Komisyon, Sivas Eski Valisi Ahmet Karabilgin'i Dinledi

Sivas'ta 2 Temmuz 1993'te meydana gelen ve 37 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaylar sırasında Sivas Valisi olarak görev yapan Ahmet Karabilgin, ''Askerin bize hiçbir faydası olmadı'' dedi.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat-27 Nisan Alt Komisyonu, dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'i dinledi.

Karabilgin, Sivas olayları ile ilgili olarak komisyona bilgi verdi. Olayı kendi aldığı notlardan komisyon üyelerine aktaran Karabilgin, Pir Sultan Abdal Şenlikleri'nin bir önceki yıl Banaz köyünde yapıldığını, 1993 yılında Sivas merkezinde yapılmasına ise dernek ile Kültür Bakanlığı'nın karar verdiğini belirtti.

Programın bir hafta sürecek şekilde planlandığını ancak kendisinin 4 güne indirdiğini anımsatan Karabilgin, kalabalık bir grupla açılışın yapıldığını söyledi.

Şenliğe Aziz Nesin'in de katılacağını öğrenince il sınırından itibaren yakın koruma tahsisi gerçekleştirdiğini vurgulayan Karabilgin, il asayişine yönelik yaptıkları toplantılarda görev alacak güvenlik güçlerinin yerlerinin ve ekipte yer alacakların isim isim belirlendiğini ifade etti.

''Geniş bir güvenlik genelgesi çıkardık'' diyen Karabilgin, şenliklerin Perşembe günü başladığını, Cuma namazından sonra oluşabilecek bir provokasyona karşı da önlem aldıklarını, ancak halkın dağıldığı bilgisinin geldiğini anlattı.

Karabilgin, sözlerine şöyle devam etti:

''Saat 13.30'da bir gürültü geldi. İstasyon Caddesi'nden bir grubun bağırarak geldiğini gördüm. Bu Aziz Nesin'in Sivas'a gelmesini protesto eden bir gösteriydi. Polis önlemini aldı. Benim ve Emniyet Müdürü'nün genel kanısı, Alevi yurttaşların yaşadığı bölgelere dağılma tehlikesi vardı. Grubu bir süre kontrol altında tutmakta fayda vardı. Beklenti böyleydi. Grup daha sonra hareket etti.''

Kalabalığın giderek arttığına dikkati çeken Karabilgin, Tugay Komutanı'nı telefonla aradığını ve yardım istediğini, 40 civarında destek geldiğini bildirdi. Olayların gelişimi sırasında Başbakan, İçişleri Bakanı ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarı ile olaylarla ilgili konuştuğunu ve yardım talebinde bulunduğun anlatan Karabilgin, konuklara oteli tahliye etmeleri tavsiyesinde bulunduğunu ancak ''Biz kendi aramızda konuşalım bir saat sonra kararımızı bildiririz'' yanıtını aldıklarını söyledi.

-''Heykeli yaktılar''

Karabilgin, saat 16.00 sıralarında otelin etrafının kalabalık tarafından sarıldığını dile getirerek, ''Madımak'ın önünde biranda 5 bin kişi oldu'' dedi.

İçişleri Bakanı'nın olayları Belediye Başkanı'nın ağzından da dinlediğini ancak kendisinin abarttığını düşündüğünü anlatan Karabilgin, grubun daha sonra oteli sardığını ve Aziz Nesin'i istediklerini vurguladı. Belediye Başkanı'nın kalabalığa konuşma yapmasının ortamı sakinleştireceği tavsiyesi üzerine buna onay verdiğine işaret eden Karabilgin, grubun konuşmadan sonra elektriklendiğini ve şenliklerin yapıldığı Kültür Merkezi'nin önündeki Ozan Anıtı'nın kaldırılması istediğinde bulunduğunu belirtti.

Anıtın, Kültür Bakanlığı tarafından ''apar topar'' dikildiğini anlatan Karabilgin, grubun anıtın oradan kaldırılmasını istediğini, kendisinin de ''bir faydası olur umuduyla'' buna ''olur'' verdiğini aktardı. Karabilgin, ''Yan yollardan belediyenin gizli bir deposuna kaldırılmasını istedim. Bir baktım kamyon heykel ile otelin önüne geldi. Plastik heykeldi. Yaktılar'' diye konuştu.

Otel önündeki kalabalığın sayısının saatler geçtikçe 10-15 bine ulaştığını komisyon üyelerine anlatan Karabilgin, ''Benim toplam 420 güvenlik görevlim vardı. Tugaydan gelenlerle birlikte 520 civarında görevli vardı'' ifadesini kullandı.

Güvenlik güçlerinin otel yanana kadar kalabalığı engellediğini söyleyen Karabilgin, Genelkurmay Başkanı ile konuştuğunu, kendisine ''Benim orada 6 bin askerim var. Hepsi gelecek. Olayları önle'' dediğini belirtti.

Karabilgin, Genelkurmay Başkanı'nın bu sözlerine ''Bunları bana değil, Tugay Komutanına söyle'' yanıtını verdiğini, Genelkurmay Başkanı'nın, Tugay Komutanı ile görüştürdüğünü ve komutanın ''Başüstüne'' diyerek yanından ayrıldığını anlattı.

-''Aziz Nesin kaçırıldı''-

Göstericilerin üzerine su sıkılması emri verdiğini ancak itfaiyenin otelin önüne gelemediğini söyleyen Karabilgin, ''Asker oraya gittiğinde otel yanıyordu. Topluluğun gerisinde asker bekliyordu. İtfaiye otelin önüne gitseydi yangın önlenebilirdi, olaylar engellenebilirdi. Asker bu tür olaylarda sivil yönetimin işine fazla karışmak istemiyor. İzliyor, bekliyor. Olaydan sonra devreye giriyor. Asker vatandaşla karşı karşıya kalmak istemiyor. Asker müdahale etmedi. Askerin bize hiçbir faydası olmadı'' değerlendirmesinde bulundu.

Karabilgin, kendisi ve il emniyet müdürü hakkında soruşturma açıldığını ancak bunlardan aklandıklarına dikkati çekerek, ''Bizim dışımızda hiçbir kamu görevlisi hakkında İçişleri Bakanı ve Tugay Komutanı dahil işlem yapılmadı'' dedi.

Aziz Nesin'in otelden polis tarafından çıkarıldığını ve hasta imiş gibi hastaneye gönderildiğini ve oradan da Hava Kuvvetleri'nin havaalanında bulunan ikmal biriminde saklandığını ve 24.00 uçağı ile Ankara'ya gönderildiğini belirten Karabilgin, olaylarda 35'i dumandan zehirlenen toplam 37 kişinin öldüğünü, 60 kişinin yaralandığını ve 36 kişinin de sağ kurtarıldığını anımsattı.

Nesin'in kurtarıldığının duyulması üzerine Valiliğin taşlandığını söyleyen Karabilgin, olayların başlangıcının Aziz Nesin'in Sivas'a gelmesinin ve onu da kendisinin davet ettiği iddiası olduğunu belirtti.

Karabilgin, ''Böyle değil ama 19 yıldır bunu anlatamıyorum'' diye konuştu.

-''Cumhuriyetin korunması ödevi TSK'nın olmamalıdır''-

Karabilgin, kalabalığın attığı sloganlara bakıldığında Sivas olaylarının özetinin ''Cumhuriyet'e yönelik bir saldırı'' olduğunu iddia etti.

Cumhuriyeti kuranların asker kökenli olması nedeni ile askerde ''Cumhuriyetin teminatı biziz'' görüşünün hakim olduğunu dile getiren Karabilgin, ''Artık Cumhuriyet demokrasi ile taçlandırıldı. Çok farklı bir rejim ortaya geldi. Bugün artık Cumhuriyetin kollanması, korunması ödevi TSK'nın olmamalıdır, olmayacaktır da. Bu Türk halkının gerçek inancı olmalı. Cumhuriyeti koruyacak olan Türk toplumunun iradesidir. Onu temsil eden TBMM'dir. Güvence sizlersiniz. Ben böyle algılıyorum'' dedi.

Karabilgin, olaylara ilişkin komisyon milletvekillerinin sorularını da yanıtladı. Karabilgin, AK Parti Çankırı Milletvekili İdris Şahin'in ''Salman Rüşdi ve Aziz Nesin'e yönelik tepkilerin yoğunlaştığı bir dönemde kente gelmesi''ne ilişkin sorusuna, ''İdarenin görevi kişilerin hak ve özgürlüklerini kullanmasında sağlıklı bir ortamı oluşturmaktır. 'Ahmet bey de Nesin'i Sivas'a sokmasaydı' diyorlar. Nesin, her yere gidiyor. Sivas'a mı gelmeyecek-'' cevabını verdi.

Zor kullanma yetkisini vermediği iddialarının hatırlatılması üzerine Karabilgin, telsiz konuşmalarında geçen ''zor kullanın'' emirlerini komisyon üyelerine aktardı.

Olaya karışanların bir haftalık süre içinde tespit edildiğini ve 90 kişinin gözaltına alındığını vurgulayan Karabilgin, ''Elimden gelen her şeyi yaptım'' dedi.

-''Olay yerine gitseydim, güvenlik zaafiyeti oluşacaktı''-

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Karabilgin'e neden olay yerine gitmediğini sordu. Karabilgin ise hedeflerden birinin Aziz Nesin, diğerinin de kendisi olduğunu dile getirerek, ''Olay yerine gitseydim, güvenlik zafiyeti oluşacaktı'' ifadesini kullandı.

MİT'in olaydan önce bilgi vermediğini, merhum BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun herhangi bir uyarısı olmadığını anlatan Karabilgin, CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker'in, otelin neden boşaltılmadığı sorusuna ''Otelin yakılacağını kestirmek mümkün değildi. Zor kullanarak tahliye etmek doğru olmazdı, iradeleri istekleri dışında'' cevabını verdi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, olayları engellemek üzere giden toplum polisinin kamera görüntülerinin ne olduğu sorusuna Karabilgin, şu yanıtı verdi:

''Kamera çekimi yapıldı. İHA çekim yaptı. TRT muhabiri, özel kamerası ile çekim yaptı. Görüntülerin tümünü Emniyet Müdürlüğü'nde tek tek değerlendirdik. Tespitler yapıldı. Kasetler emniyetin dosyası ile Kayseri'den gelen DGM Savcısına teslim edildi.''

Kıyıklık, belediye başkanının konuşmasına ''Gazanız mübarek olsun'' diyerek başlamadığının görüntüler üzerinde yapılan incelemeler ile ortaya çıkartıldığına dikkati çekmesi üzerine Karabilgin, ''Ben orada değildim, duymadım'' dedi.

CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş ise Belediye Başkanı'nın tavrını sorması üzerine, şunları söyledi:

''Sayın Temel Karamollaoğlu'nun gıyabında benden bir takım bilgiler istiyorsunuz. Belediye Başkanı'nın, bu olaylar sırasında tahrik edici, o gruptakilerin sloganlarını paylaşan bir anlayışta olduğunu düşünmüyorum. Sorumlu bir insandı. Aklı başında bir insandı. İlişkilerimizde de hiçbir sorun yaşamadık. Ama bazı olaylar sizi alır bir yere götürür, oraya kor. Sel suyu gibi. Sizin iradeniz dışında.''

Toptaş'ın grubu sakinleştirmek için Karamollaoğlu'nun konuşma yapabileceğini söylemesi üzerine Karabilgin, ''Yaptı, gitti. Madımak'ın önünde de konuştu.

Kimse dinlemedi'' dedi.

Komisyon daha sonra İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'i dinledi. Komisyon Başkanı Nimet Baş, toplantının basına kapalı olduğunu belirterek gazetecileri dışarı çıkardı.

Muhabir: Yusuf Çelebi

Yayıncı: Sefa Salantur
Kaynak: AA