Balanlı'ya 8 ayrı suçlama

2. Balyoz İddianamesi'nde tutuklanan ilk muvazzaf Orgeneral olan Bilgin Balanlı'nın, Oraj'ın sıkıyönetim ekibinde iken daha sonra alternatif plan hazırlamakla görevlendirildiği anlatıldı.

Balanlı'ya 8 ayrı suçlama
Balyoz Darbe Planı soruşturmasının İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 82 sayfalık 2. iddianame sanık avukatlarına dağıtıldı. Sanıkların alfebetik isim sırasına göre yer aldığı iddianamede, Harp Akademileri Komutanı Bilgin Balanlı 8 numaralı sanık. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin tutuklanan ilk muvazzaf Orgenerali Balanlı hakkında “darbeye eksik teşebbüs” suçlamasıyla 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası istendi. İfadesinde Bilvanis Çiftliği’ne yönelik savaş uçaklarıyla istihbari keşif uçuşları yapıldığını doğrulayan Orgeneral Balanlı’ya iddianamede 8 ayrı suçlama yapıldı.

Sıkıyönetim’de kullanılacaktı


Oraj Hava Harekat Planı’nda sıkıyönetim görevlerinde kullanılacak personel olarak vazifelendirilen Orgeneral Bilgin Balanlı’nın daha sonra Oraj’ın başarısız olması halinde hazırlanan İhtimalat Planı’nı hazırladığı kaydedildi. İddianamede “Balanlı’nın Oraj Harekat Planının genel sorumlusu İbrahim Fırtına’nın 10 Şubat 2003 tarihli sözlü emrine kadar Oraj Harekat Planının uygulanması kapsamında görev aldığı, bu sözlü emirle birlikte yaptığı tüm çalışmaları ilgili personele devrederek Oraj Harekat Planının muhtemel başarısızlığına yönelik İhtimalat Planı hazırlıklarının genel koordinatörü olarak görevlendirildiği ve kendisine verilen bu vazifeyi kabul ettiği, yine anılan emre istinaden İhtimalat Planı hazırlayacak ekibi belirleyerek bu yönde çalışmalara başladığı, bu hususların şüphelinin kendi hazırladığı belirlenmiştir” denildi.

İhtimalat Planı’nın emrini verdi

İddianamede, tutuklu sanık Orgeneral Bilgin Balanlı ile ilgili ortaya çıkan suç delilleri ile ilgili yer alan diğer ifadeler ise şöyle:

- İhtimalat Planı çalışmaları Balanlı’nın 03 Mart 2003 tarihli sözlü direktifiyle başladı. Oraj Planı’nın uygulanamaması veya başarısız olması durumunda alınacak tedbirler konusunda çalışma yapılması konusunda astlarına emir verdi. Planın başarısız olması durumunda ortaya çıkacak hususlar, sanık Bülent Kocababuç tarafından hazırlanan “alinacaktedbirler” isimli belge ile Balanlı’ya iletildi.

Plan’ın genel koordinatörü

- İhtimalat planı kapsamında özel filonun yedeklenmesine yönelik çalışmaların Tümgeneral İsmail Taş tarafından hazırlatılarak “teklif” isimli belgenin ekinde Bilgin Balanlı’ya ulaştırıldı.

- Erhan Pamuk tarafından hazırlanan “Ozel Plan” isimli belgeye göre planın gizliliğini ihlal eden personelin doğrudan Balanlı’ya bildirilmesi yönünde hal tarzı belirlendi.

- Beyazıt Karataş’ın Kasım 2003 itibariyle ihtimalat planı ile ilgili mevcut bilgi ve belgeleri şüpheli Güngör Kurubaş’a teslim ederek bu durumu Bilgin Balanlı’ya arz etti. Bu bilgilendirme şüphelinin İhtimalat Planı’nın koordinatörü olduğunu ortaya koyan hususlardan birisidir.

Suga Planı ekibi ile işbirliği yaptı

-Yine Suga Harekat planı kapsamında Özden Örnek’in kontrol ve koordinesinde yürütülen çalışmalar dolayısıyla hazırlanan planın başarısız olması durumunda Koruyucu Güvenlik Önlemleri konusunda hazırlanan güvenlik brifingi “istifade edilmek üzere” Balanlı’ya gönderildi. Bu da Balanlı’nın hem Oraj Harekat Planı İhtimalat Planı’nda genel koordinatörlük görevi üstlendiğini hem de Suga Harekat Planının hazırlayıcıları ile işbirliği içerisinde olduğu kanaatini doğurdu.

YARGIDAN KURTULMA HAZIRLIĞI


Yakalanırsak diye hukukçu ekip kurdu

Muhtemel soruşturmaların yürütüleceği birimlerden olan 1.Taktik Hava Kuvveti Komutanlığındaki askeri hakimlerin ve askeri savcıların durumlarını belirleme emrini Ahmet Erdem’e verdi. Erdem de bu yönde hazırladığı listeleri “hakmsavdur” isimli belgenin ekinde Mart 2003 itibariyle Bilgin Balanlı’ya sundu.

Balanlı’nın emri doğrultusunda 2. Taktik Hava Kuvveti Komutanlığında da başarısızlık karşısında uygulanacak hal tarzlarını belirlemeye yönelik çalışmalara ilişkin “I.planhazirliklari” isimli belge hazırlandı.

Aynı zamanda askeri mahkemeler ve savcılık bünyesinde birtakım tedbirler alındığı ve yine bu komutanlık bünyesinde görevli personele ilişkin durum belirlemeleri yapıldığı, Balanlı’nın emri ile Bülent Günçal’ın da Oraj’ın başarısız olması durumunda yaşanacak hukuki süreçte alınacak tedbirlere ilişkin değerlendirmeler hazırlatarak “Hukuki Prosedur” isimli belgenin ekinde Bilgin Balanlı’ya gönderdi.

‘Bilvanis Çiftliği’ni hükümeti devirmek amacıyla izlediler’

2. Balyoz iddianamesinde “Ordu içindeki ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini cebren iskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs’ eden yapılanmanın hükümeti devirme amacına yönelik olarak Bilvanis Çiftliği” hakkında bilgi topladığı iddia edildi. İddianamede Orgeneral Bilgin Balanlı’nın bu amaçla yerel ve ulusal gazetelere haber yaptırdığı kanaatine varıldığı anlatıldı. İddinamade, 2003 yılından itibaren çiftlik hakkında detaylı çalışmaların yapıldığını belgeleyecek nitelikte video görüntüleri ve ıslak imzalı resmi yazışmaların yer aldığı belirtildi. Balanlı adına imzaya açılmış Nisan 2007 tarihli bir belgede ise, “Çiftliğin mevcut detaylı hava fotoğraflarının incelenmesi ve emir verildiğinde havadan yere taarruzlar icra etmek üzere ayrıntılı hedef analiz çalışması yapılacağı”na dair bilgi verildiği ifade edildi. Savcılık ifadesinde “Bilvanis Çiftliğiyle ilgili ben değil Hava Kuvvetleri çalışma yaptı” diyen Balanlı’nın, 2003 yılı ve sonrasında çiftliğe yönelik olarak keşif uçuşlarının yapıldığını doğruladığı kaydedildi. Balanlı, kendisinin bu takipten 2008-2009 yıllarında önüne gelen bir bilgi notundan öğrendiğini iddia etti.

MGK’da Bilvanis görüşüldü iddiasını sanıklar yalanladı


Orgeneral Bilgin Balanlı ifadesinde “Eskişehir’de 2006 Ağustos ayında göreve başladım. Bilvanis Çiftliği ile ilgili olarak gazete haberleri çıktıktan sonra, 2003 yılında Milli Güvenlik Kurulu’nda bulunan emekli bir Hava Kuvvetleri Komutanı ile konuştum. Bana görev yaptığı süre içinde MGK’da Bilvanis Çiftliği ile ilgili görüşme yapıldığını, bu görüşme sonrası Hava Kuvvetleri’ne talimat verildiğini ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan istihbarat çalışmalarına yardımcı olmasının istendiğini ifade etti” dedi. Ancak iki sanık Balanlı’nın bu iddiasını yalanladı. Korgeneral Turgut Atman ifadesinde, Eskişehir’deki Bilvanis Çiftliği ile ilgili uçuşların yapıldığı yönündeki soruların sorulması üzerine “Benim haberim yoktur. Ancak askeri literatürde böyle bir şey olmaz” derken, emekli İstihbarat Albay Hakan Büyük’ün aynı konu ile ilgili olarak ifadesinde “Hiç kuvvette (Kara, Deniz ve Hava) bizzat istihbarat elde etmek gibi görev tanımı bulunmamaktadır. İstihbari faaliyet olarak algılanan mahalle muhtarına gitme, birilerine sorma gibi görevimiz bile yoktur ve yapmayız da” dediği belirtildi.

7 general ile 1 albay için tutuklama çıktı

Balyoz Darbe Planı soruşturması kapsamında Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı ve Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral İsmail Taş’ın da aralarında bulunduğu 15’i tutuklu 28 sanığa ilişkin açılan davada, haklarında yakalama kararı çıkarılan 8 sağının ismi de belli oldu. Mahkemenin tutuklama kararı verdiği 8 isimden 1’nin Korgeneral, 3’ünün Tümgeneral, 1’inin Tümamiral, 2’sinin Tuğgeneral, birinin de Albay olduğu ortaya çıktı. Balyoz Mahkemesi, Korgeneral Turgut Akman, Tümamiral Ahmet Sinan Ertuğrul, Tümgeneraller Beyazıt Karataş, Bülent Kocababuç ve N. Güngör Kurubaş, Tuğgeneraller Mehmet Eldem ve M. Erhan Pamuk ile Albay Mehmet Örgen hakkında “kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması”, “delillerin tam olarak toplanmaması”, “sanıkların konumları itibarıyla delillere etki yapma ihtimalinin olması”, “atılı suçun katalog suçlardan olması” ve “adli kontrolün yetersiz kalacağı” gerekçesiyle tutuklama kararı verdi.

Korg. kararı duyunca hastaneye kaldırıldı


Balyoz Darbe Planı davasına bakan İstanbul 10. Ağır ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı verilen 8 muvazzaf subaydan Diyarbakır’daki 2. Hava Kuvvet Komutan Yardımcısı Tümgeneral Beyazıt Karataş, rahatsızlanınca Diyarbakır Asker Hastanesinde tedavi altına alındı. Aynı dava kapsamında tutuklanan ve 2. İddianame’nin 1 numaralı sanığı olan Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı da rahatsızlığı gerekçesiyle tutuklandıktan bir gün sonra GATA’ya yatmıştı. Orgeneral Balanlı halen GATA’da tedavi görüyor. 1.Balyoz davası sanığı emekli Orgeneral Ergin Saygun da GATA’ta tedavi görüyor.

İllegal yapılanmalar legal dille yazışmaz

2. Balyoz iddianamesinde, bazı şüphelilerin ele geçirilen belgelerin askeri yazışma kurallarına uygun olmadığı iddialarına da cevap verildi. iddianamede “Şüphelilerin içinde yer aldıkları yapının illegal bir yapı olduğu, devlet idaresinin kendilerine vermiş olduğu silahlı gücü, rahatsızlık duydukları yürütme organını devirmek amacına yönelik kullanmak için harekete geçtikleri, bu amaçla yürüttükleri faaliyetlerin bir kısmını yazıya döktükleri, doğal olarak illegal yazışmaların legal olan yazışma kuralları içinde gerçekleşmesinin aranamayacağı, bu yazışmalardaki uygunsuzluk ve eksikliğin nedeninin illegal yapıdan kaynaklandığı açıktır” değerlendirmesi yapıldı.

Sahte denen delilleri başkaları doğruladı

Bir kısım şüpheliler tarafından delillerin sahte olduğunun iddia edildiği hatırlatılan iddianamede, dijital verilerin diğer deliller ile doğrulandığı kaydedildi. Buna bazı örnekler verilenr iddianamede “...Yine İbrahim Fırtına’ya ait olduğu anlaşılan sözlü emrin 06 Şubat 2003 tarihli, Bilgin Balanlı’ya ait sözlü emrin 03 Mart 2003 tarihli Turgut Atman’ın yapılacak çalışmalar ile ilgili kendisine bildirimde bulunulması için astlarına verdiği tarihin 21 Mart 2003 gibi kesin günler ifade etmeleri de plan dahilinde yapılan çalışmaların programlı olduğunu ortaya koymaktadır” denildi.

Polis koydu’ dedi ama kendi oradaydı


İddianamede emekli Albay Hakan Büyük’ün, evinde bulunan belgeleri polisin koyduğu şeklindeki iddiasının somut olguya dayanmadığı belirtildi. “Şüphelinin ikametinde gerçekleşen arama-el koyma işlemi usulüne uygun, mahkeme kararı doğrultusunda gerçekleştirildiği, arama işlemi kamera ile kayıt altına alındığı ve el konulan hiçbir materyalin şüpheye mahal bırakmayacak şekilde usulüne uygun olarak elde edildiği” vurgulanan iddianamede, Hakan Büyük’ün aramalar yapıldığı sırada evde olduğu ve yapılan aramalara ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığı belirtildi.

Cunta’nın varlığının en büyük delili ne?

İddianamede, sanıkların darbe belgelerini imha etmeyip saklamasının cuntanın varlığını gösterdiği belirtildi. 05-07 Mart 2003’te 1. Ordu seminerinde görüşülen Balyoz belgelerinin imha edilmediği, 2009’da Balyoz Planıyla ilgili soruşturma başlatılmasına rağmen Gölcük Donanma Komutanlığı’nda saklanmaya devam edildiği, Gölcük’teki belgelerin de ortaya çıkmasının ardından Hakan Büyük’ün belgeleri evinde saklamaya devam ettiği hatırlatılan iddianamede “Bu durum bile yapılanmanın varlığının delilidir” denildi.