İlbadı Mezarlığı`nda Şehit Bir Kadın Komutan Yatıyor
Batıda birçok hayali kişilerden kahraman üretilip filmlere konu olurken Türkiye`de ise gerçek kahramanlara değer verilmiyor.
Denizli`deki tarihî İlbadı Mezarlığı`nda yatan kahramanların da ruhu dua, kabirleri ilgi bekliyor. Anadolu Selçuklu Devleti döneminden Türkiye Cumhuriyeti`ne kadar ölen kişilerin defnedildiği mezarlığın içinde birisi var ki yaşamı filmlere konu olabilecek kadar ilginç. Savaşlarda genellikle erkek komutanların isimleri ve kahramanlıkları öne çıkarken burada şehit bir kadın komutan yatıyor.
Üçüncü Haçlı seferleri sırasında (1189–1192) Denizli`yi koruyan komutanlardan Fatma Hanım (Yıldız), şehit olduktan sonra İlbadı Mezarlığı`na defnedilmiş. Tarih kitaplarında Denizli ve çevresini koruyan Yıldız Bey`in kızı Fatma Hanım`ın, Haçlıların Efes yoluyla Menderes Nehri kıyılarına gelerek Sarayköy Buharkent`ten geçtikleri esnada halkın önderliğini yaparak düşman ordusunu perişan ettiği yazıyor. Muharebeda Denizli`yi boşalttırarak yiyecek ve içecek maddelerini kestiren Fatma Hanım, şehre gelen Haçlı kuvvetlerini aç susuz bırakmış. Bunun üzerine güçlükle Denizli`den kaçmaya çalışan düşmanlar, Türk kuvvetlerince yok edilmiş. Bu savaşta Fatma Hanım şehitlik mertebesine yükselmiş. Mezarı sonradan yapılarak, üzerine şunlar yazılmış: "Yıldız Bey`in kızı Fatma Hanım, Haçlılarla savaşta askerlerin gevşeklik göstermesi üzerine kılıcını çekip, `Er olan arkamdan gelsin` deyip ileri atılmış ve askeri teşvik ederek şehit düşmüştür."
Mezarlıkta kazı ve restorasyon çalışmaları yapan Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş, Fatma Yıldız`ın Denizli`nin Haçlılara karşı korunmasında mücadele eden bir kadın komutan olduğunun rivayet edildiğini söylüyor: "11. yüzyılın sonlarında yaşadığı tahmin ediliyor. Savaş sırasında askerleri teşvik eden kahraman kadın, şehit olunca buraya gömülüyor. Mezarın bulunduğu alanda, Roma döneminden kalan devşirme malzemeler kullanılmıştır. Biraz özellikli bir mezar olduğu anlaşılmaktadır. İlbadı Mezarlığı`nın değerlerinden biridir."
Şehit Fatma Hanım hakkında filmler yapılarak gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Pektaş, "Bunlar sözlü kültürümüzle birlikte tarihimizin bir parçası; gözardı edemeyiz." diyor. İlbadı`nın Batı Anadolu`daki en eski mezarlıklardan birisi olduğunu kaydeden Pektaş, "Burada kesin tarihini belirleyebildiğimiz, 13. yüzyıldan, 1240`lı yıllardan kalma mezar taşları bulunmaktadır. Bunların içinde tek sandukaların yanısıra dilimli kemerli şahideler, düz mezarlar, dikdörtgen prizma sanduka tipi mezarlar ve aile mezarları bulunmuştur. 8 binin üzerinde mezar taşının envanteri çıkarılmıştır. Osmanlı döneminin mezar taşları çoğunluktadır." şeklinde konuşuyor.
İlbadı Mezarlığı`nı "Denizli`nin hafızası" olarak değerlendiren Kadir Pektaş, şunları kaydediyor: "Burada 16 kişilik ekiple çalışıyoruz. Resmî kurumların desteği var, halkımızdan da destek bekliyoruz. Denizli`deki tanımış kişilerin mezarlarını, 19. yüzyılın ortalarına kadar takip edebiliyoruz. Mizarlık, 180 dönüm araziye yayılmış. Halkımızın sahabe mezarı olduğuna inandığı bir yer de var. Ayrıca Şeyh Mehmed Şirvânî, Mehmet Gazi, Server Gazi, Derviş Ali Kâhya türbeleri ve yol geçmesi sebebiyle günümüzde mezarlığın dışında kalan Yediler Türbesi de yer alıyor. Müftü Ahmet Hulusi Efendi`nin mezarı da var."
Üçüncü Haçlı seferleri sırasında (1189–1192) Denizli`yi koruyan komutanlardan Fatma Hanım (Yıldız), şehit olduktan sonra İlbadı Mezarlığı`na defnedilmiş. Tarih kitaplarında Denizli ve çevresini koruyan Yıldız Bey`in kızı Fatma Hanım`ın, Haçlıların Efes yoluyla Menderes Nehri kıyılarına gelerek Sarayköy Buharkent`ten geçtikleri esnada halkın önderliğini yaparak düşman ordusunu perişan ettiği yazıyor. Muharebeda Denizli`yi boşalttırarak yiyecek ve içecek maddelerini kestiren Fatma Hanım, şehre gelen Haçlı kuvvetlerini aç susuz bırakmış. Bunun üzerine güçlükle Denizli`den kaçmaya çalışan düşmanlar, Türk kuvvetlerince yok edilmiş. Bu savaşta Fatma Hanım şehitlik mertebesine yükselmiş. Mezarı sonradan yapılarak, üzerine şunlar yazılmış: "Yıldız Bey`in kızı Fatma Hanım, Haçlılarla savaşta askerlerin gevşeklik göstermesi üzerine kılıcını çekip, `Er olan arkamdan gelsin` deyip ileri atılmış ve askeri teşvik ederek şehit düşmüştür."
Mezarlıkta kazı ve restorasyon çalışmaları yapan Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kadir Pektaş, Fatma Yıldız`ın Denizli`nin Haçlılara karşı korunmasında mücadele eden bir kadın komutan olduğunun rivayet edildiğini söylüyor: "11. yüzyılın sonlarında yaşadığı tahmin ediliyor. Savaş sırasında askerleri teşvik eden kahraman kadın, şehit olunca buraya gömülüyor. Mezarın bulunduğu alanda, Roma döneminden kalan devşirme malzemeler kullanılmıştır. Biraz özellikli bir mezar olduğu anlaşılmaktadır. İlbadı Mezarlığı`nın değerlerinden biridir."
Şehit Fatma Hanım hakkında filmler yapılarak gelecek kuşaklara aktarılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Pektaş, "Bunlar sözlü kültürümüzle birlikte tarihimizin bir parçası; gözardı edemeyiz." diyor. İlbadı`nın Batı Anadolu`daki en eski mezarlıklardan birisi olduğunu kaydeden Pektaş, "Burada kesin tarihini belirleyebildiğimiz, 13. yüzyıldan, 1240`lı yıllardan kalma mezar taşları bulunmaktadır. Bunların içinde tek sandukaların yanısıra dilimli kemerli şahideler, düz mezarlar, dikdörtgen prizma sanduka tipi mezarlar ve aile mezarları bulunmuştur. 8 binin üzerinde mezar taşının envanteri çıkarılmıştır. Osmanlı döneminin mezar taşları çoğunluktadır." şeklinde konuşuyor.
İlbadı Mezarlığı`nı "Denizli`nin hafızası" olarak değerlendiren Kadir Pektaş, şunları kaydediyor: "Burada 16 kişilik ekiple çalışıyoruz. Resmî kurumların desteği var, halkımızdan da destek bekliyoruz. Denizli`deki tanımış kişilerin mezarlarını, 19. yüzyılın ortalarına kadar takip edebiliyoruz. Mizarlık, 180 dönüm araziye yayılmış. Halkımızın sahabe mezarı olduğuna inandığı bir yer de var. Ayrıca Şeyh Mehmed Şirvânî, Mehmet Gazi, Server Gazi, Derviş Ali Kâhya türbeleri ve yol geçmesi sebebiyle günümüzde mezarlığın dışında kalan Yediler Türbesi de yer alıyor. Müftü Ahmet Hulusi Efendi`nin mezarı da var."