CHP'den uyarı üstüne uyarı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, hükümetin ekonomideki gelişmeleri dikkate alarak bir an önce Ekonomik Sosyal Konseyi toplaması gerektiğini, aksi halde bunun bedelini başta işini ve aşını kaybeden kesimler olmak üzere tüm Türkiye'nin ödeyeceğini ileri sürdü.
Öztrak, yaptığı yazılı açıklamada, ekonomik krize ilişkin hükümet üyeleri ve AK Parti yetkililerinden çelişkili açıklamalar geldiğini, bunun vatandaşın "kafasının karışmasına" yol açtığını belirtti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli'nin açıklamalarında ekonomik kriz uyarısında bulunduğunu, ancak Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in açıklamalarının ise bu uyarıyı tekzip eder nitelikte olduğunu ifade etti.
Bu tartışmaların kamuoyu önünde yapılmasının bir yandan vatandaşın "kafasını karıştırdığını" diğer yandan da yaşanan dalgalanmaların biri ya da birilerinin cebinin dolmasına imkan sağladığını iddia eden Öztrak, şunları kaydetti:
"Ortada bir kriz yoksa neden Başbakanın iki yardımcısı bu kriz havasını oluşturdu? Ortada ciddi bir kriz olasılığı varsa neden Başbakan ve diğer bakanlar durumun ciddiyetini algılayamadı? Bu soruların cevabı ne olursa olsun, ortada ciddi bir yönetim hatası olduğu açık. Ya Sayın Başbakanın yardımcıları son günlerin modasına uyarak sehven bir çalkantıyı tetiklediler, ya da Sayın Başbakan ve bakanları risklerin farkında değiller.
Sayın Başbakanın kriz yönetimi konusunda sabıkalı sicili ortadır. 2008 yılında geldiği açıkça görülen krizi bir tek Sayın Başbakan görmemiş ve 'ilkin teğet geçecek', daha sonra 'bir miktar sürtüp geçecek' söylemi ile durumu idare etmeye çalışmıştı. Sayın Başbakan ve hükümetinin ciddiyetsizliğinin bedeli krizde yüzde 4,8 daralma ve yüzde 14'e sıçrayarak rekor kıran işsizlik olmuştu. Yine ülkemiz kriz döneminde bize benzer ekonomiler içinde en hızlı daralan 14. ekonomi olurken 34 üyeli Uluslaraası Ekonomik İşbirliği Teşkilatı içinde işsizliği en hızlı artan 5. ekonomi olmuştu. Sayın Başbakanın yaşanan gelişmeleri küçümseme ve rehavete kapılma huyu 9 yıllık iktidarında anlaşılmıştır. Avrupa'da şu an için yatışmış görünen ortama rağmen önümüzdeki dönemde Yunanistan, Portekiz, İrlanda ve İtalya'nın durumu belirsizliğini korumaktadır. Yine ABD'de borçlanma limitine ilişkin gelişmeler tedirginlik vericidir.
Hükümet basiretli bir tutum sergilemeli ve 2009 yılı Şubat ayından bu yana toplamadığı Ekonomik Sosyal Konseyi bir an önce toplamalıdır. Bu konseyde kapsamlı bir uyum paketini tartışmalı ve adil bir çözümü toplumun önüne koymalıdır. Aksi takdirde Sayın Başbakanın rehavetinin bedelini başta işini ve aşını kaybeden kesimler olmak üzere tüm Türkiye ödeyecektir."
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli'nin açıklamalarında ekonomik kriz uyarısında bulunduğunu, ancak Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in açıklamalarının ise bu uyarıyı tekzip eder nitelikte olduğunu ifade etti.
Bu tartışmaların kamuoyu önünde yapılmasının bir yandan vatandaşın "kafasını karıştırdığını" diğer yandan da yaşanan dalgalanmaların biri ya da birilerinin cebinin dolmasına imkan sağladığını iddia eden Öztrak, şunları kaydetti:
"Ortada bir kriz yoksa neden Başbakanın iki yardımcısı bu kriz havasını oluşturdu? Ortada ciddi bir kriz olasılığı varsa neden Başbakan ve diğer bakanlar durumun ciddiyetini algılayamadı? Bu soruların cevabı ne olursa olsun, ortada ciddi bir yönetim hatası olduğu açık. Ya Sayın Başbakanın yardımcıları son günlerin modasına uyarak sehven bir çalkantıyı tetiklediler, ya da Sayın Başbakan ve bakanları risklerin farkında değiller.
Sayın Başbakanın kriz yönetimi konusunda sabıkalı sicili ortadır. 2008 yılında geldiği açıkça görülen krizi bir tek Sayın Başbakan görmemiş ve 'ilkin teğet geçecek', daha sonra 'bir miktar sürtüp geçecek' söylemi ile durumu idare etmeye çalışmıştı. Sayın Başbakan ve hükümetinin ciddiyetsizliğinin bedeli krizde yüzde 4,8 daralma ve yüzde 14'e sıçrayarak rekor kıran işsizlik olmuştu. Yine ülkemiz kriz döneminde bize benzer ekonomiler içinde en hızlı daralan 14. ekonomi olurken 34 üyeli Uluslaraası Ekonomik İşbirliği Teşkilatı içinde işsizliği en hızlı artan 5. ekonomi olmuştu. Sayın Başbakanın yaşanan gelişmeleri küçümseme ve rehavete kapılma huyu 9 yıllık iktidarında anlaşılmıştır. Avrupa'da şu an için yatışmış görünen ortama rağmen önümüzdeki dönemde Yunanistan, Portekiz, İrlanda ve İtalya'nın durumu belirsizliğini korumaktadır. Yine ABD'de borçlanma limitine ilişkin gelişmeler tedirginlik vericidir.
Hükümet basiretli bir tutum sergilemeli ve 2009 yılı Şubat ayından bu yana toplamadığı Ekonomik Sosyal Konseyi bir an önce toplamalıdır. Bu konseyde kapsamlı bir uyum paketini tartışmalı ve adil bir çözümü toplumun önüne koymalıdır. Aksi takdirde Sayın Başbakanın rehavetinin bedelini başta işini ve aşını kaybeden kesimler olmak üzere tüm Türkiye ödeyecektir."