Perinçek, Miting Konuşması İçin Tahliyesini İstedi
Ergenekon davasının 187‘nci duruşmasında talebi için söz alan tutuklu sanık Doğu Perinçek, 5 Haziran 2011 tarihinde mitingi olduğunu belirterek, miting konuşmasını yapabilmesi için tahliye talebinde bulundu.
Ergenekon davasının 187‘nci duruşmasında talebi için söz alan tutuklu sanık Doğu Perinçek, 5 Haziran 2011 tarihinde mitingi olduğunu belirterek, miting konuşmasını yapabilmesi için tahliye talebinde bulundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi‘ndeki davanın sanıklarla ilgili taleplerinin alındığı duruşmada konuşan Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılması davasının tutuklu sanıkları, sanık Bedirhan Şinal‘in iftirası nedeniyle 31 aydır tutuklu yargılandıklarını söyledi. Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırının yarım bardak benzinli eylem olduğunu belirten tutuklu sanık Boğaç Kaan Murathan, "Bunu ben içerim. Böyle eylemi ancak PKK yapar. Ben PKK‘lı değilim. Molotofkokteylini bile yapamamış. Bardağın içine benzin koyup gitmiş çöp kutusuna atmış. Ben böyle bir eylem yaptırmam, böyle bir adama da iş yaptırmam. Ben, yıllık 27 milyon TL ciro yapan iş adamıyım. Molotofkokteylinden yargılanmam işlerimi olumsuz etkiler. Benim ismime yakışmaz. Ben insanlara böyle aşağılık bir suçu nasıl anlatırım. Molotofkokteylinin cezası 6 ay ama 31 aydır tutukluyuz."
Başka suçtan tutuklu bulunduğu için tutuklu sanıklar arasında oturan bu davanın tutuksuz sanığı Semih Tufan Gülaltay da, dünkü oturumda dinlenen tanık Engin Bağbars‘ın Bağbars‘ın, kendisine iftira attığını, hakaret ettiğini, her şeyi uydurduğunu söyledi.
Tekirdağ F Tipi Cezaevinde yatarken, sosyal aktivitelere çıkartılmadıklarını, bunun için başvurular yaptığını belirten Gülaltay, "11 ay sonra birden beni Beni resim kursuna çıkarttılar. Kameranın önünde bir yere oturttular. Yanımda da Engin Bağbars oturuyordu. Bana, ‘ben o ifadeyi verdim ama Muzaffer ağabeye haksızlık yaptım.‘ dedi. ‘Hangi ifadeler‘ dedim. ‘Ben Muzaffer ağabey (Tekin) hakkında ifade verdim. Çok pişmanım. Ben de Bingöllüyüm, ülkücüyüm. Sen istersen bu ifadeyi geri çekerim‘ dedi. Çok rahat konuşuyordu. Yeşil‘i tanıdığını söyledi. Mahmut Yıldırım ile ilgili birşeyler sordu, konuştuk. Ben de "Muzafer Beyi tanırım ama samimiyetim olmadığını söyledim. pişmansan, bir atfı cürümde bulunduysan, o da senin vicdanına kalmış.‘ dedim." ifadesini kullandı.
Durumun kurgu ve tertip olduğunun dünkü oturumda ortaya çıktığını savunan Gülaltay, "Kazara ‘Neden böyle birşey yaptın. Git haman ifadeni geri al.‘ desem, Semih cezaevinde Engin‘e talimat verdi olacak." şeklinde konuştu.
Hayatı boyunca darbeciliğe karşı çıktığını belirten tutuklu sanık Doğu Perinçek de "Darbecilik de bana karşı çıkmış. Her darbede hapse atılmışım." dedi. Darbelerin komutanlar ve Amerika işbirliğinde olduğunu ileri süren Perinçek, Türk ordusunun milletle işbirliği yaması sonucunun da devrim olduğunu söyledi. Kurtuluş savaşının bir devrim olduğunu, 1971 ve 1980‘de de darbe olduğunu ifade eden Perinçek, "Bugün de bir Amerikan darbesi yaşıyoruz. 2002‘den beri Türkiye Amerikan darbesini yaşıyor. Bu sivil değildir. Amerika ordusunun gücüyle uygulanıyor. Perinçek yine içeridedir." dedi.
Türkiye‘nin seçime gittiğini, kendisinin de İzmir 2. Bölge bağımsız milletvekili adayı olduğunu anımsatan Perinçek, Türkiye‘de 1973‘ten beri yapılan birçok seçimde cezaevinde olduğu bilgisini verdi.
Sanık Perinçek, dünkü oturumda tanık Engin Bağbars‘ın sanık Semih Tufan Gülaltay‘dan duyduğu "Ahmet Taner Kışlalı‘nın ölüm emrini Perinçek ve İbrahim Şahin verdi" şeklindeki iddiayı eleştirdi. Ahmet Taner Kışlalı‘nın, en yakın arkadaşlarından biri olduğunu belirten Perinçek, "Kışlalı‘nın kitaplarında en çok kaynak gösterdiği Perinçek‘tir. Kışlalı‘yı Perinçek öldürttü diyenler, bunun altında kalır. Mahkemenin artık bu sürece, faziletli, kendine yakışan bir tavır alması gerekir." şeklinde konuştu. Balyoz soruşturması kapsamında komutanlar hakkında verilen son tutuklama kararlarına da değinen Perinçek, bu durumun düşman operasyonu olduğunu iddia etti.
5 Haziran 2010 tarihinde İzmir Bornova meydanında mitingi olduğunu belirten Perinçek, "Bırakın açıklayayım, söyleyeceklerimi söyleyeyim. Milletime parmaklıkların ardından seslendirtmeyin. Miting konuşmamı yapayım. Bu nedenle tahliyemi istiyorum." dedi.
Tutuklu sanık Veli Küçük de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın, Balyoz davasından yargılanan emekli Korgeneral Engin Alan hakkında "Başbakan gelince ayağa kalkmadı, bedelini ödedi" şeklindeki sözlerini hatırlatarak konuşmasına başladı. 2004 yılında Amerikan-Türk Dernekleri Asamblesi‘nin (ATAA) toplantısı için Newyork‘a gittiğini hatırlatan Küçük, "Toplantının yapıldığı otelin kapısında başka bir toplantı için otele gelen Recep Bey ile karşılaştık. Bana doğru gelip elini uzattı. Ben arkamı döndüm. O sırada Kürşat Tüzmen, ‘Veli Paşam buyrun, birlikte yemek yiyelim isterseniz‘ dedi. Ben kabul etmedim. Engin Alan hakkındaki açıklamalarından sonra benim neden tutuklandığımı anladım. Recep Bey ile tokalaşmadığım için tutuklandım." iddiasında bulundu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi‘ndeki davanın sanıklarla ilgili taleplerinin alındığı duruşmada konuşan Cumhuriyet gazetesine molotofkokteyli atılması davasının tutuklu sanıkları, sanık Bedirhan Şinal‘in iftirası nedeniyle 31 aydır tutuklu yargılandıklarını söyledi. Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırının yarım bardak benzinli eylem olduğunu belirten tutuklu sanık Boğaç Kaan Murathan, "Bunu ben içerim. Böyle eylemi ancak PKK yapar. Ben PKK‘lı değilim. Molotofkokteylini bile yapamamış. Bardağın içine benzin koyup gitmiş çöp kutusuna atmış. Ben böyle bir eylem yaptırmam, böyle bir adama da iş yaptırmam. Ben, yıllık 27 milyon TL ciro yapan iş adamıyım. Molotofkokteylinden yargılanmam işlerimi olumsuz etkiler. Benim ismime yakışmaz. Ben insanlara böyle aşağılık bir suçu nasıl anlatırım. Molotofkokteylinin cezası 6 ay ama 31 aydır tutukluyuz."
Başka suçtan tutuklu bulunduğu için tutuklu sanıklar arasında oturan bu davanın tutuksuz sanığı Semih Tufan Gülaltay da, dünkü oturumda dinlenen tanık Engin Bağbars‘ın Bağbars‘ın, kendisine iftira attığını, hakaret ettiğini, her şeyi uydurduğunu söyledi.
Tekirdağ F Tipi Cezaevinde yatarken, sosyal aktivitelere çıkartılmadıklarını, bunun için başvurular yaptığını belirten Gülaltay, "11 ay sonra birden beni Beni resim kursuna çıkarttılar. Kameranın önünde bir yere oturttular. Yanımda da Engin Bağbars oturuyordu. Bana, ‘ben o ifadeyi verdim ama Muzaffer ağabeye haksızlık yaptım.‘ dedi. ‘Hangi ifadeler‘ dedim. ‘Ben Muzaffer ağabey (Tekin) hakkında ifade verdim. Çok pişmanım. Ben de Bingöllüyüm, ülkücüyüm. Sen istersen bu ifadeyi geri çekerim‘ dedi. Çok rahat konuşuyordu. Yeşil‘i tanıdığını söyledi. Mahmut Yıldırım ile ilgili birşeyler sordu, konuştuk. Ben de "Muzafer Beyi tanırım ama samimiyetim olmadığını söyledim. pişmansan, bir atfı cürümde bulunduysan, o da senin vicdanına kalmış.‘ dedim." ifadesini kullandı.
Durumun kurgu ve tertip olduğunun dünkü oturumda ortaya çıktığını savunan Gülaltay, "Kazara ‘Neden böyle birşey yaptın. Git haman ifadeni geri al.‘ desem, Semih cezaevinde Engin‘e talimat verdi olacak." şeklinde konuştu.
Hayatı boyunca darbeciliğe karşı çıktığını belirten tutuklu sanık Doğu Perinçek de "Darbecilik de bana karşı çıkmış. Her darbede hapse atılmışım." dedi. Darbelerin komutanlar ve Amerika işbirliğinde olduğunu ileri süren Perinçek, Türk ordusunun milletle işbirliği yaması sonucunun da devrim olduğunu söyledi. Kurtuluş savaşının bir devrim olduğunu, 1971 ve 1980‘de de darbe olduğunu ifade eden Perinçek, "Bugün de bir Amerikan darbesi yaşıyoruz. 2002‘den beri Türkiye Amerikan darbesini yaşıyor. Bu sivil değildir. Amerika ordusunun gücüyle uygulanıyor. Perinçek yine içeridedir." dedi.
Türkiye‘nin seçime gittiğini, kendisinin de İzmir 2. Bölge bağımsız milletvekili adayı olduğunu anımsatan Perinçek, Türkiye‘de 1973‘ten beri yapılan birçok seçimde cezaevinde olduğu bilgisini verdi.
Sanık Perinçek, dünkü oturumda tanık Engin Bağbars‘ın sanık Semih Tufan Gülaltay‘dan duyduğu "Ahmet Taner Kışlalı‘nın ölüm emrini Perinçek ve İbrahim Şahin verdi" şeklindeki iddiayı eleştirdi. Ahmet Taner Kışlalı‘nın, en yakın arkadaşlarından biri olduğunu belirten Perinçek, "Kışlalı‘nın kitaplarında en çok kaynak gösterdiği Perinçek‘tir. Kışlalı‘yı Perinçek öldürttü diyenler, bunun altında kalır. Mahkemenin artık bu sürece, faziletli, kendine yakışan bir tavır alması gerekir." şeklinde konuştu. Balyoz soruşturması kapsamında komutanlar hakkında verilen son tutuklama kararlarına da değinen Perinçek, bu durumun düşman operasyonu olduğunu iddia etti.
5 Haziran 2010 tarihinde İzmir Bornova meydanında mitingi olduğunu belirten Perinçek, "Bırakın açıklayayım, söyleyeceklerimi söyleyeyim. Milletime parmaklıkların ardından seslendirtmeyin. Miting konuşmamı yapayım. Bu nedenle tahliyemi istiyorum." dedi.
Tutuklu sanık Veli Küçük de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın, Balyoz davasından yargılanan emekli Korgeneral Engin Alan hakkında "Başbakan gelince ayağa kalkmadı, bedelini ödedi" şeklindeki sözlerini hatırlatarak konuşmasına başladı. 2004 yılında Amerikan-Türk Dernekleri Asamblesi‘nin (ATAA) toplantısı için Newyork‘a gittiğini hatırlatan Küçük, "Toplantının yapıldığı otelin kapısında başka bir toplantı için otele gelen Recep Bey ile karşılaştık. Bana doğru gelip elini uzattı. Ben arkamı döndüm. O sırada Kürşat Tüzmen, ‘Veli Paşam buyrun, birlikte yemek yiyelim isterseniz‘ dedi. Ben kabul etmedim. Engin Alan hakkındaki açıklamalarından sonra benim neden tutuklandığımı anladım. Recep Bey ile tokalaşmadığım için tutuklandım." iddiasında bulundu.