Kayacan: Uzun Tutukluluk Süreleri Ceza Yargılamasının Özüne Aykırı
Konya Barosu Başkanı Fevzi Kayacan, son günlerin tartışılan konularından uzun tutukluluk süreleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Kayacan, ceza yargılamalarında uzun tutukluluk sürelerinin yargılamanın özüne aykırı olduğunu söyledi.
Konya Baro Başkanı Fevzi Kayacan, son günlerde sıklıkla konuşulan bir konu olduğunu söyledi. Ceza yargılamalarında tutuklamanın olağan bir kuruma tedbir olarak uygulanması gerekirken Türkiye’de böyle olmadığını söyledi. Başkan Kayacan, ceza yargılamalarında asıl olanın kişi özgürlüğü olduğunun altını çizdi. Başkan Kayacan, "Tutuklama kararının sık uygulaması aslında ceza yargılamasının özüne aykırılık teşkil eder. Aslında ceza yargılamalarında başka yöntemler de vardır. Yurt dışına çıkış yasağı, belirli bir kefaret öngörebilirsiniz. Bütün b unları yapmadan doğrudan doğruya tutuklama kararının verilmesi masumiyet ilkesinin ihlali ve suçluluğu kesinleşmeden kişiyi mahkûm etme anlamı taşımaktadır. Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 5’inci maddesinde kişi özgürlüğüne ve güvenliğine atıf yapılmaktadır." dedi
KAMUOYUNA MAL OLMUŞ DAVALAR
Kamuya mal davalarda tutuklama kararlarının gerekçesinin somut olarak açıklanmasının gerektiğine dikkat çeken Fevzi Kayacan, hem tutukluya hem de yakınlarına gerekçenin açıklanması gerektiğini dile getirdi. Tutuklama gerekçesinin somut ve inandırıcı olgularla açıklanmasının yargılamanın selameti açısından önemli olduğunu bildiren Kayacan, ceza evlerinde tutuklu sayısının hükümlü sayısından fazla olmasının bu durumun bir neticesi olduğunu kaydetti. Başkan Kayacan şunları söyledi: "Cezaevlerinde bulunan kişilerin neden cezaevlerinde bulunduğuna bakıldığında yzüde 60 tutuklu kişi var. Yani hakkında daha mahkûmiyet kesinleşmemiş kişiler var. Cezası kesinleşenlerin sayısı ise yüzde 40 oranında olması dikkat çekiyor. Asıl olan tam tersi olmasıdır. Bu oranlar bile tutukluluk kararının ülkemizde ne kadar yanlış uygulandığının somut göstergesidir. Masumiyet ilkesinin ihlal edildiğini göstermesi açısından yeterlidir."
Konya Baro Başkanı Fevzi Kayacan, son günlerde sıklıkla konuşulan bir konu olduğunu söyledi. Ceza yargılamalarında tutuklamanın olağan bir kuruma tedbir olarak uygulanması gerekirken Türkiye’de böyle olmadığını söyledi. Başkan Kayacan, ceza yargılamalarında asıl olanın kişi özgürlüğü olduğunun altını çizdi. Başkan Kayacan, "Tutuklama kararının sık uygulaması aslında ceza yargılamasının özüne aykırılık teşkil eder. Aslında ceza yargılamalarında başka yöntemler de vardır. Yurt dışına çıkış yasağı, belirli bir kefaret öngörebilirsiniz. Bütün b unları yapmadan doğrudan doğruya tutuklama kararının verilmesi masumiyet ilkesinin ihlali ve suçluluğu kesinleşmeden kişiyi mahkûm etme anlamı taşımaktadır. Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 5’inci maddesinde kişi özgürlüğüne ve güvenliğine atıf yapılmaktadır." dedi
KAMUOYUNA MAL OLMUŞ DAVALAR
Kamuya mal davalarda tutuklama kararlarının gerekçesinin somut olarak açıklanmasının gerektiğine dikkat çeken Fevzi Kayacan, hem tutukluya hem de yakınlarına gerekçenin açıklanması gerektiğini dile getirdi. Tutuklama gerekçesinin somut ve inandırıcı olgularla açıklanmasının yargılamanın selameti açısından önemli olduğunu bildiren Kayacan, ceza evlerinde tutuklu sayısının hükümlü sayısından fazla olmasının bu durumun bir neticesi olduğunu kaydetti. Başkan Kayacan şunları söyledi: "Cezaevlerinde bulunan kişilerin neden cezaevlerinde bulunduğuna bakıldığında yzüde 60 tutuklu kişi var. Yani hakkında daha mahkûmiyet kesinleşmemiş kişiler var. Cezası kesinleşenlerin sayısı ise yüzde 40 oranında olması dikkat çekiyor. Asıl olan tam tersi olmasıdır. Bu oranlar bile tutukluluk kararının ülkemizde ne kadar yanlış uygulandığının somut göstergesidir. Masumiyet ilkesinin ihlal edildiğini göstermesi açısından yeterlidir."