Babacan: Enflasyonun Yüksekliği Risk Taşımıyor (1)
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, enflasyonun yüzde 10,45 çıkmasında para politikalarının bağlantısının olmadığını söyledi.
Enflasyonun çift haneye çıkmasında; kurdaki gelişmelerin, enerji fiyatlarındaki artışın ve çeşitli zamların etkili olduğunu ifade eden Babacan, yüksekliğinin arz endeksli olduğunu ve risk taşımadığını belirtti.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD)’nin düzenlediği Genişletilmiş Başkanlar Toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Babacan, dün açıklanan yıllık enflasyon oranları ile ilgili, yüzde 10,45`lik oranda; kurdaki gelişmeler, enerji fiyatlarındaki artış, bazı tekstil ürünlerinin ithalatında alınan yüzde 20’lik vergi ve sigaraya gelen zammın etkili olduğunu söyledi. Bunun, talebin baskısıyla oluşmuş bir enflasyon olmadığını aktaran Başbakan Yardımcısı, “Bu durum daha çok arz endeksli ya da bazı yönlendirilen yönetilen sorunlarla alakalı. Şu anda 10,45’teyiz ama beklentilere bakıldığında bu oranın aşağılara düşeceği yönünde. Yıl sonu için hedefimiz yüzde 5. Bugünki şartlar devam ederse bu rakamı yakalayacağımızı düşünüyorum.” dedi.
2008-2009 döneminde, ekonomik krizden en hızlı çıkan ülkenin Türkiye olduğunu belirten Ali Babacan, 2011 yılı büyümesini yüzde 7,5 olarak öngördüklerini ancak bunun üzerinde bir oranın gerçekleşeceğini kaydetti. Ekonominin bu yıl yüzde 4 dolaylarında büyüyeceğinin kaydeden Babacan, "Bu oran, AB’deki beklentilerin iyiye gitmesi yönünde yapılan bir tahmin. Avrupa’daki durum kötüye giderse bu tahmin giderek revize edilebilir. Beklentiler iyi olursa, tahminimiz daha da yukarı da çıkabilir.” diye konuştu.
“BU YIL DAHA İYİ BİR BÜYÜMENİN YAŞANMASINI BEKLİYORUZ”
Bazı kesimler tarafından Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 7 büyümesinin dahi `daralma` olacağı şeklinde değerlendirildiğine değinen Babacan, bu öngörünün gerçeği yansıtmadığını anlattı. Babacan, şöyle konuştu:
“Büyüme he sene bir önceki senenin üzerine katılan rakamı ifade ediyor. 2012 yılı için yüzde 4’lük bir büyüme demek 2012’in en az 11 kadar daha iyi olması bir şey eklenmesi demektir. Daralma, eksi yöndeki büyümedir. GSYH, büyüyorsa geçen senenin üzerine bir şey ekleyeceğimiz anlamına geliyor. Dolayısıyla daha iyi bir büyümenin yaşanmasını bekliyoruz.”
Krizin; Türkiye için göreceli olarak gelişmiş ülkelerle arasındaki farkın kapatılmasını sağladığına dikkat çeken Babacan ,2023 yılındaki dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında bulunma hedefinin 2007’ye oranla daha gerçekleşebilir bir olduğunu ifade etti. Türkiye`deki büyümenin ciddi bir istihdamı da beraberinde ettirdiğine işaret eden Babacan, şunları söyledi:
“Türkiye’deki büyüme 2 milyon 500 binlik bir istihdam getirdi. Sadece son 12 aylık dönemde, 1 milyon 750 bin kişi istihdam arttı. Diğer ülkelerle kıyaslandığında, dünyadaki en iyi istihdamı arttıran bir ülke,Türkiye. İşsizliğin düştüğü ülkeler içerinde de ilk sıralarda. Bu iyileşmeler gelir dağılımının düzenlemesine de katkı sağladı. Türkiye gelir dağılımının düzenlendiği ender ülkelerden. Yoksullukla mücadelede de önemli başarılar sağladık. Bizim 1 doların altında yaşayan hiç nüfusumuz kalmadı. 2 dolara baktığımızda binde 2. yüzde 30’u 4 doların gelire sahip.”
Başbakan Yardımcısı Babacan, 2008 krizinden birçok ülkenin harcamaları arttırarak çıkmaya çalıştığını, Yunanistan, İrlanda, İspanya, Portekiz hükümetlerinin tamamının tedbir paketleri açıkladığını aktararak, şöyle devam etti:
“Bu tedbirlerin tamamı bütçede açıklarını arttırdı. Biz ise tam tersi bir politika izleyerek orta vadeli bir program açıkladık. Bütçe açıklarımızı nasıl aşağı çekeriz diye çalışmalar yaptık. Seçtiğimiz yöntem moda olan çalışmaların tam tersiydi. Devlete olan güvenimizi ön plana koymamız ve kamu borç stoğunun ve bütçe açığının bir endişe alanı olmaktan çıkmasını sağladık.”
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD)’nin düzenlediği Genişletilmiş Başkanlar Toplantısına katılan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Babacan, dün açıklanan yıllık enflasyon oranları ile ilgili, yüzde 10,45`lik oranda; kurdaki gelişmeler, enerji fiyatlarındaki artış, bazı tekstil ürünlerinin ithalatında alınan yüzde 20’lik vergi ve sigaraya gelen zammın etkili olduğunu söyledi. Bunun, talebin baskısıyla oluşmuş bir enflasyon olmadığını aktaran Başbakan Yardımcısı, “Bu durum daha çok arz endeksli ya da bazı yönlendirilen yönetilen sorunlarla alakalı. Şu anda 10,45’teyiz ama beklentilere bakıldığında bu oranın aşağılara düşeceği yönünde. Yıl sonu için hedefimiz yüzde 5. Bugünki şartlar devam ederse bu rakamı yakalayacağımızı düşünüyorum.” dedi.
2008-2009 döneminde, ekonomik krizden en hızlı çıkan ülkenin Türkiye olduğunu belirten Ali Babacan, 2011 yılı büyümesini yüzde 7,5 olarak öngördüklerini ancak bunun üzerinde bir oranın gerçekleşeceğini kaydetti. Ekonominin bu yıl yüzde 4 dolaylarında büyüyeceğinin kaydeden Babacan, "Bu oran, AB’deki beklentilerin iyiye gitmesi yönünde yapılan bir tahmin. Avrupa’daki durum kötüye giderse bu tahmin giderek revize edilebilir. Beklentiler iyi olursa, tahminimiz daha da yukarı da çıkabilir.” diye konuştu.
“BU YIL DAHA İYİ BİR BÜYÜMENİN YAŞANMASINI BEKLİYORUZ”
Bazı kesimler tarafından Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 7 büyümesinin dahi `daralma` olacağı şeklinde değerlendirildiğine değinen Babacan, bu öngörünün gerçeği yansıtmadığını anlattı. Babacan, şöyle konuştu:
“Büyüme he sene bir önceki senenin üzerine katılan rakamı ifade ediyor. 2012 yılı için yüzde 4’lük bir büyüme demek 2012’in en az 11 kadar daha iyi olması bir şey eklenmesi demektir. Daralma, eksi yöndeki büyümedir. GSYH, büyüyorsa geçen senenin üzerine bir şey ekleyeceğimiz anlamına geliyor. Dolayısıyla daha iyi bir büyümenin yaşanmasını bekliyoruz.”
Krizin; Türkiye için göreceli olarak gelişmiş ülkelerle arasındaki farkın kapatılmasını sağladığına dikkat çeken Babacan ,2023 yılındaki dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında bulunma hedefinin 2007’ye oranla daha gerçekleşebilir bir olduğunu ifade etti. Türkiye`deki büyümenin ciddi bir istihdamı da beraberinde ettirdiğine işaret eden Babacan, şunları söyledi:
“Türkiye’deki büyüme 2 milyon 500 binlik bir istihdam getirdi. Sadece son 12 aylık dönemde, 1 milyon 750 bin kişi istihdam arttı. Diğer ülkelerle kıyaslandığında, dünyadaki en iyi istihdamı arttıran bir ülke,Türkiye. İşsizliğin düştüğü ülkeler içerinde de ilk sıralarda. Bu iyileşmeler gelir dağılımının düzenlemesine de katkı sağladı. Türkiye gelir dağılımının düzenlendiği ender ülkelerden. Yoksullukla mücadelede de önemli başarılar sağladık. Bizim 1 doların altında yaşayan hiç nüfusumuz kalmadı. 2 dolara baktığımızda binde 2. yüzde 30’u 4 doların gelire sahip.”
Başbakan Yardımcısı Babacan, 2008 krizinden birçok ülkenin harcamaları arttırarak çıkmaya çalıştığını, Yunanistan, İrlanda, İspanya, Portekiz hükümetlerinin tamamının tedbir paketleri açıkladığını aktararak, şöyle devam etti:
“Bu tedbirlerin tamamı bütçede açıklarını arttırdı. Biz ise tam tersi bir politika izleyerek orta vadeli bir program açıkladık. Bütçe açıklarımızı nasıl aşağı çekeriz diye çalışmalar yaptık. Seçtiğimiz yöntem moda olan çalışmaların tam tersiydi. Devlete olan güvenimizi ön plana koymamız ve kamu borç stoğunun ve bütçe açığının bir endişe alanı olmaktan çıkmasını sağladık.”