Öğretmen Eşinden Bakan Binali Yıldırım'a: Sen Çocuklara Ne Yaptın?

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, öğretmenliğin zor, meşakkatli ve sabır isteyen bir meslek olduğunu bir anısıyla anlattı.

Öğretmen Eşinden Bakan Binali Yıldırım'a: Sen Çocuklara Ne Yaptın?
Yıldırım, “Eşim öğretmendi. Bir gün bizim çocuklar hastalanınca eşim kaldı. Bana, 'bari çocuklar öğretmensiz kalmasın' diye beni okula gönderdi. İlkokul 1. sınıftı, girdim, uğultudan durulmuyor. Çocuklar beni yok farz ediyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Sus demem kar etmiyor. Baktım olacak gibi değil, sesim çıktığı kadar bağırıp tahtaya vurdum. Sesleri çıt diye kesildi. Akşam eşim sordu, ‘Sen çocuklara ne yaptın?’ diye. Meğer müdür, eşime, ‘Hoca hanım, tek dersler boş geçsin de eşin bir daha okula gelmesin’ demiş.” dedi.

Ankara Olgunlaşma Enstitüsü tarafından düzenlenen Öğretmenler Günü kutlama töreni Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın ev sahipliğinde yapıldı. Bakanlık binasında gerçekleşen Öğretmenler Günü kutlama törenine Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı Basri Hakan Hakyemez, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Zübeyir Yılmaz, Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Kültür ve Araştırma Genel Müdürü Abdülkadir Mahmutoğlu, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, Spor Genel Müdür Yardımcısı Tamer Taşpınar katıldı.

Törene Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ile birlikte katılan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, “Çocuklarımızı emanet ettiğimiz, bizleri yetiştirip bugünlere hazırlayan öğretmenlerimize sizlerin şahsında, yürekten teşekkürlerimi sunuyor, öğretmenler gününüzü kutluyorum.” dedi.

Bakan Yıldırım’ın eşinin öğretmen olduğunu belirten Bakan Kılıç, mikrofonu konuk bakana bıraktı. Öğretmenlik mesleğinin zorluğuna dikkat çeken Bakan Yıldırım ise ‘Yazın okul yok tatil, şubat tatili var. Geri kalan kısımda da yarım gün gider gelirsiniz, ne güzel meslek’ şeklindeki yaklaşımı eleştirdi.

"DAVULUN SESİ UZAKTAN HOŞ GELİR" 'Davulun sesi uzaktan hoş gelir' diyen Bakan Yıldırım, bir gün süren öğretmenlik macerasını şöyle anlattı: “Ben İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğrenciyim. Eşim de İstanbul Bağcılar Demirkapı diye bir yere öğretmen olarak atandı. İlkokul 1’inci sınıfı okutuyor. Bizim çocuklar hastalandı, okula gidemedi, bana da ‘çocuklar öğretmensiz kalmasın, git onlarla bir gün dahi olsa meşgul ol’ dedi.

Ben de gittim. Sınıfa girdim, uğultudan, gürültüden durulmuyor. Çocuklar beni yok farz ediyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Sus, dur demem kar etmiyor. Baktım olacak gibi değil, sesim çıktığı kadar bağırıp tahtaya vurdum. Sesleri çıt diye kesildi. Ondan sonra onlar bana, ben onlara sessizce bakıştık. Zaman böyle geçti, çıktım gittim. Akşam eşim sordu, ‘Sen çocuklara ne yaptın’ diye. Meğer müdür eşime, ‘Hoca hanım tek dersler boş geçsin de eşin bir daha okula gelmesin’ demiş.” "Eğitmek, sabır, emek ister" diyen Bakan Yıldırım, “Yeri geliyor, kendi çocuğumuza sabır edemiyoruz. 40 tane çocuğu eğitmek sabır gerektirir. Bu yüzden Allah yardımcınız olsun, işinizi kolaylaştırsın. Yağcılık olsun diye söylemiyorum. Size ihtiyacımız var. Bizim bu günlere gelmemizde sizlerin ve sizlerden önceki öğretmenlerin çok katkısı var. Bu duygularla daha güzel bir Türkiye, gençlik ve gelecek için el ele diyor, öğretmenler gününüzü kutluyorum.” diye konuştu.

Tören sonunda öğretmenler iki bakana çiçek verdi .