Bakan Ergün: "türkiye'nin Ekonomi Alanında Yeni Hedefleri Var"

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'nin ekonomi alanında yeni hedefleri olduğunu söyledi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından Ceylan Intercontinental Otel'de düzenlenen kahvaltılı toplantıya katılan Bakan Ergün, ekonomik gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Konuşmasında, Türkiye'nin ekonomi alanında yeni hedefleri olduğunu belirten Ergün, "Cumhuriyet'in 100. yılını baz alarak bir ivme yakaladık, bu ivmeyi devam ettirelim. 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi koyalım, 2 trilyon doları aşan bir üretim gücüne ulaşalım ve fert başına 25 bin doların üzerinde bir gayri safi milligelire ulaşalım. İyi tarafı şu; bu hedefler anlamlı bulunuyor ve kabul görüyor her kesim tarafından" dedi.

Türkiye'nin bunu başarıp işsizlik rakamlarını yüzde 5'in altına çekebileceğini ve enflasyonu tek haneli rakamlarda tutabileceğini belirten Ergün, söz konusu hedeflerin yeni anayasa çalışmasıyla hayata geçeceğini ifade ederek, "Türkiye, zorlu süreçlerin içinden geçti. Herkes dedi ki, 'Anayasa dayatıyorsunuz.' Biz şimdi böyle bir metin de sunmuyoruz. Metni de beraber oluşturalım, çerçevenin içini de beraber dolduralım. Her grubun eşit üye hakkı olsun, bir uzlaşma metni çıksın. Yüzde 70'inde zatenuzlaşılır, geri kalan yüzde 25'lik bölümü tartışılır. Yüzde 5 'lik bir bölüm ise köklü tartışmalarla 1 sene sürsün. Bir anayasa yapıp 30 sene tartışacağımıza 1 sene 1.5 sene tartışalım ama sonra kalıcı bir şekilde 100 yıl götürsün bizi. Önümüzdeki 100 yılı baştan ciddi bir anayasayla inşa edelim" diye konuştu.

TÜBA olarak bilinen Türkiye Bilimler Akademisi'nin yapısının kanun hükmünde kararnameyle değiştirilmesiyle ilgili konuya da değinen Ergün, şunları söyledi: "TÜBİTAK ve TÜBA'da bazı değişiklikler oldu. Bunların nedeni, yeni dönemin kurgusuna uygun bilimsel teknolojik altyapı oluşturmaktır. Her iki kurumda da son derece etkin bilimadamları var. Bugün meyvelerin toplanma zamanının geldiğini düşünüyoruz. Hem TÜBİTAK'ta hem de TÜBA'da meyvelerin toplanması ve bunun sanayiye, teknolojiye Türkiye'nin zenginleşmesine katkı sunması gerekiyor. TÜBA'yı bireysel çalışma yapılan bir yer olmaktan daha organize çalışma yapılan bir yer olmaya yöneltmek istiyoruz. TÜBA veTÜBİTAK arasındaki ilişkiyi farklı şekilde kurgulamak istiyoruz. TÜBA ile ilgili tartışmalar ideolojik alana çekilmeye çalışılıyor. Bazı tartışmalara ideolojik yaklaşılıyor, 'Orası ele mi geçiriliyor?' diye. Bunlar acele yapılmış tartışmalar. TÜBA'da ne kadar özgür çalışma yapabileceklerini önümüzdeki günlerde göreceksiniz." Nihat Ergün, TÜBA'daki enstitülerde görev alacak kişiler olduğunun altını çizerek, "Hem mevcut yapıyı koruyalım hem de zenginleştirelim dedik. Üyeler YÖK genel kurulundan gelsin TÜBA'nın genel kurulundan gelsin, Bakanlar Kurulu'ndan da gelsin, bunun tek bir nedeni var. Bu zenginlik farklı bakış açılarının yansımasıdır TÜBA'ya. Hiçbir bilimadamını zayi edemeyiz. Görüşlerinin, düşüncelerinin zayi edilmesine gerek yoktur. Her bilimadamımızın fikri düşüncesi önemli olacak. Onun için orada alabildiğine birakademik özgürlük çerçevesi oluşturmaya çalıştık. Bazı bilimadamları kenarda kalıyor. Biz bunu istemiyoruz. Hiç kimse hiçbir nedenle kenarda kalmasın. Türkiye kendi potansiyelini zayi etme niyetinde değil" açıklamasını yaptı.

Bir soru üzerine, Avrupa ülkelerindeki ekonomik krize değinen Ergün, Türkiye'nin, dünyadaki gelişmeleri de dikkate alarak adım attığını söyledi. Ergün, "Önümüzdeki süreç iyi yönetildiği sürece endişe verecek bir durumun yaşanacağını bize göstermiyor" dedi

Kıdem tazminatıyla ilgili çalışmaların da sürdüğünü belirten Ergün, "Hem işverenin üzerindeki yükü hafifletmek hem de çalışanların hukukunu koruyan bir şekilde çözüme kavuşturma imkanı olduğunu düşünüyoruz" diyerek Türkiye'nin üretmesi düşünülen yerli otomobille ilgili de açıklamalarda bulundu. Ergün, yerli otomobilin ilk etapta pazardan yüzde 2 pay alacağını söyleyerek, "Ben ilk etapta bunun pazardan yüzde 2 pay alacağını düşünüyorum. Rakamın 1 milyona ulaşması, 200 bin otomobili iç pazarda satabilmekdemektir" diye konuştu.

Son olarak, İsrail'e uygulanması düşünülen yaptırımlara da değinen Ergün, şunları söyledi: "Biz Türkiye olarak İsrail'in varlığına, İsrail'in halkına ve Musevilik inancına karşı hiçbir zaman tedirginlik oluşturmadık, oluşturmuyoruz da. Türkiye'de böyle bir husumet toplumda veya devlet uygulamalarında kimse görmedi. Türkiye'nin karşı olduğu şey İsrail'in uyguladığı yanlış politikalardır."
Kaynak: İHA