Akdeniz'de 'Taraklı Medüz' tehlikesi
Muğla sahillerinde, Karadeniz'de yaşayan hamsi, levrek gibi ticari balıkçılık için önem taşıyan canlılara zarar veren 'Taraklı Medüz' ve 5 yeni denizanası türüne rastlandı. Taraklı Medüz'ün balık rekoltesine zarar verebileceği belirtiliyor.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan, bu yıl yürütülen çalışmalar kapsamında 6 yeni tür tespit ettiklerini söyledi.
Şu ana kadar 232 tür tespit edildiğini ve bu türlere yenilerinin de eklendiğini belirten Tarkan, derin alanlar ve kıyı alanlarında daha sonra yapılacak çalışmalarla bu tür tayinlerinin artarak devam edeceğini dile getirdi.
Özellikle ''Lesepsiyen'' denilen ve Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz'e gelip yerleşmiş balık türleri bulunduğuna dikkati çeken Tarkan, bu balık türlerinin de popülasyonlar oluşturarak bazen yararlı bazen de zararlı ortam yaratabildiklerini vurguladı.
Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan, koylardan alınan denizanalarını laboratuvar ortamında incelediklerini belirterek, ''Muğla sahillerinde bu yıl yaptığımız çalışmalarda 5 yeni denizanası türüne rastladık: 'Göçmen Denizanası (Rhopilema nomadica)'', ''Çiçek Denizanası'', ''Benekli Denizanası'', ''Yumrulu Denizanası'', ''Geryonia proboscidalis'' dediğimiz denizanası. Bu türler suların ısınmasıyla geliyorlar. Yeni türleri dünyada kabul gören dergilerde hazırladığımız makaleler ile duyurduk. Bunların insanlar üzerindeki etkilerini de inceliyoruz. Bütün dünya bunların istatistiki bilgilerini tutuyor. Biz de bu yönde bir çalışma yapma amacındayız'' dedi.
'TARAKLI MEDÜZ BALIK POPÜLASYONUNU ETKİLEYEBİLİR'
Araştırmalarda rastlanılan 'Taraklı Medüz' isimli canlının ise bir denizanası türü olmadığını anlatan Tarkan, bu türün aşırı artışı sonucu balık yumurta ve larvaları ile ortamdaki planktonu tüketerek doğal yaşama zarar verdiğini bildirdi.
Taraklı Medüz'ün Kuzey Amerika'dan gelerek Karadeniz ve Marmara'da oldukça yaygın olduğuna dikkati çeken Tarkan, şöyle konuştu:
''Muğla'da 100 metrekarede 10 adet gördük. Bunun izlenmesi gerekiyor. Eğer artarsa buradaki zaten az olan balık popülasyonuna zarar verebilir. Çünkü Karadeniz'de hamsi stoklarının yüzde 40 azalmasına neden olan bir türdür bu. Şu anda çok büyük bir tehlike arz etmiyor, ama kontrol altına alınarak izlenmesi gerekiyor.''
Şu ana kadar 232 tür tespit edildiğini ve bu türlere yenilerinin de eklendiğini belirten Tarkan, derin alanlar ve kıyı alanlarında daha sonra yapılacak çalışmalarla bu tür tayinlerinin artarak devam edeceğini dile getirdi.
Özellikle ''Lesepsiyen'' denilen ve Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz'e gelip yerleşmiş balık türleri bulunduğuna dikkati çeken Tarkan, bu balık türlerinin de popülasyonlar oluşturarak bazen yararlı bazen de zararlı ortam yaratabildiklerini vurguladı.
Prof. Dr. Ahmet Nuri Tarkan, koylardan alınan denizanalarını laboratuvar ortamında incelediklerini belirterek, ''Muğla sahillerinde bu yıl yaptığımız çalışmalarda 5 yeni denizanası türüne rastladık: 'Göçmen Denizanası (Rhopilema nomadica)'', ''Çiçek Denizanası'', ''Benekli Denizanası'', ''Yumrulu Denizanası'', ''Geryonia proboscidalis'' dediğimiz denizanası. Bu türler suların ısınmasıyla geliyorlar. Yeni türleri dünyada kabul gören dergilerde hazırladığımız makaleler ile duyurduk. Bunların insanlar üzerindeki etkilerini de inceliyoruz. Bütün dünya bunların istatistiki bilgilerini tutuyor. Biz de bu yönde bir çalışma yapma amacındayız'' dedi.
'TARAKLI MEDÜZ BALIK POPÜLASYONUNU ETKİLEYEBİLİR'
Araştırmalarda rastlanılan 'Taraklı Medüz' isimli canlının ise bir denizanası türü olmadığını anlatan Tarkan, bu türün aşırı artışı sonucu balık yumurta ve larvaları ile ortamdaki planktonu tüketerek doğal yaşama zarar verdiğini bildirdi.
Taraklı Medüz'ün Kuzey Amerika'dan gelerek Karadeniz ve Marmara'da oldukça yaygın olduğuna dikkati çeken Tarkan, şöyle konuştu:
''Muğla'da 100 metrekarede 10 adet gördük. Bunun izlenmesi gerekiyor. Eğer artarsa buradaki zaten az olan balık popülasyonuna zarar verebilir. Çünkü Karadeniz'de hamsi stoklarının yüzde 40 azalmasına neden olan bir türdür bu. Şu anda çok büyük bir tehlike arz etmiyor, ama kontrol altına alınarak izlenmesi gerekiyor.''