Beyoğlu Belediyesi‘nden ‘İşgaliye‘ Açıklaması

Beyoğlu Belediyesi tartışmalara neden olan ‘işgaliye‘ operasyonuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Açıklamada, "Beyoğlu‘nda belediyemizin, işgaliyelerle ilgili başlattığı uygulama; Medeniyetler Sahnesi olan Beyoğlu‘nun; bu mirasını güçlendirmek, kamu yararını korumak için zorunlu olarak başlatılmıştır. Beyoğlu‘nda, işgaliye uygulamasından yararlanan işletmecilerin; haksız, sınırsız, ticari ve toplumsal etiğe uymayan yöntemlerle çalışmasına müsaade edilmesi beklenemez. Bu işletmecilerin; müşterilerini; haksız kazançlarının canlı kalkanı yaparak, kamu düzenini bozması kabul edilebilir değildir.

Beyoğlu‘ndaki gelişim ve yükselişin devam etmesi için, uygulama bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. İşgaliyeden kaynaklanan sıkıntıları yaşayan vatandaşlarımız, uygulamayı büyük bir memnuniyetle karşılamakta ve desteklemektedir" denildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"1- İşgaliye nedir? Ne değildir?

Öncelikle şu ifade edilmelidir ki; işgaliye bir kira sözleşmesi değildir. Geçici kullanımı ifade eder. Belediyeye ait mekânların hak tesis etmeyecek şekilde ilgilisine geçici olarak kullandırılmasıdır. Ayrıca, işgaliyeler ilgilisine kullandırıldıktan sonra ücretlendirilirler. Geleceğe yönelik tahsilât yapılmaz. Beyoğlu belediyemiz, Beyoğlu‘nun birçok sokağında ekonomik hayatı canlandırmak adına işletmelerimize işgaliyeyi isteyerek ve bilerek vere gelmiştir.

2- Beyoğlu‘nda işgaliye nerelerde var?

Belediyemizin, sokaklarımızdaki ekonomik hayatı daha canlandırmak için, işgaliye uygulaması yaptığı onlarca sokak bulunmaktadır. Asmalımescit, Cihangir, Şişhane, Galata, Kasımpaşa, Kızılay Meydanı gibi bölgeler bu uygulama sayesinde daha da güzelleşmiş ve gelişmiştir.

Beyoğlu Belediyesi‘nin işgaliye uygulaması yaptığı Talimhane, Şişhane, Galata gibi pek çok noktada uygulama başarıyla devam etmektedir. Özellikle sigara yasağının başlamasından sonra işletmeler; sandalye ve masa izinlerini ihlal etmek ve izinsiz, kuralsız, düzensiz bir şekilde işgal ettikleri alanı artırmak için yarışa girmişlerdir. Bölge sakinlerinin yaya ve araçla bir yerden bir yere ulaşması adeta imkânsız hale gelmiştir. İşletmelerle işletmeler, işletmelerle müşteriler, müşteri ve işletmelerle

yayalar arasında sürekli sürtüşme ve kavgalar oluşmuş, bu sokaklarımızda kaos önlenemez bir şekilde yükselmiştir. Asmalımescit‘teki işletmeler uygulamayı ve belediyemizin gösterdiği toleransı istismar ederek maalesef işgaliye uygulamasını "sokak işgaline" dönüştürmüşlerdir. Belediyemiz; onbinlerce kişinin kullandığı bu sokaklardaki bu kuralsızlığa dur demek ve zabıtamız görevini yerine getirmek zorunda kalmıştır.

3- Neden şimdi?

Beyoğlu‘nda, işgaliye nedeniyle ortaya çıkan kaosu gidermek için, belediye zabıtamız ve ilgili birimlerimiz işletmecilerle sürekli iletişim geliştirmeye çalışmış, gerekli uyarılarını yapmaya, mağduriyet oluşturmamaya gayret etmişlerdir. Ancak işletmeciler; kendilerine gösterdiğimiz toleransı maalesef sürekli suiistimal ederek, durumu her geçen gün daha da kötüye götürmüşlerdir. Beyoğlu‘nda oluşan sürdürülemez, taşınamaz durum hakkında 7 ayda belediyemize yapılan şikâyet sayısı 1066 adettir. Aynı dönemde

sokaklara bırakılan çöplerle ilgili şikâyetin 868 olduğu dikkate alınırsa, durumun vahameti anlaşılacaktır. Çünkü belediyelerin en çok şikâyet aldığı konu; sokaklara bırakılan çöplerdir.

Belediye yöneticilerimiz ve personelimize, işgaliyelerle ilgili yüz yüze yapılan şikâyetler kayıtlı sayıdan bile çok daha fazladır. Belediyemizin uyarılarını hiç bir şekilde dikkate almayan işletmeciler, Kentsel Tasarım Ofisimize yapmaları gereken başvuruları bile yapmamışlardır. 30 Haziran‘da dolan müracaat süresinden sonra 15 Temmuz‘a kadar yine toleranslı davranılmış, buna karşılık işletmecilerin aynı tutumlarına devam etmeleri nedeniyle müdahale kaçınılmaz hale gelmiştir.

4- Neden müşteriler varken müdahale edildi?

İşgaliye kullanan işletmeler; hak aşımını müşterilerin yoğun olduğu saatlerde gerçekleştirmektedir. Belediyemiz aylarca sözlü ve yazılı uyarılarda bulunduğu halde, işletmeciler gereğini yapmamış; müşterileri ve turistleri canlı kalkan olarak kullanıp, sokak işgaline devam etmeye çalışmıştır. Zabıtamız, uygulamayı, müşterilerin bulunduğu sırada yapmak zorunda bırakılmıştır. Bunun yanında zabıtamızın kent estetiğine ve kurallara uymayan işletmelere yaptığı uyarıların; "Beyoğlu‘nda sevgililer" ayrılıyor,

"çiftli kanepeler yasaklandı" gibi maksadını aşan ifadelerle medyaya servis edilmesi, medya üzerinden kurumumuz üzerinde baskı oluşturulmaya çalışılması, hiç bir şekilde kabul edilebilir değildir. Ucuz bir manipülasyondur. İşletmecilerimiz; istenmeyen bu manzaraların oluşmasına bilerek ve isteyerek zemin hazırlamışlardır. Yükümlülüklerini yerine getirmemeyi, haksız sokak işgallerini; medyayı manipüle ederek, perdelemeyi tercih etmişlerdir. Belediyemiz üzerinde medya baskısı oluşturarak, bizi mecbur

bıraktıkları müdahaleyi durdurup; haksız, sınırsız, sorumsuz işgale devam etmek istemektedirler.

5- Beyoğlu‘ndaki esnafların ne kadarı işgaliye kullanıyor?

Beyoğlu‘ndaki yeme-içme eğlence mekânları; işgaliye ile varlıklarını devam ettirmeye çalışan işletmelerden ibaret değildir. 2004 yılında 800 olan yeme-içme eğlence işletmelerimizin sayısı; belediye uygulamalarımızın da katkısıyla 2011 yılında 3000‘i bulmuştur. Bu işletmelerden 2250‘sinin işgaliye ile yakından uzaktan ilgisi bulunmamaktadır. İşgaliye ile ilgili 750 işletmenin durumları şu şekilde özetlenebilir; Bu işletmelerin 150 adedi hiçbir şekilde işgaliye verilmeye müsait görülmemiştir. İzinsiz işgale

devam etmektedirler. Geri kalan 600 mekânın, 350‘si kendisine verilen işgaliye sınırlarını kuralsız ihlal ettiği için defalarca uyarılmış, resimlenerek belgelenmiş ve işgaliyeleri yenilenmemiştir. Durumdan haberdar olan bu işletmeler, kural dahiline girmektense, belediyemize uğramamayı, kendilerine verilen nihai başvuru suresi olan 30 Haziran 2011 tarihini de geçirerek Kuralsızlıklarını devam ettirmiştir.

6- Kuralsız işgaliyenin sakıncası nedir?

Yayalar sokakları kullanamaz hale gelir. İnsanlar araçları ile bir yerden bir yere ulaşamaz. Kamu malı ve vatandaşlarımıza ait sokaklar işletmecilerin dükkânaesef sürekli suiistimal ederek, durumu her geçen gün dahı olur. Kalitesiz ürünler arz eden sağlıksız gıda üretim alanlarının önü alınamaz. Bir zamanlar otopark mafyasının yaptığı gibi sokaklar pazarlanır. Kültür-Sanat merkezleri, turistik mekânlar potansiyellerini kaybeder. İşgaliyesi olmayan esnafların varlığı gittikçe zayıflar. Kanunsuzluk kanun,

kuralsızlık kural olur. Milletimiz; bütün bunların olmaması için bizi görevlendirdiğinden, bunların olmasına müsaade edemezdik. Bu nedenle uygulamayı gerçekleştirdik.

7- Tüm bu açıklamalar maddeler halinde aşağıdaki şekilde özetlenebilir;

a) Yayalar bazı sokakları kullanamaz hale gelmiştir.

b) İşgaliyeye dayalı dükkânlar açılmıştır. Yani iç mekânı yok denecek kadar az olan bu mekânlar sadece dış mekânı kullanmaktadırlar.

c) İç mekânını mutfak ve satış alanı olarak değerlendirip müşterisine satışı içeride yapmakta ve yine müşterilerini ayakta ve sokakta ağırlamaya yönelmektedirler. Bu durum çevrede yiyeceği ve içeceği elinde olan grupları bu mekânlarda kümeleştirmekte ve kaliteyi tehdit etmektedir.

d) Bazı sokaklar toptan kapatılarak pazarlanmaktadır. Bazı kültür sanat merkezlerinin ve başka turistik mekânlar bu tehdide dayalı potansiyellerini kaybetmektedirler.

e) Bölgede yaşayan halkımız arabasıyla veya yaya olarak bölgeyi kullanarak başka bir mekâna geçememektedir.

f) Toplam kalitede düşüşler yaşanmaktadır.

g) Haksız rekabetin makası açılmıştır. 3000 işletmenin 2250‘ü bu işten mahrum kalmıştır".

Kaynak: İHA