Economist Ve New York Times‘tan Aynı Gün "Ak Parti Oylarını Yüskeltmesin" Yazısı
The Economist dergisi ve Amerikan New York Times gazetesi, yayınladıkları iki ayrı haberde “Ak Parti’ye oy vermeyin çağrısı” yaptı.
The Economist dergisi ve Amerikan New York Times gazetesi, yayınladıkları iki ayrı haberde “Ak Parti’ye oy vermeyin çağrısı” yaptı. İlginç bir çıkış yapan The Economist dergisi başyazısında açıkça CHP’ye oy verin çağrısı yaparken, NY Times gazetesinde Katinka Barysch imzasıyla yer alan yorumda ise “Türk demokrasisi için Ak Parti’nin Mecliste süper çoğunluk kazanmamasının iyi olacağı” ifade edildi.
12 Haziran seçimlerine ilişkin bir başyazı ve geniş bir analiz yayınlayan The Economist dergisi, seçimin Türkiye’nin son 10 yıldaki yükselişinden dolayı dünya kamuoyu için de “ilginç olduğunu” belirtti. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasa ve başkanlık sistemi istediğini hatırlatan The Economist, “Bu konular önemli çünkü sonraki hükümet, daha zor bir dönem ve bazı karmaşık sorunlarla karşı karşıya kalacak” ifadelerini kullandı. Türk ekonomisinin "ciddi zayıflıkları" olduğunu savunan dergi, Türk mali politikasının da daha fazla ve daha erken” sıkılaştırılması gerektiğini kaydetti. Dergi, Türkiye’nin de “güçlü bir başkanlık sistemine ihtiyacı olmadığını” savundu.
NY Times’taki yorumda ise Ak Parti’nin oylarının yüzde 43-45 civarında olduğu; ancak kaset skandallarının ardından MHP’nin barajın altına kalma ihtimaliyle AK Parti’nin meclisteki sandalye sayısının artacağına dikkat çekildi. Ak Parti’nin 330 sandalyeye ulaşması halinde muhalefetin desteğine gerek kalmadan anayasada değişiklik yapabileceği, 367 sandalyeye ulaşması halinde ise parlamentoda yeni bir anayasayı kabul edebileceğine dikkat çekilerek, “tek partili” bir anayasanın Türkiye’de bölünmelere neden olabileceği uyarısında bulunuldu. Bu yüzden de “Erdoğan’ın mecliste süper çoğunluğa ulaşmamasının Türk demokrasisi adına iyi olacağı” savunuldu.
The Economist, yeni AK Parti hükümetinin ekonomide ve siyasette zorluklarla karşı karşıya kalacağı öngörüsünde de bulundu. 12 Haziran seçimlerinin “Müslüman demokrasi adına bir vitrin oluşturacağını” aktaran The Economist, “Galibi konusunda bir kuşku olmasa da Türkiye‘nin geleceği üzerinde büyük bir etkisi olabilir" yorumunu yaptı. Türkiye‘nin yükselişini “son 10 yılın en önemli ve en az fark edilen konulardan biri” olarak değerlendiren The Economist, Türkiye’nin ekonomi ve dış politikadaki hamlelerinin, 12 Haziran seçimlerini hem komşular hem de dünya için “alışılmamış biçimde ilginç” hale getirdiğini kaydetti.
SEÇMENLER ASKERİN SİYASETTEN ÇEKİLMESİNDEN MEMNUN
Bu açıdan seçimleri AK Parti’nin kazanacağından şüphe olmadığını kaydeden The Economist, seçmenlerin “ekonomideki gelişmelerden, dış politikadan ve ordunun siyasetten uzaklaştırılmasından hoşnut olduklarını” vurguladı. Ancak buna rağmen “bazı laik Türklerin” ülkenin istikameti konusunda endişeleri olduğunu aktaran dergi, “Müslüman türbanına yeni bir hoşgörü, içkiye ise hoşgörüsüzlük, poliste kısmen çok güçlü biçimde temsil ediliyor gibi görülen pek saydam olmayan Fethullah Gülen hareketinden esinlenen çok daha İslami bir geleceğe işaret ediyor.” ifadelerini kullandı. Seçimi kritik yapan bir diğer konunun ise “Erdoğan’ın anayasayı yeniden yazma hırsı” olduğunu savunan The Economist, seçim sonucunu ise MHP’nin barajı geçip geçmeyeceği ve bağımsız adayların durumunun belirleyeceğini ifade etti.
Türk ekonomisinin ciddi zayıflıkları da bulunduğunu savunan The Economist, tüketici harcamalarındaki savurganlık ve büyük bir yabancı sermaye girişinin, cari açığı, GSYH‘nın yüzde 8‘e genişlettiğini ifade etti. “Yabancı para birdenbire kurursa, Türkiye kolayca yine kendini iflas durumuna yönelmiş bulabilir.” uyarısı yapan dergi, sıkı kurullara tabii işgücü ve ürün piyasalarının serbestleştirilmesi için çok daha fazlasının yapılması gerektiğini kaydetti. OECD kulübünde Türkiye’nin iki konuda liste sonu, işsizlik, özellikle doğuda ve gençler arasında yüksek olmayı sürdürdüğünü ve kadınların işgücüne katılım oranının gerilediğini aktaran The Economist, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘in, Türk ekonomisini modernize ve reform etmek için “yapacağı daha çok şey olduğunu” ifade etti.
New York Times’ta “Türkiye’nin seçimi” başlığıyla yer alan makalede de 2007 seçimlerinin askeri darbe tehdidi, 2002 seçimlerinin ekonomik krizle gölgelendiğini; ancak bu yıl seçimlerin siyasi normalleşme işaretleri verdiği belirtildi. Ancak MHP’deki kaset skandallarının ve doğudaki ufak çaplı şiddet olaylarının bu atmosferi gölgelediği kaydedildi.
Seçimleri AK Parti’nin kazanmasında bir şüphe olmadığını belirten NY Times, ancak Erdoğan’ın asıl isteğinin muhalefete takılmadan yeni anayasayı getirebilecek bir çoğunluk elde etmek olduğunu savundu. Erdoğan’ın bu yüzden MHP’nin baraj altında kalarak sandalye sayısını artırmayı umduğunu ifade etti.
Erdoğan’ın oylarını artırma şansının kaset skandalıyla artığı yorumunu yapan gazete, AK Parti’nin olayın arkasında olduğuna dair bir işaret olmasa da bu olaydan faydalandığının açık olduğunu kaydetti. Bu skandallar, şiddet olayları ve değişen parti politikaları karşısında Erdoğan’ın istediği çoğunluğu elde edip edemeyeceğini tahmin etmenin zor olduğunu aktaran NY Times, “Türk demokrasisi adına elde etmemesi iyi olur” yorumunda bulundu.
12 Haziran seçimlerine ilişkin bir başyazı ve geniş bir analiz yayınlayan The Economist dergisi, seçimin Türkiye’nin son 10 yıldaki yükselişinden dolayı dünya kamuoyu için de “ilginç olduğunu” belirtti. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yeni anayasa ve başkanlık sistemi istediğini hatırlatan The Economist, “Bu konular önemli çünkü sonraki hükümet, daha zor bir dönem ve bazı karmaşık sorunlarla karşı karşıya kalacak” ifadelerini kullandı. Türk ekonomisinin "ciddi zayıflıkları" olduğunu savunan dergi, Türk mali politikasının da daha fazla ve daha erken” sıkılaştırılması gerektiğini kaydetti. Dergi, Türkiye’nin de “güçlü bir başkanlık sistemine ihtiyacı olmadığını” savundu.
NY Times’taki yorumda ise Ak Parti’nin oylarının yüzde 43-45 civarında olduğu; ancak kaset skandallarının ardından MHP’nin barajın altına kalma ihtimaliyle AK Parti’nin meclisteki sandalye sayısının artacağına dikkat çekildi. Ak Parti’nin 330 sandalyeye ulaşması halinde muhalefetin desteğine gerek kalmadan anayasada değişiklik yapabileceği, 367 sandalyeye ulaşması halinde ise parlamentoda yeni bir anayasayı kabul edebileceğine dikkat çekilerek, “tek partili” bir anayasanın Türkiye’de bölünmelere neden olabileceği uyarısında bulunuldu. Bu yüzden de “Erdoğan’ın mecliste süper çoğunluğa ulaşmamasının Türk demokrasisi adına iyi olacağı” savunuldu.
The Economist, yeni AK Parti hükümetinin ekonomide ve siyasette zorluklarla karşı karşıya kalacağı öngörüsünde de bulundu. 12 Haziran seçimlerinin “Müslüman demokrasi adına bir vitrin oluşturacağını” aktaran The Economist, “Galibi konusunda bir kuşku olmasa da Türkiye‘nin geleceği üzerinde büyük bir etkisi olabilir" yorumunu yaptı. Türkiye‘nin yükselişini “son 10 yılın en önemli ve en az fark edilen konulardan biri” olarak değerlendiren The Economist, Türkiye’nin ekonomi ve dış politikadaki hamlelerinin, 12 Haziran seçimlerini hem komşular hem de dünya için “alışılmamış biçimde ilginç” hale getirdiğini kaydetti.
SEÇMENLER ASKERİN SİYASETTEN ÇEKİLMESİNDEN MEMNUN
Bu açıdan seçimleri AK Parti’nin kazanacağından şüphe olmadığını kaydeden The Economist, seçmenlerin “ekonomideki gelişmelerden, dış politikadan ve ordunun siyasetten uzaklaştırılmasından hoşnut olduklarını” vurguladı. Ancak buna rağmen “bazı laik Türklerin” ülkenin istikameti konusunda endişeleri olduğunu aktaran dergi, “Müslüman türbanına yeni bir hoşgörü, içkiye ise hoşgörüsüzlük, poliste kısmen çok güçlü biçimde temsil ediliyor gibi görülen pek saydam olmayan Fethullah Gülen hareketinden esinlenen çok daha İslami bir geleceğe işaret ediyor.” ifadelerini kullandı. Seçimi kritik yapan bir diğer konunun ise “Erdoğan’ın anayasayı yeniden yazma hırsı” olduğunu savunan The Economist, seçim sonucunu ise MHP’nin barajı geçip geçmeyeceği ve bağımsız adayların durumunun belirleyeceğini ifade etti.
Türk ekonomisinin ciddi zayıflıkları da bulunduğunu savunan The Economist, tüketici harcamalarındaki savurganlık ve büyük bir yabancı sermaye girişinin, cari açığı, GSYH‘nın yüzde 8‘e genişlettiğini ifade etti. “Yabancı para birdenbire kurursa, Türkiye kolayca yine kendini iflas durumuna yönelmiş bulabilir.” uyarısı yapan dergi, sıkı kurullara tabii işgücü ve ürün piyasalarının serbestleştirilmesi için çok daha fazlasının yapılması gerektiğini kaydetti. OECD kulübünde Türkiye’nin iki konuda liste sonu, işsizlik, özellikle doğuda ve gençler arasında yüksek olmayı sürdürdüğünü ve kadınların işgücüne katılım oranının gerilediğini aktaran The Economist, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek‘in, Türk ekonomisini modernize ve reform etmek için “yapacağı daha çok şey olduğunu” ifade etti.
New York Times’ta “Türkiye’nin seçimi” başlığıyla yer alan makalede de 2007 seçimlerinin askeri darbe tehdidi, 2002 seçimlerinin ekonomik krizle gölgelendiğini; ancak bu yıl seçimlerin siyasi normalleşme işaretleri verdiği belirtildi. Ancak MHP’deki kaset skandallarının ve doğudaki ufak çaplı şiddet olaylarının bu atmosferi gölgelediği kaydedildi.
Seçimleri AK Parti’nin kazanmasında bir şüphe olmadığını belirten NY Times, ancak Erdoğan’ın asıl isteğinin muhalefete takılmadan yeni anayasayı getirebilecek bir çoğunluk elde etmek olduğunu savundu. Erdoğan’ın bu yüzden MHP’nin baraj altında kalarak sandalye sayısını artırmayı umduğunu ifade etti.
Erdoğan’ın oylarını artırma şansının kaset skandalıyla artığı yorumunu yapan gazete, AK Parti’nin olayın arkasında olduğuna dair bir işaret olmasa da bu olaydan faydalandığının açık olduğunu kaydetti. Bu skandallar, şiddet olayları ve değişen parti politikaları karşısında Erdoğan’ın istediği çoğunluğu elde edip edemeyeceğini tahmin etmenin zor olduğunu aktaran NY Times, “Türk demokrasisi adına elde etmemesi iyi olur” yorumunda bulundu.