Talat: Kıbrıs`ta Çözüm Ab ve Uluslararası Toplumun Girişimine Bağlı
KKTC`nin 2.
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs’ta bir çözümün Avrupa Birliği’nin (AB) ve uluslararası toplumun girişimlerine bağlı olduğunu söyledi. Talat, “AB’nin ve uluslararası toplumun girişimi olmazsa, çözüm olmayacağını düşünüyorum.” dedi.
Avrupa Tutuklama Emri’nin Kıbrıs’ta taraflar arasında büyük soruna sebep olabileceğini, hatta sınır kapılarının kapatılmasına bile yol açabileceğini ifade eden Mehmet Ali Talat, bazı haklardan yararlansalar da kişisel olarak Kıbrıslı Türklerin AB içinde yer almadığını belirtti. Talat, KKTC’de gerçekleştirilen Avrupa Küçük İşletmeler İttifakı (European Small Business Aliance) 3. Yönetim Kurulu Toplantısı çerçevesinde Ticaret Odası’nda verdiği “Kuzey Kıbrıs AB’nin içinde mi, değil mi?” konulu panelde, Kıbrıs sorunundaki süreci anlattı ve soruları cevapladı.
RUMLARIN AB`YE ALINMASI UTANÇ VERİCİ
Kıbrıslı Rumların 2004’te “tüm Kıbrıs adına” AB’ye girmesinin adil olmadığını ve Kıbrıslı Türkleri çok üzdüğünü vurgulayan Talat, bölünmüş bir adanın üyeliğinin hem Kıbrıs hem de AB için büyük bir utanç olduğunu söyledi. Annan Planı öncesini, referandumu ve sonrasını anlatan Talat, Yeşil Hat Tüzüğü, Rum tarafının AB üyeliği öncesi kabul edilmeseydi bu tüzüğün de hayata geçemeyeceğini çünkü Rumların reddedeceğini kaydetti.
Kıbrıs sorunundaki çözümsüzlükten ve yaşanan bu gelişmelerden tek sorumlunun AB veya Kıbrıs Rum tarafı olmadığını savunan Talat, “Kıbrıslı Türkler de sorumludur çünkü başlangıçta AB’ye düşman gibi muamele edildi, bundan utanç duyuyorum.” dedi. Şimdiki Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın AKEL lideriyken “Biz aslında AB’yi istemiyoruz ama eğer Kıbrıs sorununa çözüm getirecekse kabul ederiz” dediğini hatırlatan Talat, daha sonra Kıbrıs sorunu ve AB’nin birbirine girdiğini; ekonomik kaygıların da ön plana çıktığını belirtti.
“ELEKTRİĞİ KKTC’NİN KURUMUNDAN ALDIKLARINI REDDEDİYORLAR”
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Güney Kıbrıs’ın Kuzey’den elektrik aldığını, ama işlemleri Ticaret Odası üzerinden yaptığını; KKTC’nin bir kurumu olan Elektrik Kurumu’ndan aldığını reddedip propaganda yaptığını anlatarak, “Kıbrıs problemi kolay anlaşılır ve çözülür bir problem değil. Çözüme adım atmak çok zor, çünkü Rumlar çok rahat. Kendilerine çok güveniyorlar çünkü Kıbrıslı Türklerin ihtiyaçlı olduğunu ve bir gün teslim olacağı beklentileri var.” diye konuştu.
Mehmet Ali Talat, yeni bir dalga oluşana kadar Kıbrıs sorununda beklentisi olmadığını; bu dalganın da AB tarafından oluşturulabileceğini ifade etti. Talat, Türkiye’nin veya Kıbrıslı Türklerin AB üyeliğinin bu dalgayı sağlayabileceğini; iki tarafın ilişkilerinin kötüleştirilmemesi için AB’nin bir şeyler yapması, çözüm sürecini etkileyecek teşvikler yaratması gerektiğini belirtti.
“AB’DE DEĞİLİZ”
Avrupalı iş insanlarının ve Ticaret Odası üyelerinin sorularını da yanıtlayan 2. Cumhurbaşkanı Talat, Kuzey Kıbrıs’ın AB’de yer almadığını bu nedenle pasaport sahibi olmak gibi küçük kişisel çıkarların yeterli olmadığını vurguladı.
“AB’nin kapı aralığındayız ama AB üyesi olmaya hazır değiliz. AB odaklı olabiliriz ama Kuzey Kıbrıs’ın AB içinde olduğunu söyleyemem” diyen Talat, müzakerelerin BM şemsiyesi altında sürdüğünü; çözümün BM parametrelerinde bulunabileceğini ve BM’nin elinden geleni yaptığını ama çok parçalı olduğunu ifade etti.
Talat, Annan Planı referandumu sonrasında dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın uluslararası camiaya Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonu kaldırması çağrısının yer aldığı raporunun Fransa ve Rusya’nın konseydeki hakimiyeti ve Rumları desteklemeleri nedeniyle Güvenlik Konseyi’nde görüşülmeden rafa kaldırıldığını anlattı.
“ULUSLARARASI TOPLUM OLMADAN ÇÖZÜM İMKANSIZ”
Kıbrıs sorununa çözümün sadece Kıbrıslılarca bulunmasını imkansız gördüğünü yineleyen Mehmet Ali Talat, uluslararası toplumun desteğine ve hakemliğine ihtiyaç duyulduğunu; zaman kaybının Rumların lehine olduğunu; zaten AB üyesi oldukları için Kıbrıslı Türkler gibi aceleleri bulunmadığını kaydetti.
“KIBRSLI TÜRKLER YENİDEN GÖÇ ETMEYE BAŞLADI”
Talat, “Durum böyleyken Kıbrıslı Türklerin bir ayrılık dönemine girdiklerini, Kuzey Kıbrıs’taki demografik yapının değiştiğini” savunarak, “Bu da yavaşça ve kendiliğinden kaçınılmaz bir şey. 2004’te son bulan göç, yakın zamanlarda yeniden başladı, Kıbrıslı Türkler göç ediyor.” dedi.
Bir soru üzerine AB içinde Kıbrıs’la ilgili bilgi düzeyinin iyi olduğunu, Komisyon’da hassasiyet ve gerçeklerin bilindiğini ancak üye ülkelerdeki bilgi düzeyinin iyi olmadığını ifade eden 2. Cumhurbaşkanı Talat, bazı üyelerin de Kıbrıs sorununu Türkiye’nin AB’ye katılımını engellemek için kullandığına dikkat çekti.
“ÇÖZÜM AB VE ULUSLARARASI TOPLUMUN TEŞVİKLERİNE BAĞLI”
Gelecekle ilgili ne öngördüğü yönündeki soruyu yanıtlayan Talat, geleceğin AB’nin ve uluslararası toplumun ortaya koyacağı teşviklere bağlı olduğunu söyledi. Kıbrıslıların motivasyonunu kaybettiğini ve tek başına sorunu çözemeyeceğini belirten Mehmet Ali Talat, “Artık AB’nin de Kıbrıs sorununa bulaştığını; bir rol üstlenmesi gerektiğini” kaydetti.
“Uluslararası bir girişim olmazsa çözüm olmaz” diyen Talat, Kıbrıs’ın tek temsilcisi muamelesi gören Kıbrıslı Rumlar için tek kaygının güvenlik kaldığını; mülklerine dönme güdüsünün de azaldığını söyledi.
Avrupa Tutuklama Emri’nin Kıbrıs’ta taraflar arasında büyük soruna sebep olabileceğini, hatta sınır kapılarının kapatılmasına bile yol açabileceğini ifade eden Mehmet Ali Talat, bazı haklardan yararlansalar da kişisel olarak Kıbrıslı Türklerin AB içinde yer almadığını belirtti. Talat, KKTC’de gerçekleştirilen Avrupa Küçük İşletmeler İttifakı (European Small Business Aliance) 3. Yönetim Kurulu Toplantısı çerçevesinde Ticaret Odası’nda verdiği “Kuzey Kıbrıs AB’nin içinde mi, değil mi?” konulu panelde, Kıbrıs sorunundaki süreci anlattı ve soruları cevapladı.
RUMLARIN AB`YE ALINMASI UTANÇ VERİCİ
Kıbrıslı Rumların 2004’te “tüm Kıbrıs adına” AB’ye girmesinin adil olmadığını ve Kıbrıslı Türkleri çok üzdüğünü vurgulayan Talat, bölünmüş bir adanın üyeliğinin hem Kıbrıs hem de AB için büyük bir utanç olduğunu söyledi. Annan Planı öncesini, referandumu ve sonrasını anlatan Talat, Yeşil Hat Tüzüğü, Rum tarafının AB üyeliği öncesi kabul edilmeseydi bu tüzüğün de hayata geçemeyeceğini çünkü Rumların reddedeceğini kaydetti.
Kıbrıs sorunundaki çözümsüzlükten ve yaşanan bu gelişmelerden tek sorumlunun AB veya Kıbrıs Rum tarafı olmadığını savunan Talat, “Kıbrıslı Türkler de sorumludur çünkü başlangıçta AB’ye düşman gibi muamele edildi, bundan utanç duyuyorum.” dedi. Şimdiki Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas’ın AKEL lideriyken “Biz aslında AB’yi istemiyoruz ama eğer Kıbrıs sorununa çözüm getirecekse kabul ederiz” dediğini hatırlatan Talat, daha sonra Kıbrıs sorunu ve AB’nin birbirine girdiğini; ekonomik kaygıların da ön plana çıktığını belirtti.
“ELEKTRİĞİ KKTC’NİN KURUMUNDAN ALDIKLARINI REDDEDİYORLAR”
2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Güney Kıbrıs’ın Kuzey’den elektrik aldığını, ama işlemleri Ticaret Odası üzerinden yaptığını; KKTC’nin bir kurumu olan Elektrik Kurumu’ndan aldığını reddedip propaganda yaptığını anlatarak, “Kıbrıs problemi kolay anlaşılır ve çözülür bir problem değil. Çözüme adım atmak çok zor, çünkü Rumlar çok rahat. Kendilerine çok güveniyorlar çünkü Kıbrıslı Türklerin ihtiyaçlı olduğunu ve bir gün teslim olacağı beklentileri var.” diye konuştu.
Mehmet Ali Talat, yeni bir dalga oluşana kadar Kıbrıs sorununda beklentisi olmadığını; bu dalganın da AB tarafından oluşturulabileceğini ifade etti. Talat, Türkiye’nin veya Kıbrıslı Türklerin AB üyeliğinin bu dalgayı sağlayabileceğini; iki tarafın ilişkilerinin kötüleştirilmemesi için AB’nin bir şeyler yapması, çözüm sürecini etkileyecek teşvikler yaratması gerektiğini belirtti.
“AB’DE DEĞİLİZ”
Avrupalı iş insanlarının ve Ticaret Odası üyelerinin sorularını da yanıtlayan 2. Cumhurbaşkanı Talat, Kuzey Kıbrıs’ın AB’de yer almadığını bu nedenle pasaport sahibi olmak gibi küçük kişisel çıkarların yeterli olmadığını vurguladı.
“AB’nin kapı aralığındayız ama AB üyesi olmaya hazır değiliz. AB odaklı olabiliriz ama Kuzey Kıbrıs’ın AB içinde olduğunu söyleyemem” diyen Talat, müzakerelerin BM şemsiyesi altında sürdüğünü; çözümün BM parametrelerinde bulunabileceğini ve BM’nin elinden geleni yaptığını ama çok parçalı olduğunu ifade etti.
Talat, Annan Planı referandumu sonrasında dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın uluslararası camiaya Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonu kaldırması çağrısının yer aldığı raporunun Fransa ve Rusya’nın konseydeki hakimiyeti ve Rumları desteklemeleri nedeniyle Güvenlik Konseyi’nde görüşülmeden rafa kaldırıldığını anlattı.
“ULUSLARARASI TOPLUM OLMADAN ÇÖZÜM İMKANSIZ”
Kıbrıs sorununa çözümün sadece Kıbrıslılarca bulunmasını imkansız gördüğünü yineleyen Mehmet Ali Talat, uluslararası toplumun desteğine ve hakemliğine ihtiyaç duyulduğunu; zaman kaybının Rumların lehine olduğunu; zaten AB üyesi oldukları için Kıbrıslı Türkler gibi aceleleri bulunmadığını kaydetti.
“KIBRSLI TÜRKLER YENİDEN GÖÇ ETMEYE BAŞLADI”
Talat, “Durum böyleyken Kıbrıslı Türklerin bir ayrılık dönemine girdiklerini, Kuzey Kıbrıs’taki demografik yapının değiştiğini” savunarak, “Bu da yavaşça ve kendiliğinden kaçınılmaz bir şey. 2004’te son bulan göç, yakın zamanlarda yeniden başladı, Kıbrıslı Türkler göç ediyor.” dedi.
Bir soru üzerine AB içinde Kıbrıs’la ilgili bilgi düzeyinin iyi olduğunu, Komisyon’da hassasiyet ve gerçeklerin bilindiğini ancak üye ülkelerdeki bilgi düzeyinin iyi olmadığını ifade eden 2. Cumhurbaşkanı Talat, bazı üyelerin de Kıbrıs sorununu Türkiye’nin AB’ye katılımını engellemek için kullandığına dikkat çekti.
“ÇÖZÜM AB VE ULUSLARARASI TOPLUMUN TEŞVİKLERİNE BAĞLI”
Gelecekle ilgili ne öngördüğü yönündeki soruyu yanıtlayan Talat, geleceğin AB’nin ve uluslararası toplumun ortaya koyacağı teşviklere bağlı olduğunu söyledi. Kıbrıslıların motivasyonunu kaybettiğini ve tek başına sorunu çözemeyeceğini belirten Mehmet Ali Talat, “Artık AB’nin de Kıbrıs sorununa bulaştığını; bir rol üstlenmesi gerektiğini” kaydetti.
“Uluslararası bir girişim olmazsa çözüm olmaz” diyen Talat, Kıbrıs’ın tek temsilcisi muamelesi gören Kıbrıslı Rumlar için tek kaygının güvenlik kaldığını; mülklerine dönme güdüsünün de azaldığını söyledi.