Sigarayı Bırakmak İçin En Çok Hanımlar Destek Alıyor

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hastanesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı bünyesinde hizmet veren sigara bırakma polikliniği, her ay düzenlenen seminerlerle tiryakilere can simidi oldu.

Sigarayı Bırakmak İçin En Çok Hanımlar Destek Alıyor
Prof. Dr. Oğuz Kılınç’ın başkanlığını yaptığı poliklinikteki seminerere katılmak için her ay başvuranların sayısı 100’ü buluyor. Bu seminerlerde, Sağlık Bakanlığı’nın ücretsiz sigara bırakma kampanyası kapsamında tedavi olmak isteyenlere bilgi ve değerlendirme formları dağıtılıyor. Sigara bırakma kararlılığında olanlar bu formları dolduruyor, sonra sağlık kontrolünden geçiriliyor ve uygun kriterleri taşıyorsa ücretsiz tedavi sürecine alınıyor. Sağlık açısından ve ekonomik olarak belli kriterleri taşıyanların ücretsiz hizmetten yararlanabildiğini belirten Prof. Dr. Kılınç, “Ücretini kendisi karşılayacak olanlar için de tedavi çok maliyetli değil. Bağımlılar, bir ayda sigaraya verdikleri parayla tedavi olabiliyor. İlk bir ile üç ayda başarı oranımız yüzde 72. Bir yılda sigarayı bırakanların oranı ise yüzde 54’lere ulaşıyor.” dedi.
Sigarayı bırakmak isteyen herkesi davet eden Kılınç, polikliniğe başvuranların yaş ortalamasının 45 olduğunu ve çoğunluğunu kadınların oluşturduğunu kaydetti. "Sigara içen 10 kişiye sorsak yedisinin, `Bırakmak istiyorum ama bir türlü uzaklaşamıyorum. Yapıştı yakama.` dediğini aktaran Kılınç, sigara içiciliğinin bir hastalık olduğuna dikkat çekti: "Örneğin bir tansiyon hastası, rahatsızlıktan kurtulmak için önce tuzu kesiyor, önlemler alıyor. Tansiyonunu düşüremeyince doktora gidip ilaç kullanıyor, tedavi oluyor. Sigara da böyle. Beynin ön bölgesinde bazı hücreler var. Bunlar doğuştan, sigarayla tanışmadan önce uyur vaziyette, fonksiyon görmüyorlar. Sigarayla tanıştığınızda, içindeki yüksek dozda nikotin gidip orayı uyarıyor ve bağlanıyor. Bu andan sonra sigara içtiğinizde aldığınız keyif duygusunu veren hormon salgılanıyor. Siz bunu beyne öğrettiğinizde, hep bu keyfi yaşamak istiyorsunuz. Hastalığın adı nikotin bağımlılığı ve tedavisi mümkün. Hastalığı oluşturan mikrop tütün, bulaştırıcısı tütün endüstrisi, zarar gören insan."
Dünyada 2005 yılında sigara sebepli hastalıklardan ölen insan sayısının 5 milyon olduğunu ve her yıl artan bu rakamın 2010’da 6 milyon 100 bin kişiye ulaştığını, önlem alınmazsa 2030 yılında 10 milyona yükseleceğini belirten dikkat çeken Oğuz Kılınç, "Sigarayı bırakmak için yapılacak ilk şey, görüşmek istemediğiniz bir insana hangi muameleyi yapıyorsanız, sigaraya da aynısını yapmak. Çakmak, sigara paketi, kültablası, kibrit gibi şeyleri ortamdan uzaklaştırın. Sigara içme isteğiniz geldiğinde, kontrol edebilecek basit önlemler uygulayın. En yararlı ve kolay olanı su için. Unutmayın, sigara bağımlılığı esrar ve eroin bağımlılığından sekiz kat daha güçlü. Bundan kurtulmak ciddi bir iş. Türkiye’de son bir yılda bu yöntemlerle sigara bırakan insan sayısı 2 milyon oldu." şeklinde konuştu.

Sigaranın kapalı bir ortamda içilmesi durumunda, içmeyenlerin 4`te 1`ini içmiş gibi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kılıç, "100 kişinin bulunduğu bir ortamda, herkesin birer sigara içtiğini düşünün. Her birimiz birer değil, 26 tane sigara içmiş oluyoruz. Kahvehanede beş sigara içiyorsanız ve ortamda 200 sigara içildiyse, siz oradan 55 sigara içmiş olarak ayrılıyorsunuz. Kanser olma riskiniz 3’te 1 oranında artıyor. Sigaradan ölen her 100 bin kişiden 17 bini pasif içici.” dedi.


DÜNYA GENELİNDEKİ İSTATİSTİKLER
Prof. Dr. Oğuz Kılınç, sigaranın zararlarını anlattığı sunumda şu bilgileri verdi: "Dünyada halen 1,3 milyar kişi sigara içiyor. Önlem alınmazsa, önümüzdeki 20 yılda 1,7 milyarı aşacak. Sigara içenlerin yüzde 84’ü, gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar. Gelişmiş ülkeler, bu sorunu halletmiş durumda. Afrika, Ortadoğu ve Asya, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yoğun bulunduğu bölgeler. Buralarda dünya sigara tüketiminin yaklaşık yüzde 70’i gerçekleşmiş. Dolayısıyla sigara içimi, sigara ticareti az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde daha yoğun ortaya çıkan bir durum. Türkiye’ye bakacak olursak 2009 yılı itibarıyla erkeklerin yüzde 47,9’u, kadınların yüzde 15,2’si, genel olarak da toplumun yüzde 33’ü düzenli sigara içiyor. 13-15 yaş grubunda da oranlar yüksek. Halen ülkemizde 18 yaş üzerinde 17 milyon sigara içicisi mevcut. Son 20 yılda Türkiye’de sigara tüketimi yüzde 80 artmış durumda. ABD’de ise aynı dönemde yüzde 30 azaldı. Gelişmiş ülkelerdeki insanlar, sigaranın zararları konusunda daha bilinçli. Bizim insanımız, “Atın ölümü arpadan olsun.”, “İçen ölüyor da içmeyen ölmüyor mu?”, “Benim bir arkadaşım vardı, hiç sigara içmezdi, o da kanser oldu.” gibi söylemlerle sigarayı, kansere zemin hazırlayan bir şey gibi algılamadığını ortaya koyuyor. Gelişmiş ülkelerde yaşayanlar ise saç telinden ayak tırnağına kadar vücudun her yerine zarar verdiğinin bilincinde. ABD ve İngiltere gibi ülkelerde sigaradan zarar görenler, bunun tazmini için mahkemelere gidiyor, kendilerine bu ürünü satan firmalardan çok ciddi tazminatlar alabiliyor. Ülkemizde ise böyle yaptırımlar henüz yok. Türkiye`de bugün 17 milyon kişinin günde bir paket sigara içtiğini, bir paketin d ortalama 5,5 lira olduğunu düşünürsek, tütün endüstrisinin kasasına yılda giren rakam 20 milyar dolar. Buna sigara nedeniyle oluşan hastalıkların tanı ve tedavisi için harcanan parayı eklersek, Türkiye’nin cebinden çıkan 50 milyar dolar. Ülkemizde sigara nedeniyle bir günde ölen insan sayısı 240, sigarayla ilişkili hastalıklar nedeniyle bir yılda ölenlerin sayısı ise 100 bin. AIDS, verem, kalp krizi, trafik kazaları bile bu kadar öldürmüyor."