Mümtazer Türköne: Genelkurmay Karargahının Kapısına Kilit Vurulmalı (özel)

Gazeteci-Yazar Mümtazer Türköne, internet sitelerine yansıyan ve eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Işık Koşaner’e ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarından sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yapılanmasındaki yanlışların net bir şekilde ortaya çıktığını söyledi.

Mümtazer Türköne: Genelkurmay Karargahının Kapısına Kilit Vurulmalı (özel)
2009 yılında kaleme aldığı ‘Bize Nizam-ı Cedit Ordusu lazım...’ başlıklı yazısı tartışma konusu olan Türköne, "TSK`nın örgütlenme modeli çağ dışı. Yeni bir ordu modeline geçilmesi lazım. Bunun için Genelkurmay karargahının kapısına kilit vurulmalı, kuvvet komutanlıkları kapatılmalıdır." dedi.

Mümtazer Türköne, internet siteleri ve ardından medyada yer alan, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Işık Koşaner’e ait olduğu öne sürülen ses kayıtlarıyla ilgili Cihan Haber Ajansı’nın (Cihan) sorularını cevapladı. Türköne, internete düşen itiraf niteliğindeki ses kayıtlarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Son dönemde askerin siyasi alandan çekildiğini hatta çekilmeye zorlandığını ifade eden Mümtazer Türköne, TSK’nın 27 Mayıs darbesinden bu yana yürüttüğü siyasi savaşı kaybettiğini söyleyerek, “Asker siyasi anlamda silahını teslim etti.” dedi.
Türköne, Işık Koşaner’in Genelkurmay başkanları arasında Hilmi Özkök dönemine benzeyen bir yönetim anlayışı yürüttüğünü ifade etti. Balyoz ve Ergenekon davalarının gölgesinde Işık Koşaner’in demokrat ve hukukçu duruşunun çok fazla fark edilemediğini aktaran Türköne, “Ben basına yansıyanlarıyla Aktütün, Dağlıca ve heron soruşturmasıyla zaten ortaya çıkan durumu açıkladığını düşünüyorum.” diye konuştu.
Devam eden davalarda ortaya çıkan delillerin Işık Koşaner’in söylediği şeylerin doğruluğunu ispatladığını belirten Türköne, “Ordu siyasetle uğraşırken kendi işine bakmamış. Burada sanırım önemli olan da bu. O yüzden askeri olarak, sevk ve idare olarak birçok zaafın içine düşmüş. Yeni bir Nimaz-ı Cedid ordusu kurulur gibi, çok köklü, orduyu koskoca bir makineye benzetirsek her dişlisinin her vidasının elden geçirileceği bir reform gerekiyor. “ şeklinde konuştu.

Eski Genelkurmay Başkanlarından Hüseyin Kıvrıkoğlu zamanında TSK içinde yapılması istenen ve genelgesi yayınlanan ama bir türlü gerçekleştirilemeyen bir reformun varlığına işaret eden Türköne, “Mevcut Türk Silahlı Kuvvetleri yapılanmasının tamamıyla askeri ihtiyaçlarla alakalı, operasyonel ordu modeli, bu çerçevede operatif yapıya göre değiştirilmesi gerekiyor. Bu ordunun kapısına kilit vurup yeni bir ordu kurmak gerekiyor. Bu benim söylediğim ‘Nizam-ı Cedit ordusu lazım. Orduyu lağvetmek lazım’ sözünü sadece teknik ihtiyaçlar, Türkiye’nin savunma ihtiyaçları çerçevesinde düşünmeliyiz artık.” ifadesini kullandı.

`KUVVET KOMUTANLIKLARI KALDIRILMALI`
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kara, Deniz, Hava uzmanlaşmasının yerine, güvenlik ihtiyaçlarına göre organize olmuş ve yönetilen bir şekilde yeniden inşaa edilmesi gerektiğini dile getiren Türköne, şöyle konuştu: “Bürokrasi değişime direnir, bunun mutlaka siyasi iradenin eseri olarak yapılması gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri kendi içinde bu yapıyı sağlayamaz. Hüseyin Kıvrıkoğlu gibi bir Genelkurmay Başkanı teşebbüste bulunuyor hiçbir netice alamıyor. Hilmi Özkök de benzer teşebbüslerde bulundu. Mesela Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun netice alamamasının sebebi general sayısının azaltılmasıydı. Yüzde 29 nisbetinde orduda personel azaltılmasını gidilmesi gerekiyordu. Herkes ayağa kalktı ve o reform rafa kalktı. ”
Amerika ve Avrupa ordularında Kara, Deniz ve Hava kuvvetlerinin Türkiye’deki şekliyle var olmadığını dile getiren Türköne, bu birimlerin diğer ordularda sadece lojistik birimler olarak varlığını yürüttüğüne işaret etti. TSK’nın mevcut örgütlenme modelinin çağ dışı olduğunu savunan Türköne, “Mesela bizim 74 Kıbrıs Barış Harekatı’nda Kocatepe zırhlısını batırmamızın sebebi de bu yapılanma. Bunlar teknik gerekler. Dünya ordularında ne varsa, nasıl örgütleniyorsa aynı şekilde örgütleneceğiz. Bu günkü TSK modelinin örgütlenme modeli çağ dışı bir model. Bunun tepetaklak edilmesi yepyeni bir ordu modeline geçilmesi gerekiyor. Onun için bu ordunun kapısına kilit vurmak gerekiyor.” açıklamasında bulundu. Ordunun kapısına kilit vurmaktan kastının Genelkurmay Karargahı ve kuvvet komutanlıkları olduğu açıklamasını yapan Türköne sözlerini şöyle tamamladı: “Kapısına kilit vurulacak yer Genelkurmay Karargahı ve kuvvet komutanlıklarıdır. Yoksa savaşçı birliklerde sorun yok. Genelkurmay Karargahı’nın ve Kuvvet komutanlıklarının yapılanması sakat. Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlıkları kaldırılmalı.”

`BİZİM, NİZAM-I CEDİD ORDUSUNA İHTİYACIMIZ VAR`
Mümtazer Türköne, 29 Ekim 2009 tarihinde Zaman gazetesindeki köşesinde şu görüşleri dile getirmişti: ".....Ordunun varlık gerekçesi güvenliği sağlamaktır. Vatandaşlarını suç işleyerek tezgaha düşüren bir ordu ile bir ülkenin güvenliği sağlanabilir mi? Karargah merkezinde geniş çaplı komplolar, provokasyonlar tezgahlayabilen bir ordunuz varken `demokratik açılım` yürütebilir ve etnik sorununuzu çözebilir misiniz? Ergenekon sanıklarını kurtarmak için operasyonlar planlayan askerlerinizle hukukunu koruyabilir misiniz?
`Gerçek` olduğu ortaya çıkan belge, Türkiye Cumhuriyeti devletinin vatanı ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı, bugüne kadar ortaya çıkartılmış en ciddi tehdidin Türk Silahlı Kuvvetleri`nin içinden geldiğini gösteriyor. Bu tehdidin ortadan kalkması için cuntacıların ordudan ayıklanması yetmez. Bu belgenin hazırlanması emrini veren Genelkurmay İkinci Başkanı`nın başında bulunduğu hiyerarşinin tamamının görevden alınması da yetmez. Hatta ve hatta, bu kurumsal yapıyı sürdürebilmek ve skandalı örtbas etmek için kendi itibarını riske eden Genelkurmay Başkanı`nın istifa etmesi bile bu tehdidi ortadan kaldırmaz.

Türk askerinin şerefini, ülkemizin güvenliğini, Türkiye`nin birliğini, halkın hukukunu, devletin bekasını koruyabilmek için bu `kurumsal yapı`ya son vermemiz ve yeni bir ordu kurmamız lazım. Bizim bir Nizam-ı Cedit ordusuna ihtiyacımız var.