Dinçer’den Seyyar Satıcı İsyanı
İçel Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (ESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Talat Dinçer, kentteki seyyar satıcı patlamasına isyan etti.
Her bayram öncesi kaldırımların seyyar satıcılara peşkeş çekildiğini öne süren Dinçer, “3-5 oy uğrana bir kenti katlediyorlar” dedi.
İçel ESOB Başkanı Talat Dinçer, son dönemde kentin ana caddelerinde yeniden ortaya çıkan seyyar satıcılara ve yerel yöneticilere sert tepki gösterdi. Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklama yapan Dinçer, ‘dünya kenti’ denilen İçel’de seyyar satıcı sorununun bir türlü çözülememesinden yakındı.
Geçmişte seyyar satıcı görüntüsünde okul önlerinde çocuklara uyuşturucu madde satanlar ile örgütsel çalışma yapanlar da bulunduğunu belirten Dinçer, “Seyyar satıcıları tenzih ediyorum ama bunların hepsi geçmişte emniyetin yaptığı operasyonlarla belgeli zaten. O dönemde bu tehlike sezildi ve Valilik Güvenlik Kurumu’nda seyyar satıcılar yasaklandı. Özellikle Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’nın altında hiçbir seyyar satıcının gezmesine müsaade edilmedi ve bunlarla ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldı. Şehrin içi tam rahatladı dedik, mülki amirler değişti, yerel idarelerde bazı değişiklikler oldu, sonra alınan bu karar göz ardı edildi ve şehrin içerisine yine seyyar satıcılar doldu” diye konuştu.
Gerçekten ekmeği için uğraşan seyyar satıcılarla ilgili yerel idareler ve mülki amirin koordinesinde bir çözüm üretilebileceğini ifade eden Dinçer, “Ama bu çözüm bulunurken birilerinin ekmeğinden çalarak, birilerinin rızkına engel olarak seyyar satıcılık yapılmaz, buna da karşıyız. Biz, yerel idareler şehrin belli yerlerinde alanlar belirleyerek seyyar satıcıların tamamını oralarda toplasınlar ve bunlar da kayıt altına alınsın dedik. Seyyar satıcıların büyük çoğunluğu vergiden muaf kişiler. Dolayısıyla hem kendilerine ekstra bir zarar gelmeyecek hem de bizim şehir merkezinde dükkan kirası veren, SGK’ya bağlı olan elektrik, su parası veren işyerlerimize de zarar vermeyecekler. Tabi bu, seyyar satıcıların işine gelmiyor, şehrin en işlek yeri neresiyse ‘burası benim’ diyor, getiriyor işyerinin önüne tezgahı koyuyor. İçerideki adam dükkan kirası, tabela vergisi, çöp vergisi veriyor, adam çalıştırıyor, elektriği, suyu var, her türlü gideri var. Dolayısıyla haksız rekabet yaratıyorlar. Bu da bütün sermayesini o işyerine bağlamış sabit esnafımıza çok büyük zarar veriyor” ifadelerini kullandı.
“BUNLAR YEREL İDARECİLERİN SİYASİ KARARLARI”
Seyyar satıcıların varlığından yerel yönetimleri sorumlu tutan Dinçer, İçel’i modern bir kent yapma hedefinde artık bu gerilikten kurtulmak gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Bu siyasi popülizmden kurtulmak gerekiyor. Bunlar tamamen yerel idarelerin almış olduğu siyasi kararlar. Yani oradan alacakları 3-5 oy uğruna bir kenti katlediyorlar. Halbuki mevcut esnafa sahip çıksalar ve bu düzeni kursalar emin olun ki, sabit esnaftan alacakları oy, oy beklentisinde oldukları seyyarlardan kat be kat daha fazla. Çünkü öbür tarafta da ‘bizim ekmeğimize zarar verdiren bir yerel idareye biz oy vermeyiz’ diyen bir sabit esnaf kesimi var. Aklın yolu bir; biz seyyar satıcıları kesin, biçin, atın, doğrayın demiyoruz ama bunlarla ilgili bir çalışma yapılsın, belli alanlara toplansınlar, bir kayıt altında olsunlar. Kontrol edemediğiniz bir kesimden fayda bekleyemezsiniz.”
Ramazan ve Kurban bayramları ile yılbaşı öncesinde kentin ana caddelerinin seyyar satıcılar tarafından işgal edilmesine de isyan eden Dinçer, her bayram bu işle uğraşmaktan çok yorulduğunu söyledi.
Esnafın en iyi iş yaptığı dönemlerin bayram arifeleri ve yılbaşı öncesi olduğuna işaret eden Dinçer, şunları söyledi: “Her bayram ben Vali Bey’e giderim; caddelerin, sokakların kontrol altına alınması için belediyelere yazı yazarız, arkasından takibe başlarız. Zabıtalarla ite kaka sokakları temizletmeye çalışırız ama bir yere kadar geliyor ve dayanıyoruz. En sonunda kontrolden çıkıyor. Bu yıl Ramazan Bayramı’nda yine kontrolden çıktı. Artık bunu Valilik olarak da belediyeler olarak da bir politika haline getirmemiz gerekiyor.”
“ESNAFIN RIZKINI ÇALIYORSUNUZ”
İşyerlerinin önüne tezgah açan seyyar satıcılarla işyeri sahipleri arasında tartışmalar ve kavgalar yaşandığına, işyeri sahiplerinin dövüldüğüne de dikkat çeken Dinçer, sorunun çözülememesinin altında siyasi kararlar olduğunu yineleyerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Zor bir olay değil; mülki amir olarak koyarsın tavrını, belediyeler de bu işe tavrını koyarlar, oraya kimseyi sokmazlar, geleni de alıp götürürler caddeler tertemiz olur. Ama müsamaha gösteriliyor. Geçen bayram gördüm, birkaç büyük mağazanın girişlerini temizliyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Oradaki küçük esnafın ne günahı var? Esnaf dışarıya bir şey koyduğunda hemen ‘içeri alın’ diyorsunuz ama esnafın önüne gelen sergilerin hiçbirini kaldıramıyorsunuz. Benim bildiğim devlet aciz olmaz, mülki amir kararını alır ve belediyeler de bunu uygulamak zorunda. Hep belediyelerimiz oy uğruna, onlara yaranma uğruna bu caddeleri bu hale getiriyorlar. Bayramdan 3-4 gün önce geliyor herkes yer beğeniyor, adam kaldırımda yatıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Vatandaşın rahat yürüyeceği yaya kaldırımını siz nasıl böyle millete peşkeş çekersiniz? Seyyar satıcılara sokakları peşkeş çekmekle hem vatandaşın huzur ve güvenini bozuyorsunuz hem esnaf ve sanatkarın rızkını çalıyorsunuz. Bunun bütün vebali, günahı bu kenti idare edecek olan yerel idarelerimizin başkanlarıdır. Düzgün kararlarını alacaklar, talimatlarını verecekler hem vatandaşın rahat alışveriş yapmasını sağlayacaklar hem de sabit esnafın en azından rızkıyla oynamamış olacaklar. Valilikte alınmış yasaklama kararı var zaten. Bu işi belediyeler, emniyet güçleri ciddi olarak ele alırlarsa bu kentin içerisinde bir tane seyyar satıcı olmaz. Ama bu olayı yasak savma adına yaparlarsa her sene aynı manzarayı yaşarız.”
Kaynak: İHA
İçel ESOB Başkanı Talat Dinçer, son dönemde kentin ana caddelerinde yeniden ortaya çıkan seyyar satıcılara ve yerel yöneticilere sert tepki gösterdi. Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklama yapan Dinçer, ‘dünya kenti’ denilen İçel’de seyyar satıcı sorununun bir türlü çözülememesinden yakındı.
Geçmişte seyyar satıcı görüntüsünde okul önlerinde çocuklara uyuşturucu madde satanlar ile örgütsel çalışma yapanlar da bulunduğunu belirten Dinçer, “Seyyar satıcıları tenzih ediyorum ama bunların hepsi geçmişte emniyetin yaptığı operasyonlarla belgeli zaten. O dönemde bu tehlike sezildi ve Valilik Güvenlik Kurumu’nda seyyar satıcılar yasaklandı. Özellikle Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’nın altında hiçbir seyyar satıcının gezmesine müsaade edilmedi ve bunlarla ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldı. Şehrin içi tam rahatladı dedik, mülki amirler değişti, yerel idarelerde bazı değişiklikler oldu, sonra alınan bu karar göz ardı edildi ve şehrin içerisine yine seyyar satıcılar doldu” diye konuştu.
Gerçekten ekmeği için uğraşan seyyar satıcılarla ilgili yerel idareler ve mülki amirin koordinesinde bir çözüm üretilebileceğini ifade eden Dinçer, “Ama bu çözüm bulunurken birilerinin ekmeğinden çalarak, birilerinin rızkına engel olarak seyyar satıcılık yapılmaz, buna da karşıyız. Biz, yerel idareler şehrin belli yerlerinde alanlar belirleyerek seyyar satıcıların tamamını oralarda toplasınlar ve bunlar da kayıt altına alınsın dedik. Seyyar satıcıların büyük çoğunluğu vergiden muaf kişiler. Dolayısıyla hem kendilerine ekstra bir zarar gelmeyecek hem de bizim şehir merkezinde dükkan kirası veren, SGK’ya bağlı olan elektrik, su parası veren işyerlerimize de zarar vermeyecekler. Tabi bu, seyyar satıcıların işine gelmiyor, şehrin en işlek yeri neresiyse ‘burası benim’ diyor, getiriyor işyerinin önüne tezgahı koyuyor. İçerideki adam dükkan kirası, tabela vergisi, çöp vergisi veriyor, adam çalıştırıyor, elektriği, suyu var, her türlü gideri var. Dolayısıyla haksız rekabet yaratıyorlar. Bu da bütün sermayesini o işyerine bağlamış sabit esnafımıza çok büyük zarar veriyor” ifadelerini kullandı.
“BUNLAR YEREL İDARECİLERİN SİYASİ KARARLARI”
Seyyar satıcıların varlığından yerel yönetimleri sorumlu tutan Dinçer, İçel’i modern bir kent yapma hedefinde artık bu gerilikten kurtulmak gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti: “Bu siyasi popülizmden kurtulmak gerekiyor. Bunlar tamamen yerel idarelerin almış olduğu siyasi kararlar. Yani oradan alacakları 3-5 oy uğruna bir kenti katlediyorlar. Halbuki mevcut esnafa sahip çıksalar ve bu düzeni kursalar emin olun ki, sabit esnaftan alacakları oy, oy beklentisinde oldukları seyyarlardan kat be kat daha fazla. Çünkü öbür tarafta da ‘bizim ekmeğimize zarar verdiren bir yerel idareye biz oy vermeyiz’ diyen bir sabit esnaf kesimi var. Aklın yolu bir; biz seyyar satıcıları kesin, biçin, atın, doğrayın demiyoruz ama bunlarla ilgili bir çalışma yapılsın, belli alanlara toplansınlar, bir kayıt altında olsunlar. Kontrol edemediğiniz bir kesimden fayda bekleyemezsiniz.”
Ramazan ve Kurban bayramları ile yılbaşı öncesinde kentin ana caddelerinin seyyar satıcılar tarafından işgal edilmesine de isyan eden Dinçer, her bayram bu işle uğraşmaktan çok yorulduğunu söyledi.
Esnafın en iyi iş yaptığı dönemlerin bayram arifeleri ve yılbaşı öncesi olduğuna işaret eden Dinçer, şunları söyledi: “Her bayram ben Vali Bey’e giderim; caddelerin, sokakların kontrol altına alınması için belediyelere yazı yazarız, arkasından takibe başlarız. Zabıtalarla ite kaka sokakları temizletmeye çalışırız ama bir yere kadar geliyor ve dayanıyoruz. En sonunda kontrolden çıkıyor. Bu yıl Ramazan Bayramı’nda yine kontrolden çıktı. Artık bunu Valilik olarak da belediyeler olarak da bir politika haline getirmemiz gerekiyor.”
“ESNAFIN RIZKINI ÇALIYORSUNUZ”
İşyerlerinin önüne tezgah açan seyyar satıcılarla işyeri sahipleri arasında tartışmalar ve kavgalar yaşandığına, işyeri sahiplerinin dövüldüğüne de dikkat çeken Dinçer, sorunun çözülememesinin altında siyasi kararlar olduğunu yineleyerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Zor bir olay değil; mülki amir olarak koyarsın tavrını, belediyeler de bu işe tavrını koyarlar, oraya kimseyi sokmazlar, geleni de alıp götürürler caddeler tertemiz olur. Ama müsamaha gösteriliyor. Geçen bayram gördüm, birkaç büyük mağazanın girişlerini temizliyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Oradaki küçük esnafın ne günahı var? Esnaf dışarıya bir şey koyduğunda hemen ‘içeri alın’ diyorsunuz ama esnafın önüne gelen sergilerin hiçbirini kaldıramıyorsunuz. Benim bildiğim devlet aciz olmaz, mülki amir kararını alır ve belediyeler de bunu uygulamak zorunda. Hep belediyelerimiz oy uğruna, onlara yaranma uğruna bu caddeleri bu hale getiriyorlar. Bayramdan 3-4 gün önce geliyor herkes yer beğeniyor, adam kaldırımda yatıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Vatandaşın rahat yürüyeceği yaya kaldırımını siz nasıl böyle millete peşkeş çekersiniz? Seyyar satıcılara sokakları peşkeş çekmekle hem vatandaşın huzur ve güvenini bozuyorsunuz hem esnaf ve sanatkarın rızkını çalıyorsunuz. Bunun bütün vebali, günahı bu kenti idare edecek olan yerel idarelerimizin başkanlarıdır. Düzgün kararlarını alacaklar, talimatlarını verecekler hem vatandaşın rahat alışveriş yapmasını sağlayacaklar hem de sabit esnafın en azından rızkıyla oynamamış olacaklar. Valilikte alınmış yasaklama kararı var zaten. Bu işi belediyeler, emniyet güçleri ciddi olarak ele alırlarsa bu kentin içerisinde bir tane seyyar satıcı olmaz. Ama bu olayı yasak savma adına yaparlarsa her sene aynı manzarayı yaşarız.”