Kamu-sen’den Ödenek Tepkisi

Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilcisi K.

Kamu-sen’den Ödenek Tepkisi
Müfit Bayraktar, 2011-2012 eğitim öğretim yılı ile birlikte okullardaki zorunlu ihtiyaçların önemli bir sorun teşkil ettiğini söyledi

Her evin, her iş yerinin, bakanlık binalarının, kurumların, özel okulların, dershanelerin genel giderleri olduğu gibi her okulun da zorunlu giderleri bulunduğunu söyleyen Bayraktar, “Okulların genel giderleri fiziki yapıya, öğrenci mevcuduna göre farklılık arz edebilir. İçinde yüzlerce, binlerce öğrencinin eğitim, öğretim yaptığı okullarda her şeyden önce temizlik önemlidir. Temizlik malzemelerinin miktarını, çeşitlerini artık hesaplayın. Temizliği kim yapacak? Bunun için de personel gerekiyor. Yeterli personel yoksa ne olacak? Elbette ücret karşılığı çalıştıracağınız eleman bulacaksınız. Bunların maaşı, SSK primleri ve vergilerini kim ödeyecek? Bakanlık ödemediğine göre, tabii ki okul aile birliği ödeyecektir” dedi

Okulların ihtiyaçlarının saymakla bitmeyeceğini ifade eden Bayraktar, “Elektrik, su, ısınma tesisatı, bakım, onarım giderleri, Elektronik malzemelerin bakım, onarım, yazılım güncelleme giderleri, Kırtasiye giderleri, sınav kâğıdı çıktısı ve fotokopi hizmetleri, Dosyalama giderleri, Eğitim öğretim hizmetlerini yürütmek için kullanılan; projeksiyon, akıllı tahta, bilgisayar, yazıcı, tarayıcı, kağıt... vb. sarf malzemeleri, Dersliklerin eğitim öğretime hazırlanması için boya-badana bakım giderleri, öğrenci sıralarının yıllık bakımları, sınıf dolabı, her nevi eğitim-öğretim materyallerinin tedariki, Öğrenci ve velilere yönelik iletişim (cep telefonu, sabit telefon) her nevi iletişim giderleri akla gelenlerdir. Bu ihtiyaçları okullar nasıl, nereden karşılayacak? Tüm bu hizmetler Bakanlık para göndermediğinden dolayı okul aile birliklerinin velilerden aldıkları bağışlarla yerine getiriliyor. Bakanlık özellikle ilköğretim okullarına ödenek göndermediğine göre, bağış almayın genelgeleri niçin yayınlanıyor? Bunları herkes bilmek zorundadır. Bakanlık bağış almayın derken okulların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı da açıklamalıdır.

Okul ihtiyaçları kim tarafından karşılanacaktır. Buna dair yazılı kayıtlara baktığımızda; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (26.maddesi), Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesi (28 maddesi), Milli Eğitim Temel Kanunu (8.16.22 maddeler) İlköğretim ve Eğitim Kanunu (madde 2) ve Anayasanın 42 maddesi olan, “İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.” İlköğretim, ilköğrenim kurumlarında verilir; öğrenim çağında bulunan kız ve erkek çocuklar için mecburi, devlet okullarında parasızdır.”denilmektedir. Buradan anlaşılan, okulların tüm giderlerinin devlet tarafından karşılanması gerektiğidir. Maalesef ülkenin yönetiminden sorumlu olanlar yazılı metinlerde bulunan sorumluluklarını yerine getirmediklerinden olsa gerek ki; okullarımızda her kayıt döneminde “kayıt parası” konusu tartışma meselesi olmuştur

Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanları her öğrenci kayıt döneminde , “Kayıt parası ve zoraki bağış” alınmayacağına dair genelge ve açıklamalar yapmışlardır. Bu sene kayıt döneminde yayınlanan genelge öncekilere göre daha farklı olmuştur. 20.07.2011 Tarih ve 2011/40 sayılı Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer imzalı genelgede; Gerek merkezi sistemle gerekse sınavsız öğrenci alan Bakanlığımıza bağlı her tür ve düzeydeki resmi eğitim-öğretim kurumlarına öğrenci kayıt kabullerinde ve diploma verirken kesinlikle bağış talep edilmeyecektir

Bu dönemlerde; okul-aile birlikleri temsilcileri, öğrenci velileri ile bağış yapılması amacıyla karşı karşıya getirilmeyecek, öğrenci kayıt-kabulü ve diploma verilmesi karşılığında okul-aile birlikleri hesabına para yatırılması gibi bir durum söz konusu olmayacaktır.” denilerek kesinlikle bağış alınmayacağı açıkça belirtilmiştir. Bakanlık böylesi bir genelgeyi yayınlarken, okulların ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağına dair bir çözümü ise ortaya koymamıştır. Durum böyle olunca geçmişte olduğu gibi bu kayıt döneminde de okul koruma dernekleri, okul-aile birlikleri aracılığı ile öğrenci velilerinden okul ihtiyaçlarını karşılamak için bağış alınmıştır

Bakanlık, “yayınladığımız genelgeye uyulmadı” diyerek, 20.09.2011 tarihli Milli Eğitim Bakanı Ömer Dnçer imzalı bir yazı daha düzenleyerek ilgililer hakkında soruşturma yapılması talimatını tüm il valiliklerine göndermiştir. İl valilikleri yazı gereği tüm okullarda soruşturmaları başlatmıştır. Okullarımızın eğitim öğretime hangi şartlarla nasıl başladığı düşünülmeden il valiliklerine, ilgililer hakkında soruşturma yapılsın emri vermesi herkesi üzmüştür. Alınan bağışlar makbuz karşılığında yapılmış, yapılan harcamaların da belgeleri varsa neyin soruşturması yapılıyor? Yapılan soruşturmalar okul aile birliklerinin görevlerine de müdahaledir. Tüm illerde yürütülen soruşturmalar okul aile birlikleri dâhil, yöneticileri incitmiştir. Moral ve motivasyonlarını bozmuştur. Milli Eğitim Bakanlığının okul giderlerini karşılama konusunda bir yol göstermeden soruşturma başlatmış olması son derece yanlış olmuştur. Soruşturmalar hemen durdurulmalıdır. Aksi takdirde Milli Eğitim Bakanlığı ne yaptığını bilmeyen, güven duyulmayan bir Bakanlık haline dönüşecektir. Bu davranış seçmene selamdan başka bir şey değildir. Popülist bir yaklaşımdır. Bu davranış okul yöneticileri ile vatandaşı karşı karşıya getirmiştir. Herkes görevinin gereğini yapmalıdır. Sayın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer okulların genel giderlerinin nasıl karşılandığını bilmiyor olmalı ki, soruşturma yapılmasını istemiştir” diye konuştu

Özellikle İlköğretim okullarının ihtiyaçlarına karşılık 1 TL dahi ödenek verilmediğini söyleyen Bayraktar daha sonra şunları söyledi; “Ortaöğretim kurumlarına gelen ödenek ise ancak okulların kömür ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. Okullarımızın çok sayıda malzemeye, temizlik işini yapacak personele, tamirat, tadilat için ödeneğe ihtiyacı vardır

Okullarımızın giderlerini Bakanlık karşılamadığına göre kim karşılayacaktır? Okul yöneticileri, yayınlanan genelgeler, sürdürülen soruşturmalarla adeta hırsızlıkla, emri yerine getirmemekle itham edilmektedirler. Okul yöneticilerimiz bunların hiç birisini hak etmemiştir. Görevleri olmamasına rağmen sağlıklı eğitim ortamlarının sağlanması için dilencilik yaparmışçasına okul ihtiyaçlarını karşılamışlardır. Her türlü olumsuzluğa, yanlış yakıştırmalara rağmen görevlerinin başında olmuşlardır

2011/40 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrenci kayıtlarında bağış almayın genelgesi; bundan böyle velilerden kesinlikle para toplanmayacak, bağış alınmayacak, ihtiyaçlar Bakanlık tarafından karşılanacak anlamına geliyorsa buna itirazımız olmaz. Bu şekilde Sosyal devlet olmanın gereklerini yerine getirmiş olursunuz. Türk Eğitim Sen olarak itirazımız, her türlü fedakârlığı yapan yöneticiler hakkında yürütülen haksız soruşturmalaradır. Bugüne kadar okul ihtiyaçlarının karşılanması konusunda eğitim çalışanlarının velilerle muhatap olmaları kesinlikle pedagojik olmamıştır. Okul idaresiyle veli arasında bazen öğretmenin de katıldığı tartışmalar, öğrencilerin üzerinde olumsuz etkiler bırakmıştır. Vatandaş devletine, yöneticisine, öğretmene güven duymaz duruma düşürülmüştür.” “ÖĞRETMENİMİZİN KAÇIRILMASI DEVLETİMİZİN AYIBIDIR” Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde masum sivil vatandaşların bölücü çete tarafından kaçırılması vakalarının sıradan bir hadise haline gelmesinin üzüntü verici olduğunu söyleyen bayraktar, “Devleti yönetenlerin artık hamasi nutukları bırakılması ve gereken en sert tedbirlerin alınması gerekmektedir. “Diyarbakır’ın Lice İlçesi Baharlar Köyü İlköğretim Okulunda iki yıldır öğretmen olarak görev yapan Mehmet Gözbaşı, gece saatlerinde köyündeki lojmanını basan PKK’lı teröristler tarafından kaçırıldı. Öğrencileri ve çevresi tarafından sevilen ve tek amacı memleket evlatlarını en güzel şekilde yetiştirmek olan genç meslektaşımızın bir an önce sağlıcakla yuvasına dönmesini temenni ediyoruz. Yıllardır, yüzlerce öğretmenimize saldıran ve şehit eden aşağılık bölücü çetenin, eğitim çalışanlarına yönelik saldırıları son zamanlarda yeniden artış göstermiştir. Okullara yönelik baskı ve yıldırma girişimlerini sürdüren, geçtiğimiz haftalarda Şırnak’ın İdil İlçesinde de Öğretmenevi’ne saldıran bölücü çetenin asıl amacı; bölgede yaşayan memleket evlatlarının iyi eğitim almalarını engellemek ve böylece bölücü emellerine hizmet edecek insan kaynağını sağlamaktır. Kamu hizmetlerini engelleyerek vatandaşlarımız ile devlet arasındaki gönül bağını koparmaya gayret gösteren çocuk katili çete, öncelikle de eğitimcileri ve okullarımızı hedef olarak seçmektedir. Fakat hiç kimse ümitlenmesin: Ülkemizin fedakar ve inançlı eğitimcileri, ülkemizin neresinde olursa olsun memleket evlatlarını ülkelerine ve milletine sadık ve faydalı bireyler olarak yetiştirmeye gayret gösterteceklerdir. Yıllardır olduğu gibi bundan sonra da hiçbir hain girişim ve tehdit kahraman eğitimcileri bu idealinden geri durduramayacaktır. Bölücü hainlerin emelleri; öğretmenlerimizin yetiştirdiği vatansever memleket evlatlarının sayesinde pis kursaklarında kalacaktır.” Şeklinde konuştu

Kaynak: İHA