Karabük`te Voc-test Merkezi Proje Tanıtımı Yapıldı
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İdare Amiri ve AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, kendisinin asli yerinin Hak-İş olduğunu bugün anladığını söyledi.
Hak-İş Konfederasyonu ve Çelik-İş Sendikası tarafından yürütülen "Paydaşların katılımıyla Karabük`de Metal Sektöründe Voc-Test Merkezi Oluşturulması Projesi" başladı. Milletvekili Salim Uslu, Karabük Yenişehir Kültür Merkezi`ndeki proje tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları (KARDEMİR) A.Ş.`nin bacalarından tüten dumanın kendileri için buram buram umut tüttüğünü ve kendini heyecanlandırdığını söyledi. Yıllardır fabrikalardan tüten dumanın kendisini bu fabrikalardaörgütlü olduğu için heyecanlandırdığını düşündüğünü anlatan Uslu, şöyle konuştu: "Milletvekili olduktan sonra bu heyecanı duydum. Bu gün anladım ki benim asli yerim HAK-İŞ`miş, bunu bir defa daha anladım. Meclise gidince doğrusu kendimi Kardemir Karabükspor deplasmanına gelen Galatasaray gibi hissettim. Karabük`te yürütülecek VOC-TEST Merkezi oluşturulması projesi ülkemiz için çok önemlidir. Burası sayesinde, buradan verilecek belgeler, kaliteli iş gücünü meydana getirecektir. Bu merkez önemli bir rolüstlenecektir. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Buradan belge alacak insanlarımız verimli iş gücü oluşturacaktır." Türkiye`de slogan sendikacılığından proje ve hizmet sendikacılığına HAK-İŞ Konfederasyonu ile geçildiğini anlatan Uslu, şunları söyledi: "Bizim gelecek tasavvurumuzda insan var, emeği, geleceği ve bilgisi var. Bazı sendikaların gelecek tasavvurunda ise Silivri`ye giden ayak oyunları var, o süreçlerin içinde yer almak var, işçiyi tehdit etmek var, işvereni tehdit etmek var sonrada sendikaya karşı çıkan belediye başkanının burnunu kırmak var. Onlarda da var bir gelecek tasavvuru ama onların ki biraz tuhaf,biraz illegal, biraz kanun dışı, biraz ahlak dışı. İşçiyi büyük umutlarla, büyük heveslerle, büyük hesaplarla sokağa çıkartıp üretimi çalışmayı, barışı engelleyeceksin sonra o verdiğimiz sözlerin arkasında durmayacaksınız. Sonra da işçiyi cezalandırmak için toplu sözleşme süresini uzattıkça uzatacaksınız. İşte bu gelecek tasavvuru işçiyi işsiz ve sendikasız bırakıyor." HAK-İŞ Konfederasyonu Başkanı Mahmut Arslan da, 2821 sayılı sendikalar yasasının bütünü üzerinde, yeni bir yasa yapılması üzerinde dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile taslak olarak anlaşmaya vardıklarını ifade etti. Mevcut sendika yasasının bir darbe döneminin ürünü olduğunu anımsatan Arslan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: "1983 yılında Milli Güvenlik Konseyi tarafından yürürlüğe konulmuş ve anayasaya aykırılığı bile iddia edilemeyen bir yasa ile muhatabız. Ne yazık ki Türkiye,anayasanın büyük bir bölümünü değiştirmesine, pek çok mevzuatı değiştirmesine rağmen, ciddi anlamda bir çok reformlara imza atmasına rağmen sendikalar yasasını bugüne kadar değiştirememişti. Dün yapılan uzlaşma ile yeni sendikalar yasası taslağı Ekim ayında meclise gelecek ve yıl sonu öncesinde yeni yasamıza kavuşacağız. Yeni sendikalar yasası Türkiye`nin AB sürecini hızlandıracak. Dünyanın hiç bir yerinde olmayan noter şartı üyelik artık kaldırılacak. Bunun gibi bir çok yenilikler olacaktır." Kıdem tazminatları ile ilgili spekülasyonların artarak devam ettiğini de ifade eden Mahmut Arslan, şunları söyledi: "Biz kıdem tazminatında var olan kazanılmış hakların geriye getirilmesine karşıyız. Bugün kıdem tazminatında karşılaştığımız zorlukların farkındayız ve buna yönelik çözüm arayışları içerisindeyiz. Bugün özel sektörde çalışan yüzde 7`sinin kıdem tazminatının alabildiği bir ülkeden bahsediyoruz. Yüzde 93`ünün bir kısmı hak ediyor alamıyor, bir kısmı hak edemiyor." Kıdem tazminatının yasada olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti: "Nasıl ödeneceği, nasıl hak edileceği var. Ama Türkiye`nin gerçekleri buna izin vermiyor. Biz olup bitenlere kulak tıkamayız. Bu bizim sorunumuz değil diyebilir miyiz. Elbette diyemeyiz. Biz sürdürülebilir kıdem tazminatının nasıl oluşturacağını düşünüyoruz. Fonu da bunun için öngörüyoruz. Türkiye`de bir gerçek var. Kıdem tazminatına erişim çok zor. Elde etmek için çok zorlanıyorsunuz ve elde ettiğiniz hakkınızıalamıyorsunuz. Bütün bu mağduriyetlerde Türkiye`nin önüne konulmuş bir tablo var. Yargıtay da davaların yüzde 80`ine yakını kıdem tazminatı. Bu yerel mahkemelerde ve iş mahkemelerinde daha da fazla." Bir yurttaş, emekçi ve sendikacı olarak bu konuya duyarsız kalamayacaklarını anlatan Arslan, sözlerini şöyle tamamladı:"Ülkenin, emek dünyasının bir sorunu varsa ve kanayan bir yara varsa biz buna duyarsız kalamayız. Kalmamız için elimizi taşın altına koymaya hazırız. Hükümetten de bir talebimiz vardı. Bu konuyu oturup bir proje haline getirmeden, bir teklif haline getirilmeden ulu orta sağda solda konuşmalar açıkçası bu konuya hizmet etmiyor. Var olan sorunun hükümet programındaki şekli ile kamuoyuna takdim edilmekten öte bir kısım ulu orta yapılan konuşmalar, açıklamalar ve yerli yersiz konuşmalar bizi de sıkıntıyasokuyor. Biz iş yapıp sorunu çözmek istiyoruz. Sorunun muhatapları ile konuşup bu soruna çare bulmak istiyoruz. Bunun içinde Hak-İş her zaman sorumlu davranmıştır. Bugünde aynı sorumlulukla devam edecektir."
Kaynak: İHA