Antalya'da Trafik Kazası Geçiren Ali ÖNER 3 Hafta Tedaviden Sonra Hayata Döndü
Antalya'da geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan ve hayatta kalma oranı yüzde 1 olarak gösterilen Ali Öner, 3 haftalık tedavinin ardından sağlığına kavuştu.
Antalya'da bir ziraat firmasında çalışan Ali Öner, 6 Eylül'de Manavgat'ta geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanarak özel bir hastanede tedavi altına alındı.
Doktorlar, beyin kanaması geçirdiği, sol kulağından beyin omurilik sıvısı geldiği belirlenen 30 yaşındaki Öner'in hayatta kalma ihtimalinin ''yüzde 1'' olduğunu ailesine söyledi.
Şuuru tamamen kapalı olan ve cihaza bağlı solunum alması sağlanan Öner, Medisu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisinde Op. Dr. Oğuz Ülkü tarafından ameliyata alındı.
Önce beyindeki kırıklıkları onarılan, ardından sol kulağından gelen sıvı durdurulan Öner, tüm vücut fonksiyonlarının görevlerini yapabilmesi için 4 gün uyutuldu. 5'inci gün uyandırılan Öner, hayata yeniden ''merhaba'' dedi.
Hastaneye geldiğinde yaşama umudu ''yok'' denecek kadar az olan Öner, 3 haftalık tedavinin ardından şimdi konuşabiliyor, yürüyebiliyor ve kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
Op. Dr. Oğuz Ülkü, AA muhabirine, Öner'in genel sağlığının iyi durumda olduğunu söyledi.
Sadece yüzünün sol tarafında kısmi felç oluştuğunu, fizik tedavi yöntemiyle bu sorunun da aşılacağını dile getiren Ülkü, hastayı birkaç gün sonra taburcu etmeyi planladıklarını kaydetti.
Bu tür hastaların çoğunlukla hayatlarını kaybettiğini ifade eden Ülkü, Öner'in yüzde 1'lik bir umutla hayata tutunduğunu bildirdi.
-Duaları kabul oldu-
Oğlunu kaybetme korkusu yaşayan anne Gülümser Öner ise kelimelerle anlatılamayacak kadar kötü günler geçirdiğini söyledi.
Oğlunu yaralı olarak gördüğünü hiç hatırlamak istemediğini belirten Öner, ''Doktorlar oğlumun durumunun ağır olduğunu, kaybedebileceğimizi söylediler. İnanmak istemedim ama bir yandan da korkuyordum. Kaybetmekten, hiç kalkamayacağından ya da bitkisel hayatta yaşamasından korkuyordum. Ümitsizliğe kapıldım. Onu öyle görünce 'Bir parmağı kıpırdar mı-' diye düşünüyordum, şimdi ise sapasağlam aramızda. Görüyor, duyuyor, konuşuyor'' diye konuştu.
Oğlunun büyük bir olay atlattığını dile getiren anne Öner, Allah'tan kimseye böyle bir acı yaşatmamasını diledi.
Oğlunu uyandıracakları gün uyanmamasından endişe eden Öner, ''Allah'a 'Yavrum kalkamayacaksa beni de kaldırma, kalkacaksa beni de kaldır' diye dua ettim. Dualarım kabul oldu'' dedi.
Baba Nusret Öner de oğullarını sağlıklı bir şekilde görünce dünyaya yeniden gelmiş gibi hissettiğini belirtti.
Hayata tutunan Ali Öner de kazayı ve tedavi sürecini hiç hatırlamadığını söyledi.
Yeni yeni kendine geldiğini dile getiren Öner, ''Zaman zaman yaşadıklarım film şeridi gibi gözümün önünden akıyor. Ama hala çoğu şeyi hatırlamıyorum'' diye konuştu.
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu / A. Fatih Tekcan
Kaynak: AA
Doktorlar, beyin kanaması geçirdiği, sol kulağından beyin omurilik sıvısı geldiği belirlenen 30 yaşındaki Öner'in hayatta kalma ihtimalinin ''yüzde 1'' olduğunu ailesine söyledi.
Şuuru tamamen kapalı olan ve cihaza bağlı solunum alması sağlanan Öner, Medisu Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisinde Op. Dr. Oğuz Ülkü tarafından ameliyata alındı.
Önce beyindeki kırıklıkları onarılan, ardından sol kulağından gelen sıvı durdurulan Öner, tüm vücut fonksiyonlarının görevlerini yapabilmesi için 4 gün uyutuldu. 5'inci gün uyandırılan Öner, hayata yeniden ''merhaba'' dedi.
Hastaneye geldiğinde yaşama umudu ''yok'' denecek kadar az olan Öner, 3 haftalık tedavinin ardından şimdi konuşabiliyor, yürüyebiliyor ve kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
Op. Dr. Oğuz Ülkü, AA muhabirine, Öner'in genel sağlığının iyi durumda olduğunu söyledi.
Sadece yüzünün sol tarafında kısmi felç oluştuğunu, fizik tedavi yöntemiyle bu sorunun da aşılacağını dile getiren Ülkü, hastayı birkaç gün sonra taburcu etmeyi planladıklarını kaydetti.
Bu tür hastaların çoğunlukla hayatlarını kaybettiğini ifade eden Ülkü, Öner'in yüzde 1'lik bir umutla hayata tutunduğunu bildirdi.
-Duaları kabul oldu-
Oğlunu kaybetme korkusu yaşayan anne Gülümser Öner ise kelimelerle anlatılamayacak kadar kötü günler geçirdiğini söyledi.
Oğlunu yaralı olarak gördüğünü hiç hatırlamak istemediğini belirten Öner, ''Doktorlar oğlumun durumunun ağır olduğunu, kaybedebileceğimizi söylediler. İnanmak istemedim ama bir yandan da korkuyordum. Kaybetmekten, hiç kalkamayacağından ya da bitkisel hayatta yaşamasından korkuyordum. Ümitsizliğe kapıldım. Onu öyle görünce 'Bir parmağı kıpırdar mı-' diye düşünüyordum, şimdi ise sapasağlam aramızda. Görüyor, duyuyor, konuşuyor'' diye konuştu.
Oğlunun büyük bir olay atlattığını dile getiren anne Öner, Allah'tan kimseye böyle bir acı yaşatmamasını diledi.
Oğlunu uyandıracakları gün uyanmamasından endişe eden Öner, ''Allah'a 'Yavrum kalkamayacaksa beni de kaldırma, kalkacaksa beni de kaldır' diye dua ettim. Dualarım kabul oldu'' dedi.
Baba Nusret Öner de oğullarını sağlıklı bir şekilde görünce dünyaya yeniden gelmiş gibi hissettiğini belirtti.
Hayata tutunan Ali Öner de kazayı ve tedavi sürecini hiç hatırlamadığını söyledi.
Yeni yeni kendine geldiğini dile getiren Öner, ''Zaman zaman yaşadıklarım film şeridi gibi gözümün önünden akıyor. Ama hala çoğu şeyi hatırlamıyorum'' diye konuştu.
Muhabir: Hatice Özdemir
Yayıncı: Hızır Hacısalihoğlu / A. Fatih Tekcan