Başbakan Erdoğan, Libya Konusundaki Yol Haritasını Açıkladı (2)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye‘nin Libya politikasının temel amacının, halkın meşru talepleri doğrultusunda anayasal demokrasiye geçişi sağlayacak gerekli şartların oluşturulması ve Libya‘nın toprak bütünlüğü ile egemenliğinin korunması olduğunu belirterek, "Bu amaçla en başından itibaren, yapılması gereken neyse, hiç tereddüt etmeden onu yapmaya çalışıyoruz.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye‘nin Libya politikasının temel amacının, halkın meşru talepleri doğrultusunda anayasal demokrasiye geçişi sağlayacak gerekli şartların oluşturulması ve Libya‘nın toprak bütünlüğü ile egemenliğinin korunması olduğunu belirterek, "Bu amaçla en başından itibaren, yapılması gereken neyse, hiç tereddüt etmeden onu yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken, hiçbir gizli ajandamız, gizli gündemimiz olmadı, olmamıştır ve olmayacaktır" dedi.

Başbakan Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi‘nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye‘nin Libya ile ilgili yol haritasını açıkladı. Toplantıyı, Libya‘da son dönemde yaşanan gelişmelerle ilgili genel bir değerlendirme yapmak ve devam eden süreçlerle ilgili bilgilendirme yapmak üzere gerçekleştirdiğini söyleyen Erdoğan, "Öncelikle Libyalı kardeşlerimizin bu zorlu günlerde çektikleri acı ve sıkıntıları derin kaygı ve üzüntü ile izlediğimizi ifade etmek durumundayım" diyerek başladığı konuşmasında, Libya ve

Türkiye‘nin ortak bir tarihi ve kültürü paylaşmasının yanında, halkların da kardeşlik bağıyla sıkı sıkıya birbirine bağlı olduğunu yineledi.

Türkiye‘nin, Libya‘da yaşanan olaylara ilk andan itibaren en yüksek duyarlılıkla tepki verdiğini ve meseleye insani perspektifle ve kardeşlik hukukuyla baktığını kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Türkiye bölgesinde ve dünyada hiçbir soruna bigane kalmadığı gibi, kardeşlerinin yaşadığı sıkıntılı duruma karşı da duyarsız kalmamıştır. En başından itibaren üzerine düşen duyarlı tavrı ortaya koymaya çalışmıştır. Türkiye olarak, Libya‘da 17 Şubat 2011 tarihinden bu yana yaşanan gelişmeler karşısında asla ve asla ‘bekle, gör‘ tavrı içinde olmadık. İnandığımız ilke ve değerlerin bir gereği olarak meseleye çıkar odaklı değil, hak ve adalet odaklı yaklaştık. Tüm taraflarla diyalog halinde yapıcı ve

uzlaştırıcı bir tavır sergilemeye çalıştık. Bizim Libya politikamızın temel amacı, halkın meşru talepleri doğrultusunda anayasal demokrasiye geçişi sağlayacak gerekli şartların oluşturulması ve Libya‘nın toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin korunmasıdır. Bu çerçevede halka yönelik saldırıların, bunun altını çiziyorum, halka yönelik saldırıların durdurulması ve geçiş sürecinin halkın genel kabulüne uygun bir şekilde gerçekleşmesi önem taşımaktadır. Bu amaçla en başından itibaren, yapılması gereken

neyse, hiç tereddüt etmeden onu yapmaya çalıştık. Bir kez daha altını çiziyorum; bunu yaparken, hiçbir gizli ajandamız, gizli gündemimiz olmadı, olmamıştır ve olmayacaktır. Tek gündemimiz, Libya‘nın birlik ve esenliğinin teminat altına alınmasıdır."

"BİR DAMLA LİBYALI KANI, MİLYARLARCA DOLARLIK PETROL KUYUSUNDAN DEĞERLİDİR"

Libya‘da akan bir damla kanın dahi, milyarlarca dolarlık petrol kuyularından daha değerli olduğun vurgulayan Erdoğan, "Libya‘nın her neresinde yaşıyor olursa olsun, her bir kardeşimizin canı, hakkı, hukuku her türlü çıkar hesabının üzerindedir, öyle olmalıdır. Hak ve hukuk bir lütuf değil; her insanın sahip olması gereken kutsal değerlerdir. Siyasi hesaplarla bunlar yok edilemezler, yok sayılamazlar, bastırılamazlar. Bizler, en temel hakların yok sayılmasına, bastırılmasına nasıl tahammül gösteremezsek;

kanın akıp gitmesine, canların yitip gitmesine de sessiz kalamayız" diye konuştu. Tüm gayretlerinin, sürecin, Libya halkının selametine, felahına, refahına hizmet edecek bir şekilde işlemesi olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Libya‘da akan kanın durması için gece gündüz gayret sarf ettiğimiz kadar, mağdur durumdaki Libyalı kardeşlerimize, özellikle yardım elimizi uzatmak için de yoğun gayret içindeyiz. Son olarak, Misrata‘daki yoğun çatışmalar sonucunda yaralanan Libyalı kardeşlerimizi tedavi amacıyla, hastane gemisine çevrilen Ankara Feribotumuzu gönderdik. Bingazi‘ye uğrayıp, oradaki yaralıları da alan gemimiz, 321‘i yaralı olmak üzere toplam 475 kişiyi Çeşme Limanı‘na getirdi. Bu operasyonu, hiç kimsenin kolaylıkla göze

alamayacağı şartlarda, büyük güvenlik risklerini alarak, askeri ve sivil unsurlarımızı kullanarak gerçekleştirdik. Yaralıların tedavisini halen hastanelerimizde sürdürüyoruz. Onların tamamı sağlığına kavuşana kadar bizim misafirimiz olarak ülkemizde kalacaktır. Bu yardım operasyonlarına bundan sonra da devam edeceğiz."

Kaynak: İHA