o zaman kurultay yapmamızın anlamı yok.”