'Laodikya Yunan’ın Değil Frigyalıların'
Anadolu'da 7 bin 500 yıl önce kurulan Laodikya’nın; bir Yunan kenti değil, M.Ö. 7. yüzyıllar arasında Orta Anadolu'nun batısına egemen olan Frigya medeniyetine ait olduğu ortaya çıktı.
Laodikya Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, Denizli'nin 6 kilometre doğusunda, Eskihisar, Goncalı ve Bozburun köyleri sınırları içinde kalan Çürüksu (Lykos) Vadisi'ndeki Laodikya, İzmir'deki Efes'ten sonra Anadolu'nun en büyük ve önemli antik şehrinin Frigyalılara ait olduğunu tespit ettiklerini söyledi.
2008 yılında bu yana 12 ay aralıksız kazıların sürdüğü Laodikya antik kentinde çalışmalar devam ediyor. Bu yıl özellikle restorasyon çalışmalarına ağırlık verilen antik kenti bu yıl 50 binin üzerinde turist ziyaret etti. Cam seyir terasından antik kenti ve kazı alanını izleyen yerli ve yabancı turistler hatıra fotoğrafları çektiriyor.
Türkiye'de 12 ay üzerinden kazı ve restorasyon çalışmaları yapan tek ekip olduklarını ifade eden Şimşek, "Biz 100 metrelik Kuzey Güney doğrultusunda ve 40 metrelik doğu batı arasında bir alanı açtık. Üç metre derinliğe indik ve sadece bu alanda yaklaşık 20 bin ton toprak hafriyatı kazısı yapıldı. Arkasından direk restorasyon ve kazı çalışmalarına girdik ve burada biz antik dönemdeki gibi restorasyon yapıyoruz. Tüm mimari bloklarda mermer bloklarda çelik kullanıyoruz ve kurşun akıtarak erittiğimiz kurşunu akıtarak yapıyoruz. Bu gerçekten çok önemli yani bu alanın antik dönemde ayağa kaldırılmasından sonra yapılan en önemli husus.” dedi.
Laodikya Kilisesi'nde restorasyon çalışmalarının devam ettiğini belirten Şimşek, “Gerçekten iki bin metrekarelik bir alanı kaplayan ve şu anda hemen hemen en eski ve özgün kilise olma unvanını dünyada koruyan bir yapı bu. Hristiyanlık âlemi için çok önemli. Burada hem mozaiklerin hem de mermer kaplamaların hem de geometrik döşenmiş mermer kaplamaların tabandaki restorasyonları devam ediyor ve ayrıca duvar fresklerinin restorasyonları devam ediyor.” diye konuştu.
"LAODİKYA YUNAN'IN DEĞİL, FRİGYALILARIN"
Laodikya’nın Denizli Ovası'ndaki en eski yerleşimi olduğunu vurgulayan Şimşek, “Laodikya Antik Kenti'nin günümüzden 7 bin 500 yıl öncelik bir geçmişinin olduğunu ve lokal tipik bir Anadolu kentinin olduğunu ve daha önce bilinenin aksine bir Yunan kenti bir Grek yerleşim yeri olmadığını ve Anadolu’nun kendi öz yerleşimi olduğunu tespit ettik. Gerçekten bu arkeolojik veriler çok önemli.” şeklinde konuştu.
Türkiye'deki en büyük kazı çalışmasının Laodikya’da olduğunu belirten Şimşek “300'e yakın bir ekiple çalışıyoruz. Burada kendimizin yetiştirdiği özellikle çekirdekten yetişen bir taş ustaları, duvar ustaları, sıva ustaları, harç hazırlama ustaları veya taş parçalarını birleştiren ustalar gibi ustalar var. Bizim burada yetiştirdiğimiz. Şu anda 10 restoratör çalışıyor alanda, 10- 18 arkeolog çalışıyor.” ifadelerini kullandı.
ARKEOLOJİK PARK KURULACAK
Laodikya'da yaşayan bir arkeoloji park kurmak istediklerini anlatan Şimşek, “Denizli halkının ve insanımızın geldiğinde içinde bulabileceği, hissedebileceği ve yaşayabileceği bir arkeoloji parkı kurmak istiyoruz. Bu düşünceyle özverili bir şekilde gece gündüz demeden, yağmur güneş kış demeden yaz demeden çalışmalarımıza devam ediyoruz.” diye konuştu .
2008 yılında bu yana 12 ay aralıksız kazıların sürdüğü Laodikya antik kentinde çalışmalar devam ediyor. Bu yıl özellikle restorasyon çalışmalarına ağırlık verilen antik kenti bu yıl 50 binin üzerinde turist ziyaret etti. Cam seyir terasından antik kenti ve kazı alanını izleyen yerli ve yabancı turistler hatıra fotoğrafları çektiriyor.
Türkiye'de 12 ay üzerinden kazı ve restorasyon çalışmaları yapan tek ekip olduklarını ifade eden Şimşek, "Biz 100 metrelik Kuzey Güney doğrultusunda ve 40 metrelik doğu batı arasında bir alanı açtık. Üç metre derinliğe indik ve sadece bu alanda yaklaşık 20 bin ton toprak hafriyatı kazısı yapıldı. Arkasından direk restorasyon ve kazı çalışmalarına girdik ve burada biz antik dönemdeki gibi restorasyon yapıyoruz. Tüm mimari bloklarda mermer bloklarda çelik kullanıyoruz ve kurşun akıtarak erittiğimiz kurşunu akıtarak yapıyoruz. Bu gerçekten çok önemli yani bu alanın antik dönemde ayağa kaldırılmasından sonra yapılan en önemli husus.” dedi.
Laodikya Kilisesi'nde restorasyon çalışmalarının devam ettiğini belirten Şimşek, “Gerçekten iki bin metrekarelik bir alanı kaplayan ve şu anda hemen hemen en eski ve özgün kilise olma unvanını dünyada koruyan bir yapı bu. Hristiyanlık âlemi için çok önemli. Burada hem mozaiklerin hem de mermer kaplamaların hem de geometrik döşenmiş mermer kaplamaların tabandaki restorasyonları devam ediyor ve ayrıca duvar fresklerinin restorasyonları devam ediyor.” diye konuştu.
"LAODİKYA YUNAN'IN DEĞİL, FRİGYALILARIN"
Laodikya’nın Denizli Ovası'ndaki en eski yerleşimi olduğunu vurgulayan Şimşek, “Laodikya Antik Kenti'nin günümüzden 7 bin 500 yıl öncelik bir geçmişinin olduğunu ve lokal tipik bir Anadolu kentinin olduğunu ve daha önce bilinenin aksine bir Yunan kenti bir Grek yerleşim yeri olmadığını ve Anadolu’nun kendi öz yerleşimi olduğunu tespit ettik. Gerçekten bu arkeolojik veriler çok önemli.” şeklinde konuştu.
Türkiye'deki en büyük kazı çalışmasının Laodikya’da olduğunu belirten Şimşek “300'e yakın bir ekiple çalışıyoruz. Burada kendimizin yetiştirdiği özellikle çekirdekten yetişen bir taş ustaları, duvar ustaları, sıva ustaları, harç hazırlama ustaları veya taş parçalarını birleştiren ustalar gibi ustalar var. Bizim burada yetiştirdiğimiz. Şu anda 10 restoratör çalışıyor alanda, 10- 18 arkeolog çalışıyor.” ifadelerini kullandı.
ARKEOLOJİK PARK KURULACAK
Laodikya'da yaşayan bir arkeoloji park kurmak istediklerini anlatan Şimşek, “Denizli halkının ve insanımızın geldiğinde içinde bulabileceği, hissedebileceği ve yaşayabileceği bir arkeoloji parkı kurmak istiyoruz. Bu düşünceyle özverili bir şekilde gece gündüz demeden, yağmur güneş kış demeden yaz demeden çalışmalarımıza devam ediyoruz.” diye konuştu .