Kadına Karşı Şiddet Konusunda En Renkli Toplantı
Ankara Barosu tarafından başlatılan ve şiddete uğrayan kadın ve çocuklara hukuki ve sığınma hakları konusunda yardımcı olmak üzere hazırlanan ‘Gelincik Projesi‘, ünlü sanatçılar Müjde Ar ve Yasemin Yalçın‘ın renkli teatral gösterileri ile tanıtıldı.
Ankara Barosu tarafından ‘Yalnız Kadının Hakkı Var, Şimdi Kadının Avukatı Var‘ sloganı ile başlatılan ve şiddete uğrayan kadın ve çocuklara hukuki ve sığınma hakları konusunda yardımcı olmak üzere hazırlanan ‘Gelincik Projesi‘, CerModern‘de düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı.
Toplantıda bir konuşma yapan Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, bu projenin ‘toplumun kadından özür dileme projesi‘ olduğunu belirtti. Feyzioğlu, "Biz, Ankara Barosu avukatları olarak her gün öldürülen, ırzına geçilen, ezilen, kişiliği yok edilmek istenen, baskı altında tutulan, düşüncesini açıklaması en vahşi yöntemlerle engellenen kadınlarımızdan özür diliyoruz. Aslında kadınlarımız güçlü, akıllı, her türlü zorluğun üstesinden gelecek cesarete sahip. Fakat kadına karşı aşağılık komplekslerini,
yetersizlikleri, zavallılıkları tatmin edecek tek yol kaba kuvvet. Çünkü kadın fiziksel olarak o ilkel insanlara kıyasla güçlü değil. Ama daha akıllı, daha cesaretli, daha dayanıklı. Bu yüzden ilkel ellerin, vahşi ellerin şiddetine maruz kalıyor her gün" diye konuştu.
Ankara Barosu avukatları olarak bu acımasızlığın, sistemin ve toplumsal baskıların çaresiz bıraktığı mağdurların acısını ve sorumluluğu yüreklerinde taşıdıklarını belirten Feyzioğlu, "Ankara Barosu vahşete, ilkelliğe hiçbir zaman seyirci kalmadı. Ancak, şiddet azalacağına arttı. O yüzden daha fazla çaba sarf etmek zorundaydık. Toplumun bütün kesimleriyle el ele vermek, mücadeleyi çok boyutlu bir şekilde başka alanlara da kaydırmak zorundaydık. Her an kadının elinden tutmak, her an yanında olmak
zorundaydık. Böylece Gelincik Projesi doğdu. Niye gelincik? Çünkü gelincik en sert rüzgarlara direnen bir çiçek. Dağların yamaçlarında açar, rüzgarlarda, fırtınalarda çiçeğini asla dökmez; tıpkı kadınlarımız gibi. Çiçeğini dökmez; ta ki hoyrat bir el tarafından sökülüp koparılıncaya kadar" şeklinde konuştu.
"KEŞKE ACILAR, DARBELER DE MAKYAJ GİBİ KOLAY SİLİNSE"
Daha sonra ünlü tiyatro sanatçısı Yasemin Yalçın‘ın canlandırdığı ‘Kakılmış‘ karakterinin eşinden dayak yediği anlar sinevizyona yansıtıldı. Sinevizyon sürerken, sürpriz şekilde Kakılmış kostümüyle sahneye çıkan Yasemin Yalçın, karakterini oynamaya devam etti. Daha sonra başındaki kostümünü ve yüzündeki yara izlerini mendille silerek çıkarmaya başlayan Yalçın, "Komik değil mi? Oynarken öyle. Ama gerçek hayatta böyle olmadığını, bu morlukların, bu acıların, bu darbelerin bu kadar kolay silinmediğini
hepimiz çok iyi biliyoruz. Keşke bu makyaj kadar kolay çıkabilse, acının, darbelerin ve hayal kırıklıklarının acısı. Olmuyor, olamıyor. Yani bugüne kadar olamadı ya da olanlar yetersiz kaldı. Ama ben bugün umutluyum. Türkiye‘de her üç kadından biri sevdiği adam tarafından şiddete maruz kalıyor. Vuranın vurduğu yeri toplum görmezden geliyor. Ama aynalar asla yalan söylemiyor, rakamlar da. Rakamlara göre kadına yönelik şiddet her geçen gün daha da yükselmeye devam ediyor. Bu topraklarda her geçen gün kadına
kalkan el, kadının naçar bedenine saplanan bıçak, sırtına doğru uzanan namlu, namus adı altında meşrulaştırılıyor. ‘Erkektir hakkıdır, karı koca arasına girilmez, kadın değil mi canım hak etmiştir‘ cümleleri hiç utanmadan, hiç sıkılmadan sarf ediliyor. Artık şiddet üçüncü sayfaların ana malzemesi, akşam haberlerinin birinci cümlesi olarak geçiyor. Ama asla gündem oluşturmuyor. Kocalar, sevgililer, ağabeyler, hatta dayılar, amcalar. Doğrusu ben bir oyuncu olarak payıma düşeni senelerdir yaptığımı
düşünüyorum. Yıllarım kadınlar dayak yemesin diye dayak yiyerek geçti" şeklinde konuştu.
"HIYAR MISIN SEN?"
Yalçın‘ın konuşmasının ardından bir baro avukatı proje hakkında bilgi vermeye başladı. Tam bu sırada izleyiciler arasında oturan ünlü oyuncu Müjde Ar, birden ‘Yeter‘ diye bağırdı ve yanındaki erkeğin kendisini taciz ettiğini söyleyerek tokat attı. Ayağa kalkan ve bağırmaya devam eden Ar, "Terbiyesiz. Nereden buldun bu cesareti. Dekolte giydim diye mi? Utanmıyor musun? Yaşına başına bakmıyor, çocuğum yerinde. Önce dizini hafiften dayadı. Kazadır dedim, aldırmadım. Sonra biraz daha dayadı. Ondan sonra
sürtünme mürtünme derken eli hafiften bacağımı yoklamaya başladı. Çocuğum benden bir cevap yok, onu da mı anlamıyorsun? Hıyar mısın sen?" diye bağırdı. Daha sonra "Ben şimdi sahneye çıkacağım ama örtünüp çıkayım" diyerek elbisesinin üzerine şal alan Müjde Ar, sahneye çıktıktan sonra, "Aslında ben niye örtünüyorum? Suçlu değilim ki; suçlu olanlar utansın" diyerek şalı fırlatıp attı. Daha sonra bir konuşma yapan Ar, gösterdiği bu tavrın normalde Türkiye‘de kadınların gösterdiği bir reaksiyon olmadığını
söyledi. Ar, "Toplumun her kesiminde Kakılmış olsun, benim gibi kadınlar, aydın kadınlar, eğitimli, eğitimsiz her kadın biliyoruz ki her türlü şiddete, tacize maruz kalıyor. Ama tacize uğrayan kadın toplum tarafından suçlanıyor. ‘Hak etmiştir canım, kuyruk sallamıştır, ya böyle de giyinilmez ki kardeşim, şuna bak Müjde Ar gibi açmış orasını burasını‘ deniyor. Acaba suçlu kim? Asıl suç yapanı cezalandırmayan sistemde değil mi? Asıl suç, Fatmagül‘ün donunu, şişme bebeğini satan anlayışta değil mi? Asıl
suç, erkeği değil de dekolteyi suçlayan sözde akademisyende hiç mi değil? Asıl suç, erkeği yücelten, kadına ‘sus‘ diyen; belki de ‘erkek o yapacak canım‘ diyen kadında değil mi acaba?" dedi.
"ÖPÜLESİ BARO"
"Artık yeter. Yıllardır korkutulduğumuz için susuyoruz. Sesimize ses bulduğumuz için artık susmuyoruz, korkmuyoruz, korkmayacağız" diyen Ar, Baro Başkanı Feyzioğlu ve yanındaki avukatların elini tutarak, "İçimizden geldiği gibi çığlık atıp, bize uzanan ellerle hayatımızı yeniden kazanacağız" dedi. Ar, ezber bozan filmler yapan bir kadın oyuncu olarak ezber bozan bu projede yer almaktan çok mutlu olduğunu da belirterek, bu proje ile bütün ezberlerin bozulacağına inandığını söyledi. Daha sonra Ankara
Barosu Başkanı Feyzioğlu‘nu öpen Ar‘ın, "Öpülesi baro‘ sözleri salonda kahkahalara neden oldu.
Gelincik Projesi ile dört duvar arasında sıkıştırılmış kadının hakları konusunda farkındalığı artırmak, kadına hakkını korumada ‘yanındayız‘ mesajı vermek, baronun fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik tacize uğrayan kadınların davalarına müdahil ve gözlemci olmak, kadın cinayetlerinin unutturulmaması için mücadele etmek hedefleniyor. Proje kapsamında şiddet gören kadınların ulaşabilmesi için ‘4444306‘ numaralı ‘Alo Gelincik Hattı‘ da devreye alınıyor. Buna göre, bu hattı arayan mağdurlara acilen
ulaşılacak, mağdur evinden alınacak ve Ankara Barosu Gelincik Merkezi‘ne getirilecek. Şiddet mağdurlarını uzman avukatlar kabul edecek ve yapılan görüşmeye göre Adli Tıp Kurumu‘ndan rapor alınması sağlanacak. İstekleri halinde mağdur kadınlara sığınma evlerine yerleşmeleri konusunda yardım edilecek.
Kaynak: İHA
Toplantıda bir konuşma yapan Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, bu projenin ‘toplumun kadından özür dileme projesi‘ olduğunu belirtti. Feyzioğlu, "Biz, Ankara Barosu avukatları olarak her gün öldürülen, ırzına geçilen, ezilen, kişiliği yok edilmek istenen, baskı altında tutulan, düşüncesini açıklaması en vahşi yöntemlerle engellenen kadınlarımızdan özür diliyoruz. Aslında kadınlarımız güçlü, akıllı, her türlü zorluğun üstesinden gelecek cesarete sahip. Fakat kadına karşı aşağılık komplekslerini,
yetersizlikleri, zavallılıkları tatmin edecek tek yol kaba kuvvet. Çünkü kadın fiziksel olarak o ilkel insanlara kıyasla güçlü değil. Ama daha akıllı, daha cesaretli, daha dayanıklı. Bu yüzden ilkel ellerin, vahşi ellerin şiddetine maruz kalıyor her gün" diye konuştu.
Ankara Barosu avukatları olarak bu acımasızlığın, sistemin ve toplumsal baskıların çaresiz bıraktığı mağdurların acısını ve sorumluluğu yüreklerinde taşıdıklarını belirten Feyzioğlu, "Ankara Barosu vahşete, ilkelliğe hiçbir zaman seyirci kalmadı. Ancak, şiddet azalacağına arttı. O yüzden daha fazla çaba sarf etmek zorundaydık. Toplumun bütün kesimleriyle el ele vermek, mücadeleyi çok boyutlu bir şekilde başka alanlara da kaydırmak zorundaydık. Her an kadının elinden tutmak, her an yanında olmak
zorundaydık. Böylece Gelincik Projesi doğdu. Niye gelincik? Çünkü gelincik en sert rüzgarlara direnen bir çiçek. Dağların yamaçlarında açar, rüzgarlarda, fırtınalarda çiçeğini asla dökmez; tıpkı kadınlarımız gibi. Çiçeğini dökmez; ta ki hoyrat bir el tarafından sökülüp koparılıncaya kadar" şeklinde konuştu.
"KEŞKE ACILAR, DARBELER DE MAKYAJ GİBİ KOLAY SİLİNSE"
Daha sonra ünlü tiyatro sanatçısı Yasemin Yalçın‘ın canlandırdığı ‘Kakılmış‘ karakterinin eşinden dayak yediği anlar sinevizyona yansıtıldı. Sinevizyon sürerken, sürpriz şekilde Kakılmış kostümüyle sahneye çıkan Yasemin Yalçın, karakterini oynamaya devam etti. Daha sonra başındaki kostümünü ve yüzündeki yara izlerini mendille silerek çıkarmaya başlayan Yalçın, "Komik değil mi? Oynarken öyle. Ama gerçek hayatta böyle olmadığını, bu morlukların, bu acıların, bu darbelerin bu kadar kolay silinmediğini
hepimiz çok iyi biliyoruz. Keşke bu makyaj kadar kolay çıkabilse, acının, darbelerin ve hayal kırıklıklarının acısı. Olmuyor, olamıyor. Yani bugüne kadar olamadı ya da olanlar yetersiz kaldı. Ama ben bugün umutluyum. Türkiye‘de her üç kadından biri sevdiği adam tarafından şiddete maruz kalıyor. Vuranın vurduğu yeri toplum görmezden geliyor. Ama aynalar asla yalan söylemiyor, rakamlar da. Rakamlara göre kadına yönelik şiddet her geçen gün daha da yükselmeye devam ediyor. Bu topraklarda her geçen gün kadına
kalkan el, kadının naçar bedenine saplanan bıçak, sırtına doğru uzanan namlu, namus adı altında meşrulaştırılıyor. ‘Erkektir hakkıdır, karı koca arasına girilmez, kadın değil mi canım hak etmiştir‘ cümleleri hiç utanmadan, hiç sıkılmadan sarf ediliyor. Artık şiddet üçüncü sayfaların ana malzemesi, akşam haberlerinin birinci cümlesi olarak geçiyor. Ama asla gündem oluşturmuyor. Kocalar, sevgililer, ağabeyler, hatta dayılar, amcalar. Doğrusu ben bir oyuncu olarak payıma düşeni senelerdir yaptığımı
düşünüyorum. Yıllarım kadınlar dayak yemesin diye dayak yiyerek geçti" şeklinde konuştu.
"HIYAR MISIN SEN?"
Yalçın‘ın konuşmasının ardından bir baro avukatı proje hakkında bilgi vermeye başladı. Tam bu sırada izleyiciler arasında oturan ünlü oyuncu Müjde Ar, birden ‘Yeter‘ diye bağırdı ve yanındaki erkeğin kendisini taciz ettiğini söyleyerek tokat attı. Ayağa kalkan ve bağırmaya devam eden Ar, "Terbiyesiz. Nereden buldun bu cesareti. Dekolte giydim diye mi? Utanmıyor musun? Yaşına başına bakmıyor, çocuğum yerinde. Önce dizini hafiften dayadı. Kazadır dedim, aldırmadım. Sonra biraz daha dayadı. Ondan sonra
sürtünme mürtünme derken eli hafiften bacağımı yoklamaya başladı. Çocuğum benden bir cevap yok, onu da mı anlamıyorsun? Hıyar mısın sen?" diye bağırdı. Daha sonra "Ben şimdi sahneye çıkacağım ama örtünüp çıkayım" diyerek elbisesinin üzerine şal alan Müjde Ar, sahneye çıktıktan sonra, "Aslında ben niye örtünüyorum? Suçlu değilim ki; suçlu olanlar utansın" diyerek şalı fırlatıp attı. Daha sonra bir konuşma yapan Ar, gösterdiği bu tavrın normalde Türkiye‘de kadınların gösterdiği bir reaksiyon olmadığını
söyledi. Ar, "Toplumun her kesiminde Kakılmış olsun, benim gibi kadınlar, aydın kadınlar, eğitimli, eğitimsiz her kadın biliyoruz ki her türlü şiddete, tacize maruz kalıyor. Ama tacize uğrayan kadın toplum tarafından suçlanıyor. ‘Hak etmiştir canım, kuyruk sallamıştır, ya böyle de giyinilmez ki kardeşim, şuna bak Müjde Ar gibi açmış orasını burasını‘ deniyor. Acaba suçlu kim? Asıl suç yapanı cezalandırmayan sistemde değil mi? Asıl suç, Fatmagül‘ün donunu, şişme bebeğini satan anlayışta değil mi? Asıl
suç, erkeği değil de dekolteyi suçlayan sözde akademisyende hiç mi değil? Asıl suç, erkeği yücelten, kadına ‘sus‘ diyen; belki de ‘erkek o yapacak canım‘ diyen kadında değil mi acaba?" dedi.
"ÖPÜLESİ BARO"
"Artık yeter. Yıllardır korkutulduğumuz için susuyoruz. Sesimize ses bulduğumuz için artık susmuyoruz, korkmuyoruz, korkmayacağız" diyen Ar, Baro Başkanı Feyzioğlu ve yanındaki avukatların elini tutarak, "İçimizden geldiği gibi çığlık atıp, bize uzanan ellerle hayatımızı yeniden kazanacağız" dedi. Ar, ezber bozan filmler yapan bir kadın oyuncu olarak ezber bozan bu projede yer almaktan çok mutlu olduğunu da belirterek, bu proje ile bütün ezberlerin bozulacağına inandığını söyledi. Daha sonra Ankara
Barosu Başkanı Feyzioğlu‘nu öpen Ar‘ın, "Öpülesi baro‘ sözleri salonda kahkahalara neden oldu.
Gelincik Projesi ile dört duvar arasında sıkıştırılmış kadının hakları konusunda farkındalığı artırmak, kadına hakkını korumada ‘yanındayız‘ mesajı vermek, baronun fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik tacize uğrayan kadınların davalarına müdahil ve gözlemci olmak, kadın cinayetlerinin unutturulmaması için mücadele etmek hedefleniyor. Proje kapsamında şiddet gören kadınların ulaşabilmesi için ‘4444306‘ numaralı ‘Alo Gelincik Hattı‘ da devreye alınıyor. Buna göre, bu hattı arayan mağdurlara acilen
ulaşılacak, mağdur evinden alınacak ve Ankara Barosu Gelincik Merkezi‘ne getirilecek. Şiddet mağdurlarını uzman avukatlar kabul edecek ve yapılan görüşmeye göre Adli Tıp Kurumu‘ndan rapor alınması sağlanacak. İstekleri halinde mağdur kadınlara sığınma evlerine yerleşmeleri konusunda yardım edilecek.