Amerika’Dan Gazze’Ye Giden Yardım Gemisinde 22 Ülkeden 700 Kişi Olacak
Amerika’dan Gazze’ye gidecek yardım gemisinde yer alacaklar New York’ta basının karşısına çıktı.
Amerika’dan Gazze’ye gidecek yardım gemisinde yer alacaklar New York’ta basının karşısına çıktı.
Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan ABD yardım gemisinin koordinasyonunu sağlayan Leslie Cagan, amaçlarının uluslar arası insan hakları çerçevesinde yardıma muhtaç Gazzelilere yardım etmek olduğunu aktardı.
Toplantıya yardım gemisinde yer alacakların yaklaşık üçte ikisi katılırken Cagan, bu kişilerin yarın (salı) Atina’da olacakları ve önümüzdeki haftada Gazze’ye gitmek için denize açılacaklarını söyledi.
Etkinliğin herhangi bir ülkenin ya da devletin değil tamamen küresel sivil bir hareket olduğuna işaret eden Cagan, bu amaçla 22 farklı ülkeden 600 ila 700’e yakın gönüllü insanın yardım gemilerinde yer alacağını dile getirdi. Cagan ayrıca yola çıkacak olan gemi sayısının 9 civarında olacağı, Mavi Marmara’nın ise İsrail ve Amerikalıların yoğun baskısı nedeniyle konvoya katılamayacağını iddia etti. Cagan, ‘‘Mavi Marmara maalesef son anda katılamaycağını bildirdi ama biz yola çıkıyoruz. Bu Türk organizasyonu değil küresel bir hareket... Yardım gönüllüleri içinde Türkler de olacak. Bu yardım gemilerindeki gönüllülere en ufacık birşey olursa sorumluları Amerika ve İsrail devletleridir’’ dedi.
Geçen yıl İsrail askeri tarafından öldürülen 9 sivilden 8’inin Türk, birisinin ise Türk ve Amerikan vatandaşı olduğunu hatırlatan Cagan, bu tür olayın tekrar yaşanmaması için Amerikan hükümetini uyardıklarını aktardı. Amerikan yardım gemisinde yalnızca 36 gönüllü, 4 gemi görevlisi ile 10’a yakın gazeteci olacağı bilgisini veren Cagan, ‘‘Bunun dışında yalnızca bir kargomuz daha olacak. O kargonun içinde ise Amerika’nın farklı bölgelerinden duyarlı 3 bin insanın Gazzelilere yazılmış olduğu mektup var’’ diye konuştu. Cagan yardım konvoyunda, Amerika dışında Cezayir, Endonezya, İrlanda, İtalya, Ürdün, Kuveyt, Hollanda, Norveç, Malezya, İskoçya, İspanya, İsveç ile İsviçre’den gemilerin katılacağını kaydetti.
Toplantıya katılan gönüllüler içinde farklı meslek ve etnik kökenden insanların olduğu gözlendi. Gazze’ye gidecek olan Amerikalı yardım gönüllülerinin yüzde 22’si Afrikalı-Amerikan. Kadınların ağırlıkta olduğu yardım gönüllüleri arasında doktor, avukat, öğrenci, sanatçı gibi farklı meslek dallarından ve yaşlarından insanlar bulunuyor. Bunlardan birisi de New Yorklu Yahudi Robert Levy idi. Levy konuşmasında yardım gemisine katılma kararının kendisi için çok zor olduğunu belirtirken, ‘‘Ailem her şartta ve koşulda İsrail’i destekler, İsrail devleti için yardım toplardı. Bizler çok dar dairede bize verilen haberlerle büyüdük ve hep İsrail’in kuruluşunu, 2 bin yıl süresince boş olan toprakları üzerine barış içinde kurulduğu masalı ile büyüdük’’ dedi.
Gemiye binerek hem Amerikalı hem de İsrailli politikacıların kararlarına karşı olduğunu göstermek istediğini aktaran Levy şöyle konuştu; ‘‘Birkaç yıl önce İsrail askerleri Gazze’de bin 400 sivil insanı dünyanın gözü önünde öldürdü. Bir tane Amerikalı vekil, senatör ya da hükümet yetkilisi çıkıp bu insanlık dışı olaya İsrail lobisi korkusundan tepki veremedi. Amerikalı seçilmişlerin yapamadığını şimdi biz yapıyor ve İsrail lobisine inat Gazze’deki gayri insani durumun biran önce düzeltilmesi için dünya kamuoyunun dikkatini buraya çekmek istiyoruz.’’
Gazze’ye gidecek yardım gemisinde olmasını mensubu olduğu Yahudilerin nasıl tepki verdiği sorumuza Levy, ‘‘Farklı reaksiyonlar aldım. Kimileri gidip orada gebermemi söyledi yüzüme karşı, kimi Yahudiler ise beni arayıp destek verdiklerini açık yürekle dile getirdi’’ şeklinde cevap verdi.
Arizona eyaletinden yardım gemisinde yer alabilmek için New York’a gelen üniversite öğrencisi Gabriel Matthew Schivone’nin annesi Meksikalı Yahudi, babası ise Kızılderili. Kendisinin üç öğrenci derneğini temsilen Amerikan yardım gemisinde yer alacağını belirten Schivone, ‘‘Bizler Yahudilere ya da Yahudi dinine karşı değiliz. Bizler Gazze’ye İsrail devletinin uygulamış olduğu gayri insani politikalarına karşı bir aradayız’’ şeklinde konuştu.
Basın toplantısına katılan gönüllülere gazetecilerin İsrail askerleri tarafından öldürülmekten korkup korkmadıkları sorusuna hemen hepsinin korku içinde oldukları ancak bu tür endişeyi Gazze’deki Filistinlilerin hergün yaşadığına dikkat çektikleri görüldü. Yadım gemisine Washington eyaletinden katılan Richard Lopez şöyle konuştu; ‘‘Ben 6 çocuğumdan birini kaybetmiş bir babayım. Evlat acısı ne demek iyi bilirim! Benim yaşadığım acının çok fazlasını tatmış Gazze’de istemediğiniz kadar insan var. İnsanın vicdanı rahat bırakmıyor orada onca kişi acı çekerken. Geceleri rahat uyuyamıyorum ve acı çeken insanlar için birşeyler yapmayı insanlık borcu olarak görüyorum.’’
Bir gazetecinin Gazze’deki insanlar için yardım götürülürken neden Suriye veya İran’da zorda olanlara aynı duyarlılık gösterilmediği sorusuna Richard Levy şöyle yanıt verdi; ‘‘Suriye ya da İran’daki veya dünyanın farklı bölgelerinde acı çeken her insana yardım edilmesini destekleriz. Biz Gazze’deki insanlara yardım etmek için yola çıkıyoruz çünkü ne Suriye’deki ne de İran’daki insanların mağduriyetine, ezilmelerine Amerikan devleti destek vermiyor tam tersine karşısında yer alıyor. Ama konu Gazze olunca Amerika bu insanların İsrail tarafından toptan cezalandırılmasına göz yummakla kalmıyor destekliyor. Bunun yanlışlığını Washington’dakilere göstermek için yola koyuluyoruz.’’
Yardım gemisine neden daha fazla kişi katılmadığı sorusuna Cagan şöyle cevap verdi; ‘‘İmkanlarımız ancak bu kadarına olanak verdi. Hala bizi arayıp yardım gemisine katılmak istediğini bildiren yüzlerce insan oluyor. Amerikan yardım gemisinde yalnızca 36 kişi olmayacak onlarla birlikte 3 bin mektubu yazanlar ile telefon ile, e-mail yolu ile maddi ve manevi desteklerini belirten binlerce Amerikalının kalbi de olacak.’’
İsrail askerlerinin saldırısına karşı Amerikan devletinden korunma isteyip istemedikleri sorusuna Yahudi kökenli emekli gazeteci olan Henry Norr şöyle yanıtladı; ‘‘Biz grup olarak Amerikan Dışişleri Bakanlığı‘na gidip durumu izah ettik. Bizim yüzümüze karşı birşey denmediler ancak birgün sonra bizi telefon ile arayıp yola çıkmamamız konusunda uyardılar ve İsrail askerlerinin yapabileceği herhangi bir baskına karşı birşey yapamayacaklarını söylediler.’’
Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan ABD yardım gemisinin koordinasyonunu sağlayan Leslie Cagan, amaçlarının uluslar arası insan hakları çerçevesinde yardıma muhtaç Gazzelilere yardım etmek olduğunu aktardı.
Toplantıya yardım gemisinde yer alacakların yaklaşık üçte ikisi katılırken Cagan, bu kişilerin yarın (salı) Atina’da olacakları ve önümüzdeki haftada Gazze’ye gitmek için denize açılacaklarını söyledi.
Etkinliğin herhangi bir ülkenin ya da devletin değil tamamen küresel sivil bir hareket olduğuna işaret eden Cagan, bu amaçla 22 farklı ülkeden 600 ila 700’e yakın gönüllü insanın yardım gemilerinde yer alacağını dile getirdi. Cagan ayrıca yola çıkacak olan gemi sayısının 9 civarında olacağı, Mavi Marmara’nın ise İsrail ve Amerikalıların yoğun baskısı nedeniyle konvoya katılamayacağını iddia etti. Cagan, ‘‘Mavi Marmara maalesef son anda katılamaycağını bildirdi ama biz yola çıkıyoruz. Bu Türk organizasyonu değil küresel bir hareket... Yardım gönüllüleri içinde Türkler de olacak. Bu yardım gemilerindeki gönüllülere en ufacık birşey olursa sorumluları Amerika ve İsrail devletleridir’’ dedi.
Geçen yıl İsrail askeri tarafından öldürülen 9 sivilden 8’inin Türk, birisinin ise Türk ve Amerikan vatandaşı olduğunu hatırlatan Cagan, bu tür olayın tekrar yaşanmaması için Amerikan hükümetini uyardıklarını aktardı. Amerikan yardım gemisinde yalnızca 36 gönüllü, 4 gemi görevlisi ile 10’a yakın gazeteci olacağı bilgisini veren Cagan, ‘‘Bunun dışında yalnızca bir kargomuz daha olacak. O kargonun içinde ise Amerika’nın farklı bölgelerinden duyarlı 3 bin insanın Gazzelilere yazılmış olduğu mektup var’’ diye konuştu. Cagan yardım konvoyunda, Amerika dışında Cezayir, Endonezya, İrlanda, İtalya, Ürdün, Kuveyt, Hollanda, Norveç, Malezya, İskoçya, İspanya, İsveç ile İsviçre’den gemilerin katılacağını kaydetti.
Toplantıya katılan gönüllüler içinde farklı meslek ve etnik kökenden insanların olduğu gözlendi. Gazze’ye gidecek olan Amerikalı yardım gönüllülerinin yüzde 22’si Afrikalı-Amerikan. Kadınların ağırlıkta olduğu yardım gönüllüleri arasında doktor, avukat, öğrenci, sanatçı gibi farklı meslek dallarından ve yaşlarından insanlar bulunuyor. Bunlardan birisi de New Yorklu Yahudi Robert Levy idi. Levy konuşmasında yardım gemisine katılma kararının kendisi için çok zor olduğunu belirtirken, ‘‘Ailem her şartta ve koşulda İsrail’i destekler, İsrail devleti için yardım toplardı. Bizler çok dar dairede bize verilen haberlerle büyüdük ve hep İsrail’in kuruluşunu, 2 bin yıl süresince boş olan toprakları üzerine barış içinde kurulduğu masalı ile büyüdük’’ dedi.
Gemiye binerek hem Amerikalı hem de İsrailli politikacıların kararlarına karşı olduğunu göstermek istediğini aktaran Levy şöyle konuştu; ‘‘Birkaç yıl önce İsrail askerleri Gazze’de bin 400 sivil insanı dünyanın gözü önünde öldürdü. Bir tane Amerikalı vekil, senatör ya da hükümet yetkilisi çıkıp bu insanlık dışı olaya İsrail lobisi korkusundan tepki veremedi. Amerikalı seçilmişlerin yapamadığını şimdi biz yapıyor ve İsrail lobisine inat Gazze’deki gayri insani durumun biran önce düzeltilmesi için dünya kamuoyunun dikkatini buraya çekmek istiyoruz.’’
Gazze’ye gidecek yardım gemisinde olmasını mensubu olduğu Yahudilerin nasıl tepki verdiği sorumuza Levy, ‘‘Farklı reaksiyonlar aldım. Kimileri gidip orada gebermemi söyledi yüzüme karşı, kimi Yahudiler ise beni arayıp destek verdiklerini açık yürekle dile getirdi’’ şeklinde cevap verdi.
Arizona eyaletinden yardım gemisinde yer alabilmek için New York’a gelen üniversite öğrencisi Gabriel Matthew Schivone’nin annesi Meksikalı Yahudi, babası ise Kızılderili. Kendisinin üç öğrenci derneğini temsilen Amerikan yardım gemisinde yer alacağını belirten Schivone, ‘‘Bizler Yahudilere ya da Yahudi dinine karşı değiliz. Bizler Gazze’ye İsrail devletinin uygulamış olduğu gayri insani politikalarına karşı bir aradayız’’ şeklinde konuştu.
Basın toplantısına katılan gönüllülere gazetecilerin İsrail askerleri tarafından öldürülmekten korkup korkmadıkları sorusuna hemen hepsinin korku içinde oldukları ancak bu tür endişeyi Gazze’deki Filistinlilerin hergün yaşadığına dikkat çektikleri görüldü. Yadım gemisine Washington eyaletinden katılan Richard Lopez şöyle konuştu; ‘‘Ben 6 çocuğumdan birini kaybetmiş bir babayım. Evlat acısı ne demek iyi bilirim! Benim yaşadığım acının çok fazlasını tatmış Gazze’de istemediğiniz kadar insan var. İnsanın vicdanı rahat bırakmıyor orada onca kişi acı çekerken. Geceleri rahat uyuyamıyorum ve acı çeken insanlar için birşeyler yapmayı insanlık borcu olarak görüyorum.’’
Bir gazetecinin Gazze’deki insanlar için yardım götürülürken neden Suriye veya İran’da zorda olanlara aynı duyarlılık gösterilmediği sorusuna Richard Levy şöyle yanıt verdi; ‘‘Suriye ya da İran’daki veya dünyanın farklı bölgelerinde acı çeken her insana yardım edilmesini destekleriz. Biz Gazze’deki insanlara yardım etmek için yola çıkıyoruz çünkü ne Suriye’deki ne de İran’daki insanların mağduriyetine, ezilmelerine Amerikan devleti destek vermiyor tam tersine karşısında yer alıyor. Ama konu Gazze olunca Amerika bu insanların İsrail tarafından toptan cezalandırılmasına göz yummakla kalmıyor destekliyor. Bunun yanlışlığını Washington’dakilere göstermek için yola koyuluyoruz.’’
Yardım gemisine neden daha fazla kişi katılmadığı sorusuna Cagan şöyle cevap verdi; ‘‘İmkanlarımız ancak bu kadarına olanak verdi. Hala bizi arayıp yardım gemisine katılmak istediğini bildiren yüzlerce insan oluyor. Amerikan yardım gemisinde yalnızca 36 kişi olmayacak onlarla birlikte 3 bin mektubu yazanlar ile telefon ile, e-mail yolu ile maddi ve manevi desteklerini belirten binlerce Amerikalının kalbi de olacak.’’
İsrail askerlerinin saldırısına karşı Amerikan devletinden korunma isteyip istemedikleri sorusuna Yahudi kökenli emekli gazeteci olan Henry Norr şöyle yanıtladı; ‘‘Biz grup olarak Amerikan Dışişleri Bakanlığı‘na gidip durumu izah ettik. Bizim yüzümüze karşı birşey denmediler ancak birgün sonra bizi telefon ile arayıp yola çıkmamamız konusunda uyardılar ve İsrail askerlerinin yapabileceği herhangi bir baskına karşı birşey yapamayacaklarını söylediler.’’