TESK Genel Başkanı Palandöken'in Açıklaması

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, AB uyum yasaları çerçevesinde 1 Ocak'tan itibaren sadece soğuk hava deposu bulunan yerlerde yumurta satılacağı hususundaki tebliğe ilişkin, ''Bu tip uygulamalar Türkiye gerçeğiyle örtüşmeli, insanların gelir seviyesi irdelenmeli. Bu konuda bu tebliğler çıkarılırken meslek kuruluşları ile diyalog kurulmalı. Ben tahmin ediyorum ki; bu tebliğler Avrupa müktesebatında sondan başlanacak işler'' dedi.

Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nde düzenlenen BESOB Genel Sekreterler Yıllık Değerlendirme Toplantısı'na katılan Palandöken, toplantı öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, yumurtanın halkın yemek kültürünün bir parçası olduğunu, insanların yumurtaya ulaşma noktasında en yakın tercihinin bakkallar olduğunu söyledi.

Palandöken, esnafın kendi yemediği şeyi başkasına da yedirmediğini belirterek, şöyle devam etti:

''Yumurta stoklanmaz. Yumurta yemek kültürümüzün bir parçası. Sansasyonel çıkışlar beyaz et sektörünü neredeyse sonlandıracak noktaya getirir. İnsanlar yumurtaya bakkallardan ulaşamazsa nereden ulaşacaklar- Dolayısıyla en tazeyi en yakınında bulur. Artık yumurtanın bozuk çıkma durumu da yok. Zaten esnafın özelliklerinden biri de kendi yemediğini başkasına yedirmemesidir. Hiç kimsenin mağdur olmaması lazım. Bu tip uygulamalar Türkiye gerçeğiyle örtüşmeli, insanların gelir seviyesi irdelenmeli. Bu konuda bu tebliğler çıkarılırken meslek kuruluşları ile diyalog kurulmalı. Ben tahmin ediyorum ki; bu tebliğler Avrupa müktesebatında sondan başlanacak işler. Avrupa'dan bizim ülkemize vizesiz gelen insan varken, bizim kendi esnafımız vize almak için ya Ankara ya İstanbul'a gidiyor. Onlar kendi istediklerini dikte ettirmek istediklerini yaptırmaya gayret ediyor. Hepimizin dükkanında buzdolabı var. Müşterinin memnuniyetine sunulur. İnşallah yumurtayı koli ile alabilecek kadar ekonomik güce ulaşırız.''

-''Sicil affının halledilmesi gerekir''-

Şu anda kendileri için en önemli meselenin sicil affı olduğuna da değinen Palandöken, şunları kaydetti:

''En önemli mesele sicil affı ile ilgili. Çok alternatif krediler olmasına karşın insanlar krediye ulaşamıyorlar. Bu durum ekonominin yavaşlamasına ekonominin küçülmesine neden oluyor. Sicil affı konusunda hükümet iki sefer 2003 ve 2009'da af çıkarmasına rağmen özel sektör ve devlet elindeki bankalar kendi yaptıkları değerlendirme oranında kredi verebildiler. Dolayısıyla esnaf, sanatkar yıllardır bu kredilere ulaşamamaktadırlar. Evvela bu sicil affının halledilmesi lazım ve bir yaptırım olması gerekir ki bankalar taşın altına elini koysun aynen çekteki gibi. İnsanlar tedbirlerini alabilmeleri için bir noktada artık çeklerin vadeli kullanma oranının da herkes tarafından biliniyor ki son derece sakıncalı bir iş. Çek demek nakit para demek.''

Palandöken, insanların nakit para taşımak yerine kredi kartı kullanmayı tercih ettiğini, bu durumun da piyasadaki nakit para akışında sıkıntıya yol açtığını ifade ederek, ''Her şey plastik bir kartın üzerinde. Dolayısıyla nakit akışı sağlanamıyor. Oysa, piyasanın canlanabilmesi için piyasada da paranın dolaşması lazım. Canlı para yok. İnsanlar parayı görmediği için de pazarlık da yapamıyor. Piyasadaki durağanlığın en büyük nedeni iç piyasadaki para'' değerlendirmesinde bulundu.

Muhabir: Metin Aktaş / Haluk Yüksel

Yayıncı: Doğan Sarıtaş
Kaynak: AA