Bakanlar Yıldız Ve Günay‘dan Bdp Yorumu

Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Diyarbakır bağımsız milletvekili Hatip Dicle‘nin vekilliğini düşürülmesi için AK Parti‘nin Yüksek Seçim Kurulu‘na bir başvurusu olmadığını söyledi.

Kabine üyeleri bugün TBMM‘ye gelerek kayıtlarını yaptırdı. Kayıt yaptıranlar arasında Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da vardı. Her iki bakan kayıtlarını birlikte yaptırdı ve birlikte gazetecilerin sorularını yanıtladı. BDP‘lilerin Meclis‘i boykot edeceğine ilişkin açıklamaları ve Hatip Dicle‘nin yerine AK Parti sıralarından Meclis‘e giren Oya Eronat‘ın istifa etmesi isteğine ilişkin yine BDP‘nin önerisinin anımsatılması üzerine Yıldız, Dicle‘nin

vekilliğinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının müracaatı üzerine YSK‘nın aldığı bir karar sonucu düşürüldüğünü söyledi. Yıldız, "AK Parti‘nin bir müracaatı ile oluşmamıştır. O yüzden hukukun verdiği karara hep beraber uymak durumundayız. Bizim tercihimizle olacak bir konu değildir bu. Biliyorsunuz milletvekilliğini kanunla da verip alamıyoruz. Herhangi bir kanuni değişiklik milletvekilinin yerine ihdas olamıyor. O açıdan bunu hep beraber izleyeceğiz. Ama bunu bir vesile kılıp ta toplumda kaos oluşturmaya

dönük bir durumun, özellikle demokratik bir söylem içerisinde bulunan yapıya uymadığını söyleyebilirim. Bunu önümüzdeki süreçte hukukun, kanunun verdiği sınırlar içerisinde eğer varsa yapılacak bir şey TBMM iradesi içinde olduğunu da belirtmek isterim" diye konuştu.

Bir gazetecinin "Hatip Dicle‘nin milletvekilliğini düşürülmesinin bizimle alakası yok dediniz ama Dicle‘nin vekilliğinin düşürülmesi için AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek‘in YSK‘ya başvurduğu biliniyor" sözleri üzerine Yıldız, "Hayır bende öyle bir bilgi yok" yanıtı verdi.

CHP vekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile ilgili mahkemenin tahliye talebine ilişkin verdiği ret kararını nasıl değerlendirdiğine ilişkin soru üzerine Yıldız, "Bu mahkemenin verdiği bir karar. Mahkeme 1‘e 2 böyle bir karar verdi. 2‘ye 1 öyle bir karar verseydi biz yine aynı şekilde o karara saygılı olduğumuzu aynı gerekçeyle açıklayacaktık. Şu anda o açıdan bakış açımızda bir değişiklik yok" diye konuştu.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise aynı yöndeki sorular üzerine sorunların 82 darbe anayasasından kaynaklandığını söyledi. Günay, 2007 seçimlerinin hemen arkasından yeni anayasa için yola çıktıklarını, özgürlükçü, katılımcı bir anayasa yapmak istediklerini ancak muhalefet tarafından engellendiklerini söyledi. Mevcut anayasada millete ve milli iradeye karşı, çeşitli açılardan devleti kutsayan ve devleti önceleyen hükümlerinin yarattığı sakıncaların görüldüğünü kaydeden Günay, şunları söyledi:

"Dünyanın her yerinde hukuk hayatın gerisinden gelir. Biz de de özellikle hukuk kurumları hayatın demokratik ihtiyaçların katılımcı yeni modellerin gerisinden geliyor ve Türkiye‘nin içinde bulunduğu eşitliğe sadece lafza dayanan, söze dayanan, sözcüklere dayanan yorumlar yapıyor. Demokratik, katılımcı, ortamı geliştirmek konusunda yorumlar yapmaktan düzenleme yapmaktan kaçınıyor ve hep birlikte bunun bedelini ödüyoruz. Şu yaşananlarının siyasi iktidarla, yasama organı ile ilgisi yok. Ama yasama organının

oluşumuna yargının verdiği bu kararlar, bu sözcüklere dayalı, lafzi, tamamen kuru hukuk mantığı ile yapılmış olan yargının yasamanın açılışına ciddi bir sakınca, ciddi tartışma ciddi bir gölge getiriyor. Sanıyorum herkesin yapması gereken parlamentoya katılmaktır, boykot etmek değil ve herkesin yapması gereken köklü bir anayasa değişikliği, özgürlükçü, katılımcı yeni bir anayasa değişikliği için birbirine omuz vermektir, engellemeye kalkışmak değildir. Ancak parlamento içinde yeni anayasa düzenlemeleri

yaparak biz bu engelleri aşabiliriz. Boykot etmeyi, parlamentoya girmemeyi, ortaya çıkan bu hukuki ve sakıncalı durumlar karşısında bir siyasi partiyi iktidar partisini suçlamayı son derece yanlış son derece çözüm üretmeyen polemiksel davranışlar olarak görüyorum. Parlamentoda birlikte çare arama ihtiyacımızın altını çizmek istiyorum. Bazı siyasetçiler geçmiş yıllarda seçim meydanlarında inanılmaz yaklaşımlarla dokunulmazlığın kaldırılmasını istiyorlardı. Dokunulmazlığın kaldırılması dokunulmazlığın bir

miktar zedelenmesinin bile hangi tartışmalara sebep verdiğini çok ibret verici biçimde yaşıyoruz. Köklü anayasal düzenlemeler ihtiyaç ve bunu parlamento çatısı altıda yapabiliriz. Arkadaşlarımız parlamentoya girmezlerse yeni ve gereksiz tartışmalarla karşı karşıya kalırız. Yapmamız gereken parlamentoyu boykot etmek değil parlamentoya kıskançlıkla sahip çıkmak, verilmiş milletin oyuna kıskançlıkla sahip çıkmak ve milletin vermiş olduğu oyu engelleyici yasal düzenlemelerle yasaya uygun hukuka aykırı

düzenlemeleri varsa bunları beraberce parlamentoda beraberce kaldırmaya çalışmaktır. Boykot, parlamentoya girmeme sadece ortamı gerginleştirir ama çözüm üretmez. Çözüm üretmenin yolu TBMM‘nin çatısını altıdır. O yüzden bütün arkadaşlarıma içtenlikle rica ediyorum. Parlamentoya gelelim birlikte çözüm üretelim."

Haberal ve Balbay kararına ilişkin olarak Günay, "Kararları doğru bulmuyorum. Yasaya uygun olabilir ama hukuka uygun değil. Millet egemenliğine, demokrasinin temeli karar verseydi biz yine aynı prensiplerine uygun değil. Yasaya uygun olabilir ama bizim anayasamızın birçok hükmü hukuka aykırıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Bir gazetecinin ‘Dokunulmazlık vurgusu yaptınız‘ sözleri üzerine Günay, "Dokunulmazlıkların kaldırılması için avaz avaz meydanlarda popülizm yapıyorlardı. Onun da hangi sakıncalarının olduğu ibret verici örnekle ortaya çıktı Siyasetçilerin düşünerek konuşması lazım" dedi.

Öte yandan Günay, kayıt işlemlerinin ardından basın mensuplarına çikolata ikram etti.

Kaynak: İHA